Bomboş ovalarda at sürüp bir iki mağara denk getirmece oynamak beni sarmadı bir noktadan sonra feci sıktı hatta. Oyunun en zevk veren yani diğer tüm FS oyunlarda olduğu gibi özel olarak dizayn edilmiş bölgeler/haritalardı. Onu da zaten hepsinde deneyimliyorsun. ER abartılan bir oyun en çok da bu keşif hissi muhabbeti üzerinden abartılıyor.
Ikinci oynayışında da böyle hissetmiş miydin?
Beni açık haritası ilerleme konusunda rahatsız etmişti. Silah yükseltme taşları ve xp sistemi hiç bu haritaya uygun değildi. Bir de mağaralar ile bosslar çok tekrar etmeye başlıyor.
Ancak açık ovada koşturup mağara arıyormuş hissi bana sadece ilk oynayışımda oldu. O da caelid'in gölünde, karlı bölgenin fırtınalı yerinde ve büyü okulunun çevresinde olmuştu.
Küçük bi alanı veya yolu baya doldurmuşlar genellikle. Bi noktadan diğerine giderken arka arkaya yan görev, mağara, boss, silah falan var. O yolun kendisi de zaten özenle yerleştirilmiş düşmanlarla, kamplarla, falan dolu oluyordu. Boş arazide spawnlanmışlar gibi hissettirmiyordular. Tüm mağaraları çıkarsak bile boş hissettirmezdi bence.
Ovada atla koşup mağara arama hissini oyunun %90'ında yaşamadım yani. Dolu bi yolda düşman temizleyerek ve bişeyler toplayarak ilerlerken bi yandan mağara, kulübe veya boss buluyormuşum gibiydi hep.