@Orcunyus
Üzülerek yazında katıldığım noktaların olduğunu söyleyeceğim. Roger'la bu kadar yakın ilişkisi varken ben de Ace'in babasına olan nefretini değiştirebilmesini umardım. Göründüğü kadarıyla Ace babasından yakınırken Beyazsakal'ın dediği tek şey, Ace'in Roger'a benzemediğiydi. İdam platformunda bile babasından ne kadar nefret ettiğini yakınan Ace gösteriyor ki Beyazsakal bu konuda hiçbir şey yapmamış. Halbuki ben Beyazsakal'ın Ace'e bu denli düşkünlüğünün nedeninin Roger'la bağlantısı olduğunu düşünürüm. Bana göre Ace'in Roger'ın bir parçası olması Beyazsakal için anlam taşıyordu. Değer verdiği bir insandan yadigar gibi, en azından ben böyle hissettim. Ama buna karşın Ace'e Roger'dan bahsetmemesi rahatsız edici. Bu durumun onu ilgilendirmediğini düşünse bile yansıttığı karakterde ki vicdan hususu, çelişki oluşmasını sağlıyor gözümde. Belki de Roger, Beyazsakal'a bir oğlu olduğunu ve bir gün karşılaşırlarsa ondan bahsetmemesi gerektiğini söylemiştir. Oğlu olduğunu söylese bile ikincisi için mantıklı bir sebep bulamıyorum.
Ve Marineford'da ki hali içinde yaptığın eleştiriye de katılıyorum. Ace öldükten sonra Akainu'ya sergilediği güç gösterisini ölmeden evvel sergileseydi belki de Ace kurtulacaktı. Hatta belki de değil, kurtulurdu Ace. Luffy her boşlukta sadece idam platformuna doğru koşarken Beyazsakal durmuş olanı biteni izliyordu. Marineford'da ki Beyazsakal sadece Ace için orada yoktu benim gözümde, denizcilere güç gösterisi yapmak için vardı daha çok.
Yalnız düzeltmek istediğim bir nokta var. Garp, Ace'e babasını kötülemediği gibi nefretini törpüleyecek şeyler de söylememişti. Yani o da Beyazsakal gibi bu konuda. Ve Beyazsakal hiçbir zaman bana baba diyeceksin demedi Ace'e. Hatta Ace oyaji olayını Marco'dan öğrenmişti. Ama Garp, Ace'e bana "dede" diyeceksin demişti.