Refika
(ﺭﻓﻴﻘﻪ) i. (Ar. refіḳ “yoldaş, arkadaş”tan refіḳa)
1. (Bir erkeğe göre) Karı, zevce: Pehlivanın genç refîkası kocasının yanına oturmuş (Ahmet Hâşim). Neyyir Bey’in refîkası birisinin kaçtığını görmüş (Reşat N. Güntekin). Zavallı refîkam ben ölürsem evlenirsin derdi (Ahmet Râsim’den).
2. Kadın arkadaş: Kulağına şüphesiz tuhaf şeyler fısıldayan refîkalarına bile bir tebessümü esirgeyecek kadar nazlanıyordu (Hâlit Z. Uşaklıgil). Şevkefzâ refîkasına doğru eğildi (Hüseyin R. Gürpınar).
1. (Bir erkeğe göre) Karı, zevce: Pehlivanın genç refîkası kocasının yanına oturmuş (Ahmet Hâşim). Neyyir Bey’in refîkası birisinin kaçtığını görmüş (Reşat N. Güntekin). Zavallı refîkam ben ölürsem evlenirsin derdi (Ahmet Râsim’den).
2. Kadın arkadaş: Kulağına şüphesiz tuhaf şeyler fısıldayan refîkalarına bile bir tebessümü esirgeyecek kadar nazlanıyordu (Hâlit Z. Uşaklıgil). Şevkefzâ refîkasına doğru eğildi (Hüseyin R. Gürpınar).