Sherlock benim izlediğim en kaliteli dizi. Benedict Cumberbatch sanki Sherlock rolü içib doğmuş gibi. Martin Freeman ise kitaptaki Watson ile alakası yok fiziken ama günümüz dünyasına en uygun Watsın kendisi.
Dizi müthiş kurgulanmış. Sevdiğim için kusursuz bulmuyorum aksine çok az göze batan kusuru olduğu için bu denli seviyorum. Sir Arthur Conan Doyle sanki reenkarne olup günümüzde Steven Moffat ve Mark Gatiss olarak (dizinin senaristleri) yaşıyor. O kadar diyeyim. Doyle bu yıllarda yaşayıp Sherlock'u roman değil de dizi olarak yazsaydı ortaya yine böyle bir iş çıkardı.
Ben çok bir eksiklik göremiyorum. Sadece 4. sezonda gelen bir karakteri gereksiz buldum. O bölümleri çok da iyi andığım söylenemez. Sadece 2. bölüm eski muazzamlığındaydı.
Dizi ile kitabın en büyük farkı üslup farkları. Dizideki karakterler daha cesur daha atak ve daha samimi. Kişilikleri daha belirgin. Kitapta sadece işlerine yönelmiş karakterler. Yani Sherlock olayları çözüyor, Watson yardımcısı, diğer karakterler ise arada sırada gözüken ama sadece mevzubahis olaya odaklanan karakterler.
Demek istediğimi açayım. Mesela kitapta Sherlock sadece olayları çözer. Watson dostudur ama duygulardan uzak bir dostlukları vardır. Dizide ise Watson ile Sherlock dostturlar ve her duyguya açıktırlar. Watson yeri gelir Sherlock'u yumruklar yeri gelir sinirlenir, yeri gelir dostça sarılır ve ya küser. Kitapta bu yoktur. 2 karakter daima dosttur, bu karakterlerin ilişkilerinin gelgitlerine dair pek bir şey yoktur. Hep olay çözerler.
Ya da Sherlock ile abisini ele alalım. Bu ikisinin ilişkisi de dizide daha çalkantılıdır. Sherlock bazen onla uğraşır genellikle ona sinirlidir, konuşurken kardeş oldukları daha çok hissedilir. Ama kitapta bazı maceralarda Sherlock'a yardım eden birisidir sadece. Abisidir yine ama dizideki gibi gelgitler yoktur.
Kitapta bir olayı Watson anlamadığından Holmes "Ah Watson yine gözden kaçırıyorsun ." tarzı cümleler kurar. Tarzı daha tavsiyecidir. Sanki babası oğluna nasihatler veriyordur. Ama dizide Sherlock "Salak mısın John neyini anlamadın bunun?" der gibi konuşur. Asla salak demez ama konuşma tarzıyla itin gözüne sokar.
Dizideki hemen hemen her karakter kitaplardan daha önemlidir. Kitap serisinde belki sadece 1-2 kitapta gözüken karakterler dizide her bölüm her sezon aktif rol alırlar. Mesela John'un eşi Mary sadece dörtlerim yemininde gözükür sonla Johnla evlenir ancak hep kısa kısa gözükür. Bahsedilir hatta. Ama Mary dizide vildiğin sağlam bir hijayeye sahip bir karakterdir. Ev sahibeleri Hudson yine kitapta sadece sizi soran biri var Bay Holmes der ama dizide bizimkilerin teyzesi gibi zırt pırt girer bizimkilerin evine. Irene Adler sadece bir macerada gözükür. Her şeyi geç Moriarty dediğimiz karakter sadece bir macerada gözükür ama dizide ilk 2 sezonun baş kötüsüdür. Abi Mycroft sadece 2 macerada vardır.
Tabii bunda etkili olan şey yazıldıkları yıllar. Bundan rahatsız olduğum anlaşışmasın bu arada. Moriarty ve Mycroft Holmes candır.
İlk kitapla kıyaslarsam; ilk kitap kızıl dosyaydı. Benim en sevdiğim macerasıdır. Kitap dizinin de ilk bölümüne uyarlanmıştır. Yukarıda bahsettiğim şeyler, bazı detaylar ve bölümün son kısımları hariç kitaba sadık kalınmış. Ben çok beğendim. Zaten ilk 3 sezonun her bölümünü beğenmişimdir. O yüzden en sevdiğim dizidir.
Dizinin eksik yönü ilk 3 sezon için bence bahsedilmeye değmeyecek kadar az. Sadece Mary karakterini biraz fazla gördüğümüzü düşünüyorum. Gereğinden fazla girdi ve rol çaldı bence. 4. Sezon ise hoşuma gitmeyen bir karakter dahil olması rahatsız etti. Karakteri gereksiz buldum. Çünkü yok öyle bir karakter. Bahsi bile geçmemiş kitapta. Sadece Doyle'un notlarında var. Ayrıca damdan düşer gibi dahil oldu diziye. Ve hikayesi de ilgimi çekmedi, öyle diyeyim. Senaristler bu karakteri hiç dahil etmeden kitap karakterleriyle işlemelerdi 4. Sezonu.
Tabii burada benim eksiklik dediğim şeyler karakterler oluyor. Siz o karakterleri severseniz bunu sıkıntı etmezsiniz.
Hani sanki Doyle reenkarne olmuş demiştim ya. Diziyi izlediğimden beri böyle düşünüyorum, hala da öyle ama 4. Sezon bu düşüncemi biraz olsun sarsmıştı. O ilk 3 sezon sebebiyle böyle düşünmeye devam ediyorum.
Dün ilk kitabın ilk kısmını okuduktan sonra bizim adımıza sahne alacak neredeyse hiçbir yer vermediğini görünce biraz hayal kırıklığına uğradım zira bu tür kitaplarda olaylara dahil olup ben de zekâmı olabildiğince iyi bir şekilde kullanmak isterim. Tabii ilk bölümden ket vuramam, henüz karakter tanıtımı olarak da görülebilir.Birkaç yıl önce okuduğum için aklımda kalanları söyleyeceğim.
Kitabın üslubu sade. Kurgusu basit. Fakat yazıldığı dönemde ün yapması makul.
Sıradan, çerezlik kitap. Ayrıca James Moriarty'nin hikayesi tam bir hayal kırıklığıydı.
Bu arada birinizin seriyi Sherlock Holmes karakterinde fantastik bir yere çıkartıp diğerinizin de Sherlock Holmes'un rezil ettiği Watson seviyesine indirmesi de ilginç geldi. Kadere bak. Kimleeer kimlerle.
Dizi gerçekten de şahane bu arada. Zaten Moffat iyidir aslında.
Cevaplar için teşekkürler gençler.