Ve bu film, Oscar'da yalnızca 1 adaylık aldı....The Lighthouse
9/10
Çok sağlam filmdi. Senaryo, çekimler, oyunculuk, kurgu.. her şeyiyle müthiş. Keşke filmdeki etkileri yakalayacak bazı yerlerde müzik kullanılsaydı dedim bir tek. Hitap kitlesi için biraz mitsel ve metaforik dile hakimiyet istiyor film.
İzlediğiniz Son Film
- Konbuyu başlatan Smoker
- Başlangıç tarihi
Oscar mecrası değil bu filmin yeri zaten. Önemli değil o yüzden.
Mobile Suit Gundam III: Uzayda Karşılaşmalar (1982)Mobile Suit Gundam II: Hüznün Askerleri (1981)
43 bölümlük TV animesinin film üçlemesine bölünmüş hâlinin ikinci kısmı, 16-31. bölümlerin özeti sayılacak şekilde bu seferki. İlk film kadar etkileyici değildi, TV animesindeki boş sahnelerin çıkarılmış hâli sadece. Ekstra olarak bir tek sahne gözüme çarptı;
Char ve Sayla için animede olmayan bir sahne vardı.
7/10.
43 bölümlük TV animesinin film üçlemesine bölünmüş hâlinin üçüncü ve son kısmı 32-43 arasına denk gelen bölümleri işliyor. Üçleme içindeki en iyi film, hem Lalah'nın sahnelerinde kullanılan müzik (genel olarak üçlemenin müzikleri muazzam) hem Lalah için ekstra konan sahneler (ki bence TV animesindeki en büyük eksiklik) ve çıkarılan gereksiz kısımlarla birlikte cidden apayrı bir seviyeye çıkıyor, Char ve Amuro'nun 1 Yıl Savaşı içerisindeki son karşılaşmasında ki atmosfer animesinden daha iyiydi, bir sahne için daha aynı yorumu yapabilirim;
Lalah'nın ölüm sahnesi ve Allah'ın ilk gözüktüğü sahneler çok çok iyiydi.
9/10.
Otomatik Portakal (1971)
Tek kelime ile kusursuz. Üstüne konuşalacak, yazılacak şeyler çoktan yapıldığı için uzatmıyorum.
10/10.
Tek kelime ile kusursuz. Üstüne konuşalacak, yazılacak şeyler çoktan yapıldığı için uzatmıyorum.
10/10.
Evangelion 1.0: Sen Yalnız Değilsin (2007)
Neon Genesis Evangelion "reboot" denecek film dörtlemesinin ilk kısmı. Animede denk geldiği kısımlarla arasında pek fark yok, ama müzikler ayrı güzel geldi. Son sahnesi biraz fan servis gibiydi, gerçi bir çok fan servis sahnesi vardı.
7,5/10 diyelim.
Neon Genesis Evangelion "reboot" denecek film dörtlemesinin ilk kısmı. Animede denk geldiği kısımlarla arasında pek fark yok, ama müzikler ayrı güzel geldi. Son sahnesi biraz fan servis gibiydi, gerçi bir çok fan servis sahnesi vardı.
Son sahnede Kawaru Nagisa gözüküyor.
7,5/10 diyelim.
TANRI KENT(2002)
Izlediğim en iyi filmlerden biri.
Brezilya'nın Rio de Janeiro kenti dışında hükûmet eliyle kurulmuş gecekondu mahallelerinden birinin adı da Tanrı Kent anlamına gelen "Cidade de Deus"'tur. Bu yoksul ve kalabalık muhitte hayat çok zordur, fakirlik ve işsizlik gençleri hatta bebek sayılabilecek yaştaki çocukları bile suça itmektedir. Uyuşturucu kullanmak ve silah taşımak ve kullanmak ilkokul çağındaki çocuklar için bile sıradan ve doğal sayılmaktadır. Hikâye bu semtin ilk kurulduğu 1960'lı yıllarda başlar ve küçük çocuklardan "Roket" lakaplı Buscapé'nin (Alexandre Rodrigues) ağzından dış ses olarak anlatılır. "Roket" aslında mahallenin en mülayim ve kendi deyimi ile suça yatkın olmayan çocuğudur, fotoğrafçılığa meraklıdır ve bir muhabir olmayı düşler.
Anlatıcı "Roket", filmdeki karakterleri tanıtırken, içlerinde abisi "kaz"ın da bulunduğu "Acemi üçlü" adı verilen ve küçük soygunlar yapan bu ilk çetenin ilerde ortaya çıkacak olanların yanında ne kadar masum ve amatör kalacağını anlatır.
1970'lere gelindiğinde nesil değişmiştir, küçükler büyümüş ama çeteler daha da sert ve acımasız olmuşlardır. Gettoyu aralarında paylaşamayan çetelerin kızıştırdığı hakimiyet savaşları tüm hızıyla devam ederken "Roket" bir gazetede ayak işlerinde çalışmaya başlar. Tesadüflerin de yardımıyla çektiği bazı fotoğraflar gazetede yayınlanınca idealindeki muhabirlik mesleğine ilk adımını atmış olur. Gazete yönetimi gettoya girebilen tek fotoğrafçı olduğu için onu bu konuda görevlendirir. Son büyük çete savaşını gizlendiği yerden görüntülemeyi başaran"Roket" şöhreti yakalar ve gazetedeki yeni işini garanti altına alır.
Çetelerin birbirini yok ettiği filmin sonunda, onların yerini derhal daha da küçük yaşlarda üçüncü bir neslin aldığı ve hiç zaman kaybetmeden öldürme planları bile yapmaya başladıkları görülür.
Anlatıcı "Roket", filmdeki karakterleri tanıtırken, içlerinde abisi "kaz"ın da bulunduğu "Acemi üçlü" adı verilen ve küçük soygunlar yapan bu ilk çetenin ilerde ortaya çıkacak olanların yanında ne kadar masum ve amatör kalacağını anlatır.
1970'lere gelindiğinde nesil değişmiştir, küçükler büyümüş ama çeteler daha da sert ve acımasız olmuşlardır. Gettoyu aralarında paylaşamayan çetelerin kızıştırdığı hakimiyet savaşları tüm hızıyla devam ederken "Roket" bir gazetede ayak işlerinde çalışmaya başlar. Tesadüflerin de yardımıyla çektiği bazı fotoğraflar gazetede yayınlanınca idealindeki muhabirlik mesleğine ilk adımını atmış olur. Gazete yönetimi gettoya girebilen tek fotoğrafçı olduğu için onu bu konuda görevlendirir. Son büyük çete savaşını gizlendiği yerden görüntülemeyi başaran"Roket" şöhreti yakalar ve gazetedeki yeni işini garanti altına alır.
Çetelerin birbirini yok ettiği filmin sonunda, onların yerini derhal daha da küçük yaşlarda üçüncü bir neslin aldığı ve hiç zaman kaybetmeden öldürme planları bile yapmaya başladıkları görülür.
Izlediğim en iyi filmlerden biri.
Esaretin Bedeli (1994)
Şu ana kadar IMDB'de çok çok uzun süredir 1. sırayı elinde tutmasından ötürü ben de bir önyargı oluşturmuştu. "Abartılmıştır, iyi değildir o kadar." düşüncelerine sahiptim. Netflix'te de karşıma çıkınca izlemeye karar verdim. Beklediğimden çok daha iyiydi, süresi biraz uzun gibi geldi ama sıkıldığım anlar oldukça nadir. Şimdiye kadar izlediğim en iyi film falan demem muhtemelen fakat aşırı kaliteli ve iyi bir yapım olduğu su götürmez bir gerçek.
8,5/10. Belki sonrasında 9'a yükseltirim bilemedim ama 8,5 yeterli gibi şu an.
Şu ana kadar IMDB'de çok çok uzun süredir 1. sırayı elinde tutmasından ötürü ben de bir önyargı oluşturmuştu. "Abartılmıştır, iyi değildir o kadar." düşüncelerine sahiptim. Netflix'te de karşıma çıkınca izlemeye karar verdim. Beklediğimden çok daha iyiydi, süresi biraz uzun gibi geldi ama sıkıldığım anlar oldukça nadir. Şimdiye kadar izlediğim en iyi film falan demem muhtemelen fakat aşırı kaliteli ve iyi bir yapım olduğu su götürmez bir gerçek.
Brooks'un intiharı, Tommy'nin öldürülmesi, Andy'nin 2 ay hücreye hapsedilmesindeki atmosferler muazzamdı. Andy'nin arama sırasında çekici nereye sakladığını film boyunca düşünüp "Mantık hatası mı var acaba, Allah Allah?" söylenirken finalde bunu göstermeleri mutlu etti. Yoksa takardım kafaya. Keşke Andy ve Red'in karşılıklı satranç oynadığı bir ek sahne falan olsaydı diyorum yine de.
8,5/10. Belki sonrasında 9'a yükseltirim bilemedim ama 8,5 yeterli gibi şu an.
Baya iyi flimdi tavsiye ederim tek kötülüğü kısa sürmesi
The Theory Of Everything
Gayet başarılı. Duyguyu aktarma olsun, oyunculuk olsun beğendim. Tavsiye edilir ^^
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
