Tayfadaki herkes başta önemliydi zaten. (Usopp'u saymazsak tabi.)
Nami'nin işlevi çok büyüktü. Kadın Dünya Haritası yapacak kadın. Çocuk yaşta bir çok rotacıya parmak ısırtacak haritalar yapmış insan.
"King's compass"
Sadece bu sıfat bile başlı başına bir gerekçe.
Luffy'yi Raftel'e taşıyacak kişi. Ama her şekilde. Sadece geminin gideceği yönle değil, Luffy'nin atacağı adımlarla, alacağı kararlarla da.
Başta bu niyetle kurgulandığından hiç şüphem yok. Ve öyle de devam etti. Gerçekten güzel bir fikir ama tabiki o da değişti.
Bence bu değişimi biz en net şekilde Whole Cake'te gördük. Oda orada hem Sanji'ye, hem Nami'ye, hem de Luffy'ye asla yaptırmayacağı/yaptırmaması gereken bir şey yaptırdı.
Sanji, kaptanını dövdü.
Nami, tayfa üyelerinden birinden vazgeçti.
Luffy, Nami'ye "Kes sesini" dedi.
Bu kadın bu adamın pusulası, nasıl sözünü dinlemez. Hani evet, normalde de dinlemez ama bu seferki başka. Sahiden dinlemedi.
Pusulasını susturdu. Ki başka türlüsü de mümkün değildü çünkü Oda orada kendini açmaza aldı. Meksika açmazına şükrettirecek bir açmaza.
Bu olay bence Nami'nin hikaye için değer kaybedişinin en belirgin örneğidir.
Ve Sanji'nin gücünden dolayı ya da belki de sadece monster trio'nun savaşlardan dolayı daha fazla ön plana çıktığının göstergesidir.
He tabi boğaz da önemli ve Sanji yeri doldurulamaz bir karakter ama ben artık Oda'nın hikayenin başındaki bu önemli ve şahsına münhasır küçük detayları umursadığını düşünmüyorum. Bu nedenle hikaye tadını kaybetti zaten.
Ve yine bu nedenle Sanji artık daha vazgeçilemez biri.