Montana
Göz yaşlarının sel olduğu bir bölüm olmuş. 

Bölümü yazarken ben.Göz yaşlarının sel olduğu bir bölüm olmuş.![]()
Şunları bi ağız tadıyla haritadan silemedik iyi mi, gerçek devrimciler gibi saklanacak yeni bir delik bulmak üzere kaçtılar. Hayır bir de çocuk çizgi filmlerindeki kötü adamlar gibi "yine karşılaşacağız mıhahaha" diyerek kaçıyorlar. komedi ya.16. Bölüm - Adalet Savaşı: Sekizinci Kısım
Sensey ve Soldier Boy'un haki çarpışmaları tüm şiddetiyle devam etmektedir. Soldier Boy kalkanıyla Sensey ise tekmesiyle birbirlerine vurmaya çalışmaktadırlar. Çarpışmaların haki şiddetinden dolayı etraftaki ağaçlar parçalanmakta, haki yıldırımları boylu boyunca uzanmaktadır. Sensey hem ışık hem haki ile kapladığı tekmesiyle son sürat Soldier Boy'a doğru bir tekme savurur. Soldier Boy haki ile kapladığı kalkanı ile saldırıyı zar zor engelleyerek geriye doğru sürüklenir.
Sensey bunu gördükten sonra sırıtarak ''O kalkan şimdiye parçalanır sanıyordum. Silahlanma hakin sağlammış.'' der. Soldier Boy'da belli belirsiz bir sırıtışla karşılık verir. ''Senin de haki savunman beklediğimden sağlammış.'' Sensey gözlüğünü düzelttikten sonra ''Uzun zamandır böyle keyifli bir dövüşe girmemiştim.'' der. Birden sırıtan yüz ifadesi ve daha ses tonu daha ciddi bir hal alır. ''Ama artık oyun vakti bitti.'' Bunu demesinin ardından Soldier Boy'un üzerine hızla ışık lazerleri göndermeye başlar.
Soldier Boy lazerleri kalkanı ile bloklamaya çalışır. Nefes nefese kalmasına rağmen hepsini bloklamayı başarır. Sensey lazer göndermeyi bıraktıktan sonra ''Saldırılarımı güzel karşılıyorsun ama yorulduğunu görebiliyorum. Bu savaşın sonucu belli.'' der. Soldier Boy nefesini toplarken ''Ben olsam o kadar emin konuşmazdım.'' diyerek hafifçe gülümser. Ardından beline takılı olan bir el bombasını çıkarıp Sensey'e doğru fırlatır.
Sensey bombadan rahatlıkla kaçınabileceğini bildiği için telaş yapmadan bekler. Fakat beklemediği bir anda bomba daha ona ulaşmadan havada patlayarak etrafa sürüsüyle şarapnel parçası yayar. Sensey kaçınmaya çalışsa da bunların bir kısmı Sensey'in koluna ve bacağına saplanır. Sensey acıyla dişlerini sıkar. Soldier Boy tam bu anda kalkanını süratle Sensey'e doğru fırlatır. Kalkan hızla Sensey'in karnına isabet eder ve onu geriye fırlatarak bir ağaca çarpmasını sağlar.
Bağıran Sensey'in karnı kan içinde kalır. Karnına baktığında kalkanın karnını delmiş olduğunu fark eder. İçinden ''Bu kadar acı hissetmeyeli ne kadar zaman oldu?'' diye geçirir. O sırada Soldier Boy hiç beklemeden Sensey'in dibine gelir. Hakiyle kapladığı yumruklar ile Sensey'in yüzüne arka arkaya yumruklar atmaya başlar. Soldier Boy hırsla yumruklar savururken yüzü kan içinde kalan Sensey'in gözlüğü yere düşer.
Soldier Boy yumruk atmayı kestikten sonra yorulmuş bir şekilde lafa girer. ''Gerçek adaletle şimdi tanışacaksın.'' Bunu dedikten sonra Soldier Boy'un gövdesi parıldamaya başlar. Sensey Soldier Boy'un tekrar bir patlama yaratacağını anlayarak telaşa kapılır. Sensey aniden parıltı formuna geçerek çok parlak bir ışık yayar. Bu yoğun ışık karşısında Soldier Boy gözlerini açık tutamaz ve acı içinde geriye doğru çekilir. Sensey bu anı fırsat bilerek kollarını çapraz şekilde birleştirip havaya kaldırır. ''Yasakani no Magatama!'' diyerek bir sürü ışık lazeri yollar.
Soldier Boy önünü göremediği için lazerlerden kaçınamaz ve saldırılar vücuduna isabet eder. Lazerler vücudunu delip geçerek ona büyük bir hasar verir. Soldier Boy saldırı sonucu kanlar içinde sırt üstü yere düşer. Sensey karnına saplanmış olan kalkanı çıkarıp bir köşeye fırlatır. Eliyle karnındaki yarasını tutarak derin bir nefes alır. Ardından ışıktan bir kılıç yaratır. Kılıcı ile Soldier Boy'un üzerine doğru yürür. ''Bu keyifli dövüş için sağol. Seni iyi hatırlayacağım.'' der gülümseyerek.
Kılıcını saplamak üzereyken Soldier Boy Sensey'in ayağına bir tekme atarak bir anlığına dengesini kaybetmesini sağlar. O anda Soldier Boy yerde dönerek Sensey'den uzaklaşır. Zorlukla da olsa tekrar ayağa kalkmaya başarır. İkisi de ağır yaralı durumdadır ve sınırlarına yaklaştıklarının farkındadırlar. Sensey bıkkın bir suratla ''Yolun sonuna geldin. Pes et artık.'' der. Soldier Boy ise sırıtarak ''Aynısı senin içinde geçerli.'' cevabını verir.
Sensey ''Daha ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun?'' diyerek kaşlarını çatar. Soldier Boy yumruklarını sıkarak havaya kaldırır. Kararlı bir ifadeyle ''Bunu bütün gün yapabilirim.'' der. Sensey bu kararlığı takdir ettiğini hissederek iki elini birleştirerek havaya kaldırır. ''Öyleyse bunu kullanma vakti geldi.'' Soldier Boy ne yapmak üzere olduğunu merak ederken Sensey ''Seni çağırıyorum amca.'' der. Soldier Boy şaşkınlıkla ''Ne amcasından bahsediyorsun sen?'' diye sorar. Birden arkasında birinin belirdiğini hisseder.
Arkasını döndüğünde karşısında Sensey'in amcasını görür. Gördüğüne inanamaz bir halde ''Yoksa bu Japonya'daki çaycı amcan mı?'' der. Sensey'in amcası ''Sadece çaycı değil.'' diyerek sırıttıktan sonra ''Sahte Spoiler Tekniği!'' diye sesini yükselterek kolunu kaldırır. Soldier Boy aniden kafasının içinde bir spoiler görüntüsü dönmeye başlar. Ne yaparsa yapsın o spoilerı düşünmekten ve görmekten kurtulamaz. Soldier Boy ızdırap içinde kafasını tutarak bağırırken Sensey sırıtarak ''Japonya'dan bana spoiler sağlayan amcam bu.'' der.
Soldier Boy Akainu'nun Dragon'u dövdüğüne dair bir spoiler görüntüsünü devamlı görmektedir. Soldier Boy ''Hayır! Bu gerçek değil çıkar şunu kafamdan!'' diye feryat ederek can çekişirken Sensey'in amcası ona doğru yaklaşır. ''Acına son vereyim.'' demesinin ardından elindeki çay tepsisini hızla sallamaya başlar. ''Çaycı Damgası!'' diye bağırarak tepsiyle Soldier Boy'un kafasına sert bir şekilde vurur. Saldırının etkisiyle Soldier Boy daha fazla dayanamaz ve bilincini yitirerek olduğu yerde bayılır.
Sensey amcasına bakarak içtenlikle gülümser ve ''Teşekkürler amca.'' der. Amcası ise ''Ne demek yeğenim.'' diyerek başıyla onu selamlar. Ardından bedeni yavaşça kaybolmaya başlarken ''Artık gitsem iyi olur.'' der. Sensey'de ''Görüşürüz amca, hayırlı işler.'' diyerek çağırma tekniğinin sona ermesini bekler. Sonrasında yerde yatan Soldier Boy'un yanı başına gelir ve ona doğru eğilerek konuşur. ''Bizim adalet anlayışımız sandığınızdan daha güçlü.''
Devrimci Karargahı Kuzey Bölgesi Savaşı - Kazanan: Sensey
O esnada Sodex eline tekrar telefonunu alır ve Sensey'i aramayı dener. Keepr yenildiği için Amiral lobisinin telefonlarının iletişimini engelleyen gücüde ortadan kalkmıştır. Sodex Sensey'i aramayı başarır. Telefonu açan Sensey'e hemen ''İyi misin Sensey?'' diye sorar. Sensey güçlükle ''Pek iyi durumda değilim ama Soldier Boy'u yenmeyi başardım. Ya sen?'' diye sorar. Sodex bunu duyunca rahat bir nefes alarak ''Ben de Keepr'ı yenmeyi başardım.'' der.
Sensey ''Tebrikler. Şimdi diğerlerine ulaşmamız lazım.'' diyerek usulca gülümser. Sodex ''Kaybetmiş olmalarına imkan yok.'' diye karşılık verir. Sensey'de ''Biliyorum. Onların hakisini hissedebiliyorum zaten.'' der. Sodex sevinçle ''Harika. Hemen diğerlerini arayalım öyleyse.'' diyerek telefonu kapatır. Sensey ve Sodex kalan amiral lobisi üyelerini telefonla ararlar. Diğer üyeler sırasıyla telefonlara cevap verirler ve dövüşlerini kazandıklarını söylerler.
Her bir üye zafer haberlerini aldıkça neşeyle dolar. Soru tekniğiyle hızlıca ilerlemekte olan Artyom ''Helal be size.'' der. Mewtwo'da ''Hepimizin eline sağlık.'' diyerek Germa kıyafeti ile havada yol kat etmeye devam eder. Onlar için atmosfer pozitif bir hal almışken Ch3rlo yangının gittikçe arttığını fark eder. O sırada Sensey ile konuşmakta olan Ch3rlo tedirgin bir sesle ''Bir an önce buradan gitmeliyiz Sensey. Alevler yakında her yere ulaşır.'' diyerek onu uyarır.
Sensey'de durumun farkına vararak ''Haklısın. Herkese karargahı terk etmesini söyleyin.'' der. Montana ise elinde telefonla yerde kıpırdayamadan yatan Skywalker'ın başında beklemektedir. Skywalker'a bakar ve ''Duydun mu la? Tüm Devrimci lobisi yenildi.'' diyerek sırıtır. Skywalker hüzünlü ve aynı zamanda öfkeli bir surat ifadesiyle bakakalır. Montana onun yanı başında dikilirken sert bir tonda konuşur. ''İki seçeneğiniz var. Ya komple bize biat edersiniz ya da canınızdan olursunuz.''
Skywalker bu teklife şiddetle karşı çıkarak sesini yükseltir. ''Asla! Asla size biat etmeyiz. Biz özgürlüğü sonuna kadar savunuyoruz, bunun için gerekirse ölürüz!'' Montana duydukları karşısında yalnızca umursamaz bir tavırla sırıtır. ''Oysa size bir şans vermiştim. Çok yazık.'' demesinin ardından elini ısıtarak magma ile kaplamaya başlar. Skywalker son kalan enerjisiyle kendini zorlayarak çizim gücünü kullanır ve bir megafon yaratır.
Tüm gücüyle avazı çıktığı kadar bağırarak diğer üyelere seslenir. ''Devrimciler! Kaybettiğiniz için utanmayın, biz onurumuzdan hiçbir şey kaybetmedik! Şanlı Devrimci ruhumuz ne olursa olsun yaşamaya devam edecek!'' Bunu demesinin ardından elinde tuttuğu megafonu düşürür. Montana hafifçe kıkırdayarak ''Ne kadar acıklı. Son anlarında bile kafa ütülüyorsun.'' der. Skywalker'ın sözlerini duyan Devrimci lobisi üyelerinden Kadir ve Büyük Korsan Kaidou duygulanarak gaza gelirler.
Kadir yerde yatarken hiddetle ''Devrimci lobisi burada sona ermeyecek!'' diye bağırarak büyük bir fırtına oluşturur. Onun yanında olan Ch3rlo şaşırarak ''Ne oluyor lan?'' diye bir tepki verir. Fırtınanın şiddeti iyice arttığı için Ch3rlo yerinde duramayarak rüzgara kapılıp geriye doğru itilir. O esnada diğer amiral lobisi üyeleri de rüzgarın etkisiyle etrafa savrulurlar. Kadir rüzgarı güçlükle kontrol ederek kendisini ve diğer Devrimci lobisi üyelerini havaya doğru kaldırmayı başarır.
Tüm Devrimci lobisi üyeleri rüzgarın yardımıyla havada süzülmektedirler. Kadir havada tüm üyeleri yan yana toplar. Soldier Boy ve Keepr'ın bilinci hala kapalıdır fakat diğer üyeler zorda olsa kendilerine gelebilmişlerdir. Skywalker onlara bakar ve ''Hayatta olmanıza sevindim.'' diyerek gülümser. Büyük Korsan Kaidou ''Şanslıydım. Mewtwo vücudumu kuruttuktan sonra havuza düşüp ıslandığım için kurtuldum.'' der. Tiksav Lee ise ''Ben de Artyom'un üzerime düşürdüğü meteordan iddia ruhunun gücünü kullanarak kurtulabildim.'' diyerek başını eğer.
''Şu ruh en sonunda bir işe yaramış.'' diyen Kadir hafif güler. Tiksav'da karşılık olarak sırıttıktan sonra Büyük Korsan Kaidou yanmakta olan karargahlarının ormanına bakar. Kadir'in yaptığı fırtına yüzünden alevler çok daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Büyük Korsan Kaidou buruk bir ses tonuyla ''Tüm karargahımız alevler altında kalacak.'' der. Skywalker ''Artık yapabileceğimiz bir şey yok. Geri çekilmeliyiz.'' diyerek yüzünü asar. Diğerleri istemeye istemeye de olsa onu onaylarlar.
Büyük Korsan Kaidou gözleri yaşlı bir şekilde güçlerini kullanarak büyük bir karga oluşturur. Karga tüm devrimci lobisi üyelerini sırtına alarak oradan uzaklaşmaya başlar. Kadir'in yaptığı rüzgarda hafifleyerek son bulur. Rüzgarın etkisinden dolayı kıpırdayamayan amiral lobisi üyeleri tekrar hareket edebilir hale gelirler. Hepsi havaya baktıklarında Devrimci lobisinin devasa karga eşliğinde uzaklaştıklarını fark ederler.
Ch3rlo bu manzara karşısında sinirlerine hakim olamaz. ''Buraya kadar gelmişken gitmelerine izin veremeyiz.'' diye düşündükten sonra ''Buz Dağı!'' diye bağırarak yerden devasa bir buz kütlesi çıkarır. Buz dağı gittikçe Devrimci lobisine doğru yaklaşmaktadır. Hepsi dehşete düşmüş bir şekilde donakalmışlardır. Kadir ''Şimdi ne yapacağız?'' diyerek seslenir. Skywalker ''Benim hiç enerjim kalmadı.'' diye cevaplar. Büyük Korsan Kaidou ''Benim de aynı şekilde.'' der.
Tiksav Lee ise içten içe ''Bunu benim yapmam lazım.'' diye düşünür. Hissettiği pişmanlık ve hayatta kalma içgüdüsünün birleşimiyle öne doğru atılır. Skywalker telaşla ''Ne yapıyorsun Tiksav?'' diye bağırır. Tiksav Lee içinde artmakta olan bir adrenalin ve güç hisseder. Diğerlerine dönerek ''Bunu bir süredir hissediyordum. Bu benim uyanmamış olan diğer gücüm.'' diyerek yumruğunu sıkar. Diğer üyeler ne tepki vereceklerini bilemez bir halde ona bakarlar. Tiksav Lee güven veren bir gülümseme ile ''Bunu bana bırakın.'' der.
Ardından tekrar önüne döner ve yaklaşmakta olan buz dağını görür. Ne olursa olsun burada ölmeye niyeti yoktur. Şu zamana kadar Devrimcilerle yaşadığı her mutlu anıyı düşünerek derin bir nefes alır. Ardından tüm kalbini ve iradesini ortaya koyup kendilerine gelen buz dağına doğru kolunu uzatarak ''Alev Aynası!'' diye bağırır. Bir anda elinden devasa bir alev çıkar. Alevler tıpkı bir duvar gibi birleşerek kalkan görevi görür ve buz dağı ile havada büyük bir çarpışmaya sebep olur. Buz dağı daha fazla ilerleyemez, alevleri geçemediği için olduğu yerde kalır.
Diğer Devrimciler gördüklerine inanamayarak sevinçle bağırırlar. Kadir çoşkuyla ''Bizi kurtardın Tiksav!'' der. Büyük Korsan Kaidou ''İşte bu be! Harikaydı oğlum!'' diyerek elini havaya kaldırır. Skywalker ise gördükleri karşısında adeta büyülenmiştir. ''Bu Sabo'nun gücü.'' diye mırıldanarak Tiksav Lee'ye gururla bakar. Tiksav'da Devrimcilerin geleceği olacak potansiyeli gördüğü için duygusallaşır ve gözleri dolar. Tiksav Lee'de yaşadığı şok ve heyecan duygusuyla onlara bakar. ''Gerçekten başardım.'' diyerek gülümser.
Devrimci lobisi kargayla beraber olay yerinden uzaklaşırken aşağıdaki Amiral lobisi üyelerini görürler. Skywalker onlara bakarak yüksek sesle seslenir. ''Bu iş burada bitmedi! Hesaplaşacağımız gün gelecek. O gün geldiğinde hepinizi yok edeceğiz!'' Bunu demesinin ardından tüm Amiral lobisi üyelerinin bakışları onların üzerine kilitlenir. Devrimci lobisi gittikçe uzaklaşarak gözden kaybolur. Onların gidişini izlerken Sensey'in yüzünde kararlı bir ifade vardır. Şahin gibi keskin bakan gözlerle kaşlarını çatarak ''O günü sabırsızlıkla bekliyor olacağız.'' der.
Hiç beklemediğiniz anda "Belaya hazır olun" diye şöyle bir giriş yapacaklar.Şunları bi ağız tadıyla haritadan silemedik iyi mi, gerçek devrimciler gibi saklanacak yeni bir delik bulmak üzere kaçtılar. Hayır bir de çocuk çizgi filmlerindeki kötü adamlar gibi "yine karşılaşacağız mıhahaha" kaçıyorlar. komedi ya.