Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

KorsanFan Lobi Savaşları

15. Bölüm - Adalet Savaşı: Yedinci Kısım
Büyük Korsan Kaidou ve Mewtwo karşı karşıya dikilmektedir. Büyük Korsan Kaidou Mewtwo'nun elinde tuttuğu şişe kutusuna şüpheyle bakar. ''O Germa suit mi?'' diye mırıldanır. Mewtwo'da gülümseyerek karşılık verir. ''Aynen öyle. Bu gördüğün özel yapım bir Germa kıyafeti. Judge'ın yaptıklarından bile ileri seviyede.'' Büyük Korsan Kaidou hafif gülerek ''Sakın bana bu kıytırık Judge teknolojisini övmeye kalkma.'' der.

Mewtwo ''Ciddiye almadığına pişman olacaksın.'' diye cevaplar. Büyük Korsan Kaidou ''Pişman olmayacağım. Çünkü ben de daha iyisi var.'' diyerek belinde taşıdığı üç başlı mızrağı çıkarır. Mewtwo bunu görünce tek kaşını kaldırır. ''Görünüşe bakılırsa Karasu ve Morley güçlerini kendinde birleştirmişsin. Ama seni kurtarmaya yetmeyecek.'' Büyük Korsan Kaidou sırıtarak ''Kutu kolaya bel bağlayan biri için iddialı sözler.'' der.

Ardından Mewtwo Germa kıyafetini aktif ederek üzerine giyer. Kıyafet ağırlıklı olarak yeşil ve siyah tonlarının birleşiminden oluşur. Aynı zamanda yer yer kırmızı ve mavi desenlerde görülmektedir. Onun görünümü karşısında siniri bozulmaya başlayan Büyük Korsan Kaidou ''Seninle yeterince oyalandım!'' diye bağırarak Mewtwo'nun üzerine doğru atılır.

Mızrağını elinde çevirerek Mewtwo'ya saplamak üzereyken Mewtwo aniden ayakkabılarında bulunan jet iticileri kullanarak hızla saldırıdan sıyrılır. Büyük Korsan Kaidou'nun mızrağı şiddetle yere saplanır. Mewtwo ayakkabılarındaki hava akımı sayesinde havada asılı durabilmektedir. ''Iskaladın.'' diyerek alaycı bir tavır takınır. Büyük Korsan Kaidou mızrağını geri çekerek öfkeyle ona doğru döner. Mızrağını tekrar yere saplar ve toprak bir anda yukarı doğru dalgalanarak kalkar.

Büyük toprak kitlesi üzerine doğru gelirken Mewtwo ''Sparking Valkyrie!'' diye bağırarak gözlerinden lazer ışını yollar. Lazer toprağı delerek Büyük Korsan Kaidou'ya doğru gider. Büyük Korsan Kaidou lazeri son anda mızrağı ile bloklar ve yönünü değiştirir. Ardından mızrağını tekrar yere vurarak ''Devrim Dalgalanması!'' diye bağırır. Bulundukları alandaki tüm zemin dalgalanarak yükselir. Mewtwo topraklardan kaçınmaya çalışır fakat en sonunda yakalanır ve zeminin içine doğru çekilir.

Mewtwo toprak zeminin içine gömülmüş şekilde boğulurken Büyük Korsan Kaidou bir kahkaha patlatır. ''Tekniğimin tadına bak bakalım amiralci!'' O sırada Mewtwo'nun çırpınış sesleri azalarak biter. Büyük Korsan Kaidou kendi kendine ''Sanırım bitti. Buraya kadar iyi geldin.'' diye mırıldanır. Arkasını dönüp gitmek üzereyken aniden Mewtwo'nun sesi duyulur. Mewtwo ''Henry Blazer!'' demesinin ardından tüm zemine elektrik yayılır. Büyük Korsan Kaidou'da elektrik akımına kapılır ve acı içinde bağırır.

Saldırının etkisiyle Mewtwo'yu tutan zemin parçalanır, bu sayede Mewtwo serbest kalır. Bunun üzerine hızla hareketsiz duran Büyük Korsan Kaidou'ya atılarak yüzüne elektrikli bir tekme atar. Büyük Korsan Kaidou saldırının etkisiyle geriye doğru fırlayarak yere düşer. Saldırının etkisi geçtikten sonra yavaşça ağaya kalkar, üstü başı parçalanmış haldedir. Mewtwo'ya doğru bakarak dişlerini sıkar. ''Demek birden fazla Germa üyesinin güçlerini kullanabiliyorsun.''

Mewtwo bıyık altından gülümseyerek cevap verir. ''Daha bitmedi.'' Ardından jet iticileri kullanarak tekrar havaya doğru yükselir, kolunu ona uzatır. Eli daha büyük ve mekanik bir şekil aldıktan sonra bileğinden ileriye doğru uzar. Uzayan eli hızla giderken Büyük Korsan Kaidou karşılık olarak ''Özgürlüğün Kargaları!'' der ve bir sürü kargayı elin üzerine yönlendirir. Fakat Mewtwo'nun eli kargaları parçalayarak ilerlemeye devam eder.

En sonunda mekanik el Büyük Korsan Kaido'yu boğazından sıkıca kavrar. Büyük Korsan Kaidou elden kurtulmaya çalışsa da bir türlü yapamaz. Mewtwo ''Winch Danton!'' diye haykırarak uzun kolunu çevirmeye başlar. Gittikçe daha hızlı şekilde kendi etrafında çevirirken kolunu kaldırır ve Büyük Korsan Kaido'yu havaya kaldırır. Başı dönmeye başlayan Büyük Korsan Kaidou ''Hey! Kes şunu!'' diye bağırır. Mewtwo keyifli bir şekilde ''Nasıl istersen.'' diyerek Büyük Korsan Kaidou'yu yerden yere vurmaya başlar.

Vurduğu zeminler parçalanır ve Büyük Korsan Kaidou yediği her darbede bağırmaya devam eder. Mewtwo Büyük Korsan Kaido'yu tekrar çevirerek bu sefer etraftaki ağaçlara çarpmasını sağlar. Büyük Korsan Kaidou bilincini kaybetmek üzere gibi hisseder fakat ''Kara Yoldaş.'' demesinin ardından büyük bir karga oluşur ve hızla Mewtwo'nun koluna çarpar. Mekanik kolun parçalanması üzerine Büyük Korsan Kaidou boğazını tutan elden kurtularak yere yığılır. Mewtwo parçalanan kolunu tekrar kendine çeker. Mekanik eli yerinden sökerek fırlatır ve yerine kendi eli çıkar.

Yerde uzanan Büyük Korsan Kaido'ya bakar. ''Son bir saldırı daha.'' diyerek ona doğru ilerlerken devasa karga aniden Büyük Korsan Kaidou'yu sırtına alarak gökyüzüne doğru uçar. Mewtwo'da hemen arkasından jet iticileri kullanarak havaya yükselir ve Büyük Korsan Kaido'yu takibe başlar. Kendine zar zor gelen Büyük Korsan Kaidou peşindeki Mewtwo'yu fark edince ''Ulan şimdi seni..'' diye laf ederek kargayı ona doğru yönlendirir. İki kolunu kullanarak ''Crow Soul Lotus!'' der ve Mewtwo'nun üzerine tekrar karga sürüsü gönderir.

Mewtwo odun gücünü kullanarak çıkardığı ağaç dalları ile kargaları tek tek parçalar. Mewtwo gönderdiği kargalarla uğraşırken Büyük Korsan Kaidou gökyüzünde daha yukarıya yükselmiştir. Mewtwo'nun kargaları hallettiğini gördükten sonra yukarıdan ona seslenir. ''Şimdi işin bitti. Devrimin Mızrağı!'' Büyük Korsan Kaidou elindeki mızrağı sertçe kavrar. Mızrağın başları daha büyük bir şekil alır. Büyük Korsan Kaidou üzerinde olduğu kargayla beraber son sürat Mewtwo'ya doğru uçar. Mızrağını ona saplamak üzereyken Mewtwo aniden görünmez olarak saldırıdan kaçınır.

Büyük Korsan Kaidou şaşkınlıkla kalakalır. ''Sanji'nin sutinin yeteneği. Hay böyle işin!'' Büyük Korsan Kaidou telaşla etrafına bakınarak ''Neredesin lan!'' diye bağırır. Mewtwo ise bir anda arkasında belirir ve gülümseyerek ''Buradayım.'' der. Büyük Korsan Kaido arkasını dönemeden Mewtwo dal parçasıyla onun göğsünü deler. ''Siktir..'' diyen Büyük Korsan Kaido'nun ağzından kan gelir.

Ardından Büyük Korsan Kaidou hayat enerjisinin çekilmeye başlandığını hisseder. Vücudu gittikçe kuruyarak incelmeye başlar. Bilincini kaybetmesiyle beraber Mewtwo dal parçasını geri çeker. Onu taşıyan karganın da yok olmasıyla Büyük Korsan Kaidou bahçenin içindeki havuza doğru düşer. Mewtwo havada süzülürken son kez Büyük Korsan Kaido'ya doğru bakarak ''Beni küçümsemekle hata ettin.'' der.

Devrimci Karargahı Doğu Bölgesi Savaşı - Kazanan: Mewtwo.

Skywalker ve Montana karşı karşıyadır. Skywalker ağaç dalının üzerinde gözleri kapalı ve kolunu havaya kaldırmış bir şekilde durmaktadır. Montana'da yerde mayınların arasında onun yapacağı bir sonraki hamleyi beklemektedir. ''Yoksa Force mu kullanacak?'' diye düşünmesinin ardından lafa girer. ''Ne yapıyorsun la öyle?'' Skywalker tekrar sırıtarak gözlerini açar. ''Seni bitirecek hamleyi uşağım.'' diye cevap verir. Bunu duyan Montana gülerek ''Yapması bu kadar sürüyorsa pek avantajlı bir tekniğe benzemiyor.'' der.

Skywalker'ın ''Sen öyle san.'' demesinin ardından Montana vakit kaybetmeden ''Dai Funka!'' diye bağırarak Skywalker'ın üzerine magmadan bir yumruk gönderir. Skywalker son anda force yeteneğini kullanarak magmayı havada durdurmayı başarır. Montana'nın gözleri bu manzara karşısında şaşkınlıkla büyür. Skywalker dalga geçer gibi bir tavırla ''Saldırını geri iade edeyim.'' diyerek magma yumruğunu ona geri gönderir.

Montana yana doğru zıplayarak magma yumruğundan kurtulur ve yanındaki hurda parçalarının üzerine düşer. İçinden ''Mayına denk gelebilirdim. Ucuz kurtulduk.'' diye geçirir. Magma yumruğu onun arkasındaki ağaçlara denk gelir ve onlarda yanmaya başlar. Montana'nın daha önce yaptığı magma saldırılarından ötürü çıkan yangın gittikçe yayılmaktadır.

Bunun üzerine Montana ''Bu gidişle geriye bir ormanınız kalmayacak. Hem savaşı hem üssünüzü kaybedeceksiniz.'' diyerek tebessüm eder. Skywalker ise kendinden emin bir şekilde ''Buradan başka üslerimizde var. Ayrıca savaşı kaybedeceğimizi kim söyledi?'' der. ''Hissetmedin mi? Yoldaşların birer birer yeniliyor.'' diyen Montana'nın yüzüne tatminkar bir gülümseme vardır.

Skywalker bir anlığına duraksar ve yoldaşlarının hakilerini hissetmeye çalışır fakat yalnızca Soldier Boy'un hakisini hisseder. ''Bizden geriye bir tek o mu kaldı?'' diye düşünerek karamsar bir yüz ifadesi takınır. Montana bu durumdan yararlanmak isteyerek ''Tek yapmam gereken seni indirmek. Tıpkı diğerlerinin yaptığı gibi.'' diyerek Skywalker üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalışır. Skywalker ise içinden ''Force yeteneğimi yalnızca 61 saniye boyunca kullanabiliyorum. Bu savaşı bir an önce bitirmem lazım.'' diye düşünür.

Fakat bu düşüncesini belli etmemeye çalışarak ''Şu durumda beni alt edeceğine inanıyorsan tam bir aptalsın demektir.'' der ve force yeteneğini kullanarak Montana'yı olduğu yere sabitler. Montana ne kadar çabalasa da kıpırdayamaz. ''Hay anasını..'' diye içinden geçirirken havaya doğru yükselmeye başlar. Skywalker force yeteneğiyle onu havada asılı bırakarak yüzüne bakar. ''Sizin devriniz burada bitiyor.'' dedikten sonra Montana olduğu yerde boğulmaya başlar. Ellerini istemsizce boğazına götürerek çırpınır. Bir süre çırpındıktan sonra kolları yavaşça kendini bırakır.

Skywalker bunu fark edince Montana'nın öldüğünü düşünerek force ile bedenini ileri doğru fırlatır. Skywalker ''Tam zamanında bitti. Daha fazla force kullanamam.'' diyerek rahat bir nefes alır. Omzuna doğru bakarak sitemli bir şekilde ''Pelerinime yazık oldu.'' der. İçinden ''Artık diğerlerinin yanına gitmeliyim.'' diye geçirdikten sonra bir anda ilerideki ağaçların arasından devasa bir hurdadan el çıkagelir. Skywalker tepki veremeden el onu sıkıca tutarak kavrar. Skywalker'ın sesi acı içinde yükselirken ağaçların arasından kendisine doğru yürüyen Montana'yı görür.

Montana'nın üzeri kırmızı bir aura ile kaplanmıştır. Montana ''Beni mayınların olduğu bölgenin ilerisine fırlattığın için sağol 61siz. İşimi kolaylaştırdın.'' diyerek sırıtır. Skywalker şok olmuş bir şekilde ''Ama bu nasıl olur? Öldüğünü sanmıştım.'' der. Montana ''En yüksek tepkime puanına sahip olduğum için bir süreliğine tüm güçlerimi iki katına çıkarabiliyorum, dayanıklılığım dahil. Bu sayede ölmedim, sadece ölmüş gibi rol yaptım.'' cevabını verir. Skywalker ''Tiksav Lee güçlerini anlatırken bundan bahsetmemişti.'' diyerek hissettiği acıdan ötürü yüzünü buruşturur.

Montana ''Sodex'in ona her bilgiyi verdiğini mi sandın?'' diyerek kafasını iki yana sallar. Skywalker hiddetle bakan gözlerle ''Sizden korkulur.'' der. ''Bak bu konuda haklısın işte.'' diyen Montana avucunda sıkıştırdığı Skywalker'a uyguladığı baskıyı iyice arttırır. Montana'nın ''Kemik Kıran!'' demesinin ardından kemiklerin kırılma sesleri yükselirken Skywalker uzun bir çığlık atar.

Montana onu serbest bıraktığında Skywalker'ın bedeni ağaç dalından aşağı doğru yere yığılır. Skywalker geri ayağa kalkamaz ve yerde iki büklüm bir şekilde uzanır. Montana'nın tepkime gücünün sona ermesiyle beraber hurdadan eli de parçalara ayrılarak dağılır. Montana derin bir nefes almasının ardından bakışını yerde yatan Skywalker'a çevirir. ''Devri bitecek olanlar biz değil, sizsiniz.''

Devrimci Karargahı Tuzak Bölgesi Savaşı - Kazanan: Montana
 
Son düzenleme:
14. Bölüm - Adalet Savaşı: Altıncı Kısım
Tiksav Lee deprem gücünün etkisinden dolayı yerden kalkamamış bir şekilde yatmaya devam etmektedir. Artyomdh ise karşısında gördüğü ellerinde devasa zarlar tutan büyük cüsseli ruha şaşkınlıkla bakmaktadır. ''İddian tutarsa beş dakikalığına güçlerimi kaybedeceğim demek. Tabi ben bu ruha engel olmazsam.'' diyen Artyom ruha Soru teknikleri ile vurmaya çalışır fakat hiçbir zarar veremez.

Nefes nefese kalmış olan Artyom kıl kapmış bir yüz ifadesiyle ruha doğru bakar. Tiksav Lee ise keyifle sırıtarak ''Boşuna uğraşma onu engellemen imkansız. Birazdan kaderin belirlenecek.'' der. Ruh zarları avucunun içine aldıktan sonra ellerini sallamaya başlar. Artyom ise bir hınçla Tiksav'a bakar ve ''Öyleyse seni engellerim.'' diyerek daha fazla yer çekimi gücü uygular. Yer çekiminin etkisiyle yer parçalanmaya başlar.

Bu sayede Tiksav gittikçe daha çok yerin içine gömülmektedir. Buna rağmen Tiksav dişlerini sıkarak elinden geldiğince dayanmaya çalışır. Bunu gören Artyom daha çok hırsla gücünü kullanmak üzereyken ruh bir anda Artyom'a elinin tersiyle vurur. Geriye doğru savrulan Artyom yere düşer ve böylece yer çekimi gücünün etkisi bozulur. Yerin metrelerce içine gömülmüş olan Tiksav Lee sonunda rahat bir nefes alır.

Yavaşça yerden kalkarken yukarıya bakarak iç çeker. ''Şimdi buradan çıkmak ayrı bir dert olacak. Savaşı bitirince ilk iş şarap içeceğim.'' O esnada yüzüne aldığı darbeden dolayı burnundan kan akan Artyom burnunu sildikten sonra tekrar ayaklanır. İçinden ''Şu ruh cidden can sıkıcı. Tiksav'a dokundurmayacak gibi.'' diye düşünür. Ruh hırıltılı bir sesle konuşur. ''Eğer zarlar en az altı gelirse Tiksav Lee'nin isteği gerçek olacak.'' Artyom gergin bir şekilde ruhun zarları sallamasını izlerken Tiksav'da içinde olduğu çukurdan dışarı tırmanmaya çalışmaktadır.

Artyom zarları atmadan önce hızla ona doğru ''Raging Tiger!'' diye bağırarak bir saldırı gönderir. Arkadaki ağaçlar parçalanırken saldırı ruhun bedeninin içinden geçer. Yine ona hiçbir hasar vermemiş gibi gözükmektedir. Artyom yapabileceği bir şey olmadığını düşünerek geri çekilmeye karar verir. Arkasını dönerek olay yerinden uzaklaşmak üzereyken zarların yere çarpma sesini duyar. Bir anlığına duraksayarak arkasına bakar. Tiksav'da bu sesi duymuştur ve tırmanmayı bırakmıştır. Meraklı bir şekilde ruha seslenerek ''Zarlar kaç geldi?'' diye sorar.

Artyom yutkunarak zarlara bakmasının ardından bir kahkaha atar. Ruh ise sessizliğini koruyarak Tiksav'a cevap vermez. Artyom'un kahkahasını duyan Tiksav olaya anlam veremeyerek iyice meraklanır. Yüksek sesle ''Ne oluyor lan orada!'' diye bağırır. Artyom kahkahası bittikten sonra sırıtarak ''Zarların biri üç diğeri iki geldi.'' der. Bunu duyan Tiksav Lee dünya başına yıkılmış gibi hisseder. Öfkeli bir ses tonuyla ''Beş mi geldi? Şansımı seveyim!'' diyerek yumruğunu sıkar. Ruh ise yalnızca ''Üzgünüm efendim.'' der ve bedeni yavaşça ortadan kaybolmaya başlar.

Bunu fark eden Artyom Tiksav'ın içinde olduğu çukura doğru yürümeye başlar. Çukurun başına vardığında Tiksav Lee ile göz göze gelirler. Artyom Tiksav'a yukarıdan bakarken özgüvenli bir gülümsemeyle ''Anlaşılan iddia tutturma konusunda yine kötü iş çıkardın.'' der. Ardından yer çekimi gücünü kullanarak gökyüzüne doğru mor renkli dalgalar gönderir. Tiksav gökyüzüne bakarken ''Yoksa düşündüğüm şey mi?'' diye mırıldanır. Ardından gökyüzünde bir parıldama belirir, gittikçe yaklaşmakta olan bir cisim gözükmektedir.

Bunun bir meteor olduğunu anlayınca çabucak çukuru tırmanmaya çalışır fakat yaşadığı endişeden dolayı vücudunu ter bastığını hisseder. Tutunduğu yerde ayağı kaymaktadır bu da tırmanmayı onun için zorlaştırır. Telaşla ruha doğru bakarak sesini yükseltir. ''Bana yardım et ruh!'' Fakat ruh hiçbir cevap vermez, bedeni gittikçe silinmeye devam eder ve en sonunda tamamen ortadan kaybolur. ''Kaçacak bir yer kalmadı.'' der Artyom soğuk bir ifadeyle. Tiksav ise ''Hayır! Bunu kabul etmiyorum, bu şekilde yenilemem.'' diyerek feryat eder.

Artık sakinliğini koruyamamaktadır, acele bir tavırla ''Şarap Şelalesi!'' diyerek yukarıya doğru bir şarap saldırısı gönderir. Artyom saldırıdan sıyrılarak geri çekilir. Havaya doğru giden şarap şelalesi yere Artyom'un üzerine doğru düşmeye başlar. Artyom son anda elini havaya kaldırıp yer çekimi gücünü kullanarak şarap sıvılarını havada durdurur. Kolunu ileri doğru savurarak şarapların kendisinden uzağa düşmesini sağlar. Tiksav bu girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını görünce sinirle tek eliyle tutunduğu toprak parçasına vurur.

Meteorun neredeyse çarpmak üzere olduğunu fark ettiğinde daha hızlı bir şekilde çukurdan çıkmaya çalışır. Zıplayarak kendini yukarı çekerek ilerlese de zamanında yetişemeyeceğini anlayınca durarak derin bir nefes alır. ''Elveda Tiksav Lee. Atışmalarımızı özleyeceğim.'' diyen Artyom arkasını döner ve yavaş adımlarla yürüyerek çukurdan uzaklaşır. Tiksav hiddetle haykırarak ona seslenir.

''Bunun beni öldüreceğini sanma sakın! Ben Tiksav Lee'yim!'' Sonunda meteor göz kamaştırıcı bir ışık parlaması eşliğinde Tiksav'ın içinde olduğu çukurun üzerine süratli bir şekilde çarpar. Çarpmanın etkisiyle etrafa büyük miktarda toprak parçası ve ses dalgası yayılır. Ortalık toz ve alevle kaplanmıştır. O sırada çarpmadan önce Soru tekniğini kullanan Artyom arkasına bakmadan hızla ilerlemektedir.

Devrimci Karargahı Çalılıkları Savaşı - Kazanan: artyomdh

Sodex Keepr'ın çağırdığı kedi ordusu üzerine çıkmış kendisine saldırırken son anda edit gücü ile kedileri hipnoz ederek Keepr'a yönlendirmeyi başarmıştır. Kediler hızla Keepr'a doğru koşmaktadırlar. Böyle bir şeyin yaşanacağını hiç düşünmediği için donup kalır, ne yapacağını bilemez bir haldedir. 'Durun diyorum size! Sizin sahibiniz benim!' diye seslenmeye devam etse de bir işe yaramaz.

Öfkeli kedi ordusu son hızla Keepr'ın üzerine çullanarak onu yere düşürür. Kediler Keepr'ın her yerini tırmalamaya ve ısırmaya başlarlar. Keepr yerde acı içinde kıvranırken Sodex yaralarını tutmaktadır. Tatminkar bir surat ifadesiyle sırıtarak ''Şimdi nasıl hissettirdiğini anladın mı?'' der. Sodex ağır bir şekilde Keepr'a doğru yaklaşırken aniden Keepr'ın olduğu yerden oldukça yüksek sesli köpek havlamaları duyulur.

Kediler bu sesten korkarak hızla Keepr'ın üzerinden çekilirler ve etrafta koşuşturarak oradan kaçarlar. Keepr bu sesi hacker gücünü kullanarak telefonundan açmıştır. ''Akıllıca bir hamle.'' diyen Sodex tebessüm ederek Keepr'ın toparlanmaya çalışmasını izler. Keepr nefes nefese kalmıştır ve acı içindedir. Birçok yerinden yaralar almış, üstü başı yırtılmıştır. Keepr güçlükle doğrularak ayağa kalkar. Ağzındaki kanı yere tükürdükten sonra titreyen kollarını havaya kaldırarak kedi pençelerini tekrar ortaya çıkarır.

Yorgun bir sesle ''Henüz kaybetmedim.'' der. Sodex'de yumruklarını sıkarak kolunu kaldırır ve ''Ben de öyle.'' diyerek kaşlarını çatar. Keepr zorlukla ayakta durmasına rağmen kararlı gözlerle ona bakarak konuşur. ''Kedilerimi kullanarak beni yenemezsin.'' Sodex bıyık altından gülümseyerek karşılık verir. ''Amacım o değildi zaten.'' Bunu demesinin ardından Keepr'ın yüzünde şaşkın bir ifade belirir.

Sodex elini havaya kaldırarak etraftaki tüm metal parçalarını kendine doğru çeker. Daha önce ona fırlattığı hurdalar ve karargahta bulunan ufak tefek metal parçalar birleşerek büyük bir yumruk oluştururlar. Gördüğü şey karşısında Keepr'ın gözleri fal taşı gibi açılır. Geriye doğru birkaç adım atsa da saldırıdan kaçabilecek kadar enerjisi kalmadığını hisseder.

Sodex ''Hurda Cehennemi!'' diyerek tüm gücüyle yumruğu Keepr'a doğru süratle savurur. Devasa yumruk Keepr'a çarparak onu havalandırır ve uzağa doğru fırlatır. Keepr gözden kaybolduktan sonra Sodex rahat bir nefes alır ve hurdadan yumruğu dağılarak yere düşer. Yaralarından ötürü biraz sendelese de yere yıkılmaz. Kafasını yavaşça yukarıya doğru kaldırarak gökyüzüne bakar. Ardından usulca ''Seni en başında uyarmıştım. Bu senin seçimindi.'' der.

Devrimci Karargahı Batı Bölgesi Savaşı - Kazanan: Sodex
Devrimcileri bozuk para gibi harcıyoruz :a:
 
16. Bölüm - Adalet Savaşı: Sekizinci Kısım
Sensey ve Soldier Boy'un haki çarpışmaları tüm şiddetiyle devam etmektedir. Soldier Boy kalkanıyla Sensey ise tekmesiyle birbirlerine vurmaya çalışmaktadırlar. Çarpışmaların haki şiddetinden dolayı etraftaki ağaçlar parçalanmakta, haki yıldırımları boylu boyunca uzanmaktadır. Sensey hem ışık hem haki ile kapladığı tekmesiyle son sürat Soldier Boy'a doğru bir tekme savurur. Soldier Boy haki ile kapladığı kalkanı ile saldırıyı zar zor engelleyerek geriye doğru sürüklenir.

Sensey bunu gördükten sonra sırıtarak ''O kalkan şimdiye parçalanır sanıyordum. Silahlanma hakin sağlammış.'' der. Soldier Boy'da belli belirsiz bir sırıtışla karşılık verir. ''Senin de haki savunman beklediğimden sağlammış.'' Sensey gözlüğünü düzelttikten sonra ''Uzun zamandır böyle keyifli bir dövüşe girmemiştim.'' der. Birden sırıtan yüz ifadesi ve daha ses tonu daha ciddi bir hal alır. ''Ama artık oyun vakti bitti.'' Bunu demesinin ardından Soldier Boy'un üzerine hızla ışık lazerleri göndermeye başlar.

Soldier Boy lazerleri kalkanı ile bloklamaya çalışır. Nefes nefese kalmasına rağmen hepsini bloklamayı başarır. Sensey lazer göndermeyi bıraktıktan sonra ''Saldırılarımı güzel karşılıyorsun ama yorulduğunu görebiliyorum. Bu savaşın sonucu belli.'' der. Soldier Boy nefesini toplarken ''Ben olsam o kadar emin konuşmazdım.'' diyerek hafifçe gülümser. Ardından beline takılı olan bir el bombasını çıkarıp Sensey'e doğru fırlatır.

Sensey bombadan rahatlıkla kaçınabileceğini bildiği için telaş yapmadan bekler. Fakat beklemediği bir anda bomba daha ona ulaşmadan havada patlayarak etrafa sürüsüyle şarapnel parçası yayar. Sensey kaçınmaya çalışsa da bunların bir kısmı Sensey'in koluna ve bacağına saplanır. Sensey acıyla dişlerini sıkar. Soldier Boy tam bu anda kalkanını süratle Sensey'e doğru fırlatır. Kalkan hızla Sensey'in karnına isabet eder ve onu geriye fırlatarak bir ağaca çarpmasını sağlar.

Bağıran Sensey'in karnı kan içinde kalır. Karnına baktığında kalkanın karnını delmiş olduğunu fark eder. İçinden ''Bu kadar acı hissetmeyeli ne kadar zaman oldu?'' diye geçirir. O sırada Soldier Boy hiç beklemeden Sensey'in dibine gelir. Hakiyle kapladığı yumruklar ile Sensey'in yüzüne arka arkaya yumruklar atmaya başlar. Soldier Boy hırsla yumruklar savururken yüzü kan içinde kalan Sensey'in gözlüğü yere düşer.

Soldier Boy yumruk atmayı kestikten sonra yorulmuş bir şekilde lafa girer. ''Gerçek adaletle şimdi tanışacaksın.'' Bunu dedikten sonra Soldier Boy'un gövdesi parıldamaya başlar. Sensey Soldier Boy'un tekrar bir patlama yaratacağını anlayarak telaşa kapılır. Sensey aniden parıltı formuna geçerek çok parlak bir ışık yayar. Bu yoğun ışık karşısında Soldier Boy gözlerini açık tutamaz ve acı içinde geriye doğru çekilir. Sensey bu anı fırsat bilerek kollarını çapraz şekilde birleştirip havaya kaldırır. ''Yasakani no Magatama!'' diyerek bir sürü ışık lazeri yollar.

Soldier Boy önünü göremediği için lazerlerden kaçınamaz ve saldırılar vücuduna isabet eder. Lazerler vücudunu delip geçerek ona büyük bir hasar verir. Soldier Boy saldırı sonucu kanlar içinde sırt üstü yere düşer. Sensey karnına saplanmış olan kalkanı çıkarıp bir köşeye fırlatır. Eliyle karnındaki yarasını tutarak derin bir nefes alır. Ardından ışıktan bir kılıç yaratır. Kılıcı ile Soldier Boy'un üzerine doğru yürür. ''Bu keyifli dövüş için sağol. Seni iyi hatırlayacağım.'' der gülümseyerek.

Kılıcını saplamak üzereyken Soldier Boy Sensey'in ayağına bir tekme atarak bir anlığına dengesini kaybetmesini sağlar. O anda Soldier Boy yerde dönerek Sensey'den uzaklaşır. Zorlukla da olsa tekrar ayağa kalkmaya başarır. İkisi de ağır yaralı durumdadır ve sınırlarına yaklaştıklarının farkındadırlar. Sensey bıkkın bir suratla ''Yolun sonuna geldin. Pes et artık.'' der. Soldier Boy ise sırıtarak ''Aynısı senin içinde geçerli.'' cevabını verir.

Sensey ''Daha ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun?'' diyerek kaşlarını çatar. Soldier Boy yumruklarını sıkarak havaya kaldırır. Kararlı bir ifadeyle ''Bunu bütün gün yapabilirim.'' der. Sensey bu kararlığı takdir ettiğini hissederek iki elini birleştirerek havaya kaldırır. ''Öyleyse bunu kullanma vakti geldi.'' Soldier Boy ne yapmak üzere olduğunu merak ederken Sensey ''Seni çağırıyorum amca.'' der. Soldier Boy şaşkınlıkla ''Ne amcasından bahsediyorsun sen?'' diye sorar. Birden arkasında birinin belirdiğini hisseder.

Arkasını döndüğünde karşısında Sensey'in amcasını görür. Gördüğüne inanamaz bir halde ''Yoksa bu Japonya'daki çaycı amcan mı?'' der. Sensey'in amcası ''Sadece çaycı değil.'' diyerek sırıttıktan sonra ''Sahte Spoiler Tekniği!'' diye sesini yükselterek kolunu kaldırır. Soldier Boy aniden kafasının içinde bir spoiler görüntüsü dönmeye başlar. Ne yaparsa yapsın o spoilerı düşünmekten ve görmekten kurtulamaz. Soldier Boy ızdırap içinde kafasını tutarak bağırırken Sensey sırıtarak ''Japonya'dan bana spoiler sağlayan amcam bu.'' der.

Soldier Boy Akainu'nun Dragon'u dövdüğüne dair bir spoiler görüntüsünü devamlı görmektedir. Soldier Boy ''Hayır! Bu gerçek değil çıkar şunu kafamdan!'' diye feryat ederek can çekişirken Sensey'in amcası ona doğru yaklaşır. ''Acına son vereyim.'' demesinin ardından elindeki çay tepsisini hızla sallamaya başlar. ''Çaycı Damgası!'' diye bağırarak tepsiyle Soldier Boy'un kafasına sert bir şekilde vurur. Saldırının etkisiyle Soldier Boy daha fazla dayanamaz ve bilincini yitirerek olduğu yerde bayılır.

Sensey amcasına bakarak içtenlikle gülümser ve ''Teşekkürler amca.'' der. Amcası ise ''Ne demek yeğenim.'' diyerek başıyla onu selamlar. Ardından bedeni yavaşça kaybolmaya başlarken ''Artık gitsem iyi olur.'' der. Sensey'de ''Görüşürüz amca, hayırlı işler.'' diyerek çağırma tekniğinin sona ermesini bekler. Sonrasında yerde yatan Soldier Boy'un yanı başına gelir ve ona doğru eğilerek konuşur. ''Bizim adalet anlayışımız sandığınızdan daha güçlü.''

Devrimci Karargahı Kuzey Bölgesi Savaşı - Kazanan: Sensey

O esnada Sodex eline tekrar telefonunu alır ve Sensey'i aramayı dener. Keepr yenildiği için Amiral lobisinin telefonlarının iletişimini engelleyen gücüde ortadan kalkmıştır. Sodex Sensey'i aramayı başarır. Telefonu açan Sensey'e hemen ''İyi misin Sensey?'' diye sorar. Sensey güçlükle ''Pek iyi durumda değilim ama Soldier Boy'u yenmeyi başardım. Ya sen?'' diye sorar. Sodex bunu duyunca rahat bir nefes alarak ''Ben de Keepr'ı yenmeyi başardım.'' der.

Sensey ''Tebrikler. Şimdi diğerlerine ulaşmamız lazım.'' diyerek usulca gülümser. Sodex ''Kaybetmiş olmalarına imkan yok.'' diye karşılık verir. Sensey'de ''Biliyorum. Onların hakisini hissedebiliyorum zaten.'' der. Sodex sevinçle ''Harika. Hemen diğerlerini arayalım öyleyse.'' diyerek telefonu kapatır. Sensey ve Sodex kalan amiral lobisi üyelerini telefonla ararlar. Diğer üyeler sırasıyla telefonlara cevap verirler ve dövüşlerini kazandıklarını söylerler.

Her bir üye zafer haberlerini aldıkça neşeyle dolar. Soru tekniğiyle hızlıca ilerlemekte olan Artyom ''Helal be size.'' der. Mewtwo'da ''Hepimizin eline sağlık.'' diyerek Germa kıyafeti ile havada yol kat etmeye devam eder. Onlar için atmosfer pozitif bir hal almışken Ch3rlo yangının gittikçe arttığını fark eder. O sırada Sensey ile konuşmakta olan Ch3rlo tedirgin bir sesle ''Bir an önce buradan gitmeliyiz Sensey. Alevler yakında her yere ulaşır.'' diyerek onu uyarır.

Sensey'de durumun farkına vararak ''Haklısın. Herkese karargahı terk etmesini söyleyin.'' der. Montana ise elinde telefonla yerde kıpırdayamadan yatan Skywalker'ın başında beklemektedir. Skywalker'a bakar ve ''Duydun mu la? Tüm Devrimci lobisi yenildi.'' diyerek sırıtır. Skywalker hüzünlü ve aynı zamanda öfkeli bir surat ifadesiyle bakakalır. Montana onun yanı başında dikilirken sert bir tonda konuşur. ''İki seçeneğiniz var. Ya komple bize biat edersiniz ya da canınızdan olursunuz.''

Skywalker bu teklife şiddetle karşı çıkarak sesini yükseltir. ''Asla! Asla size biat etmeyiz. Biz özgürlüğü sonuna kadar savunuyoruz, bunun için gerekirse ölürüz!'' Montana duydukları karşısında yalnızca umursamaz bir tavırla sırıtır. ''Oysa size bir şans vermiştim. Çok yazık.'' demesinin ardından elini ısıtarak magma ile kaplamaya başlar. Skywalker son kalan enerjisiyle kendini zorlayarak çizim gücünü kullanır ve bir megafon yaratır.

Tüm gücüyle avazı çıktığı kadar bağırarak diğer üyelere seslenir. ''Devrimciler! Kaybettiğiniz için utanmayın, biz onurumuzdan hiçbir şey kaybetmedik! Şanlı Devrimci ruhumuz ne olursa olsun yaşamaya devam edecek!'' Bunu demesinin ardından elinde tuttuğu megafonu düşürür. Montana hafifçe kıkırdayarak ''Ne kadar acıklı. Son anlarında bile kafa ütülüyorsun.'' der. Skywalker'ın sözlerini duyan Devrimci lobisi üyelerinden Kadir ve Büyük Korsan Kaidou duygulanarak gaza gelirler.

Kadir yerde yatarken hiddetle ''Devrimci lobisi burada sona ermeyecek!'' diye bağırarak büyük bir fırtına oluşturur. Onun yanında olan Ch3rlo şaşırarak ''Ne oluyor lan?'' diye bir tepki verir. Fırtınanın şiddeti iyice arttığı için Ch3rlo yerinde duramayarak rüzgara kapılıp geriye doğru itilir. O esnada diğer amiral lobisi üyeleri de rüzgarın etkisiyle etrafa savrulurlar. Kadir rüzgarı güçlükle kontrol ederek kendisini ve diğer Devrimci lobisi üyelerini havaya doğru kaldırmayı başarır.

Tüm Devrimci lobisi üyeleri rüzgarın yardımıyla havada süzülmektedirler. Kadir havada tüm üyeleri yan yana toplar. Soldier Boy ve Keepr'ın bilinci hala kapalıdır fakat diğer üyeler zorda olsa kendilerine gelebilmişlerdir. Skywalker onlara bakar ve ''Hayatta olmanıza sevindim.'' diyerek gülümser. Büyük Korsan Kaidou ''Şanslıydım. Mewtwo vücudumu kuruttuktan sonra havuza düşüp ıslandığım için kurtuldum.'' der. Tiksav Lee ise ''Ben de Artyom'un üzerime düşürdüğü meteordan iddia ruhunun gücünü kullanarak kurtulabildim.'' diyerek başını eğer.

''Şu ruh en sonunda bir işe yaramış.'' diyen Kadir hafif güler. Tiksav'da karşılık olarak sırıttıktan sonra Büyük Korsan Kaidou yanmakta olan karargahlarının ormanına bakar. Kadir'in yaptığı fırtına yüzünden alevler çok daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Büyük Korsan Kaidou buruk bir ses tonuyla ''Tüm karargahımız alevler altında kalacak.'' der. Skywalker ''Artık yapabileceğimiz bir şey yok. Geri çekilmeliyiz.'' diyerek yüzünü asar. Diğerleri istemeye istemeye de olsa onu onaylarlar.

Büyük Korsan Kaidou gözleri yaşlı bir şekilde güçlerini kullanarak büyük bir karga oluşturur. Karga tüm devrimci lobisi üyelerini sırtına alarak oradan uzaklaşmaya başlar. Kadir'in yaptığı rüzgarda hafifleyerek son bulur. Rüzgarın etkisinden dolayı kıpırdayamayan amiral lobisi üyeleri tekrar hareket edebilir hale gelirler. Hepsi havaya baktıklarında Devrimci lobisinin devasa karga eşliğinde uzaklaştıklarını fark ederler.

Ch3rlo bu manzara karşısında sinirlerine hakim olamaz. ''Buraya kadar gelmişken gitmelerine izin veremeyiz.'' diye düşündükten sonra ''Buz Dağı!'' diye bağırarak yerden devasa bir buz kütlesi çıkarır. Buz dağı gittikçe Devrimci lobisine doğru yaklaşmaktadır. Hepsi dehşete düşmüş bir şekilde donakalmışlardır. Kadir ''Şimdi ne yapacağız?'' diyerek seslenir. Skywalker ''Benim hiç enerjim kalmadı.'' diye cevaplar. Büyük Korsan Kaidou ''Benim de aynı şekilde.'' der.

Tiksav Lee ise içten içe ''Bunu benim yapmam lazım.'' diye düşünür. Hissettiği pişmanlık ve hayatta kalma içgüdüsünün birleşimiyle öne doğru atılır. Skywalker telaşla ''Ne yapıyorsun Tiksav?'' diye bağırır. Tiksav Lee içinde artmakta olan bir adrenalin ve güç hisseder. Diğerlerine dönerek ''Bunu bir süredir hissediyordum. Bu benim uyanmamış olan diğer gücüm.'' diyerek yumruğunu sıkar. Diğer üyeler ne tepki vereceklerini bilemez bir halde ona bakarlar. Tiksav Lee güven veren bir gülümseme ile ''Bunu bana bırakın.'' der.

Ardından tekrar önüne döner ve yaklaşmakta olan buz dağını görür. Ne olursa olsun burada ölmeye niyeti yoktur. Şu zamana kadar Devrimcilerle yaşadığı her mutlu anıyı düşünerek derin bir nefes alır. Ardından tüm kalbini ve iradesini ortaya koyup kendilerine gelen buz dağına doğru kolunu uzatarak ''Alev Aynası!'' diye bağırır. Bir anda elinden devasa bir alev çıkar. Alevler tıpkı bir duvar gibi birleşerek kalkan görevi görür ve buz dağı ile havada büyük bir çarpışmaya sebep olur. Buz dağı daha fazla ilerleyemez, alevleri geçemediği için olduğu yerde kalır.

Diğer Devrimciler gördüklerine inanamayarak sevinçle bağırırlar. Kadir çoşkuyla ''Bizi kurtardın Tiksav!'' der. Büyük Korsan Kaidou ''İşte bu be! Harikaydı oğlum!'' diyerek elini havaya kaldırır. Skywalker ise gördükleri karşısında adeta büyülenmiştir. ''Bu Sabo'nun gücü.'' diye mırıldanarak Tiksav Lee'ye gururla bakar. Tiksav'da Devrimcilerin geleceği olacak potansiyeli gördüğü için duygusallaşır ve gözleri dolar. Tiksav Lee'de yaşadığı şok ve heyecan duygusuyla onlara bakar. ''Gerçekten başardım.'' diyerek gülümser.

Devrimci lobisi kargayla beraber olay yerinden uzaklaşırken aşağıdaki Amiral lobisi üyelerini görürler. Skywalker onlara bakarak yüksek sesle seslenir. ''Bu iş burada bitmedi! Hesaplaşacağımız gün gelecek. O gün geldiğinde hepinizi yok edeceğiz!'' Bunu demesinin ardından tüm Amiral lobisi üyelerinin bakışları onların üzerine kilitlenir. Devrimci lobisi gittikçe uzaklaşarak gözden kaybolur. Onların gidişini izlerken Sensey'in yüzünde kararlı bir ifade vardır. Şahin gibi keskin bakan gözlerle kaşlarını çatarak ''O günü sabırsızlıkla bekliyor olacağız.'' der.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık