Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film


Özgürlük Rüzgarı (2006)

Özet:

1920'lerin başında İrlanda'dayız? Köy ve şehirlerden işçiler İrlanda'nın bağımsızlık mücadelesini bastırmak için İngiltere'den yollanan acımasız 'Black and Tan' grubuna karşı gönüllü gerilla orduları oluşturmak için bir araya gelirler. Damien vatan sevgisi ve görev bilinciyle doktor olarak yeni başladığı kariyerini bırakıp kardeşi Teddy'yi de çok tehlikeli ve şiddet dolu bir özgürlük savaşına sokar. Özgürlük savaşçılarının kararlı taktikleri İngiliz ordusunu yenilme noktasına getirince iki taraf arasında bir anlaşma yapılır. Ama bu açık zafere rağmen iç savaş patlak verir ve yan yana savaşan aileler kendilerini birbirlerine karşı savaşan düşmanlar olarak buluverirler, bu savaş bağlılıklarını sınadıkları bir sınav halini alacaktır.

Yorum:
@keomancer ile izlediğimiz 2. Ken Loac filmi. İlki Ben, Daniel Blake (2016) idi ve burada 2 hafta önce paylaşmıştım filmi. Bu iki film de Altın Palmiye ödülünü kazandı.
Oyunculukları çok beğendim, özellikle Cillian Murphy ve Liam Cunningham çok iyidi. 6,5 milyon euro gibi düşük bir bütçe ile yapılmış bir film. O yüzden savaş sahneleri çok basit, öyle sağlam savaş sahneleri beklemeyin. Daha çok belgesel tadında bir film.
Film İrlanda’nın 1919-1923 yılları arasındaki bağımsızlık mücadelesini anlatıyor. Bizim Kurtuluş Savaşı zamanlarına denk gelmesi yapacağınız ek tarihi araştırma ile beraber insana birçok bilgi ve vizyon kazandırıyor. Çünkü İngiltere’nin eş zamanlı birçok yerde yaşadığı problemleri görebilmek insana farkındalık da kazandırıyor.
Politik ve fikirsel tartışmalar çok iyidi. Özgürlük mücadelesi denilen şeyin sadece topla tüfekle olmadığını kendi içindeki mücadelenin de ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Puanım 7/10

 
Son düzenleme:
Alien:Romulus
Başlarında nasıl ara film dedim, 10 dakika sonra bir açıldı pir açıldı. Tam bir alien filmi olmuş. Aksiyonu, gerilimi müzikleri, salaklık yapacak oyuncusuna kadar tadında iş yapmışlar. Daha çok covenant dönemine benzettim ama alien-aliens arası diyorlar zaman aralığı olarak, fark da etmez. Evrim açısında bu noktadan yürürlerse güzel yerlere gelirler bence. İlerleme açısından güzel nokta yakalanmış. Beğendim güzel iş olmuş.
 

29. Cadde
Başrolümüz frenke piyango çıkıyor ama adam aslında piyangonun kendisine çıkmasını istemiyor. Film de bunun sebebini anlatmasını konu alıyor.
Güzel film. Puanım 8/10.
 
Alien:Romulus
Başlarında nasıl ara film dedim, 10 dakika sonra bir açıldı pir açıldı. Tam bir alien filmi olmuş. Aksiyonu, gerilimi müzikleri, salaklık yapacak oyuncusuna kadar tadında iş yapmışlar. Daha çok covenant dönemine benzettim ama alien-aliens arası diyorlar zaman aralığı olarak, fark da etmez. Evrim açısında bu noktadan yürürlerse güzel yerlere gelirler bence. İlerleme açısından güzel nokta yakalanmış. Beğendim güzel iş olmuş.
Bu aralar Carpenter'a odaklandığım için sürekli ertelediğim filmdi. Yarın izlemeye çalışayım.
 
Geçen The Thing ile ilgili video tüketirken Jon Carpenter'ın "Apocalypse Trilogy" adında bir film üçlemesi olduğunu öğrendim. Bu üçlemeden biri The Thing filmi. Sonrasında da Prince of Darkness ve In the Mouth of Madness diye devam ediyor üçleme. Filmlerin arasında hikayesel bir bağlantı yok. Varsa da bilemem. Lakin bu filmi izlediğimde bu filmin kendisine ait konsepti ve evreni olduğunu gördüm. Tabii In The Mouth of Madness filmini izlemedim. Onu da yarın izleyeceğim. Ancak filmin ismi bana Lovecraft'ın Deliliğin Dağlarında adlı eseri çağrıştırdı. Sonra da Wiki'de de zaten Deliliğin Ağzında filmi, Lovecraft'ın eserlerine saygı duruşunda bulunulduğunu ve ismi Lovecraft'ın Deliliğin Dağları adlı romanından türetidiğini yazıyordu. Bu üçlemenin en önemli ortak noktası direkt Lovecraftian kozmik korku türü barındırmasıdır. Üçlemenin ilk filmi olan The Thing, en iyi Lovecratian korku örneğidir. İkinci film semavi dini ögeler bulundursa da işleniş, karakterler ve bazı ögeler Lovecraft'ın kullandığı ve işlediği ögeler bulunduruyor. Son filmi izlediğimde tekrar yazarım.

Film, düşük bütçeli The Thing filmi diyebiliriz. The Thing'de gördüğümüz muaazam yaratıcılık bu filmde bütçeden dolayı çok kısıtlanmış. Oyuncuların Victor Wong hariç; her biri zaten ya ilk filmi ya da 2. filmi gibi bir şey. Her şeyiyle düşük bütçeli bir filmden bahsediyoruz yani. Bu demek değil ki film istenilen etkiyi verememiş. Buna hem hayır hem de evet diyebilirim. Carpenter, size korkuyu kaliteli ve etkili bir ilüzyonla sunuyor. Kurgu ve diyaloglar bütçesinin verdiği kısıtlamaya rağmen ilgi çekici. Ancak... üstte yazdığım gibi oyuncular ya ilk filmi ya da ikinci filmi oluyor. Victor Wong aralarında en iyi oyunculuk sergileyen aktör. Bir de Big Trouble in little Chinetown filminden tanıdığımız kung fu'cu genç Wang Chi'yi canlandıran aktör Dennis Dunn bu filmde de oynamış. Bu filmde kendisini ikinci başarılı bulduğum oyuncu. Diğerlerinin yanında gerçekten daha taşıyıcı rolü üstlenmiş biri. Diğer oyuncular bu konuda odun gibi kalıyor. Bir ruhsuzluk var. Tabii aralarından iki oyuncu iyi performans sergilemişler diyebilirim. Onlar da kendisini bir sahnede iyi oyunculuğunu görüyoruz. Diğerlerinde yok gibi bir şeyler.

Carpenter hakkında şunu tekrarlamak istiyorum. Adam gerçekten çok iyi filmler yapıyor. Şu ana kadar izlediğim filmlere bakılırsa The Thing dışında filmlerinin aslında tam potansiyelinin ortaya koyulmadığını düşünüyorum. Eğer zamanında The Thing tutsaydı; potansiyeline ulaşmış filmlerini izlemek mümkün olacaktı. Hatta film hayatına daha fazla güzel işler ekleyebilirdi. Aralarına eklenecek James Cameron, Ridley Scott'ımız olabilirdi... Üzdü..

 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık