Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

KorsanFan Lobi Savaşları

3. Bölüm - Serbest Kalan Mahkum
Denizin ortasında, yüzeye çıkmış halde usulca hareket eden bir denizaltının güvertesine yerleştirdikleri sandalyelere oturmuş şekilde sohbet etmektedir Law lobisi. Serinin gidişatı hakkında sohbet ederlerken ''Law okumayı cidden özledim ya.'' diye sitem eder Trafalgar Law. Murray okumakta olduğu gazeteden başını hafif kaldırır. ''Al benden de o kadar. Ne zaman geri dönecek acaba?'' ''Zamanından emin değilim ama elbet dönecek, hayatta olduğunu biliyoruz.'' der Croc kendinden emin bir ses tonuyla. Ölüm Cerrahı ona katıldığını belli ederek lafa girer. ''Oda böyle bir karakteri harcamaz. Karasakal karşısında nasıl bir performans verdiğini hepimiz gördük.''

Trao elinde tuttuğu neşteri çevirirken ''Çok sağlam bir mücadeleydi cidden. Karasakal'a yardım eden tayfası olmasa Law savaştan galip bile ayrılabilirdi.'' diyerek gurur dolu bir ifadeyle gülümser. O sırada çayını içmekte olan Roshi (01746) sohbete dahil olur. ''Bepo'yu da unutmamak lazım. O da kendini aşarak kaptanını Karasakal'ın elinden kurtardı.'' Bunu duyan Croc aniden heyecanla lafın arasına atlar. ''Evet! Gerçekten mükemmel bir andı. Bepo ile gurur duyuyorum.''

''Karasakal ile olan savaşa animeden de baktınız mı? Beni ayrı bir duygulandırdı, iyi iş çıkarmışlar.'' der Trafalgar Law hafif bir tebessüm eşliğinde. Croc yine heyecanla ve parlayan gözlerle cevap verir. ''Elbette baktım. Bepo'yu mangadakinden bile daha güçlü resmetmişler, efsaneydi.'' Trao şapkasını düzelterek lafa girer. ''Kaliteli Law sahneleri izlemeye asla hayır demem.'' Murray ''Anlaşılan tıpkı Oda gibi Toei'de Law seviyor.'' diyerek gazete sayfasını çevirir. Roshi çayını yudumlarken hafif sırıtarak ortaya bir laf atar. ''Sonuçta Corazon'un emaneti, bu adam sevilmez mi?'' Trafalgar Law onu onaylayan bir yüz ifadesiyle karşılık verir. ''Çok doğru Roshi-san. Corazon'un yetiştirdiği birinden daha
azı beklenemezdi.'' Diğer üyeler bu muhabbetin üzerine biraz duygusallaşarak iç çekerler.

Ardından Ölüm Cerrahı ''Yeni bir Law romanı da yolda. Yapımcılarda karakterin büyüklüğünün farkında.'' diyerek sevincini belli eder. Trafalgar Law bunu duyduktan sonra kararlı bakan gözlerle diğerlerine döner. ''Yakında bizim lobimizde dikkate alınmaya başlayacak. Henüz diğer lobiler için pek tehditkar gözükmesek bile gün geçtikçe güçleniyoruz, bizi küçümseyenlerin başına bela olacağımızdan şüphem yok.'' Bu konuşmayı dinleyen üyeler kendilerine olan inançlarının arttığını hissederler. ''Birlikte olduğumuz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz şey yok.'' der Trao sevgi dolu bir sırıtışla. Roshi çayını bitirdikten sonra meraklı bir tavırla Trafalgar Law'a bir soru yöneltir. ''Ben buralarda yokken Milllennium Wizard ile aranızda bir şey yaşandığını duydum, bu doğru mu?'

Trafalgar Law bu soruyu fazla ciddiye almamış gibi bir umursamazlıkla cevaplar. ''Evet aramızda bir şeyler yaşandı ve artık ittifak değiliz. Fakat çok önemli bir mevzu değil.'' Roshi biraz üzgün bir ifadeyle ona bakarak konuşur. ''Millennium Wizard'ın Law savunduğu günler geride kaldı sanırım. Yazık olmuş.'' Trafalgar Law'ın içinde hissettiği hırs bir anlığına dışarıya yansır. Herkesin gözü onun üzerine kitlenmiştir. Trafalgar Law özgüvenli bir şekilde göğsünü kabartarak konuşur. ''Ayrı düşmemiz bize sorun çıkarmayacak. Çünkü yakında onun icabına bizzat ben bakacağım.'' Bunu duyan üyeler onun kararlığından etkilenmiş bir şekilde gülümseyerek sohbetlerine devam ederler.

Kavurucu sıcağın hüküm sürdüğü bir çölün ortasında bulunan tenha bir barın içerisinde oturmaktadır Sir Crocodile. Bir yandan karşısındaki barmenden rica ettiği üzere kancasına montelediği içkisini yudumlarken diğer yandan elinde ki ödül posterine bakarak keyif çatmaktadır. Bu ödül Crocodile karakterinden başkasına ait değildir. ''Şu ödülün güzelliğine bak, Crocodile haterlarının bir bir patlayışını görmek oldukça keyifli.'' diyerek sırıtır kendi kendine.

Barmene bakarak ''Bu sadece başlangıç, ileride daha çok patlayacaklar. Haklılığım iyice anlaşılacak.'' der ve içkisini kafasına diker. Ardından bardağı sertçe masaya vurur, dudağının kenarından viski akmaktadır. Barmen ne tepki vereceğini bilemeden ''Haklısın abi.'' diyerek sessizce onu izlemektedir. Sir Crocodile ise neşeli bir ses tonuyla konuşmaya devam eder.

''Özellikle Doflamingo fanlarının yapacağı bahaneleri merakla bekliyorum.'' demesi üzerine kötücül bir kahkaha atar. Barmen kafası karışmış bir şekilde masayı silerken ''B-ben de öyle..'' der. Barmen önündeki kanca gözüne takıldığı için kendini biraz tedirgin hissetmiştir. Sir Crocodile'ın ''Bir tane daha doldur.'' demesi üzerine bardağı ondan alır. O esnada Sir Crocodile arkadan gelen ayak sesleri eşliğinde içeriye birinin girdiğini fark eder. Arkasını döner ve gelen kişiyi görünce ufak bir tebessüm eder.

''Seni buralarda görmeyi beklemiyordum, Kenny. Tanıdık bir sima görmeyeli oluyor.'' diyerek içkisini ağzına götürür. Kenny ise hafif sırıtarak karşılık verir. ''Ben de seni görmeyeli baya oluyor. Şu aralar One Piece konularında takılmıyorsun gibi.'' ''Seri eskisi kadar ilgimi çekmiyor. Şu an beni One Piece ile ilgili keyiflendiren tek şey Crocodile'ın haterlarını patlatması.'' der Sir Crocodile gözünü tekrar elinde ki ödül posterine çevirerek. Kenny barmenden içki istedikten sonra elini sakalına götürür ve düşünceli şekilde ovuşturur.

''Crocodile'dan öyle bir ödülü kimse beklemiyordu. Bu konuda hakkını vermek gerek.'' Sir Crocodile ''Eyvallah, mangayı doğru okuyanlar için çok sürpriz olmadı.'' diyerek içkisinin keyfini çıkarır. Kenny etrafına biraz bakındıktan sonra Sir Crocodile'a döner. ''Buna rağmen hala tek Crocodile fanı sensin gibi duruyor.'' diyerek kıkırdar. ''Kişi sayısı önemsiz. Senelerce tek başıma mücadele ettim, bu lobiyi de tek başıma taşırım.'' der Sir Crocodile kendinden emin bir tavırla. Kenny bu aforizmadan biraz etkilenmiş gibi gözükmektedir. İçten içe Sir Crocodile'a saygı duyduğunu fark eder. ''Sanırım haklısın. Gördüğüm en tutkulu fanlık performanslarından birine imza attın, tebrikler.''

Sir Crocodile ''Değerimiz sonradan anlaşılmış gibi duruyor.'' diyerek sitemle karışık bir gülümseme ile elindeki içki bardağıyla oynar. Kenny bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar ona bakarak ''Şimdi düşündüm de, seni gördüğüme sevindim. İkimizde Fenerliyiz neticede.'' der. Bunun üzerine ikisi de gülerek içki bardaklarını tokuşturur ve uzun sürecek bir futbol sohbetine dalarlar.

Dolunayın parıldayarak yükseldiği, fırtınanın hüküm sürdüğü bir gecenin ortasında iki kapüşonlu pelerin giymiş adam bulundukları gemiden karaya inerek ilerlemektedirler. Şiddetli bir yağmur eşliğinde gök gürültülerinin yoğun olduğu gecede bu iki adam bir hapishanenin önüne gelmişlerdir. Hapishane girişinin önündeki iki gardiyan onlara kim olduklarını sormalarının üzerine iki adamda sessiz kalır. Gardiyanlar bu saatte ziyarete gelemeyeceklerini belirtmelerinin ardından tam onlara müdahale etmek üzereyken iki adamda aniden kılıçlarını çeker ve gardiyanları boydan boya keserek yere düşmelerini sağlarlar.

Kapüşonlu iki adam hapishanenin giriş kapısını kılıçları ile parçaladıktan sonra içeriye dalarlar ve üzerlerine gelen tüm gardiyanları alaşağı ederek ilerlerler. Hücrelerin olduğu bölüme geldiklerinde kendilerini serbest bırakmaları için yalvar yakar bağıran mahkumları görmezden gelip sessizce yürümeye devam ederler. Koridorun sonundaki hücrenin önüne geldiklerinde duraksayarak içeride zincirlenmiş şekilde tutsak durumda olan mahkuma bakarlar. Mahkum yavaşça kafasını kaldırır ve onlara bakar.

Bu mahkum King'den başkası değildir. King meraklı bir surat ifadesiyle ''Siz kimsiniz?'' diye sorar. İki adamda aynı anda kapüşonlarını indirirler. Onları görünce King'in yüzünde uzun zaman sonra tanıdık birini görmenin verdiği mutluluk belirir. ''RedTeroR ve Densetsu no Samurai.'' der umut dolu bakışlarla. RedTeroR ufak bir tebessüm eder. ''Seni görmeyeli uzun zaman olmuştu kardeşim.'' King bunu duyunca ''Evet, ne kadar olduğunu bile tam hatırlamıyorum.'' der düşünceli şekilde.

Ardından ''Kılıç lobisinin hâlâ aktif durumda olduğunu bilmiyordum, birlik içinde olmadığınızı hatta lobiden ayrılanlar olduğunu duymuştum.'' diyerek şaşkınlığını belli eder. Densetsu no Samurai sakince cevaplar. ''Sadece görünürde aktif değiliz. Fakat büyük planlarımız var.'' King bu sözü duyunca bıyık altından gülümser. ''Demek öyle.. Bunu duyduğuma sevindim. Peki ya lobinin lidersiz kaldığı söylentisi doğru mu?'' RedTeroR küçümseyici bir tavırla cevap verir.

''Bu sadece göstermelik bir haberdi, gizli kapılar ardında yeni bir liderimiz var.'' ''Kim bu lider?'' diye sorar King kafası karışmış bir şekilde. ''Liderin kimliği gizli. Yalnızca onun karşısına çıktığında kim olduğunu öğrenebilirsin.'' der Densetsu no Samurai soğuk bir ses tonuyla. King gözlerini kısarak hafif sırıtır. ''Öyle olsun madem.'' RedTeroR hücrenin demir parmaklarını kılıcıyla keser ve hücrenin içine girerler. RedTeroR King'e yaklaştıktan sonra kollarının bağlı olduğu iki zinciri keserek King'i serbest bırakır.

King kaslarını gevşettikten sonra bileklerini kavrar. Ellerini tekrar özgürce hareket ettirebilmenin hissini yaşayarak rahat bir nefes alır. RedTeroR ve Densetsu no Samurai ikilisine dönerek sevinçli bir şekilde bakar. ''Teşekkür ederim. Ne kadar süredir buradayım?'' RedTeroR biraz düşündükten sonra ''Sen ban yiyeli ve buraya atılalı iki sene oldu.'' diye cevaplar. King'in yüz ifadesinden hissettiği şaşkınlık ve hüzün aynı anda okunabilir durumdadır.

Densetsu no Samurai ona doğru yaklaşarak kışkırtıcı bir tonda konuşur. ''Banlanmana kimin sebep olduğunu hatırlıyor musun?'' Bunu duymasının üzerine King'in yüzü öfkeli bir hal alır. ''Soldier Boy..'' der dişlerini sıkarak. RedTeroR King'in omzunu tutarak güven veren bir sima ile cevap verir. ''Artık ondan intikamını alman için bir fırsatın var.'' King onu onaylayan bir şekilde başını sallayarak gülümser. Densetsu no Samurai ise elinde tuttuğu ikinci kılıcı ona uzatır. ''Bu senin.'' King kılıcını aldıktan sonra kokusunu içine çekerek zevk dolu bir duyguya kapılır. ''Ah sonunda, kılıcımı özlemişim.'' O sırada RedTeroR cebinden çıkardığı telefon ile İnari'ye sesli bir mesaj yollar.

''King'i aldık. Gemiyi yola çıkmak için hazırlayabilirsin.'' Kısa bir süre sonra İnari'den mesaj yoluyla bir cevap gelir. ''Geldiğinizde gemiyi hazırlamış olurum.'' Bu mesajı gören RedTeroR diğer ikisine dönerek ''Artık gitsek iyi olur. Önümüzde uzun bir yol ve bizi bekleyen lobi üyeleri var.'' der. King ''Nasıl isterseniz.'' diyerek kılıcını beline yerleştirir ve diğer ikisi ile birlikte gecenin karanlığında kahkahalar eşliğinde hapishaneyi terk eder.
Law lobisinin ponçikliği gerçek mi :oleyo2:

Timsah yine bildiğimiz gibi Keeny'e allah sabır versin xD

@Densetsu no Samurai hafif ifşalanmışız lobiyi dağıtıp Lütfücüleri nika ayağına içten yok etmemizi anlamış adamlar bir tık üzüldüm xD

@King kardeşim tekrar hoşgeldin.

Edit: @İnari olayını ben de anlamadım var bir fırıldak.
 
4. Bölüm - Savaş Hazırlıkları
Devrimci lobisi üyeleri malikanelerinin bahçesindeki bir çardağın içinde toplanmış halde sohbet etmektedirler. Sohbet sürerken kafasındaki düşünceleri tartan Skywalker bir süre sonra tüm üyelere birden seslenir. ''Yoldaşlar. Lobimizde bir lider olmadığının farkındayım, burada hepimiz eşitiz. Fakat yine de bu konuşmayı üstlenmek istiyorum.'' Bunu duyan diğer üyeler Skywalker'a onay vererek söyleyeceklerine dikkat kesilirler. Skywalker boğazını temizleyerek lafına devam eder.

''Amiral lobisine karşı başlatacağımız savaş için hep beraber bir plan yapmamız gerektiğini düşünüyorum.'' Bunun üstüne Soldier Boy hemen lafa atlar. ''Gidip direkt dalmayı tavsiye ediyorum.'' Skywalker bu cevaba hafifçe sırıtarak karşılık verir. ''Heyecanını anlayabiliyorum fakat plansız hareket etmenin sağlıklı sonuç vereceğini sanmıyorum. Onları gafil avlayarak kazanmak bizim için en garanti yol olacaktır.''

''Ama böylesi bize yakışır mı?'' diye bir soru yöneltir Kadir. Skywalker uzaklara bakarken gözlerini Kadir'e çevirir. Sakin bir ses tonuyla lafa girer. ''Neden böyle düşündüğünü anlayabiliyorum. Fakat işimizi garantiye almalıyız, onlara kesin bir yenilgi verebilmemiz için her şeyin hesaplanmış olması lazım.'' Tiksav Lee Skywalker ile benzer düşündüğünü fark edince ''Tek atımlık bir kurşunumuz varmış gibi düşünmeliyiz.'' der. Skywalker ''Aynen öyle.'' diyerek gururlu bir bakışla Tiksav'a döner.

Bu sözlerin üzerine lobi üyeleri kendi aralarında laflarken Büyük Korsan Kaidou ortaya bir fikir atar. ''Amiral lobisini kışkırtıp kendi bölgemize çekmeye ne dersiniz?'' Diğer üyeler laflamayı bırakarak bu sözlere dikkat kesilirler. Bu planı kafalarında tartıp biçtikten sonra fena bir fikir olmadığı kanısına varırlar. ''Bu bize ciddi bir avantaj sağlayabilir.'' der Tiksav Lee. Soldier Boy kendinden emin bir üslupla lafa dahil olur. ''Onları kışkırtmak için bir video hazırlayabilirim.''

Keepr ise ''Ben de hackerlık yeteneklerimi kullanarak tüm Amiral lobisinin videoyu izlemesini sağlayabilirim.'' diyerek gözlüğünü düzeltir. ''Mantıklı bir fikir gibi duruyor.'' der Skywalker söylenilenlerin üzerine düşündükten sonra. Ardından ''Peki ya bu video nasıl bir şey olmalı?'' diye bir soru atar ortaya. Kadir sessizliğini bozarak cevap verir. ''Amirallerin yediği dayakları ve uşaklıklarını gösteren bir video olabilir.'' ''Bu harika bir fikir.'' der Büyük Korsan Kaidou heyecanla. ''Bence de bu yeterli olur.'' diye ekler Skywalker. Soldier Boy sabırsızlıkla ellerini ovuşturur. ''Bu eğlenceli olacak.'' Üyeler video konusunda fikir birliğine vardıktan sonra plan için hazırlıklara başlarlar.

Amiral lobisi denizin ortasındaki Denizci karargahlarında bir toplantı düzenlemektedir. Üyeler toplantı odasının içinde yuvarlak bir masanın etrafında toplanmış durumdadırlar. ''Devrimci lobisinin yakında bize karşı harekete geçeceğini düşünüyorum.'' der Mewtwo sohbetin ortasında lafa girerek. Ona katıldığını belli eden bir tepki veren Sensey ''Ben de aynı şeyi düşünüyorum.'' diyerek ciddi bir ifade takınır. Durumun ciddiyetini fark eden diğer üyeler sohbeti kesip dikkatlerini onun diyeceklerine yöneltirler. Sensey çayını yudumladıktan sonra lafına devam eder. ''Bu yüzden lobimizin iki üyesini daha toplantıya çağırdım.'' Bunu söylemesinin üzerine önlerindeki kapı açılır ve içeriye tıpkı diğer üyeler gibi amiral paltosu giyen iki kişi girer. Bu kişiler Montana ve Sodex'tir.

Montana ''Selamlar.'' diyerek onları selamlar. ''Hoş geldiniz.'' der Sensey gülümseyerek. ''Hoş bulduk.'' diye cevap verir Montana ve Sodex. Diğerleri de kafalarıyla onları selamlayarak karşılık verirler. Ardından Montana ve Sodex ikilisi masaya diğer üyelerin yanlarına oturur. Montana onlara bakarak sırıtır. ''Tekrardan burada olmak güzel, bir süredir uğrayamıyorduk.'' Mewtwo ''Sizi burada görmekte güzel.'' diyerek önündeki bardağa içkisini doldurur. ''Bir diğer lobimiz olan Amiral lobisi adına savaşmaktan asla çekinmeyiz.'' der Sodex pozitif bir şekilde. Montana merakını gizleyemeyerek aklındaki soru yöneltir. ''Devrimcilerin bize karşı harekete geçeceği dedikodusu doğru mu?''

''Bu konuda bir iki duyum aldık. Ayrıca Keepr'ı lobilerine katmaları da bu duyumları destekliyor.'' diye cevaplar Artyomdh. ''Bu doğru bile olsa bizim ekibimize karşı şansları yok.'' der ch3rlo rahat bir tavırla. Defterdar defterine notlar alırken bıyık altından sırıtarak söze girer. ''Bizi yenmeleri için Keepr'dan fazlasına ihtiyaçları var.'' Montana ''Onlar Keepr'ı aralarına almış olabilirler fakat bizim elimizde başka bir koz daha var.'' diyerek arkasına yaslanır.

Tyr meraklı gözlerle ''Nedir o?'' diye sorar. ''Tiksav Lee.'' cevabını verir Montana. Duruşundan verdiği cevaptan emin olduğu anlaşılabilmektedir. Diğerleri şaşkınlıkla ona bakakalırlar. Montana durumu açıklamak için lafına devam eder. ''Tiksav Devrimci lobisinin bir üyesi olsa da aynı zamanda Hurdacı lobisinin de bir üyesi. Eğer onu ikna edebilirsek bize Devrimci lobisi ile ilgili işe yarar bilgiler verebilir.''

''Tiksav'ın Devrimcilere ihanet edeceğini pek sanmıyorum.'' der Tyr şüpheci bir yüz ifadesi ile. Sodex ''Lobi işlerinin kalbinde ihanet yatar, bence imkansız değil.'' diyerek birtakım düşüncelere dalar. ''Denemekten zarar gelmez gibi, sen ne dersin Sensey?'' der Mewtwo. Sensey bu konu üzerine biraz kafa yorduktan sonra cevabını verir. ''Pekala, şansımızı deneyelim.'' Montana bu cevabı sevinçle karşılar. Sensey'e bakarak ''Pişman olmayacağımıza eminim.'' der. Sensey'de gülümseyerek karşılık verir. ''Öyleyse Hurdacı lobisi üyesi olan sizlere güveniyorum Montana ve Sodex. Tiksav'ı yanımıza çekebilmek için elinizden geleni yapın.''

Günün ilerleyen saatlerinde Devrimci lobisi üyeleri video hazırlıklarına devam ederlerken Tiksav Lee ise evinde birkaç arkadaşı ile birlikte Counter Strike oynamaktadır. O esnada telefonun çaldığını fark eder. Arayanın Montana olduğunu görür fakat oyunda olduğu için açmaya tenezzül etmeyip meşgule atar. Telefon tekrar çalmaya başlayınca Tiksav dayanamayıp arkadaşlarından müsade ister ve kulaklığını çıkarıp çağrıya cevap verir. ''Şu an müsait değilim usta oyundayım.'' der aceleyle.

Montana bu duruma biraz bozulsa da fazla aldırış etmeden konuşur. ''Telefonda konuşmak için aramadım zaten usta. Yüz yüze görüşmek istediğim bir konu var.'' Tiksav Lee başta bu isteği garipser fakat bunu garipsediğini belli etmemeye çalışarak lafına devam eder. ''Yüz yüze görüşmek istiyorsan yarın buluşabiliriz sana da uyarsa.'' O anda telefonu hoparlöre alan Montana gülümseyerek diğer Amiral lobisi üyelerine baktıktan sonra ''Tamamdır, yarın ben sana konum atarım. Görüşürüz.'' der. Tiksav Lee'de ''Görüşürüz.'' diyerek telefonu kapatır. Kendini azıcık stres altında hisseder fakat aynı zamanda konunun ne olduğunu bir o kadar merak eder. ''Bu da nereden çıktı şimdi?'' diye düşünür kendi kendine oyununa dönmeden önce.

Yoğun kar yağışının olduğu tepelik bir alanda, dağın tepesine kurulmuş bir şatonun içerisinde şöminesinin önündeki kanepeye oturmuş şekilde şarabını içmektedir Mike. Yanı başında uyuklayan yavru bir geyik ve omuzlarına yaslanmış halde kanepede uzanan iki kadın vardır. Mike kadınlar ile sohbet edip gülüşürken içlerinden biri ''Geyiğin çok tatlıymış, adı ne?' diye bir soru yöneltir. Mike gururlu bir bakışla sırıtarak ''Adı Chopper, ama isterseniz Kahve Kral'da diyebilirsiniz.'' der. Kızlar içtenlikle gülümseyerek Mike'a daha çok sarılırlar. Soruyu soran kız 'Yaa, ismi de çok şekermiş' diyerek elini uzatır ve geyiğin kafasını okşar.

Mike gülerek şarabından bir yudum alır. O sırada içeriye yaşlı bir kadın girer. Minnettar bir şekilde Mike'a seslenir. ''Teşekkürler Mike, ellerin dert görmesin. Buralardaki en iyi doktor sensin.'' 'Ne demek teyzecim, ne zaman istersen gelebilirsin. Kendine dikkat et.'' der Mike sıcakkanlı bir şekilde. Teyze ''Kızlarımla iyi anlaştınız mı?'' diye sorduktan sonra hem Mike hem kızların ağzından aynı anda ''Evet, hem de çok.'' cümlesi çıkar.

Bu cevabı duyan teyze tatmin olmuş bir surat ifadesi ile gülümseyip ''Öyleyse ben eve geçeyim, daha yapacak işlerim var. Size iyi eğlenceler.'' diyerek şatodan ayrılır. Teyze gittikten sonra Mike'ın kızlara dönerek 'Fan art koleksiyonumu görmek ister misiniz?' demesi üzerine kızlar heyecanlanır ve ''Elbette isteriz'' diye yanıtlarlar. Mike ''Öyleyse ne duruyoruz?' dedikten sonra ikisinin de elinden tutar ve gülücükler eşliğinde şatoda gezintiye çıkarlar.

Şatonun duvarlarında asılı olan fan art tablolarına göz gezdirirlerken Mike telefonuna Mcgill'den bir mesaj geldiğini fark eder. Mesajda ''Bu gece Kılıç lobisinde akşam yemeği yenecek. Seni de bekliyoruz.'' yazmaktadır. Mike kaşlarını çatarak kendi kendine 'Şimdi bunun sırası mıydı?'' diye söylenir. İsteksiz bir bakışla kızlara döner ve ''Benim çıkmam lazım, önemli bir toplantım var.'' der. Kızların hayal kırıklığına uğradığı oldukça belli olsa da Mike iş iştir diye düşünerek ceketini giyer. Kapıya doğru yürürken söylenmeye devam ederek yola koyulur.

Gecenin karanlığında tüm ihtişamı ile göğe yükselen bir şatonun içerisinde, uzun bir masanın en başında oturmakta olan biri vardır. Oturan kişi kılıç lobisinin lideridir. Bulunduğu odanın kapısının tıklatıldığını duyar ve ''İçeri gelebilirsin.'' diye seslenir. Kapı yavaşça açıldıktan sonra içeriye Falconx girer ve saygıyla başını eğerek konuşur. ''King'i kurtarma operasyonunun başarı ile sonuçlandığını iletmek için geldim efendim. Şu an yolda olduklarını bildirdiler.''

Gizemli lider bu haberi duyunca hafifçe tebessüm ederek cevap verir. ''Güzel. Onu en iyi şekilde karşıladığınızdan emin olun. Akşam yemeğinden sonra King ile bizzat ben görüşeceğim.'' ''Nasıl isterseniz.'' der Falconx tekrar başını eğerek. Ardından arkasını döner ve sessizce odadan ayrılır. Lider oturduğu sandalyede geriye yaslanarak gözlerini tavana diker. Yüzünde kararlı bir ifade ile sabırsız bir şekilde sırıtır. ''Yakında tüm lobiler kılıcımızın tadına bakacak.''
 
Son düzenleme:
4. Bölüm - Savaş Hazırlıkları
Devrimci lobisi üyeleri malikanelerinin bahçesindeki bir çardağın içinde toplanmış halde sohbet etmektedirler. Sohbet sürerken kafasındaki düşünceleri tartan Skywalker bir süre sonra tüm üyelere birden seslenir. ''Yoldaşlar. Lobimizde bir lider olmadığının farkındayım, burada hepimiz eşitiz. Fakat yine de bu konuşmayı üstlenmek istiyorum.'' Bunu duyan diğer üyeler Skywalker'a onay vererek söyleyeceklerine dikkat kesilirler. Skywalker boğazını temizleyerek lafına devam eder.

''Amiral lobisine karşı başlatacağımız savaş için hep beraber bir plan yapmamız gerektiğini düşünüyorum.'' Bunun üstüne Soldier Boy hemen lafa atlar. ''Gidip direkt dalmayı tavsiye ediyorum.'' Skywalker bu cevaba hafifçe sırıtarak karşılık verir. ''Heyecanını anlayabiliyorum fakat plansız hareket etmenin sağlıklı sonuç vereceğini sanmıyorum. Onları gafil avlayarak kazanmak bizim için en garanti yol olacaktır.''

''Ama böylesi bize yakışır mı?'' diye bir soru yöneltir Kadir. Skywalker uzaklara bakarken gözlerini Kadir'e çevirir. Sakin bir ses tonuyla lafa girer. ''Neden böyle düşündüğünü anlayabiliyorum. Fakat işimizi garantiye almamız lazım, onlara kesin bir yenilgi verebilmemiz için her şeyin hesaplanmış olması lazım.'' Tiksav Lee Skywalker ile benzer düşündüğünü fark edince ''Tek atımlık bir kurşunumuz varmış gibi düşünmeliyiz.'' der. Skywalker ''Aynen öyle.'' diyerek gururlu bir bakışla Tiksav'a döner.

Bu sözlerin üzerine lobi üyeleri kendi aralarında laflarken Büyük Korsan Kaidou ortaya bir fikir atar. ''Amiral lobisini kışkırtıp kendi bölgemize çekmeye ne dersiniz?'' Diğer üyeler laflamayı bırakarak bu sözlere dikkat kesilirler. Bu planı kafalarında tartıp biçtikten sonra fena bir fikir olmadığı kanısına varırlar. ''Bu bize ciddi bir avantaj sağlayabilir.'' der Tiksav Lee. Soldier Boy kendinden emin bir üslupla lafa dahil olur. ''Onları kışkırtmak için bir video hazırlayabilirim.''

Keepr ise ''Ben de hackerlık yeteneklerimi kullanarak tüm Amiral lobisinin videoyu izlemesini sağlayabilirim.'' diyerek gözlüğünü düzeltir. ''Mantıklı bir fikir gibi duruyor.'' der Skywalker söylenilenlerin üzerine düşündükten sonra. Ardından ''Peki ya bu video nasıl bir şey olmalı?'' diye bir soru atar ortaya. Kadir sessizliğini bozarak cevap verir. ''Amirallerin yediği dayakları ve uşaklıklarını gösteren bir video olabilir.'' ''Bu harika bir fikir.'' der Büyük Korsan Kaidou heyecanla. ''Bence de bu yeterli olur.'' diye ekler Skywalker. Soldier Boy sabırsızlıkla ellerini ovuşturur. ''Bu eğlenceli olacak.'' Üyeler video konusunda fikir birliğine vardıktan sonra plan için hazırlıklara başlarlar.

Amiral lobisi denizin ortasındaki Denizci karargahlarında bir toplantı düzenlemektedir. Üyeler toplantı odasının içinde yuvarlak bir masanın etrafında toplanmış durumdadırlar. ''Devrimci lobisinin yakında bize karşı harekete geçeceğini düşünüyorum.'' der Mewtwo sohbetin ortasında lafa girerek. Ona katıldığını belli eden bir tepki veren Sensey ''Ben de aynı şeyi düşünüyorum.'' diyerek ciddi bir ifade takınır. Durumun ciddiyetini fark eden diğer üyeler sohbeti kesip dikkatlerini onun diyeceklerine yöneltirler. Sensey çayını yudumladıktan sonra lafına devam eder. ''Bu yüzden lobimizin iki üyesini daha toplantıya çağırdım.'' Bunu söylemesinin üzerine önlerindeki kapı açılır ve içeriye tıpkı diğer üyeler gibi amiral paltosu giyen iki kişi girer. Bu kişiler Montana ve Sodex'tir.

Montana ''Selamlar.'' diyerek onları selamlar. ''Hoş geldiniz.'' der Sensey gülümseyerek. ''Hoş bulduk.'' diye cevap verir Montana ve Sodex. Diğerleri de kafalarıyla onları selamlayarak karşılık verirler. Ardından Montana ve Sodex ikilisi masaya diğer üyelerin yanlarına oturur. Montana onlara bakarak sırıtır. ''Tekrardan burada olmak güzel, bir süredir uğrayamıyorduk.'' Mewtwo ''Sizi burada görmekte güzel.'' diyerek önündeki bardağa içkisini doldurur. ''Bir diğer lobimiz olan Amiral lobisi adına savaşmaktan asla çekinmeyiz.'' der Sodex pozitif bir şekilde. Montana merakını gizleyemeyerek aklındaki soru yöneltir. ''Devrimcilerin bize karşı harekete geçeceği dedikodusu doğru mu?''

''Bu konuda bir iki duyum aldık. Ayrıca Keepr'ı lobilerine katmaları da bu duyumları destekliyor.'' diye cevaplar Artyomdh. ''Bu doğru bile olsa bizim ekibimize karşı şansları yok.'' der ch3rlo rahat bir tavırla. Defterdar defterine notlar alırken bıyık altından sırıtarak söze girer. ''Bizi yenmeleri için Keepr'dan fazlasına ihtiyaçları var.'' Montana ''Onlar Keepr'ı aralarına almış olabilirler fakat bizim elimizde başka bir koz daha var.'' diyerek arkasına yaslanır.

Tyr meraklı gözlerle ''Nedir o?'' diye sorar. ''Tiksav Lee.'' cevabını verir Montana. Duruşundan verdiği cevaptan emin olduğu anlaşılabilmektedir. Diğerleri şaşkınlıkla ona bakakalırlar. Montana durumu açıklamak için lafına devam eder. ''Tiksav Devrimci lobisinin bir üyesi olsa da aynı zamanda Hurdacı lobisinin de bir üyesi. Eğer onu ikna edebilirsek bize Devrimci lobisi ile ilgili işe yarar bilgiler verebilir.''

''Tiksav'ın Devrimcilere ihanet edeceğini pek sanmıyorum.'' der Tyr şüpheci bir yüz ifadesi ile. Sodex ''Lobi işlerinin kalbinde ihanet yatar, bence imkansız değil.'' diyerek birtakım düşüncelere dalar. ''Denemekten zarar gelmez gibi, sen ne dersin Sensey?'' der Mewtwo. Sensey bu konu üzerine biraz kafa yorduktan sonra cevabını verir. ''Pekala, şansımızı deneyelim.'' Montana bu cevabı sevinçle karşılar. Sensey'e bakarak ''Pişman olmayacağımıza eminim.'' der. Sensey'de gülümseyerek karşılık verir. ''Öyleyse Hurdacı lobisi üyesi olan sizlere güveniyorum Montana ve Sodex. Tiksav'ı yanımıza çekebilmek için elinizden geleni yapın.''

Günün ilerleyen saatlerinde Devrimci lobisi üyeleri video hazırlıklarına devam ederlerken Tiksav Lee ise evinde birkaç arkadaşı ile birlikte Counter Strike oynamaktadır. O esnada telefonun çaldığını fark eder. Arayanın Montana olduğunu görür fakat oyunda olduğu için açmaya tenezzül etmeyip meşgule atar. Telefon tekrar çalmaya başlayınca Tiksav dayanamayıp arkadaşlarından müsade ister ve kulaklığını çıkarıp çağrıya cevap verir. ''Şu an müsait değilim usta oyundayım.'' der aceleyle.

Montana bu duruma biraz bozulsa da fazla aldırış etmeden konuşur. ''Telefonda konuşmak için aramadım zaten usta. Yüz yüze görüşmek istediğim bir konu var.'' Tiksav Lee başta bu isteği garipser fakat bunu garipsediğini belli etmemeye çalışarak lafına devam eder. ''Yüz yüze görüşmek istiyorsan yarın buluşabiliriz sana da uyarsa.'' O anda telefonu hoparlöre alan Montana gülümseyerek diğer Amiral lobisi üyelerine baktıktan sonra ''Tamamdır, yarın ben sana konum atarım. Görüşürüz.'' der. Tiksav Lee'de ''Görüşürüz.'' diyerek telefonu kapatır. Kendini azıcık stres altında hisseder fakat aynı zamanda konunun ne olduğunu bir o kadar merak eder. ''Bu da nereden çıktı şimdi?'' diye düşünür kendi kendine oyununa dönmeden önce.

Yoğun kar yağışının olduğu tepelik bir alanda, dağın tepesine kurulmuş bir şatonun içerisinde şöminesinin önündeki kanepeye oturmuş şekilde şarabını içmektedir Mike. Yanı başında uyuklayan yavru bir geyik ve omuzlarına yaslanmış halde kanepede uzanan iki kadın vardır. Mike kadınlar ile sohbet edip gülüşürken içlerinden biri ''Geyiğin çok tatlıymış, adı ne?' diye bir soru yöneltir. Mike gururlu bir bakışla sırıtarak ''Adı Chopper, ama isterseniz Kahve Kral'da diyebilirsiniz.'' der. Kızlar içtenlikle gülümseyerek Mike'a daha çok sarılırlar. Soruyu soran kız 'Yaa, ismi de çok şekermiş' diyerek elini uzatır ve geyiğin kafasını okşar.

Mike gülerek şarabından bir yudum alır. O sırada içeriye yaşlı bir kadın girer. Minnettar bir şekilde Mike'a seslenir. ''Teşekkürler Mike, ellerin dert görmesin. Buralardaki en iyi doktor sensin.'' 'Ne demek teyzecim, ne zaman istersen gelebilirsin. Kendine dikkat et.'' der Mike sıcakkanlı bir şekilde. Teyze ''Kızlarımla iyi anlaştınız mı?'' diye sorduktan sonra hem Mike hem kızların ağzından aynı anda ''Evet, hem de çok.'' cümlesi çıkar.

Bu cevabı duyan teyze tatmin olmuş bir surat ifadesi ile gülümseyip ''Öyleyse ben eve geçeyim, daha yapacak işlerim var. Size iyi eğlenceler.'' diyerek şatodan ayrılır. Teyze gittikten sonra Mike'ın kızlara dönerek 'Fan art koleksiyonumu görmek ister misiniz?' demesi üzerine kızlar heyecanlanır ve ''Elbette isteriz'' diye yanıtlarlar. Mike ''Öyleyse ne duruyoruz?' dedikten sonra ikisinin de elinden tutar ve gülücükler eşliğinde şatoda gezintiye çıkarlar.

Şatonun duvarlarında asılı olan fan art tablolarına göz gezdirirlerken Mike telefonuna Mcgill'den bir mesaj geldiğini fark eder. Mesajda ''Bu gece Kılıç lobisinde akşam yemeği yenecek. Seni de bekliyoruz.'' yazmaktadır. Mike kaşlarını çatarak kendi kendine 'Şimdi bunun sırası mıydı?'' diye söylenir. İsteksiz bir bakışla kızlara döner ve ''Benim çıkmam lazım, önemli bir toplantım var.'' der. Kızların hayal kırıklığına uğradığı oldukça belli olsa da Mike iş iştir diye düşünerek ceketini giyer. Kapıya doğru yürürken söylenmeye devam ederek yola koyulur.

Gecenin karanlığında tüm ihtişamı ile göğe yükselen bir şatonun içerisinde, uzun bir masanın en başında oturmakta olan biri vardır. Oturan kişi kılıç lobisinin lideridir. Bulunduğu odanın kapısının tıklatıldığını duyar ve ''İçeri gelebilirsin.'' diye seslenir. Kapı yavaşça açıldıktan sonra içeriye Falconx girer ve saygıyla başını eğerek konuşur. ''King'i kurtarma operasyonunun başarı ile sonuçlandığını iletmek için geldim efendim. Şu an yolda olduklarını bildirdiler.''

Gizemli lider bu haberi duyunca hafifçe tebessüm ederek cevap verir. ''Güzel. Onu en iyi şekilde karşıladığınızdan emin olun. Akşam yemeğinden sonra King ile bizzat ben görüşeceğim.'' ''Nasıl isterseniz.'' der Falconx tekrar başını eğerek. Ardından arkasını döner ve sessizce odadan ayrılır. Lider oturduğu sandalyede geriye yaslanarak gözlerini tavana diker. Yüzünde kararlı bir ifade ile sabırsız bir şekilde sırıtır. ''Yakında tüm lobiler kılıcımızın tadına bakacak.''
Reis haftalık yap şunu şımaracak millet her gün bölüm isteyecekler ona göre :oleyo:
 
4. Bölüm - Savaş Hazırlıkları
Devrimci lobisi üyeleri malikanelerinin bahçesindeki bir çardağın içinde toplanmış halde sohbet etmektedirler. Sohbet sürerken kafasındaki düşünceleri tartan Skywalker bir süre sonra tüm üyelere birden seslenir. ''Yoldaşlar. Lobimizde bir lider olmadığının farkındayım, burada hepimiz eşitiz. Fakat yine de bu konuşmayı üstlenmek istiyorum.'' Bunu duyan diğer üyeler Skywalker'a onay vererek söyleyeceklerine dikkat kesilirler. Skywalker boğazını temizleyerek lafına devam eder.

''Amiral lobisine karşı başlatacağımız savaş için hep beraber bir plan yapmamız gerektiğini düşünüyorum.'' Bunun üstüne Soldier Boy hemen lafa atlar. ''Gidip direkt dalmayı tavsiye ediyorum.'' Skywalker bu cevaba hafifçe sırıtarak karşılık verir. ''Heyecanını anlayabiliyorum fakat plansız hareket etmenin sağlıklı sonuç vereceğini sanmıyorum. Onları gafil avlayarak kazanmak bizim için en garanti yol olacaktır.''

''Ama böylesi bize yakışır mı?'' diye bir soru yöneltir Kadir. Skywalker uzaklara bakarken gözlerini Kadir'e çevirir. Sakin bir ses tonuyla lafa girer. ''Neden böyle düşündüğünü anlayabiliyorum. Fakat işimizi garantiye almamız lazım, onlara kesin bir yenilgi verebilmemiz için her şeyin hesaplanmış olması lazım.'' Tiksav Lee Skywalker ile benzer düşündüğünü fark edince ''Tek atımlık bir kurşunumuz varmış gibi düşünmeliyiz.'' der. Skywalker ''Aynen öyle.'' diyerek gururlu bir bakışla Tiksav'a döner.

Bu sözlerin üzerine lobi üyeleri kendi aralarında laflarken Büyük Korsan Kaidou ortaya bir fikir atar. ''Amiral lobisini kışkırtıp kendi bölgemize çekmeye ne dersiniz?'' Diğer üyeler laflamayı bırakarak bu sözlere dikkat kesilirler. Bu planı kafalarında tartıp biçtikten sonra fena bir fikir olmadığı kanısına varırlar. ''Bu bize ciddi bir avantaj sağlayabilir.'' der Tiksav Lee. Soldier Boy kendinden emin bir üslupla lafa dahil olur. ''Onları kışkırtmak için bir video hazırlayabilirim.''

Keepr ise ''Ben de hackerlık yeteneklerimi kullanarak tüm Amiral lobisinin videoyu izlemesini sağlayabilirim.'' diyerek gözlüğünü düzeltir. ''Mantıklı bir fikir gibi duruyor.'' der Skywalker söylenilenlerin üzerine düşündükten sonra. Ardından ''Peki ya bu video nasıl bir şey olmalı?'' diye bir soru atar ortaya. Kadir sessizliğini bozarak cevap verir. ''Amirallerin yediği dayakları ve uşaklıklarını gösteren bir video olabilir.'' ''Bu harika bir fikir.'' der Büyük Korsan Kaidou heyecanla. ''Bence de bu yeterli olur.'' diye ekler Skywalker. Soldier Boy sabırsızlıkla ellerini ovuşturur. ''Bu eğlenceli olacak.'' Üyeler video konusunda fikir birliğine vardıktan sonra plan için hazırlıklara başlarlar.

Amiral lobisi denizin ortasındaki Denizci karargahlarında bir toplantı düzenlemektedir. Üyeler toplantı odasının içinde yuvarlak bir masanın etrafında toplanmış durumdadırlar. ''Devrimci lobisinin yakında bize karşı harekete geçeceğini düşünüyorum.'' der Mewtwo sohbetin ortasında lafa girerek. Ona katıldığını belli eden bir tepki veren Sensey ''Ben de aynı şeyi düşünüyorum.'' diyerek ciddi bir ifade takınır. Durumun ciddiyetini fark eden diğer üyeler sohbeti kesip dikkatlerini onun diyeceklerine yöneltirler. Sensey çayını yudumladıktan sonra lafına devam eder. ''Bu yüzden lobimizin iki üyesini daha toplantıya çağırdım.'' Bunu söylemesinin üzerine önlerindeki kapı açılır ve içeriye tıpkı diğer üyeler gibi amiral paltosu giyen iki kişi girer. Bu kişiler Montana ve Sodex'tir.

Montana ''Selamlar.'' diyerek onları selamlar. ''Hoş geldiniz.'' der Sensey gülümseyerek. ''Hoş bulduk.'' diye cevap verir Montana ve Sodex. Diğerleri de kafalarıyla onları selamlayarak karşılık verirler. Ardından Montana ve Sodex ikilisi masaya diğer üyelerin yanlarına oturur. Montana onlara bakarak sırıtır. ''Tekrardan burada olmak güzel, bir süredir uğrayamıyorduk.'' Mewtwo ''Sizi burada görmekte güzel.'' diyerek önündeki bardağa içkisini doldurur. ''Bir diğer lobimiz olan Amiral lobisi adına savaşmaktan asla çekinmeyiz.'' der Sodex pozitif bir şekilde. Montana merakını gizleyemeyerek aklındaki soru yöneltir. ''Devrimcilerin bize karşı harekete geçeceği dedikodusu doğru mu?''

''Bu konuda bir iki duyum aldık. Ayrıca Keepr'ı lobilerine katmaları da bu duyumları destekliyor.'' diye cevaplar Artyomdh. ''Bu doğru bile olsa bizim ekibimize karşı şansları yok.'' der ch3rlo rahat bir tavırla. Defterdar defterine notlar alırken bıyık altından sırıtarak söze girer. ''Bizi yenmeleri için Keepr'dan fazlasına ihtiyaçları var.'' Montana ''Onlar Keepr'ı aralarına almış olabilirler fakat bizim elimizde başka bir koz daha var.'' diyerek arkasına yaslanır.

Tyr meraklı gözlerle ''Nedir o?'' diye sorar. ''Tiksav Lee.'' cevabını verir Montana. Duruşundan verdiği cevaptan emin olduğu anlaşılabilmektedir. Diğerleri şaşkınlıkla ona bakakalırlar. Montana durumu açıklamak için lafına devam eder. ''Tiksav Devrimci lobisinin bir üyesi olsa da aynı zamanda Hurdacı lobisinin de bir üyesi. Eğer onu ikna edebilirsek bize Devrimci lobisi ile ilgili işe yarar bilgiler verebilir.''

''Tiksav'ın Devrimcilere ihanet edeceğini pek sanmıyorum.'' der Tyr şüpheci bir yüz ifadesi ile. Sodex ''Lobi işlerinin kalbinde ihanet yatar, bence imkansız değil.'' diyerek birtakım düşüncelere dalar. ''Denemekten zarar gelmez gibi, sen ne dersin Sensey?'' der Mewtwo. Sensey bu konu üzerine biraz kafa yorduktan sonra cevabını verir. ''Pekala, şansımızı deneyelim.'' Montana bu cevabı sevinçle karşılar. Sensey'e bakarak ''Pişman olmayacağımıza eminim.'' der. Sensey'de gülümseyerek karşılık verir. ''Öyleyse Hurdacı lobisi üyesi olan sizlere güveniyorum Montana ve Sodex. Tiksav'ı yanımıza çekebilmek için elinizden geleni yapın.''

Günün ilerleyen saatlerinde Devrimci lobisi üyeleri video hazırlıklarına devam ederlerken Tiksav Lee ise evinde birkaç arkadaşı ile birlikte Counter Strike oynamaktadır. O esnada telefonun çaldığını fark eder. Arayanın Montana olduğunu görür fakat oyunda olduğu için açmaya tenezzül etmeyip meşgule atar. Telefon tekrar çalmaya başlayınca Tiksav dayanamayıp arkadaşlarından müsade ister ve kulaklığını çıkarıp çağrıya cevap verir. ''Şu an müsait değilim usta oyundayım.'' der aceleyle.

Montana bu duruma biraz bozulsa da fazla aldırış etmeden konuşur. ''Telefonda konuşmak için aramadım zaten usta. Yüz yüze görüşmek istediğim bir konu var.'' Tiksav Lee başta bu isteği garipser fakat bunu garipsediğini belli etmemeye çalışarak lafına devam eder. ''Yüz yüze görüşmek istiyorsan yarın buluşabiliriz sana da uyarsa.'' O anda telefonu hoparlöre alan Montana gülümseyerek diğer Amiral lobisi üyelerine baktıktan sonra ''Tamamdır, yarın ben sana konum atarım. Görüşürüz.'' der. Tiksav Lee'de ''Görüşürüz.'' diyerek telefonu kapatır. Kendini azıcık stres altında hisseder fakat aynı zamanda konunun ne olduğunu bir o kadar merak eder. ''Bu da nereden çıktı şimdi?'' diye düşünür kendi kendine oyununa dönmeden önce.

Yoğun kar yağışının olduğu tepelik bir alanda, dağın tepesine kurulmuş bir şatonun içerisinde şöminesinin önündeki kanepeye oturmuş şekilde şarabını içmektedir Mike. Yanı başında uyuklayan yavru bir geyik ve omuzlarına yaslanmış halde kanepede uzanan iki kadın vardır. Mike kadınlar ile sohbet edip gülüşürken içlerinden biri ''Geyiğin çok tatlıymış, adı ne?' diye bir soru yöneltir. Mike gururlu bir bakışla sırıtarak ''Adı Chopper, ama isterseniz Kahve Kral'da diyebilirsiniz.'' der. Kızlar içtenlikle gülümseyerek Mike'a daha çok sarılırlar. Soruyu soran kız 'Yaa, ismi de çok şekermiş' diyerek elini uzatır ve geyiğin kafasını okşar.

Mike gülerek şarabından bir yudum alır. O sırada içeriye yaşlı bir kadın girer. Minnettar bir şekilde Mike'a seslenir. ''Teşekkürler Mike, ellerin dert görmesin. Buralardaki en iyi doktor sensin.'' 'Ne demek teyzecim, ne zaman istersen gelebilirsin. Kendine dikkat et.'' der Mike sıcakkanlı bir şekilde. Teyze ''Kızlarımla iyi anlaştınız mı?'' diye sorduktan sonra hem Mike hem kızların ağzından aynı anda ''Evet, hem de çok.'' cümlesi çıkar.

Bu cevabı duyan teyze tatmin olmuş bir surat ifadesi ile gülümseyip ''Öyleyse ben eve geçeyim, daha yapacak işlerim var. Size iyi eğlenceler.'' diyerek şatodan ayrılır. Teyze gittikten sonra Mike'ın kızlara dönerek 'Fan art koleksiyonumu görmek ister misiniz?' demesi üzerine kızlar heyecanlanır ve ''Elbette isteriz'' diye yanıtlarlar. Mike ''Öyleyse ne duruyoruz?' dedikten sonra ikisinin de elinden tutar ve gülücükler eşliğinde şatoda gezintiye çıkarlar.

Şatonun duvarlarında asılı olan fan art tablolarına göz gezdirirlerken Mike telefonuna Mcgill'den bir mesaj geldiğini fark eder. Mesajda ''Bu gece Kılıç lobisinde akşam yemeği yenecek. Seni de bekliyoruz.'' yazmaktadır. Mike kaşlarını çatarak kendi kendine 'Şimdi bunun sırası mıydı?'' diye söylenir. İsteksiz bir bakışla kızlara döner ve ''Benim çıkmam lazım, önemli bir toplantım var.'' der. Kızların hayal kırıklığına uğradığı oldukça belli olsa da Mike iş iştir diye düşünerek ceketini giyer. Kapıya doğru yürürken söylenmeye devam ederek yola koyulur.

Gecenin karanlığında tüm ihtişamı ile göğe yükselen bir şatonun içerisinde, uzun bir masanın en başında oturmakta olan biri vardır. Oturan kişi kılıç lobisinin lideridir. Bulunduğu odanın kapısının tıklatıldığını duyar ve ''İçeri gelebilirsin.'' diye seslenir. Kapı yavaşça açıldıktan sonra içeriye Falconx girer ve saygıyla başını eğerek konuşur. ''King'i kurtarma operasyonunun başarı ile sonuçlandığını iletmek için geldim efendim. Şu an yolda olduklarını bildirdiler.''

Gizemli lider bu haberi duyunca hafifçe tebessüm ederek cevap verir. ''Güzel. Onu en iyi şekilde karşıladığınızdan emin olun. Akşam yemeğinden sonra King ile bizzat ben görüşeceğim.'' ''Nasıl isterseniz.'' der Falconx tekrar başını eğerek. Ardından arkasını döner ve sessizce odadan ayrılır. Lider oturduğu sandalyede geriye yaslanarak gözlerini tavana diker. Yüzünde kararlı bir ifade ile sabırsız bir şekilde sırıtır. ''Yakında tüm lobiler kılıcımızın tadına bakacak.''
Devrimcilerde biliyor adil şartlarda amiral lobisine karşı şansları olmadığını kırk takla atıp plan yapsalarda boşa 🤣
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 5, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık