İzlediğiniz Son Film

Akıl hocası Hunter (Robert De Niro) esir alındığında İngiltere gizli servisinden emekli olan Danny Bryce (Jason Statham) onu kurtarması için harekete zorlanır. Görevi kendi kurnaz lideri Spike (Clive Owen) tarafından gönderilen üç suikastçiyi öldürmekti..

Benim görüşüm güzel filmdi ama biraz daha detaya girilebilirdi

Hollywood, sene 1927… Erişilmez karizmasıyla George Valentin hem izleyicilerin hem yapımcıların göz bebeği. Ancak sinemada ses kullanılmaya başlayınca bir gecede gözden düşüyor. Yanında bitiveren gencecik oyuncu adayı Peppy Miller'ın gözüyse yükseklerde… Konuşmasız, siyah-beyaz eski filmler gibi saniyede 22 kare ile çekilmiş.

Birbirine rakip olan üç farklı adam, Kuzey Amerika'nın en az rastlanan, nadir kuşlarını gözlemledikleri bir "kuş-izleme" yarışına katılırlar. Ama doğada karşılaştıkları her güçlük aslında günlük hayatlarından birer yansımadır.

Sıkılmadan izleyebileceğiniz eğlenceli yeryer duygusal, komedinin yoğun olmadığı güzel bir film

Şerif Kane evlendiği gün, öğlen treniyle gelecek olan ve kendisinden intikam almaya yeminli bir haydut çetesinin haberini alır. Kasabadaki insanları toplayarak kendisine yardım edecek bir grup oluşturmaya çalışır fakat belaye bulaşmak istemeyen kasaba sakinleri bu işe gönüllü olmazlar. Aslında Şerif Kane'nin görevi sona ermiştir. Ama o kaçmak yerine, kalıp tek başına savaşmayı tercih eder. Fred Zinnemann'in western sinemasının gidişatı değiştiren klasiği yönetmenin başyapıtları arasında en özelidir. Bu filmde tüm zamanların en iyi kötü adamı Lee Van Cleff'e önemli bir rol teklif edilir. Fakat ünlü kartal profili burnunu ameliyatla düzeltmesi şart koşulur. Cleef teklifi kabul etmez ve film boyunca hiç konuşmadan ölümü bekleyen kötü adamlardan birini oynar.

Filmin giriş sahnesi ve çalan şarkı enfesti...... Film boyuncada şarkının uyumunu görmek ayrı bir keyif verdi.Western sevenler kaçırmasın.Unforgiven hayranıysanız kesinlikle izleyin yılına aldanmayın.

Artık sahip olduğu gücü kendinden emin bir şekilde sergileyen Neo, insanüstü özelliklerle donatılmış olduğunun ve iletişime geçtiği her şeyin şifresini çözebilen üstün yeteneğinin farkına varıyor.Bununla birlikte hayatta kalmaya çalışan insanoğlu, tüm insanlığın geleceği için birer birer Matrix’e karşı gelmeye başlıyor. Başkaldıranların sayısı arttıkça makinalar dünyada son kalan gerçek şehir olarak kabul edilen, insanlığın direniş merkezi Zion’a saldırıyor.

Bence serinin en güzel filmiydi.Özellikle sondaki vs muhteşemdi bana göre.

Joe Cabot (Lawrence Tierney), büyük bir elmas mağazasını soymak için ,oğlunun da dahil olduğu bir ekip hazırlar. Renk isimlerini kod isim olarak kullanan ekibin adı, "rezervuar köpekleri". İşinin ehli gibi gözüken ekipte, Joe'nun oğlu da vardır. Soygunun planları yapılır. En ince detayları bile gözden geçirilmiştir. Ama soygun planlandığı gibi işlemez. Mağazaya gelindiğinde tuzağa düşerler. Ekibin içinde polis olduğunun farkına varırlar. 'Kim, kime silahını çekeceğini',, 'kimden şüpeleneceğini, bilemez durumdadır. Silahlar çekilir. Etraf bi anda kan gölüne döner. Soyguncuların bir kısmı bir depoya sığınır. Depo içerisindede bir hesaplaşma vardır.

İyi fena bir film değildi kadrosuda iyi .

Smoker dedi ki:

Moon

Gizli İçerik

Dünya enerji politikası değişmiş, Ay'da bulunan Helyum-3 adlı bir maden dünyada kullanılmaya ve büyük maden şirketleri Ay’ın yüzeyinde üs kurmaya başlamışlardır… Filmimizin baş kahramanı Sam'de bu çokuluslu ve büyük şirketlerde çalışmaktadır. Görevi 3 yıl müddetince Ay'da kalmak ve çalışmaları denetlemektir. Sam’e arkadaşlık yapmak üzere zeki bir bilgisayar olan Gerty'de onunladır…
Görev süresinin bitmesine 2 hafta kala üste garip olaylar yaşanmaya başlar ve Sam bir kaza geçirir. Sam, bu kazadan uyandığında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır!!

Ağır bir drama filmiydi. Açıklama yapmak istemiyorum. Zira bu film hakkında ne kadar az şey bilirseniz o kadar zevkli oluyor izlemesi.

Genişletmek için tıkla ...

Anlamadığım bazı yerler olsada çok iyi bir filmdi.

Mutsuz bir yaşantı süren David Rice, birçoklarının hayatında sadece hayal edebildiği bir güçle büyümüştür. Uzay-zaman dokusu içindeki yırtıkları kullanarak, kendini zihninde canlandırabildiği herhangi bir yere anında ışınlayabilmektedir. Yeteneğini; göz açıp kapayıncaya kadar gezegenin bir tarafından öbür tarafına gidebilmek, duvarların içinden geçebilmek, kilitli banka kasalarına girebilmek gibi birçok işte kullanabilmektedir.
David, kendisi gibi güçleri olan Griffin adındaki hırslı bir gezgin ile karşılaşır ve artık kendinin yalnız bir ucube değil, "Jumperlar" ("Sıçrayanlar") denilen bir ırka mensup olduğunu anlar. Ancak, sonradan ortaya çıkan ve Sıçrayanlar'ı ortadan kaldırmaktan başka bir şey düşünmeyen Paladin isimli düşman grubuyla mücadele etmek zorunda kalır.

Boş bir filmdi. Bazı hoş aksiyon sahneleri var, hepsi o. İzlemeyin derim.

Güney Pasifik’in ıssız bir adasında, Dr.Moreau bilim anahtarını cehennemin kapılarını kilitlemek için kullandı...Val Kilmer (Heat, Batman Forever, The Ghost and the Darkness), David Thewlis (Dragonheart), Fairuza Balk (The Craft) ve Akademi Ödüllü® Marlon Brando (En İyi Erkek Oyuncu, The Godfather 1972), H.G Wells.Stan Winston’un çok satan Creature Workshop eserinden uyarlanan bu muhteşem bilim-kurgu gerilimde göz alıcı özel efektler eşliğinde biraraya geliyorlar. Dr.Moreau evrimin sırlarını inceleyen son derece başarılı bir genetik uzmanıdır. Birleşmiş Milletler’den bir diplomat, Dr.Moreau’nun adadaki laboratuvarını ziyarete gittiğinde, çok etkileyici fakat bir o kadar da korkunç deneyleri keşfeder – adadaki hayvanlar, insan benzeri yaratıklara dönüştürülmektedir. Moreau ve asistanı kusursuz yaşam formunu bulmaya çalışırken, sadece adadaki hayat için değil tüm insanlık için tehdit oluşturmaktadırlar.

Deli dahi bir doktorun oluşturduğu dünyayı anlatan bu film gerçekten harikaydı. Kolay kolay film izleyen birisi olmamama rağmen sıkılmadan rahatlıkla izledim. Konu açısından normal deli doktorların yarattığı dünyadan farklıydı. Hiç bir dakikası sıkmadı. Filmin içerdiği mesajlarda baya iyiydi. 1996 yapımı bu film zamanımızda umarım daha kaliteli bir şekilde tekrar çekilir ama marlon brando gibi olabilecek fazla kişi yok orası ayrı kısaca izleyin derim.

Michael Corleone, mafya dünyasında inanılmaz bir güce ulaşırken, bir yandan da ailesini korumaya çalışmaktadır. Fakat yavaş yavaş gelişen olaylar onu hiç yapmak istemediği işlere ve suçlara yönlendirir. Tek özelliği zekası iken bir anda bir suç imparatorluğunu yönetecek acımasızlığa ve kendine güvene kavuşur. Fakat bunlar Micheal'a sadece güç değil, beraberinde yalnızlık ve mutsuzluk getirecektir. Arada geriye dönüşlerle Vito Corleone'nin Sicilya'dan kaçıp, Amerika'ya gelerek suç dünyasına karışmasını izleyeceğimiz filmde, Robert De Niro'nun yalnızca 45 dakika Vito Corleone'yi canlandırarak Oscar alması da filmin ne kadar başarılı olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca bu film,bizi geçmişe de götürüyor. Genç Vito Corleone'nin nasıl mafya babası olduğunu, çocukken neler yaşadığını ve gençlik maceralarını anlatıyor.

Bu film manyak birşey ya harika. Baba 1-2-3 seri mutlaka herkes ölmeden önce izlemeli . Hatta amerikan devlet film arşivinde saklanan nadir filmlerden birisidir bunuda ekliyim.