Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Sevdiğiniz Şiirler

benden ısrarla nefsimi ıslah etmemi istediler
nerede bende o göz
var mı bende öylesine bir dirim
nefsimi
söylesinler kimler hesabına ıslah edecekmişim
sayıp dökülecek cinsten şeyler mi
nefsimi ayarlayacağım şeyler
kitapta yeri var mı benden istenenlerin
çizmiş mi müstakbel şemailimi kalem
cevapsız bırakıldıysam nasıl
imkân dahiline girer bu estetikten yoksun
müstamel ahaliye yeltenmem
yürüdüm yürüyüş ritmime uygun bir yol
bulacak gibi oldumsa da çıplak gözüm
tipi çıkınca lapa karla örtülen
yön tayini işaretini görmedi
tutamak bildiğim içimdeki okun seyri
yüküm her gün biraz daha
ağırlaştığı için yavaşım
yaşımın ilerlediğini merceğimin gevşediğini
gördükleri için yoldan çıkacağımı sanan kalpazanların
alnını karışlarım


İsmet Özel
 
Desem Ki

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin.

Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
Cahit Sıtkı Tarancı
 
Bir şey var aramızda
Senin bakışlarından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benimse dilimin ucunda

Nahit Ulvi Akgün

Eşimle beni yani bizi bu kadar iyi anlatan bir şiir yoktur herhalde acayip seviyorum bu şiiri.
 
Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli
 
Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eder
Benim can vermeye dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-u mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yuklu kervanım mı var

Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlam noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Karac'oğlan der ki, ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk'tan özge sevdiğim mi var

Karacaoğlan
 
Bir kedinin yatağa sıçramasını
bekler gibi
beklerken
ölümü

karım için çok üzülüyorum
sertleşmiş
solgun
bedenimi
görecek

bir kez, belki de
iki kez sarsacak:

'Hank! '

cevap vermeyecek
Hank.

ölüm değil beni
endişelendiren, bu hiçlik
yığını ile kalacak olan
karım.

ama birlikte uyuduğumuz
bütün o gecelerin
hatta yararsız tartışmaların
bile
harikulade şeyler
olduğunu bilmesini istiyorum

ve bu güne kadar
söyleyemediğim
o zor sözcükler
artık söylenebilir:

seni
seviyorum.

Charles Bukowski
 
Hicretsizlik

Hazret-i Ömer olsa, ağzımı yüzümü dağıtırdı.
İftar sonrası çay ve sigaralardan.
Hazret-i Ali, kale bile almazdı şu bitirme tezini.
Bir evsizle çorba içecek kadar cesur olmadığım duyulsa, Ensar kız vermezdi.
Medineli çocuklar, tebessümler fırlatırdı nefsim kanayana dek.
Tenimi ilk gazvede bırakıp kurtulmak.
Belki bakışlarıma mescidin kumları bile fazla.

Bir naat yazacak yaşa gelmedim henüz.
Ezberimde Rimbaud ve masamda Heidegger.
Bütün bildiklerim, sol cebimde silahsız bir şarjör olarak.
Beni şimdi en fazla casus yapar, kılığım da müsait.
Sakallarımdan ahirete iman ettiğim anlaşılmıyor.
Namaz kılarak bir dünyayı gözden çıkardığım söylenemez.
Kot pantolon, tişört, Beyoğlu ve iyi günler.
Kılığım da müsait; özel bir görev için hep burada,
Orta sınıf Kureyşliler arasında yaşamaya.

Bir naat yazacak kadar yaklaşamadım henüz.
Bankaya dilekçe yazıyorum, Boğaziçi’ne proposal.
Geceleri Namık Kemal’le gazeteler çıkarıyoruz.
Ona artık göğsümün daraldığını sormak istiyorum.
Göğsümü, yani bir tövbe gerekli; yani toprağa sokulmak.
Yani mesela, "yani" demek bile nasıl bir şiirsizlik.
Çünkü Mustafa Reşid Paşa, İngilizlerle Baltalimanı’nda.
Sonra birkaç savaş, sonra Kemalizm, sonra reklamlar.
Mescidi yıldızların altında,
Ve mescidinde yıldızlar.
Başımı kaldırsam bir, şu gavur dünyadan;
Şu çok yapışkan, çok sırnaşık ve sürtük.
Ey bin kocadan arta kalan ekonomik kalkınma.
Ey sehersiz, kuşluksuz, şafaksız uyanmalarım.
Ruhü’l-Kudüs, dudaklarımızı okuyor uzaktan.
Ne gelir elimizden Türk şiirinden başka?

Elyesa Koytak
 
Şakka danak şak danak
Dan da dadan şak şak
şak şuka şaka şuka
yahu şak yahu şak
Tırım trım şiki şiki baba şak şak
şakka danak şak danak
şaaaaak

-Anonim
 
Ağacı kıskanırım
Yemiş yüklü dalı var;
Bahar olsun, güz olsun,
Ne güzel masalı var.
İmrenirim arıya,
Petek petek balı var;
Konduğu çiçeklerin
Pembesi var, alı var...

Cahit Sıtkı Tarancı
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık