Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Kozmer (Cosmere) Evreni

Akılçelen beni şaşırtmaya devam ediyor.
Hiç İngilizce zorlamadan Türkçe okuyacağım herhalde. Daha Aether of Night'a bile başlamadım zaten.
Aether of Night'ı yeni bitirdim, Sissoylu ikinci çağı tekrar okuyup Kayıp Metal'e geçeceğim, o zamana kadar çıkarsa ne âlâ... 1 aya falan çıksa çok süper olur.
 
Oathbringer da bitti. En yakın zamanda Savaş Ritmi'ne girişeceğim.. @seyyah @Tilqi_Gin
Karakterlerin karamsarlığını çok güzel işliyor. Kitabı da ele geçiriyor bu düşük mod. Okurken içim daralıyordu Shallan, Kaladin, Dalinar'ın berduş kısımlarını... Özellikle Dalinar'ın geçmişini okurken baya tuhaf hissettim. Güncel olarak okuduğumuz karakter ile parça parça geçmişi işlenen ve o kapanışı yapan karakter aynı mı demeden duramıyorsunuz. Zaten yaşadığı karakter gelişimi inanılmaz. Savrulup gidiyorken yavaş yavaş gelen o kabulleniş.. O şerefli adamdan beklenen bir şey olsa da yaşadıkları ve aldığı kararları parça parça gördükçe Garaz'ın karşısında "aha gitti dağ gibi adam" dedim. Kehanet de işin içine girince tamamen ümit bitmişti açıkçası. Kitabın zirve diyebileceğim noktası bu olmuştu benim için. Okurken bile bir an Dalinar vs Kaladin canlanmıştı gözümde.. Neyse ki o düğümü atmadı yazar.. Bir de Szeth'i tekrar süper gelişmiş düşman olarak görmekten çekiniyordum. Böyle tekrarlar ucuz japon şonenciliğine kaçardı, iyi ki girmiyor o topa da..
Kaladin ve Parshmen etkileşimi de karakteri için harika bir tercih olmuş. Yeni doğan bir kardeş ve ardından düşmanın(?) gözünden olaya bakması. Asıl twist patladığında da en az etkilenenlerden biri oluyor. Çünkü karşı tarafı canavarlaştırmaktan çok önce kaçınmaya başlamıştı.

Yazdıkça yazası geliyor insanın fakat çok fazla olay var. Üstelik soru işaretlerinin bir çoğu da cevaplanıyor. Dünyalar arası yolculuk daha belirgin hale gelmiş. Büyük twist de gelip surata çarpıyor. Üstelik sadece okuyucu değil oradaki halkların da suratına çarpıyor. Sözleri verenlerin eylemleri haliyle daha anlaşılır hale geliyor.. Tüm o karmaşa ve kaostan sonra kapanışı düğünle yapmak da okuyucuya derin bir nefes aldırıyor zaten. Tekrar tekrar dile getirmekten bıkmayacağım ama hikayenin tansiyonunu harika ayarlıyor by Sanderson..


Anlamadığım bir iki kısım var.


*Sazeth'in yanındaki Nin diye hitap ettiği kişi geçmişte yemini bozan parlayan şövalyelerden biri miydi? Elçi olarak kalmış aklımda. Fakat aradaki farkı da tam olarak anlamadım. Herhangi malum yeminleri edip spren ile bağ kurduğun zaman parlayan şovalye oluyorsun. Elçi ise Şeref'in özel olarak yarattığı şeyler.. Yokelçiler Spren fakat elçilerde böyle bir durum yok galiba. Moash'ın gidip öldürdüğü de Elçi'lerden biriydi fakat başka bir yerde en şerefli insan olarak tanımlanıyordu. O kısımlar kötü karıştı bende. Aksiyonun başlamasıyla da geriye dönük okuma yapamadım açıkçası.
 
Oathbringer da bitti. En yakın zamanda Savaş Ritmi'ne girişeceğim.. @seyyah @Tilqi_Gin
Karakterlerin karamsarlığını çok güzel işliyor. Kitabı da ele geçiriyor bu düşük mod. Okurken içim daralıyordu Shallan, Kaladin, Dalinar'ın berduş kısımlarını... Özellikle Dalinar'ın geçmişini okurken baya tuhaf hissettim. Güncel olarak okuduğumuz karakter ile parça parça geçmişi işlenen ve o kapanışı yapan karakter aynı mı demeden duramıyorsunuz. Zaten yaşadığı karakter gelişimi inanılmaz. Savrulup gidiyorken yavaş yavaş gelen o kabulleniş.. O şerefli adamdan beklenen bir şey olsa da yaşadıkları ve aldığı kararları parça parça gördükçe Garaz'ın karşısında "aha gitti dağ gibi adam" dedim. Kehanet de işin içine girince tamamen ümit bitmişti açıkçası. Kitabın zirve diyebileceğim noktası bu olmuştu benim için. Okurken bile bir an Dalinar vs Kaladin canlanmıştı gözümde.. Neyse ki o düğümü atmadı yazar.. Bir de Szeth'i tekrar süper gelişmiş düşman olarak görmekten çekiniyordum. Böyle tekrarlar ucuz japon şonenciliğine kaçardı, iyi ki girmiyor o topa da..
Kaladin ve Parshmen etkileşimi de karakteri için harika bir tercih olmuş. Yeni doğan bir kardeş ve ardından düşmanın(?) gözünden olaya bakması. Asıl twist patladığında da en az etkilenenlerden biri oluyor. Çünkü karşı tarafı canavarlaştırmaktan çok önce kaçınmaya başlamıştı.

Yazdıkça yazası geliyor insanın fakat çok fazla olay var. Üstelik soru işaretlerinin bir çoğu da cevaplanıyor. Dünyalar arası yolculuk daha belirgin hale gelmiş. Büyük twist de gelip surata çarpıyor. Üstelik sadece okuyucu değil oradaki halkların da suratına çarpıyor. Sözleri verenlerin eylemleri haliyle daha anlaşılır hale geliyor.. Tüm o karmaşa ve kaostan sonra kapanışı düğünle yapmak da okuyucuya derin bir nefes aldırıyor zaten. Tekrar tekrar dile getirmekten bıkmayacağım ama hikayenin tansiyonunu harika ayarlıyor by Sanderson..


Anlamadığım bir iki kısım var.

*Sazeth'in yanındaki Nin diye hitap ettiği kişi geçmişte yemini bozan parlayan şövalyelerden biri miydi? Elçi olarak kalmış aklımda. Fakat aradaki farkı da tam olarak anlamadım. Herhangi malum yeminleri edip spren ile bağ kurduğun zaman parlayan şovalye oluyorsun. Elçi ise Şeref'in özel olarak yarattığı şeyler.. Yokelçiler Spren fakat elçilerde böyle bir durum yok galiba. Moash'ın gidip öldürdüğü de Elçi'lerden biriydi fakat başka bir yerde en şerefli insan olarak tanımlanıyordu. O kısımlar kötü karıştı bende. Aksiyonun başlamasıyla da geriye dönük okuma yapamadım açıkçası.
Bu yüzden diyoruz kardeş yavaş oku diye:D.
Elçiler 5 erkek 5 kadından oluşan 10 kişilik bir grup. Hepsi insan. Bunlar yaşamış büyük kişilikler, Jezrien kral vs, burada çok ayrıntıya girmedi yazar. Bunlar gönüllü olarak Şeref'e gidiyor. Şeref (Tanavast)bu Elçilere Şeref kılıçlarını veriyor ve Elçiler de sürekli doğan düşmanı Braize'ye hapsetmek için onlar ile birlikte o gezegene gidiyorlar. Yemin Sözleşmesi.
Parlayan Şövalye kavramı sprenlerin Şeref'in Elçilere verdiği Şeref Kılıçlarının taklit etmesi ile oluşmuş bir kavram. Yani Elçiler Parlayan Şövalyelerden önce. Tabi bu Parlayan Şövalyelerin kuruluşundaki İshar(Elçi) de bazı kuralların belirlenmesinde de etkili bir rol oynuyor sanırım, epigraflarda buna işaret eden bir şeyler vardı diye hatırlıyorum.

Her neyse Elçiler Tarikatlardan önceler ama Tarikatlar oluşunca Elçiler kendi Şeref Kılıçlarının gücünü taklit eden tarikatların hamisi ve yol göstereni oluyorlar, örnek Jezrien'in Rüzgarkoşucuların hamisi olması vs.
Neyse Elçiler Braize'ye gidiyorlar ama Yemin Sözleşmesi gereği biri bile düşmanın geçmesine izin verirse bir açık oluşuyor ve düşman tekrar geliyor, Issızlık başlıyor vs. Her neyse Kralların Yolunun başında da gördüğümüz gibi 9 Elçi Braize'ye dönmeyi reddedip düşmana asla geçit vermemiş olan olan Talenelat'ın (veya Taln)tek başına Braize'ye dönmesine izin veriyorlar.
Ama Roshar'da kalan Elçiler de çok stabil bir durumda değiller hem binlerce yıl Braizede gördükleri işkence, hem uzun yaşamdan dolayı hem de duydukları suçlulardam dolayı hem duygusal hem de mental olarak hastalar. Jezrien'i de deli olarak Dalinar flashbackinde bir yerde görüyorduk, içki aramaya çalıştığı zaman konuştuğu bir deli vardı. O Jezriendi.

Tarikatlar kurulunca Parlayan Şövalye olup da bir sprene bağlanan tel Elçi olmuş bilinen, Nalan-Nale-Nin. Bu bilgi de cepte.

Neyse Parlayan Şövalyeler dağılıyor ancak bir tarikata hamilerinin de gözetmesi ile dağılmıyor ve nedendir tam bilinmez Issızlık gelmesin diye diğer tarikatların yeniden kurulmasını sağlayacak şekilde sprenlerle bağlantı kuran herkesi yok etmeye çalışıyorlar. Bu da cepte.

Neyse işte Oathbringer'da düşman Jezrien'i deli deli oturduğu yerde bulup özel bir hançer ile Moash'a bıçaklattırıyor( Elçiler de ölmüyordu hatırlarsan). Hançerin ne yaptığı/yapmaya çalıştığı Savaş Ritmi spoilerı.
Biraz daha yazasım var ama şimdilik bu kadar yeter. Yarın devam ederim.
 
Bu yüzden diyoruz kardeş yavaş oku diye:D.
Elçiler 5 erkek 5 kadından oluşan 10 kişilik bir grup. Hepsi insan. Bunlar yaşamış büyük kişilikler, Jezrien kral vs, burada çok ayrıntıya girmedi yazar. Bunlar gönüllü olarak Şeref'e gidiyor. Şeref (Tanavast)bu Elçilere Şeref kılıçlarını veriyor ve Elçiler de sürekli doğan düşmanı Braize'ye hapsetmek için onlar ile birlikte o gezegene gidiyorlar. Yemin Sözleşmesi.
Parlayan Şövalye kavramı sprenlerin Şeref'in Elçilere verdiği Şeref Kılıçlarının taklit etmesi ile oluşmuş bir kavram. Yani Elçiler Parlayan Şövalyelerden önce. Tabi bu Parlayan Şövalyelerin kuruluşundaki İshar(Elçi) de bazı kuralların belirlenmesinde de etkili bir rol oynuyor sanırım, epigraflarda buna işaret eden bir şeyler vardı diye hatırlıyorum.

Her neyse Elçiler Tarikatlardan önceler ama Tarikatlar oluşunca Elçiler kendi Şeref Kılıçlarının gücünü taklit eden tarikatların hamisi ve yol göstereni oluyorlar, örnek Jezrien'in Rüzgarkoşucuların hamisi olması vs.
Neyse Elçiler Braize'ye gidiyorlar ama Yemin Sözleşmesi gereği biri bile düşmanın geçmesine izin verirse bir açık oluşuyor ve düşman tekrar geliyor, Issızlık başlıyor vs. Her neyse Kralların Yolunun başında da gördüğümüz gibi 9 Elçi Braize'ye dönmeyi reddedip düşmana asla geçit vermemiş olan olan Talenelat'ın (veya Taln)tek başına Braize'ye dönmesine izin veriyorlar.
Ama Roshar'da kalan Elçiler de çok stabil bir durumda değiller hem binlerce yıl Braizede gördükleri işkence, hem uzun yaşamdan dolayı hem de duydukları suçlulardam dolayı hem duygusal hem de mental olarak hastalar. Jezrien'i de deli olarak Dalinar flashbackinde bir yerde görüyorduk, içki aramaya çalıştığı zaman konuştuğu bir deli vardı. O Jezriendi.

Tarikatlar kurulunca Parlayan Şövalye olup da bir sprene bağlanan tel Elçi olmuş bilinen, Nalan-Nale-Nin. Bu bilgi de cepte.

Neyse Parlayan Şövalyeler dağılıyor ancak bir tarikata hamilerinin de gözetmesi ile dağılmıyor ve nedendir tam bilinmez Issızlık gelmesin diye diğer tarikatların yeniden kurulmasını sağlayacak şekilde sprenlerle bağlantı kuran herkesi yok etmeye çalışıyorlar. Bu da cepte.

Neyse işte Oathbringer'da düşman Jezrien'i deli deli oturduğu yerde bulup özel bir hançer ile Moash'a bıçaklattırıyor( Elçiler de ölmüyordu hatırlarsan). Hançerin ne yaptığı/yapmaya çalıştığı Savaş Ritmi spoilerı.
Biraz daha yazasım var ama şimdilik bu kadar yeter. Yarın devam ederim.
Kralların Yolu'nun başındaki girişi hatırladım, hatta kendim de baktım ama bulamadım girişi. Kitabın başında diye aklımda kalmıştı. İki cilde de baktım, göremeyince zaten sorayım dedim. Prologlara şimdi dönüp bakınca çoğu çok daha anlaşılır halde duruyor. Yoksa okurken bir şeyler çıkarmak neredeyse imkansız. Geriye dönük okuma istiyor seri, en azından prologlar için şart gibi bir şey.
Braize gezegeni kısmını kaçırmışım ama. Hapsoldukları yeri başka bir boyut olarak düşünmüştüm.

Garaz dediklerini de insanlar getirdi deniliyordu fakat nasıl geldiği yazmıyordu yanılmıyorsam. Savaş Ritmi spoiler sanırım bu kısım da. Shallan'ın içinde bulunduğu örgüte son kitapta çok az değinildi. Son kısma kadar taşındıysa onlar da büyük olayların parçası olarak verilecek. Başta Moash'ın çalıştığı grupla aynı grup olduklarını bile düşünmüştüm, hatta Shallan ile Kaladin'in o buluşmaların birinde karşılaşacaklarını düşünüyordum.
 
Kralların Yolu'nun başındaki girişi hatırladım, hatta kendim de baktım ama bulamadım girişi. Kitabın başında diye aklımda kalmıştı. İki cilde de baktım, göremeyince zaten sorayım dedim. Prologlara şimdi dönüp bakınca çoğu çok daha anlaşılır halde duruyor. Yoksa okurken bir şeyler çıkarmak neredeyse imkansız. Geriye dönük okuma istiyor seri, en azından prologlar için şart gibi bir şey.
Braize gezegeni kısmını kaçırmışım ama. Hapsoldukları yeri başka bir boyut olarak düşünmüştüm.

Garaz dediklerini de insanlar getirdi deniliyordu fakat nasıl geldiği yazmıyordu yanılmıyorsam. Savaş Ritmi spoiler sanırım bu kısım da. Shallan'ın içinde bulunduğu örgüte son kitapta çok az değinildi. Son kısma kadar taşındıysa onlar da büyük olayların parçası olarak verilecek. Başta Moash'ın çalıştığı grupla aynı grup olduklarını bile düşünmüştüm, hatta Shallan ile Kaladin'in o buluşmaların birinde karşılaşacaklarını düşünüyordum.
Hatırladığım kadarıyla, olabildiğince Oathbringer kitabının içinde kalmaya çalışmıştım yazıda.
Bir an Braize kitapta geçmemiş miydi acaba dedim de epubdan aratınca buldum.
Kitabın başlarında bir yerde Fırtınababa Dalinar'lara Yemin Sözleşmesini falan anlatıyor. Orada şöyle bir ifade geçiyor.
Elçiler Ölülerin Sprenlerini Sizin Cehennem dediğiniz yere kitlediler.

Kitabın sonunda da Nale Szeth ile konuşurken " Braize'da geçen yüzyıllar-sizin Cehennem dediğiniz yer- hissetme yeteneğimi benden çaldı" gibi bir laf söylüyordu.

Garaz(Odium) Adonalsium'un 16 paresinden şu anlık bildiğimiz bilgilere göre en tehlikeli olanı. Diğer pare taşıyanlar(Vessel) bir gezegenlere yerleşip oraların tanrıları vs olmuşken bu Odium diğer Pareleri bulup parçalamak için çalışmaya başlıyor. Elantris'teki iki Parenin Vessellerini yok etti, o parelerin gücünü de bir şekilde Bilişsel Aleme kitledi. Elantris'teki gezegendeki(Sel) bazı büyüsel sıkıntıların kaynağı da bu. Farklı Parelerle karşılaşması da olmuş, 4. kitap epigraflarında bir mektupta az buçuk bazı bilgiler veriliyor.

İnsanlar Ashyn gezegeninde yaşarlarken Odium onların tanrıları idi. İnsanlar Ashyn'i Dalgabağlama(direkt Roshar'daki büyü olarak düşünme, Dalgabağlama genel büyü için Roshar ahalisi tarafından kullanılan bir terim) ile gezegenlerini yok ettikten sonra Roshar'dan sığınma istiyorlar. Şeref onları gezegene kabul ediyor ama Odium da sıra size geldi diyerek Roshar'daki Pareler ile savaşa başlıyor. Şeref bu savaşta ölürken(tabi bu böyle kısa sürede olmuyor, Son Issızlık veya bir öncekine kadar Şeref tam ölüyor, uzun süreli bir ölüm) bir şekilde Odium'u Roshar sistemine hapis etmeyi başarıyor. Böylelikle Odium da bu sistemden ayrılamıyor.

Böylelikle uzun bitmeyen savaş böyle devam edegeliyor bu zamana kadar. Odium ayrılamıyor, insanlar vazgeçmiyor. Sürekli Issızlıklar ve Issızlıklar. Son olarak Elçiler Taln'ı yalnız bırakıyor ve Yemiz Sözleşmesini terk ediyor. Neyse bir şekilde artık bir şekilde Braize'deki engel aşıldı ve Kaynaşıklar(Fused) artık eskisi gibi ölmeden sürekli geri gelebiliyorlar.

Şimdiki bilginle şu anlık 3 örgüt var.

Hayaletkanlar
Şerefin Oğulları
Diyagramcılar

Tabi bir de Semadeşenler var Hıyanette dağılmayan tek Parlayan Şövalye Tarikatı. Sadece sprene bağlanmışlar değil, farklı kişileri de barındırıyor

Diyagramcılar Taravangian ve ona bağlı olanlar. Moash'ın bağlı olduğu Graves ve avanesi Diyagram'a bağlı.

Amaram Şerefin Oğullarına bağlı. Restares örgütün lideri konumunda.

Hayaletkanlar da Mraize'nin olduğu grup. Hayaletkanlar Roshar ile sınırlı değil, Kozmer genelinde etkili olan bir grup. Mraize'nin babskının maskesini gördün, onun kökeni hakkında bir fikrin oluşmuştur belki. Tabi diğer Kozmer kitaplarını okuyabildiysen. Örgütün lideri Thaidakar.
 
Hatırladığım kadarıyla, olabildiğince Oathbringer kitabının içinde kalmaya çalışmıştım yazıda.
Bir an Braize kitapta geçmemiş miydi acaba dedim de epubdan aratınca buldum.
Kitabın başlarında bir yerde Fırtınababa Dalinar'lara Yemin Sözleşmesini falan anlatıyor. Orada şöyle bir ifade geçiyor.
Elçiler Ölülerin Sprenlerini Sizin Cehennem dediğiniz yere kitlediler.

Kitabın sonunda da Nale Szeth ile konuşurken " Braize'da geçen yüzyıllar-sizin Cehennem dediğiniz yer- hissetme yeteneğimi benden çaldı" gibi bir laf söylüyordu.

Garaz(Odium) Adonalsium'un 16 paresinden şu anlık bildiğimiz bilgilere göre en tehlikeli olanı. Diğer pare taşıyanlar(Vessel) bir gezegenlere yerleşip oraların tanrıları vs olmuşken bu Odium diğer Pareleri bulup parçalamak için çalışmaya başlıyor. Elantris'teki iki Parenin Vessellerini yok etti, o parelerin gücünü de bir şekilde Bilişsel Aleme kitledi. Elantris'teki gezegendeki(Sel) bazı büyüsel sıkıntıların kaynağı da bu. Farklı Parelerle karşılaşması da olmuş, 4. kitap epigraflarında bir mektupta az buçuk bazı bilgiler veriliyor.

İnsanlar Ashyn gezegeninde yaşarlarken Odium onların tanrıları idi. İnsanlar Ashyn'i Dalgabağlama(direkt Roshar'daki büyü olarak düşünme, Dalgabağlama genel büyü için Roshar ahalisi tarafından kullanılan bir terim) ile gezegenlerini yok ettikten sonra Roshar'dan sığınma istiyorlar. Şeref onları gezegene kabul ediyor ama Odium da sıra size geldi diyerek Roshar'daki Pareler ile savaşa başlıyor. Şeref bu savaşta ölürken(tabi bu böyle kısa sürede olmuyor, Son Issızlık veya bir öncekine kadar Şeref tam ölüyor, uzun süreli bir ölüm) bir şekilde Odium'u Roshar sistemine hapis etmeyi başarıyor. Böylelikle Odium da bu sistemden ayrılamıyor.

Böylelikle uzun bitmeyen savaş böyle devam edegeliyor bu zamana kadar. Odium ayrılamıyor, insanlar vazgeçmiyor. Sürekli Issızlıklar ve Issızlıklar. Son olarak Elçiler Taln'ı yalnız bırakıyor ve Yemiz Sözleşmesini terk ediyor. Neyse bir şekilde artık bir şekilde Braize'deki engel aşıldı ve Kaynaşıklar(Fused) artık eskisi gibi ölmeden sürekli geri gelebiliyorlar.

Şimdiki bilginle şu anlık 3 örgüt var.

Hayaletkanlar
Şerefin Oğulları
Diyagramcılar

Tabi bir de Semadeşenler var Hıyanette dağılmayan tek Parlayan Şövalye Tarikatı. Sadece sprene bağlanmışlar değil, farklı kişileri de barındırıyor

Diyagramcılar Taravangian ve ona bağlı olanlar. Moash'ın bağlı olduğu Graves ve avanesi Diyagram'a bağlı.

Amaram Şerefin Oğullarına bağlı. Restares örgütün lideri konumunda.

Hayaletkanlar da Mraize'nin olduğu grup. Hayaletkanlar Roshar ile sınırlı değil, Kozmer genelinde etkili olan bir grup. Mraize'nin babskının maskesini gördün, onun kökeni hakkında bir fikrin oluşmuştur belki. Tabi diğer Kozmer kitaplarını okuyabildiysen. Örgütün lideri Thaidakar.
Lore için biraz daha çaba sarf etmem gerekecek. Normalde okuma yapmayı severim ama hikayede güncele gelmediğim için sağı solu karıştıramıyorum. Kayıprıhtıma bakarken Kaladin ve 4. yemini hakkında zart diye spoiler yiyince hepten uzaklaştım... Biraz o yüzden çabucak hikayede güncele gelmek istiyorum aslında.
Sissoylu'daki Harap paresinden daha farklı zaten Garaz. Daha insani bir yanı var sanki. Epigrafları tüm seri bitince tekrar okuyacağım. Öncesinde çok havada duruyor oradaki 2 satırlık sözler.

Kitapta yok ama Şeref Odium'u dışarıda tutamaz mıydı? İnsanları kabul etmesi bir yana.. Bir de son ıssızlık üzerinden çok uzun zaman geçti deniliyordu. İnsanlara toparlama için ilk kez hiç olmadığı kadar zaman verildi gibi konuşulmuştu ama sanki ara ara sürekli ıssızlıklar olmuş gibi anlatıldı.
 
Lore için biraz daha çaba sarf etmem gerekecek. Normalde okuma yapmayı severim ama hikayede güncele gelmediğim için sağı solu karıştıramıyorum. Kayıprıhtıma bakarken Kaladin ve 4. yemini hakkında zart diye spoiler yiyince hepten uzaklaştım... Biraz o yüzden çabucak hikayede güncele gelmek istiyorum aslında.
Sissoylu'daki Harap paresinden daha farklı zaten Garaz. Daha insani bir yanı var sanki. Epigrafları tüm seri bitince tekrar okuyacağım. Öncesinde çok havada duruyor oradaki 2 satırlık sözler.

Kitapta yok ama Şeref Odium'u dışarıda tutamaz mıydı? İnsanları kabul etmesi bir yana.. Bir de son ıssızlık üzerinden çok uzun zaman geçti deniliyordu. İnsanlara toparlama için ilk kez hiç olmadığı kadar zaman verildi gibi konuşulmuştu ama sanki ara ara sürekli ıssızlıklar olmuş gibi anlatıldı.
Tutamıyor. Dediğim gibi Sel(Elantris) Pareleri bile Odium karşısında bir şey yapamamıştı. Odium bir yere İnvest etmedi, kendini bir gezegene Kuşatmadı. Geziyordu gönlünce.

Neyse Elçiler Yemin Sözleşmesini kurunca Braize'a gittiler ve düşmanı kitlediler. Tabi yemin ettik deyip de hemen vazgeçecek halleri yok. Dayanmışlar dayanmışlar, biri işkenceye dayanamayacak hale gelip bıraksa akın başlıyor Issızlık geliyor. Ama Yemin Sözleşmesi varlığını yitirmiyor, Elçiler Yemin Sözleşmesine bağlı halen, savaş başlayınca Elçiler Roshar'a gelip savaşı yönetiyor. Sözleşme devam ettiği için düşman Braize'de kitli kalıyor. Savaş bitince de Elçiler tekrar Braize'ye dönüyor.
Döngü böylece devam ediyor. Ama savaş büyük yıkım getiriyor. Medeniyet tamamen çöküyor, insanlık geriye gidiyor. Issızlık döngüleri de azalan aralıklarla devam ediyor. Elçiler de gittikçe dayanıksız hale geliyor. Ama bu süreç de Taln hiç ama hiç kırılmıyor. Elçiler sonunda bırakalım Taln'ı o tutsun yeter abi deyip artık bırakıyorlar.
Taln sayesinde de 4500 yıl boyunca Issızlık olmuyor, daha önce hiç olmamış bir aralık. Bu sayede İnsanlık gelişme olanağı buluyor daha önce hiç olmadığı kadar.

Taln meselesi ve düşmanından geri dönmesi konusunda ekstra durumlar da var, ama sonra.

Sissoylu ilk üçlemenin sonunun ilk kitabın ilk epigraflarında saklanması gibi Fırtınaışığı Arşivi ilk 2 kitabın epigraflarında hem 5. kitap hem 10. kitap sonuna foreshadowingler var.
 
@kekomancer sen Sissoylu ikinci çağı okumuş muydun?
Bir buçuk yıldan fazla olmuş okuyalı. Savaş ritmi ikinci cilde geçtim. Bitirince toptan yazcam:d
Evet. 2. Matem Bantları da bitti. Bu kitapla beraber 2. çağ biter zannediyordum. Ama bitmiyormuş. Kasım 2020'de gelecek kitap da gelmemiş sanırım. Kayıp Metal ismiyle 2022 sonları yazıyor webte zaten.
Başlarda sadece çelik itip ağırlıkla oynayan Wax'a alışması zor olmuştu. Bunun temel sebebi de eserdeki büyü sistemi. Daha birkaç gün önce bir düzine kafa atan bir sissoylu okumuştuk neticede... Tabi karakter tasarımıyla bunu kotarsa da başlarda alışmak baya biraz yormuştu.
Bu 2. çağdaki Allomansi ve Feru güjlerinin birleşimi çok ilginç gelmişti. Özellik aynı çiftlerde güjün katlanması ve Zaman ile ilgili kısımlar...
Miles'i okurken Son İmparator'un nasıl hayvani bir şey olduğunu net olarak anlıyorsun. İkinci çağda artık güj dengesi dediğimiz şey oturmuş. Zaten sissoylu denilen meret ortadan kalkınca baya dengeli her şey. Bir yerden sonra aksiyon da göze hoş gelmeye başlıyor.
Lessie kısmı çok üzmüştü bu arada... Ulan hiç beklemiyordum he. Son kitaptaki kapanış da biraz apar topar olmuş gibiydi sanki. Bir de çok fazla deus ex hissetmiştim okurken. Diğer kitaplarda bu dokunuşları bu denli hissetmemiştim.
Evet. Genel olarak severek okuduğumu söylemem lazım. 2. çağın bitmemiş olduğunu öğrenmiş olmak biraz üzse de yapacak bir şey yok sanırım:d
Gizli Tarih olan kitaba hala bakamadım. Çevirisi olmadığı için. Mecbur çevirisi olan diğer kitaplara geçeceğim. Ve gözüme çarpan 5 kitaplık Alcatraz serisi. En azından kendi içindeki hikayeyi bitirmiş görünüyor. Tabi o seriyi okurken araya Elantris'i de alacağım sanırım.
@seyyah @Tilqi_Gin
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık