Kadına Şiddet "Dışlama" Sebebi midir?

Yonkou34 · Pazartesi saat 21:39'de

Hassas meseleler. Ciddi iftiraya uğrayan insanlar da oldu. Somut bir kanıt ve sebepsiz bir durum varsa kesinlikle Cancel olmalı.

ginejero · Pazartesi saat 21:44'de

artık bu kadına şiddet olayının boku çıktı maalesef ki kadına şiddetin en yoğun olduğu yerler amerika ingiltere gibi önde gelen ülkeler maaleses ki Türkiye de batılılaşma sürecinde bundan nasibini aldı öncesinde kadına şiddet gibi şeyler yoktu demiyorum ama böyle birşey olduğu zaman kesinlikle ceza veriliirdi ceza sistemi kaliteliydi kesinlikle taviz yoktu gerçi beğenirsiniz beğenmezsiniz o sizin kendi şahsi fikriniz

Büyük Korsan Kaidou · Pazartesi saat 21:52'de

Murray dedi ki:
evet, bu tarz olayların sık sık yaşandığı bir çoğrafyada bunlar hep yalan, belki de günahını alıyoruz gibi yaklaşımlar absürt şüphen varsa kendin bilgi bulabildiğin kadar bakarsın olmama ihtimalini düşünerekten tepki vermemek yapılabilecek en yanlış şey, kadın cinayetlerinde ne durumda olduğumuza bakılırsa bence bizim kültürümüzde kadına şiddet zayıflık göstergesidir anlayışı olduğuna inanmak mantıklı değil sokak ortasında taciz tecavüz olayları oluyor pek göremiyorum bahsedilen kültürü

Bu bahsettiğin şeyler her yerde var, biri veya birilerinin taciz/tecavüz suçlarını işliyor olmasını, bütün bir toplumun aynı olduğunu göstermez. Medyada yaşanan özellikle kadın cinayetlerini sık sık görüyor olman, 80 milyonun kadın katili/tecavüzcüsü olduğunu göstermez. Git istatistiklere bak, diğer ülkelerle bu istatistikleri kıyasla, ona göre toplum eleştirisinde bulun.

erdemexi · Pazartesi saat 21:52'de

Giulietta dedi ki:
Bir kere olan şey demek bile şiddetin ta kendisi oluyor. 100 olayın 5’inin istisna olması 95’ini haksız pozisyona sokmuyor. Şiddete uğrayan taraf olmayınca empati kurmakta zor tabi. 10 ay önce bir arkadaşımla şehir dışından dönüşte yandaki arabadaki 2 sapık tarafından sıkıştırıldık. Neredeyse 10 km boyunca bizim aracı sıkıştırıp taciz ettiler. Aracın camından konuşmaya çalışma çabalarına cevap vermedikçe yolun sağına doğru bizi atmaya çalışmalar, gülerek direksiyon hakimiyetini kaybettirmeye çalışmak gibi teşebbüsleri oldu. Bir nevi de başardılar. Öndeki tırın yağ akıtması sebebiyle tırın altına girdik. Benim bir bacağım ve bir kolumun tüm kemikleri kırıldı, arabayı kullanan arkadaşımın da bacakları, bir kolu ve kaburga kemikleri kırıldı. Adamlar kaçtı, biz aylarca yatağa mahkum kaldık. Doktoraya başlayacaktım, bu olay sebebiyle başlayamadım. Hala da tam düzelmiş değilim. Kaza sonucu sağ kalmamızın bile bir mucize olduğu söylendi. Bir kere olan sınıfına giriyoruz galiba. Tabi Ahmet Kural bir dizi daha çeksin, Ceza bir albüm daha çıkarsın da kime ne yaptıkları önemli değil. O 100’ün 95’i ceza çekecek ki 5’inin yapacak mazereti olmasın.

şu anlattığınız olayın pek alakası olmamakla birlikte ben zannetmiyorum yan arabadaki kişilerin ilk eylemleri olduğunu. araştırsak kaç kere olmuştur kim bilir. tekrar eden bişeyi kıyaslamak pek doğru değil çünkü tekrar eden bir durum varsa orada konuşacak bişey yoktur zaten. bir de söylediğiniz 100’ün 95’i konusu biraz spekülasyon olmuş böyle bir istatistik kimsenin elinde olamaz.

Alpamis · Pazartesi saat 21:54'de

Giulietta dedi ki:
Bir anlık öfkeyle öldürseydi mesela. Bir anlık ya, sonucun ucu açık. Sen onların evinde o gün konuk muydun da ne olduğunu gördün ve bu kadar netsin. Olaylar farklı değil. Bizimkiler de şaka yapıyormuş. Anlık bir şeymiş. Yapmayın arkadaşlar. Görmediğiniz, orada olup şahit olmadığınız olaylar hakkında, sırf ünlü oldukları, sevdiğiniz için bu kadar net konuşmayın. Çünkü az önce söylediğim o 100 kişiden 95’inin hakkını yemek oluyor. O tokadı atmadan önce sonucunu düşünmeye başlayacak önce insan.

Olayların gerçek yüzünü kimse bilmiyor. Ben kurduğum senaryo açısından düşündüm. Bu arada öldürmek bir anlık öfkeyle olacak iş değil. Eğer ki kaza tarzı bir durum ortaya çıkmıyorsa. Öldürmek apayrı bir suç. Bir tokatla nasıl aynı kefeye koyuyon.

Giulietta · Pazartesi saat 22:07'de

Alpamis dedi ki:
Olayların gerçek yüzünü kimse bilmiyor. Ben kurduğum senaryo açısından düşündüm. Bu arada öldürmek bir anlık öfkeyle olacak iş değil. Eğer ki kaza tarzı bir durum ortaya çıkmıyorsa. Öldürmek apayrı bir suç. Bir tokatla nasıl aynı kefeye koyuyon.

Bahsi geçen kişi sen yada senin gibi biri değil. Bambaşka bir zihniyet ve ne sen, ne de ben o an ne düşündüğünü ya da ne yapacağını bilemeyiz. Buradaki hata fikir beyan edenin, karşıdakini kendisiymiş gibi düşünmesi. Tahrik edilsen bile hiç birine şiddet gösterdin mi? Göstermediysen demek ki kendini de zaptedebiliyorsun ve bir Ahmet Kural değilmişsin. Aradaki farkın değerini bil. Bu değerli çünkü.

Acacia · Pazartesi saat 22:10'de

Cancel ne yahu, bu şekil kalıpların dilimize sokulmasına karşıyım. Bulun Türkçe karşılığını, parantez içi verin yabancı kelimeyi.

Son dönemde erkekler kadınlardan şiddet görüyor. Önümde dosyalar mevcut. 6284 Sayılı Kanun'da kadınlar için bir tehdit aracına döndü. Millet ahlak yoksunu olduktan sonra kadına şiddet de olur erkeğe şiddet de.

Sosyal medyada kadın hakları diyerek duyar kasıp takipçi kovalayanlar da çoğunlukla iki gün sonra başka mevzuya geçiyorlar.

Sıla ve Ahmet Kural olayında onlar önlerine baktı. Siz hala orada kaldınız.

Berkay · Pazartesi saat 22:13'de

ginejero dedi ki:
artık bu kadına şiddet olayının boku çıktı maalesef ki kadına şiddetin en yoğun olduğu yerler amerika ingiltere gibi önde gelen ülkeler maaleses ki Türkiye de batılılaşma sürecinde bundan nasibini aldı öncesinde kadına şiddet gibi şeyler yoktu demiyorum ama böyle birşey olduğu zaman kesinlikle ceza veriliirdi ceza sistemi kaliteliydi kesinlikle taviz yoktu gerçi beğenirsiniz beğenmezsiniz o sizin kendi şahsi fikriniz

Bu argüman genelde tecavüz oranlarından güç alıyor. Veriyi bağlamdan kopuk okumanın neden yanlış olduğunu anlatayım.

1) Farklı ülkeler bir zanlının birden fazla suçunu veya bir mağdurun birden fazla mağduriyetini tek dosya olarak da alabiliyor, her birini farklı olaylar olarak da dosyalayabiliyor.

2) Ülkeden ülkeye, toplumdan topluma evlilik içi tecavüzün yasal karşılığı değişiyor.

3) Ülkelerde suçların ihbar edilme oranı aynı değil.

Önde gelen ülkelerde bu tarz olaylar olmuyor demiyorum, özellikle Amerika pek kaliteli bir toplum yapısına sahip değil, fakat verileri doğru incelemek gerekiyor.

Özellikle ikinci ve üçüncü maddeler, eskilerle karşılaştırma yapılırken safsataya yol açıyor. Ülkedeki artan suç oranlarının artmasının Batılılaşma ile değil, aksine mevcut muhafazakâr politik zeminle alakası var maalesef.

Alpamis · Pazartesi saat 22:18'de

Giulietta dedi ki:
Bahsi geçen kişi sen yada senin gibi biri değil. Bambaşka bir zihniyet ve ne sen, ne de ben o an ne düşündüğünü ya da ne yapacağını bilemeyiz. Buradaki hata fikir beyan edenin, karşıdakini kendisiymiş gibi düşünmesi. Tahrik edilsen bile hiç birine şiddet gösterdin mi? Göstermediysen demek ki kendini de zaptedebiliyorsun ve bir Ahmet Kural değilmişsin. Aradaki farkın değerini bil. Bu değerli çünkü.

Ahmet Kural umrumda değil açıkcası Sıla da. Sadece bahsettiğim tarzda senaryoların yaşanabildiğini söylüyorum.

Fisher Tiger · Pazartesi saat 22:19'de

Acacia dedi ki:
Son dönemde erkekler kadınlardan şiddet görüyor. Önümde dosyalar mevcut. 6284 Sayılı Kanun'da kadınlar için bir tehdit aracına döndü.

Ben de bir kadından şiddet gördüm.
Kendisine en ufak bir zarar vermemiş olmama rağmen, kanuna dayanarak koruma tedbiri çıkarttı.
İftira atması yeterli oluyor, hatta sanırım iftira atmasına bile gerek yok.

Kadına Şiddet "Dışlama" Sebebi midir?

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 7)