Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

KorsanFan Lobi Savaşları

16. Bölüm - Adalet Savaşı: Sekizinci Kısım
Sensey ve Soldier Boy'un haki çarpışmaları tüm şiddetiyle devam etmektedir. Soldier Boy kalkanıyla Sensey ise tekmesiyle birbirlerine vurmaya çalışmaktadırlar. Çarpışmaların haki şiddetinden dolayı etraftaki ağaçlar parçalanmakta, haki yıldırımları boylu boyunca uzanmaktadır. Sensey hem ışık hem haki ile kapladığı tekmesiyle son sürat Soldier Boy'a doğru bir tekme savurur. Soldier Boy haki ile kapladığı kalkanı ile saldırıyı zar zor engelleyerek geriye doğru sürüklenir.

Sensey bunu gördükten sonra sırıtarak ''O kalkan şimdiye parçalanır sanıyordum. Silahlanma hakin sağlammış.'' der. Soldier Boy'da belli belirsiz bir sırıtışla karşılık verir. ''Senin de haki savunman beklediğimden sağlammış.'' Sensey gözlüğünü düzelttikten sonra ''Uzun zamandır böyle keyifli bir dövüşe girmemiştim.'' der. Birden sırıtan yüz ifadesi ve daha ses tonu daha ciddi bir hal alır. ''Ama artık oyun vakti bitti.'' Bunu demesinin ardından Soldier Boy'un üzerine hızla ışık lazerleri göndermeye başlar.

Soldier Boy lazerleri kalkanı ile bloklamaya çalışır. Nefes nefese kalmasına rağmen hepsini bloklamayı başarır. Sensey lazer göndermeyi bıraktıktan sonra ''Saldırılarımı güzel karşılıyorsun ama yorulduğunu görebiliyorum. Bu savaşın sonucu belli.'' der. Soldier Boy nefesini toplarken ''Ben olsam o kadar emin konuşmazdım.'' diyerek hafifçe gülümser. Ardından beline takılı olan bir el bombasını çıkarıp Sensey'e doğru fırlatır.

Sensey bombadan rahatlıkla kaçınabileceğini bildiği için telaş yapmadan bekler. Fakat beklemediği bir anda bomba daha ona ulaşmadan havada patlayarak etrafa sürüsüyle şarapnel parçası yayar. Sensey kaçınmaya çalışsa da bunların bir kısmı Sensey'in koluna ve bacağına saplanır. Sensey acıyla dişlerini sıkar. Soldier Boy tam bu anda kalkanını süratle Sensey'e doğru fırlatır. Kalkan hızla Sensey'in karnına isabet eder ve onu geriye fırlatarak bir ağaca çarpmasını sağlar.

Bağıran Sensey'in karnı kan içinde kalır. Karnına baktığında kalkanın karnını delmiş olduğunu fark eder. İçinden ''Bu kadar acı hissetmeyeli ne kadar zaman oldu?'' diye geçirir. O sırada Soldier Boy hiç beklemeden Sensey'in dibine gelir. Hakiyle kapladığı yumruklar ile Sensey'in yüzüne arka arkaya yumruklar atmaya başlar. Soldier Boy hırsla yumruklar savururken yüzü kan içinde kalan Sensey'in gözlüğü yere düşer.

Soldier Boy yumruk atmayı kestikten sonra yorulmuş bir şekilde lafa girer. ''Gerçek adaletle şimdi tanışacaksın.'' Bunu dedikten sonra Soldier Boy'un gövdesi parıldamaya başlar. Sensey Soldier Boy'un tekrar bir patlama yaratacağını anlayarak telaşa kapılır. Sensey aniden parıltı formuna geçerek çok parlak bir ışık yayar. Bu yoğun ışık karşısında Soldier Boy gözlerini açık tutamaz ve acı içinde geriye doğru çekilir. Sensey bu anı fırsat bilerek kollarını çapraz şekilde birleştirip havaya kaldırır. ''Yasakani no Magatama!'' diyerek bir sürü ışık lazeri yollar.

Soldier Boy önünü göremediği için lazerlerden kaçınamaz ve saldırılar vücuduna isabet eder. Lazerler vücudunu delip geçerek ona büyük bir hasar verir. Soldier Boy saldırı sonucu kanlar içinde sırt üstü yere düşer. Sensey karnına saplanmış olan kalkanı çıkarıp bir köşeye fırlatır. Eliyle karnındaki yarasını tutarak derin bir nefes alır. Ardından ışıktan bir kılıç yaratır. Kılıcı ile Soldier Boy'un üzerine doğru yürür. ''Bu keyifli dövüş için sağol. Seni iyi hatırlayacağım.'' der gülümseyerek.

Kılıcını saplamak üzereyken Soldier Boy Sensey'in ayağına bir tekme atarak bir anlığına dengesini kaybetmesini sağlar. O anda Soldier Boy yerde dönerek Sensey'den uzaklaşır. Zorlukla da olsa tekrar ayağa kalkmaya başarır. İkisi de ağır yaralı durumdadır ve sınırlarına yaklaştıklarının farkındadırlar. Sensey bıkkın bir suratla ''Yolun sonuna geldin. Pes et artık.'' der. Soldier Boy ise sırıtarak ''Aynısı senin içinde geçerli.'' cevabını verir.

Sensey ''Daha ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun?'' diyerek kaşlarını çatar. Soldier Boy yumruklarını sıkarak havaya kaldırır. Kararlı bir ifadeyle ''Bunu bütün gün yapabilirim.'' der. Sensey bu kararlığı takdir ettiğini hissederek iki elini birleştirerek havaya kaldırır. ''Öyleyse bunu kullanma vakti geldi.'' Soldier Boy ne yapmak üzere olduğunu merak ederken Sensey ''Seni çağırıyorum amca.'' der. Soldier Boy şaşkınlıkla ''Ne amcasından bahsediyorsun sen?'' diye sorar. Birden arkasında birinin belirdiğini hisseder.

Arkasını döndüğünde karşısında Sensey'in amcasını görür. Gördüğüne inanamaz bir halde ''Yoksa bu Japonya'daki çaycı amcan mı?'' der. Sensey'in amcası ''Sadece çaycı değil.'' diyerek sırıttıktan sonra ''Sahte Spoiler Tekniği!'' diye sesini yükselterek kolunu kaldırır. Soldier Boy aniden kafasının içinde bir spoiler görüntüsü dönmeye başlar. Ne yaparsa yapsın o spoilerı düşünmekten ve görmekten kurtulamaz. Soldier Boy ızdırap içinde kafasını tutarak bağırırken Sensey sırıtarak ''Japonya'dan bana spoiler sağlayan amcam bu.'' der.

Soldier Boy Akainu'nun Dragon'u dövdüğüne dair bir spoiler görüntüsünü devamlı görmektedir. Soldier Boy ''Hayır! Bu gerçek değil çıkar şunu kafamdan!'' diye feryat ederek can çekişirken Sensey'in amcası ona doğru yaklaşır. ''Acına son vereyim.'' demesinin ardından elindeki çay tepsisini hızla sallamaya başlar. ''Çaycı Damgası!'' diye bağırarak tepsiyle Soldier Boy'un kafasına sert bir şekilde vurur. Saldırının etkisiyle Soldier Boy daha fazla dayanamaz ve bilincini yitirerek olduğu yerde bayılır.

Sensey amcasına bakarak içtenlikle gülümser ve ''Teşekkürler amca.'' der. Amcası ise ''Ne demek yeğenim.'' diyerek başıyla onu selamlar. Ardından bedeni yavaşça kaybolmaya başlarken ''Artık gitsem iyi olur.'' der. Sensey'de ''Görüşürüz amca, hayırlı işler.'' diyerek çağırma tekniğinin sona ermesini bekler. Sonrasında yerde yatan Soldier Boy'un yanı başına gelir ve ona doğru eğilerek konuşur. ''Bizim adalet anlayışımız sandığınızdan daha güçlü.''

Devrimci Karargahı Kuzey Bölgesi Savaşı - Kazanan: Sensey

O esnada Sodex eline tekrar telefonunu alır ve Sensey'i aramayı dener. Keepr yenildiği için Amiral lobisinin telefonlarının iletişimini engelleyen gücüde ortadan kalkmıştır. Sodex Sensey'i aramayı başarır. Telefonu açan Sensey'e hemen ''İyi misin Sensey?'' diye sorar. Sensey güçlükle ''Pek iyi durumda değilim ama Soldier Boy'u yenmeyi başardım. Ya sen?'' diye sorar. Sodex bunu duyunca rahat bir nefes alarak ''Ben de Keepr'ı yenmeyi başardım.'' der.

Sensey ''Tebrikler. Şimdi diğerlerine ulaşmamız lazım.'' diyerek usulca gülümser. Sodex ''Kaybetmiş olmalarına imkan yok.'' diye karşılık verir. Sensey'de ''Biliyorum. Onların hakisini hissedebiliyorum zaten.'' der. Sodex sevinçle ''Harika. Hemen diğerlerini arayalım öyleyse.'' diyerek telefonu kapatır. Sensey ve Sodex kalan amiral lobisi üyelerini telefonla ararlar. Diğer üyeler sırasıyla telefonlara cevap verirler ve dövüşlerini kazandıklarını söylerler.

