Şiddete karşı ceza ve ilgili kanun düzenlemeleri yetersiz. Cezada süre artırımları da şiddet sorununu çözmez. İçeri giren, içerinin hayatına alışıyor çıkınca bir daha giriyor, çekinmiyor ve umursamıyor. Toplum dışlasa ne olacak, bir daha içeri girer. Bu psikolojiyi ve ahlaki yetersizliği anlamadan çözüm üretmek zor.
Bilerek olmayabilir ama bilmeyerek, farkında olmadan belki de o kişi ile arkadaşsındır. Kim kimin hata ve kusurlarını biliyor ki, özelini yargılasın. İş ayyuka çıkınca herşey ve herkes görülmeye başlıyor. Kadına şiddet uygulayan kişilerin arkadaşları ile konuşun, bir kısmı bu kişi böyle biri değildi, derler.
Özelinde ve sosyal yaşamında aynı karaktere sahip birey yetiştirir, böyle bir ahlakı edindirirsen o zaman bir şeyler değişir. Aksi halde sosyal medyada şiddete hayır der, gerçekte şiddet ile iç içe yaşar. Şiddete karışır, ceza alır, girer çıkar.
Kefaret sınırı neye göre hesaplanacak? Keşfette önüme geçen bir video düştü, hangi dizi bilmiyorum ama mahkeme salonunda bir sahne vardı. Kıza şiddet uygulanmış, hakime hanım soruyor. Erkek tarafı biz o kadar altın verdik kızı alırken diyor. Hakime hanım, kıza dönüyor doğru mu diye soruyor, daha fazla dayanamadım hemen geçtim. Diziler de bile bilinç altına yerleştirilen ortada. Para verdiysem şiddet uygularım yada farklı anlamı ile şiddet uygularım, bir miktar para ile yırtarım. Olay buna dönerse ne yapılacak? Bu durumda çözüm olur mu sence?
Ben bu dünyada bu kanunlarla ve dünyada gücü elinde bulundurup insan haklarını kendince eğip bükenler yüzünden şiddete çözüm bulunacağına inanan biri değilim. İnanan varsa da onlara kolaylıklar diliyorum.