Daha iyi açıklanamazdı.Bencede, ama başka bir açıdan bakarsak o kadar imkanla bu kadar dandik bir film yapabilmekte ayrı bir başarıdır.
İzlediğiniz Son Film
- Konbuyu başlatan Smoker
- Başlangıç tarihi
Bir ben beğenmişim filmi demek kiBencede, ama başka bir açıdan bakarsak o kadar imkanla bu kadar dandik bir film yapabilmekte ayrı bir başarıdır
The Game
Nicholas Van Orton hem iş hem de özel hayatında kontrolü elinde tutmaya alışkın, zeki ve başarılı bir işadamıdır. Bu düzenli hayatı, kardeşi Conrad'ın ona verdiği alışıldığın dışındaki doğumgünü hediyesi ile köklü değişikliklere uğrayacaktır. Artık bir ölüm kalım savaşı başlamıştır.
Yeni The Game (1997) filmini izledim film genel olarak güzel sayılır fakat konusu beynimi sınırlarını zorladı(beynim hararet yaptı)
.Filmin son sahnesini izlerken oradakilerin hepsine başrol oyuncusu Michael Douglasın yaptığını yapmak isterdim(ğerçi oda oyunun bir parçası) 
Prometheus
Tekrar bilim-kurgu türüne dönüş yapan kült yönetmen Ridley Scott'ın önderliğinde Alien'ın köklerine yapılan bu yolculuk, hayatın başlangıcına dair araştırma yürüten bir ekibin evrenin en karanlık noktasında yaşadıkları maceralara odaklanıyor. Ekibin insanoğlunun geleceğini korumak adına girdiği bu savaş, her şeyin sonu olabilir...
Çekimleri gizlilik içinde yürütülen filmin orijinal hikâyesi Jon Spaihts tarafından yazıldı ve daha sonra Lost'un yaratıcısı Damon Lindelof'un elinden geçti. Kadrosuyla göz dolduran Prometheus'un Alien efsanesiyle aynı DNA'yı taşıdığını, fakat seriden tamamen bağımsız olduğunu belirtelim...
Alien'in doğumu
[ sonu süperdi ]
The Conversation
Harry Caul çok gelişmiş elektronik aletler kullanarak dinleme ve izleme yapma konusunda uzman bir özel dedektiftir. Sahibi olduğu özel dedektiflik bürosuna başvuran müşterilerinin istediği kişileri izleyip seslerini banda almaktadır. Paranoyak ve ketum bir kişiliğe sahip Caul'e başvuran bir iş adamı, dedektiften genç bir erkek ve kadını izlemesini ister. Caul genç çifti izlerken kaydettiği konuşmalardan etkilenir ve artık olaya sadece bir "iş" olarak bakmaz.
Merhum John Cazale'nin izlemediğim son filmi olması neticesinde izlediğim, maalesef istediğim tadı alamadığım filmdir. Konusu çok ağır ilerliyor ve bu bir süre sonra sıkıntı yaratıyor. Alt metni derin filmler sevmiyorsanız, yanaşmayın derim.
Léon: The Professional
Léon, Amerika'nın New York şehrinde ikâmet eden, patronu Tony'den aldığı işleri yapan bir tetikçidir. Hayatını kurallardan oluşturmuş, sert ve tam anlamıyla bir profesyoneldir. Ancak Mathilda adında küçük bir kızla yolları kesişince hiç alışık olmadığı bir dünyaya kapısını aralar.
Film, birtakım çevrelerce yaş farkı olan iki kişi arasında aşk olduğu iddiasıyla eleştirilmesine rağmen, Mathilda'nın Léon'a karşı olan hisleri normal aşktan ziyade, kendisine ilk defa iyi davranan birisi karşısında duymuş olduğu sevgidir. Her ne kadar filmin ilerleyen bölümlerinde aşık olduğundan bahsetse de, buradaki aşk ifadesi küçük bir çocuğun duygularını basitçe belirtme şeklidir. Léon'un da Mathilda'ya karşı duyduğu hislerde benzer şekilde hayatında o zamana kadar görmediği bir sıcaklığa duyulan özlem ve buna karşı verilen duygusal tepkidir.
Muhteşemdi. Kaçıncı kez izlediğimi hatırlamıyorum. Dram filmlerini seviyorsanız, sakın kaçırmayın.
The Conversation
Harry Caul çok gelişmiş elektronik aletler kullanarak dinleme ve izleme yapma konusunda uzman bir özel dedektiftir. Sahibi olduğu özel dedektiflik bürosuna başvuran müşterilerinin istediği kişileri izleyip seslerini banda almaktadır. Paranoyak ve ketum bir kişiliğe sahip Caul'e başvuran bir iş adamı, dedektiften genç bir erkek ve kadını izlemesini ister. Caul genç çifti izlerken kaydettiği konuşmalardan etkilenir ve artık olaya sadece bir "iş" olarak bakmaz.
Merhum John Cazale'nin izlemediğim son filmi olması neticesinde izlediğim, maalesef istediğim tadı alamadığım filmdir. Konusu çok ağır ilerliyor ve bu bir süre sonra sıkıntı yaratıyor. Alt metni derin filmler sevmiyorsanız, yanaşmayın derim.
Ailedeki zayıf halka karakterine çok uymuş bi adamdı. Başarılıydı gerçekten. Filmde ölmesine harbiden üzülmüştüm. Ama söz konusu Babanın kuralları olunca..
Robert De Niro, Al Pacino gibi dev oyuncular, onun sayesinde film sektörüne girebilmiş. Genç yaşta ölmese, ne eserler verirdi kim bilir. Oynadığı beş filmin hepsi de En İyi Film dalında oskara aday gösterildi. Yine IMDb puanı en düşük filmi 8.0. Kaliteli oyuncuydu.[/SPOILER]
Ailedeki zayıf halka karakterine çok uymuş bi adamdı. Başarılıydı gerçekten. Filmde ölmesine harbiden üzülmüştüm. Ama söz konusu Babanın kuralları olunca..
Bu filmini bende izlememiştim. Gerçekten de oynadığı tüm filmler gişelik. Çok varım böyle karakter oyuncularına, misal steve buscemi.. Hemen izliyorum tavsiyen için sağol.
Daniel-Day Lewis, bu adamın da tüm filmleri başyapıttır.
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