Her bir üye zafer haberlerini aldıkça neşeyle dolar. Soru tekniğiyle hızlıca ilerlemekte olan Artyom ''Helal be size.'' der. Mewtwo'da ''Hepimizin eline sağlık.'' diyerek Germa kıyafeti ile havada yol kat etmeye devam eder. Onlar için atmosfer pozitif bir hal almışken Ch3rlo yangının gittikçe arttığını fark eder. O sırada Sensey ile konuşmakta olan Ch3rlo tedirgin bir sesle ''Bir an önce buradan gitmeliyiz Sensey. Alevler yakında her yere ulaşır.'' diyerek onu uyarır.

Sensey'de durumun farkına vararak ''Haklısın. Herkese karargahı terk etmesini söyleyin.'' der. Montana ise elinde telefonla yerde kıpırdayamadan yatan Skywalker'ın başında beklemektedir. Skywalker'a bakar ve ''Duydun mu la? Tüm Devrimci lobisi yenildi.'' diyerek sırıtır. Skywalker hüzünlü ve aynı zamanda öfkeli bir surat ifadesiyle bakakalır. Montana onun yanı başında dikilirken sert bir tonda konuşur. ''İki seçeneğiniz var. Ya komple bize biat edersiniz ya da canınızdan olursunuz.''

Skywalker bu teklife şiddetle karşı çıkarak sesini yükseltir. ''Asla! Asla size biat etmeyiz. Biz özgürlüğü sonuna kadar savunuyoruz, bunun için gerekirse ölürüz!'' Montana duydukları karşısında yalnızca umursamaz bir tavırla sırıtır. ''Oysa size bir şans vermiştim. Çok yazık.'' demesinin ardından elini ısıtarak magma ile kaplamaya başlar. Skywalker son kalan enerjisiyle kendini zorlayarak çizim gücünü kullanır ve bir megafon yaratır.

Tüm gücüyle avazı çıktığı kadar bağırarak diğer üyelere seslenir. ''Devrimciler! Kaybettiğiniz için utanmayın, biz onurumuzdan hiçbir şey kaybetmedik! Şanlı Devrimci ruhumuz ne olursa olsun yaşamaya devam edecek!'' Bunu demesinin ardından elinde tuttuğu megafonu düşürür. Montana hafifçe kıkırdayarak ''Ne kadar acıklı. Son anlarında bile kafa ütülüyorsun.'' der. Skywalker'ın sözlerini duyan Devrimci lobisi üyelerinden Kadir ve Büyük Korsan Kaidou duygulanarak gaza gelirler.

Kadir yerde yatarken hiddetle ''Devrimci lobisi burada sona ermeyecek!'' diye bağırarak büyük bir fırtına oluşturur. Onun yanında olan Ch3rlo şaşırarak ''Ne oluyor lan?'' diye bir tepki verir. Fırtınanın şiddeti iyice arttığı için Ch3rlo yerinde duramayarak rüzgara kapılıp geriye doğru itilir. O esnada diğer amiral lobisi üyeleri de rüzgarın etkisiyle etrafa savrulurlar. Kadir rüzgarı güçlükle kontrol ederek kendisini ve diğer Devrimci lobisi üyelerini havaya doğru kaldırmayı başarır.

Tüm Devrimci lobisi üyeleri rüzgarın yardımıyla havada süzülmektedirler. Kadir havada tüm üyeleri yan yana toplar. Soldier Boy ve Keepr'ın bilinci hala kapalıdır fakat diğer üyeler zorda olsa kendilerine gelebilmişlerdir. Skywalker onlara bakar ve ''Hayatta olmanıza sevindim.'' diyerek gülümser. Büyük Korsan Kaidou ''Şanslıydım. Mewtwo vücudumu kuruttuktan sonra havuza düşüp ıslandığım için kurtuldum.'' der. Tiksav Lee ise ''Ben de Artyom'un üzerime düşürdüğü meteordan iddia ruhunun gücünü kullanarak kurtulabildim.'' diyerek başını eğer.

