Vicdan, sağduyu falan tamamen göreceli durumlar işte, bunlar bir sınır belirleyemez. Öte yandan "hakaret" dediğin şeyin de herhangi bir sınırı yok ve gayet göreceli olabilir. Biri yukarıda örnek vermiş mesela, senin inek yemen birine hakaret gibi gelebilir. Ya da günümüzde gayet popüler olduğu üzere, birine he she diye hitap etsen bile cinsiyetimi atadın diye hakaret kabul edebiliyor artık.
Bir yerden sınır koymaya başlarsan, kolunu oynatamayacak kadar sıkışmaya başlarsın çelişmemek için. Ya da sadece kendi hassasiyetlerin üzerinden sınır çizer ve diğer hiçbir şeyi umursamaz ve seni incitmeyen her şeyi ifade özgürlüğü sayarsın. İşte bu yüzden asla sınır falan konmamalı ve herkes istediği gibi ifade edebilmeli kendini. Küfürle de hakaretle de gerekirse, hiç önemli değil. Eğer bir zarar verdiğini düşünüyorsan zaten dava etme hakkın var ve zararı kanıtlayabilirsen ceza da söz konusu olur. Bu bütün suçlar için geçerli bir şey zaten.
İfade özgürlüğüne sınırlar getirmek, sırf suç işlenmesin diye insanları belli kalıplara tutsak etmektir. Ben mutfak bıçağıyla bir insanı yaralayabilirim mesela, ama mutfak bıçağını evde bulundurmam yasak değildir. Aynı şekilde ben sözlerimle birini de incitebilirim veya ruhsal zarar da verebilirim ama konuşmam da yasaklı değildir. Benim mutfak bıçağı veya sözlerimle ne yapacağım bana kalmıştır. Zararlı bir şey yaptığımda sonuçlarına katlanmak da öyle.
Şimdi bütün bu örnekleri ben tamamen bireysel, muhatabı olan kişisel durumlar için söylüyorum. Senin verdiğin örnek, bir grubun, bir topluluğun meselesi, yani doğrudan bir muhatabı yok. O yüzden herkes istediğini yapabilir. Değil kuran yakmak, isterlerse o kitaba her türlü hakareti edebilirler. Aynı şekilde bir bayrağı da yakabilirler, başka bir kutsala da tükürebilirler. Her ne kadar saygısızca ve kışkırtıcı bir şey de olsa bu durum kimseye zarar vermez. Çünkü bir muhatabı yoktur, doğrudan zarar verebileceği kimse yoktur. Zarar gördüğünü iddia edenler de insanlar kışkırtılıyor bahanesini öne sürüyor sadece. Onunla kışkırtılacak insanların, kışkırmak kendi tercihleri veya kendi anlayış düzeyleridir, başka kimsenin sorunu değildir.