''Şu ruh en sonunda bir işe yaramış.'' diyen Kadir hafif güler. Tiksav'da karşılık olarak sırıttıktan sonra Büyük Korsan Kaidou yanmakta olan karargahlarının ormanına bakar. Kadir'in yaptığı fırtına yüzünden alevler çok daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Büyük Korsan Kaidou buruk bir ses tonuyla ''Tüm karargahımız alevler altında kalacak.'' der. Skywalker ''Artık yapabileceğimiz bir şey yok. Geri çekilmeliyiz.'' diyerek yüzünü asar. Diğerleri istemeye istemeye de olsa onu onaylarlar.

Büyük Korsan Kaidou gözleri yaşlı bir şekilde güçlerini kullanarak büyük bir karga oluşturur. Karga tüm devrimci lobisi üyelerini sırtına alarak oradan uzaklaşmaya başlar. Kadir'in yaptığı rüzgarda hafifleyerek son bulur. Rüzgarın etkisinden dolayı kıpırdayamayan amiral lobisi üyeleri tekrar hareket edebilir hale gelirler. Hepsi havaya baktıklarında Devrimci lobisinin devasa karga eşliğinde uzaklaştıklarını fark ederler.

Ch3rlo bu manzara karşısında sinirlerine hakim olamaz. ''Buraya kadar gelmişken gitmelerine izin veremeyiz.'' diye düşündükten sonra ''Buz Dağı!'' diye bağırarak yerden devasa bir buz kütlesi çıkarır. Buz dağı gittikçe Devrimci lobisine doğru yaklaşmaktadır. Hepsi dehşete düşmüş bir şekilde donakalmışlardır. Kadir ''Şimdi ne yapacağız?'' diyerek seslenir. Skywalker ''Benim hiç enerjim kalmadı.'' diye cevaplar. Büyük Korsan Kaidou ''Benim de aynı şekilde.'' der.

Tiksav Lee ise içten içe ''Bunu benim yapmam lazım.'' diye düşünür. Hissettiği pişmanlık ve hayatta kalma içgüdüsünün birleşimiyle öne doğru atılır. Skywalker telaşla ''Ne yapıyorsun Tiksav?'' diye bağırır. Tiksav Lee içinde artmakta olan bir adrenalin ve güç hisseder. Diğerlerine dönerek ''Bunu bir süredir hissediyordum. Bu benim uyanmamış olan diğer gücüm.'' diyerek yumruğunu sıkar. Diğer üyeler ne tepki vereceklerini bilemez bir halde ona bakarlar. Tiksav Lee güven veren bir gülümseme ile ''Bunu bana bırakın.'' der.

Ardından tekrar önüne döner ve yaklaşmakta olan buz dağını görür. Ne olursa olsun burada ölmeye niyeti yoktur. Şu zamana kadar Devrimcilerle yaşadığı her mutlu anıyı düşünerek derin bir nefes alır. Ardından tüm kalbini ve iradesini ortaya koyup kendilerine gelen buz dağına doğru kolunu uzatarak ''Alev Aynası!'' diye bağırır. Bir anda elinden devasa bir alev çıkar. Alevler tıpkı bir duvar gibi birleşerek kalkan görevi görür ve buz dağı ile havada büyük bir çarpışmaya sebep olur. Buz dağı daha fazla ilerleyemez, alevleri geçemediği için olduğu yerde kalır.

Diğer Devrimciler gördüklerine inanamayarak sevinçle bağırırlar. Kadir çoşkuyla ''Bizi kurtardın Tiksav!'' der. Büyük Korsan Kaidou ''İşte bu be! Harikaydı oğlum!'' diyerek elini havaya kaldırır. Skywalker ise gördükleri karşısında adeta büyülenmiştir. ''Bu Sabo'nun gücü.'' diye mırıldanarak Tiksav Lee'ye gururla bakar. Tiksav'da Devrimcilerin geleceği olacak potansiyeli gördüğü için duygusallaşır ve gözleri dolar. Tiksav Lee'de yaşadığı şok ve heyecan duygusuyla onlara bakar. ''Gerçekten başardım.'' diyerek gülümser.

Devrimci lobisi kargayla beraber olay yerinden uzaklaşırken aşağıdaki Amiral lobisi üyelerini görürler. Skywalker onlara bakarak yüksek sesle seslenir. ''Bu iş burada bitmedi! Hesaplaşacağımız gün gelecek. O gün geldiğinde hepinizi yok edeceğiz!'' Bunu demesinin ardından tüm Amiral lobisi üyelerinin bakışları onların üzerine kilitlenir. Devrimci lobisi gittikçe uzaklaşarak gözden kaybolur. Onların gidişini izlerken Sensey'in yüzünde kararlı bir ifade vardır. Şahin gibi keskin bakan gözlerle kaşlarını çatarak ''O günü sabırsızlıkla bekliyor olacağız.'' der.
Şunları bi ağız tadıyla haritadan silemedik iyi mi, gerçek devrimciler gibi saklanacak yeni bir delik bulmak üzere kaçtılar. Hayır bir de çocuk çizgi filmlerindeki kötü adamlar gibi "yine karşılaşacağız mıhahaha" diyerek kaçıyorlar. komedi ya.
 
Son düzenleme:
Şunları bi ağız tadıyla haritadan silemedik iyi mi, gerçek devrimciler gibi saklanacak yeni bir delik bulmak üzere kaçtılar. Hayır bir de çocuk çizgi filmlerindeki kötü adamlar gibi "yine karşılaşacağız mıhahaha" kaçıyorlar. komedi ya.
Hiç beklemediğiniz anda "Belaya hazır olun" diye şöyle bir giriş yapacaklar.

 
Sodexverse devrimcilerinde icraat var güç yok Oda'nın evrendekilerde güç var(?) icraat yok. OP dünyası devrimcilikte optimum seviyeyi tutturamıyor bir türlü.
 
17. Bölüm - Çalkalanan Gündem
Amiral ve Devrimci lobisinin arasında yaşanan savaşın üzerinden bir hafta geçmiştir. Karargahta çıkan orman itfaiye ekipleri tarafından güçlükle söndürülmüştür. Karargahın merkez binasının tamamı, ormanın ise büyük bir kısmı yanarak kül olmuştur. Devrimci lobisinin yenildiği ve karargahlarını terk ettikleri haberi ise tüm foruma yayılmıştır. Yonko lobisi tatlılar ile çevrili kasabalarındaki pastadan yapılma olan şatonun içinde toplanmışlardır.

Hep birlikte bir kahvaltı yapmaktadırlar. Üyeler kahvaltılarını yaparlarken bir yandan son gelişmeleri okumaktadırlar. Ellerindeki gazete haberine şaşkınlıkla bakmaktadırlar. O esnada içeriye ''Günaydın.'' diyerek Kenshiro girer. Gif gücüyle oluşturduğu Sünger Bob gifini havaya yansıtmaktadır. Diğerleri ona bakar fakat Kenshiro yüzlerindeki şaşkınlığı fark ederek ''Ne oldu?'' diye sorar. ''Devrimciler Amiral lobisine yenilmiş.'' der Berkay.

Kenshiro'nun uykulu gözleri birden açılır ve onlara dikkat kesilir. Mercury haberi tekrar okuyup emin olduktan sonra ''Amiral lobisinin zayıfladığını sanıyorduk, böyle bir şey nasıl olabilir?'' der. Dattebayo ''Görünüşe bakılırsa onları hafife almışız canısı.'' diyerek çayını yudumlar. ''Devrimciler şu an nerede acaba? Karargahlarını kaybetmek zor olmalı.'' diye mırıldanır Kekomancer telefonundan yayıncı dramalarını takip ederken. Glorfindel ekmeğine tereyağı sürerken ''Kimse nerede olduklarını bilmiyor. Gizlenmek konusunda oldukça iyiler.'' der.

Kenshiro ''Mutlaka başka bir yerlerde daha karargahları vardır, onlardan birine çekilmişlerdir.'' diyerek henüz olayın şokunu atlatamamış bir halde sandalyesine oturur. Reiper ise keyfi kaçık bir şekilde ''Bundan sonra toparlanmaları zor olur.'' der. Kekomancer önündeki simide uzanırken lafa girer. ''Bence Devrimci lobisine yardım etmeliyiz.'' Bunu demesinin üzerine masadaki tüm gözler üzerine çevrilir. Dattebayo'nun lokması boğazında kalır gibi olur. ''O nereden çıktı anasını satayım.'' diyerek hafif öksürür.

Kekomancer gözlerini devirerek ''Daha öncede onlarla müttefik olma fikrini ortaya atmıştım ya.'' der. Berkay şüpheci bir bakışla ''Hâlâ bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum.'' diyerek gözlüğünü düzeltir. Kekomancer karşılık olarak ''İlk bakışta bizim lobimiz ve Devrimci lobisi arasında bir korelasyon yok gibi görülebilir fakat onlarla ortak bir yanımız var.'' cevabını verir. Reiper meraklı gözlerle ''Neymiş o?'' diye sorar. Kekomancer ''Amirallerden haz etmiyor oluşumuz.'' der herkese bakarak.

Diğerleri bu cevap karşısında bir anlığına sessizliğe bürünürler. Ardından Kenshiro ''Bak bu konuda haklı işte.'' diyerek sessizliği bozar. Kekomancer kendisine hak verilmesinin getirdiği sevinçle lafına devam eder. ''Ayrıca içinde bulunduğumuz konjonktür ele alındığında Amiral lobisi ileride bize de sorun çıkarabilir. Devrimci lobisi ile güçlerimizi birleştirmemiz en akıllıcası olur.'' Reiper Mercury'e dönerek ''Sen ne diyorsun bu işe?'' diye sorar. Mercury üzerine biraz düşündükten sonra ''Keko haklı olabilir savcım. Amiral lobisini küçümsemeye devam edemeyiz.'' der.

Glorfindel çayına döktüğü şekeri karıştırırken ''Mercury bile böyle diyorsa durum ciddi demektir.'' diyerek güler. Mercury elindeki gazeteyi masaya bırakıp diğerlerine bakar. ''Siz ne diyorsunuz peki bu teklife?'' Kenshiro yanında getirdiği dambılı kaldırıken ''Bana hiç fark etmez.'' der. Berkay ''Madem kabul ettiniz, yapalım gitsin.'' diyerek omuz silker. Dattebayo lokmasını yuttuktan sonra ''Bizim yaramıza olacağı sürece ben varım.'' der.

Glorfindel arkasına yaslanırken sırıtır. ''Devrimci lobisi ha? O kadar da kötü bir ittifak olmaz.'' Reiper ise çöreğinden bir ısırık aldıktan sonra ''Benim için sorun yok.'' der. Bunları duyduktan sonra Mercury ''Öyleyse Devrimci lobisine ittifak mesajı yollayacağız.'' diyerek kararlı bir yüz ifadesi takınır. Diğer üyelerde kafalarını sallayarak onaylayıcı bir şekilde ona bakarlar.

Lastik lobisi doğanın içinde, yeşilliklerin arasındaki villalarının bahçesinde oturmaktadırlar. Bir yandan piknik yaparken bir yandan da birlikte sohbet etmektedirler. Alpamis yine mangalın başında etler ile ilgilenmektedir. Diğerleri de çimenlerin üstüne yayılmış olan piknik örtüsünün üzerinde diğer yemekleri yemektedirler. Alpamis mangalın başından ''Devrimci lobisine olanları duydunuz mu beyler?'' diye bir soru yöneltir. Raiden bifteğini ısırırken ''Evet duydum. En karşıt oldukları lobi tarafından yenilgiye uğratılmak berbat bir his olmalı.'' der.

Çörekçioğlu Luffy ''Bizi pek ilgilendiren bir durum değil.'' diyerek bardağına kola doldurmaya devam eder. Tombe ise meyve sepetinden aldığı muzu soyarken ''Sonuçta fanı oldukları Dragon bizim Luffy'nin babası. Bizim içinde üzücü oldu bence.'' der. FrostPale ''Dragon'a Luffy'e baktığım gibi bakamıyorum. Adamda o D. damarını henüz göremedik.'' diyerek köftelerini ağzına atar.

Bunu duyan Alpamis mangalı yellerken gülümseyerek cevap verir. ''Kimse Luffy reis gibi olamaz zaten. Yetiş ya Luffy.'' Jacques bıçağıyla etlerini dilimlerken ''Aynen öyle. Kimse onun yerini tutamıyor valla.'' diye karşılık verir. Chris içeceğini kafasına diktikten sonra lafa girer. ''Amiral lobisinin bundan sonraki hamlesi ne olur sizce?'' Jacques çatalını dilimlediği etlere batırırken ''Onu bilmem ama umarım bizde Kılıç lobisini bitirebiliriz.'' cevabını verir.

Raiden bifteğini bitirmesinin ardından ''Benim bundan hiç şüphem yok. Sizin var mı?'' diye sorar. Tombe kendinden emin bir şekilde ''Yok tabi ki.'' der. FrostPale ''Benimde yok. Sizlere güvenim tam.'' diyerek sırıtır. Jacques kafasını hayır şeklinde sallayarak ''Bir an bile şüphe etmedim.'' der. Chris 'Kendimi o güne saklıyorum.'' diyerek yumruklarını sıkar.

''Kılıç lobisini alt etmek mi? Çocuk oyuncağı.'' diyen Çörekçioğlu ise küçümseyici bir tavırla parmaklarını çatırdatır. Bunun üzerine Alpamis elinde pişirdiği etlerle birlikte onların yanına doğru gelir ve örtünün üzerine oturur. Yüzünü tüm üyelere döndükten sonra gülümseyerek ''Merak etmeyin. Yakında Kılıç lobisine karşı kazanacağımız zaferde aynı bu şekilde manşetlerde olacak.'' der. Diğer üyelerde motive olmuş bir şekilde pikniklerine devam ederler.

Sanji lobisi dört katlı apartmanlarının dördüncü katındaki dairesinin içinde masanın etrafına toplanmış bir şekilde sohbet etmektedirler. Bir yandan da sigara içmekte ve kart oyunu oynamaktadırlar, ortalık duman altı vaziyettedir. Excessum odayı biraz havalandırmak için ayağa kalkarak pencereye doğru yönelir. O esnada elindeki gazeteye bakan Itachi_27 ''Bu olamaz. Amiral lobisi nasıl kazanabilir ya!'' diyerek isyan eder. Invictus elinde tuttuğu kartları kararken ''İçlerinde Montana ve Sodex varken kazanmalarına şaşırmadım doğrusu.'' der.

Feitan ''Hurdacı lobisinden arkadaşların olduğu için mi böyle diyorsun?'' diyerek sigarasının dumanını üfler. Invictus sırıtarak ''Sırf ondan değil.'' der. Historia sigarasının küllerini küllüğe dökerken ''Dragon'un mangada icraat yapmıyor oluşu Devrimci lobisine de kötü yansımış.'' diyerek kıkırdar. Bunu duyan diğer üyelerde hafifçe kahkaha atarlar. BattalGazi gülmeyi kestikten sonra sigarasını içine çeker ve ''Daha devrim yapma zamanı değilmiş anlaşılan.'' der.

''Elbet onunda zamanı gelecek. Amiral lobisi de yenilginin tadına bakacaktır.'' diyen Itachi_27 elindeki gazeteyi tadı kaçmış bir halde masaya fırlatır. Excessum açtığı pencereden dışarı bakıp temiz hava aldıktan sonra yüzünü diğerlerine doğru döner. ''Itachi_27'nin morali baya bozulmuş gibi.'' diyerek cıvık bir şekilde güler. Itachi_27 Invictus'un kartları dağıtışını izlerken asık bir suratla ''Dalga geçme Excessum.'' der.

''Amiral lobisinden sevdiğim kişiler vardı. O yüzden bu habere o kadar üzülmedim.'' diyen Kuroashi no Sanji önüne koyulan kartları eline alır. O esnada Excessum tekrardan masaya doğru yürürken cebinden çıkardığı çakmağıyla bir sigara daha yakar. Ardından ''Aslında Amiral lobisi ile arayı yakın tutarsak bizim içinde iyi olabilir.'' diyerek diğerlerine bakar. Diğer üyeler bu sözün karşısında dikkatlerini ona çevirirler. Invictus ''Sen ciddi misin?'' diye bir soru yöneltir.

Excessum yaktığı sigarasını tüttürürken ''Neden olmasın?'' der. Kuroashi no Sanji bir yandan elinde tuttuğu kartlara bakarken lafa dahil olur. ''İşler ilginçleşmeye başladı sanki.'' Itachi_27 ona doğru dönerek ''Yok artık. Böyle bir şey mümkün değil.'' der. Feitan ''Fazla sigara dumanına maruz kalmak kafa yaptı galiba.'' diyerek güler. Historia ise ciddi bir ifade takınarak Excessum'a bir soru sorar. ''Neden böyle düşünüyorsun peki?''

Excessum ''Hep tek başına olmaktansa bir ittifağımızın olması daha yararlı olur bence. Amiral lobisi de bunun için güçlü bir aday.'' BattalGazi sigarasını söndürdükten sonra lafa girer. ''Eğer güçlenmemize yardımı dokunacaksa onları arkamıza almamız iyi olabilir evelallah.'' Excessum onu onaylar bir şekilde başını sallar. Historia ''İyi de onları ikna edebileceğimizi nereden çıkardın?'' diyerek meraklı gözlerle Excessum'a bakar. ''Senin maddi imkanların sayesinde onları ikna etmek zor olmaz diye düşünüyorum.'' diye cevap verir Excessum.

Historia bu cevabı kafasında biraz tarttıktan sonra ''Peki madem.'' der. Invıctus ''Ben Lastik lobisinin de iyi bir ittifak olacağını düşünüyorum, özellikle Kılıç lobisine karşı.'' diyerek tek bir kartını masaya koyar ve diğer kartları toplar. Kuroashi no Sanji araya girerek ''Eğer Amiral veya Lastik lobilerinden biri ile ittifak kurabilirsek Kılıç lobisinin hiç şansı kalmaz.'' der. Historia ''O zaman bu yeni planı devreye sokabiliriz.'' diyerek gülümser. Diğer çoğu üyenin de bu fikri mantıklı bulmasının ardından oyuna devam ederler.

Shanks lobisi güneş tepedeyken denizin ortasında bir korsan gemisinin güvertesinde toplanmış bir şekilde oturmaktadırlar. Dalgaların sesi eşliğinde sakelerini içerken önlerinde ki yuvarlak masasının üzerinde duran gazeteye bakmaktadırlar. Haberi okuduktan sonra Kuroro sırıtarak ''Biliyordum. Helal olsun Montana.'' der. Bunun üzerine Arthur Morgan ''Amiral lobisine o kadar bayılmamana rağmen bu habere sevindin mi?'' diyerek sakesini yudumlar.

Bogeyman ayaklarını masaya doğru uzatarak keyif çatarken ''Bu sonucu Devrimci lobisinin kazanmasına tercih eder. O yüzden sevinmiştir bence.'' der. ''Sadece o yüzden değil. Amiral lobisinde olan Montana ve Sodex gibi üyeleri ayrıca seviyor.'' diyen Shakan ise doktor önlüğünü iliklemektedir. Kuroro sakeyi kafasına diktikten sonra ağzının kenarını silerek ''Devrimci lobisinin kaybedişini görmek benim için her zaman keyifli olur.'' der.

Diğer üyeler bu lafın üzerine biraz gülüştükten sonra telefonuyla Formula 1 ligine göz atan Kaizokuou lafa girer. ''Kazansalar bile tam olarak işlerini bitirememişler. Devrimci lobisi geri çekilmiş.'' Shakan bir yandan önünde duran not kağıtlarını karıştırırken cevap verir. ''İleride tekrar savaşmaları sürpriz olmaz.'' Arthur Morgan ''İki lobiyi de tanıyorsam bu mesele henüz kapanmamıştır.'' diyerek elindeki sake bardağını sallar. Bogeyman olacakları hayal ederek heyecanla ''Sonunda kimin yok olacağını merak ediyorum.'' der.

O sırada kendi sake bardağını dolduran Tyr sohbete katılır. ''Yeniden savaşsalar bile Devrimci lobisinin kazanacağını sanmam.'' Kuroro bunu duyunca aklına takılan bir soruyu dile getirir. ''Sen aynı zamanda amiral lobisinde değil miydin? Niye onlarla savaşa gitmedin?'' Tyr sake bardağını doldurduktan sonra ''Unuttun galiba o gün sizlerleydim ve kafamız güzeldi. Sabah ayılamadığım için savaşa gidememiştim.'' der. Kuroro ''Doğru ya. O güne dair pek bir şey hatırlamıyorum.'' diyerek kahkaha atar. '

''O kadar içersen olacağı bu. Sana içkiyi azaltmanı söylemiştim Kuroro.'' der Shakan kaşlarını çatarak. Kuroro ise bu tavsiyeyi pek ciddiye alıyor gibi görünmemektedir. Shakan'a bakarak ''Lobinin doktoru olduğun için minnettarım ama merak etme. Bana bir şey olmaz.'' cevabını verir. Shakan iç çekerek ''Umarım öyledir.'' der. Bogeyman ise ''Hiç dert etmeyin eğer Kuroro'ya bir şey olursa yeni lider benim.'' diyerek pişkin bir ifadeyle sırıtır. Diğer üyeler siniri bozulmuş bir şekilde hep bir ağızdan ''Hiçte bile.'' diyerek karşılık verirler.

Bogeyman ise gözlerini devirdikten sonra ''Tamam lider adaylarından biri olurum o zaman.'' diyerek düzeltme yapar. Kuroro bu cümleyi yalnızca gülerek geçiştirir. Arthur Morgan Bogeyman'e bakarak ''Şansını zorlama istersen. Kuroro'ya hiçbir şey olmayacak.'' der. Bogeyman daha fazla uzatmak istemediği için ''Aman neyse ne.'' diyerek susar. Bunun ardından Kuroro daha ciddi bir yüz ifadesine bürünür.

''Hey millet, biriyle yarım kalmış bir hesabımız vardı unuttunuz mu?'' Diğerleri hatırladıklarını belli edecek bir şekilde Kuroro'ya bakarlar. Kuroro elinde tuttuğu sake bardağını yavaşça kaldırır ve içkisinden bir yudum almadan önce tıpkı bir avcı gibi bakan gözlerini kısarak soğuk bir ses tonuyla konuşur. ''Sizce de zamanı gelmedi mi? Artyom'u bitirmenin.''
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 3, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık