Tam ne güzel anlatmışsın diyecektim. Sonra ya o yazmadıysa dedim googleladım.Geceleri uyumama'nın faydaları. Her güne bir kitap Açlık Sanatçısı efsane bir hikayeydi
Kafka'nın 1922 yılında yayınlanan kısa öykülerin'den derlenen kitabı. bu kitapta da dönüşüm de olduğu gibi kafka'nın ruh halini çözümleyebiliyoruz. açlık sanatçısı adlı hikaye boyunca da kafka'nın sanata bakışını ve yalnızlığını görüyoruz. okuyun, okutturun.
kitapta sırasıyla 4 hikaye var.
ilk acı
küçük bir kadın
açlık sanatçısı
josephine, şarkıcı ya da fare insanlar
franz kafka'nın hikayelerinden biri olan açlık sanatçısı (ein hungerkünstler)'nda azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir sanatçı anlatılır. sanatçının şovu günlerce kapatıldığı bir kafeste doğasına karşı çıkarak aç kalmasıdır. herkesin sandığının aksine bu onun için çocuk oyuncağıdır aslında.
açlık sanatçısını en çok üzen şey insanların ona inanmamasıdır. geceleri başında bekleyen, genelde kasap olan, nöbetçilerden bazıları yemek yiyebilmesi için görevlerini savsaklarlar, ulaşabilecei yerlere yemek bırakırlar. böyle zamanlarda yemek yemediğini kanıtlamak için saatlerce şarkı söyler, nöbetçilerle sohbet etmeye çalışır. en çok görevini ihmal etmeyip bütün gece ona ışık tutan nöbetçileri sever o.
menajerinin uygun gördüğü kırk gün dolduktan sonra şatafatlı gösterilerle kafesinden dışarı çıkar açlık sanatçısı. aslında kırk günden çok daha fazla aç kalabileceğini düşünmektedir ama menajeri kırk gün konusunda ısrarcıdır. inandırıcılık için en uygun süre budur. zamanla kafesten çıkışını eski görkemini kaybeder, şovu ilgi çekmez. menajerinden ayrılan sanatçı bir sirkte kendine kafes ayarlar.
kimse artık onunla ya da gösterisi ile ilgilenmemektedir. sirktekiler bile onun varlığını unutur. kaç gündür aç olduğu gösteren tabelayı yenilemeyi bıraktıklarından beri kimse ne kadardır aç olduğunu bilmez. kaç kırk gün olmuştur? bir gün sirk yetkilisi boş gördüğü kafese yaklaşır. aralarında geçen diyalogun sonunda şöyle bir bölüm geçer:
" çünkü aç kalmak zorundayım, başka türlü yaşayamam" dedi açlık sanatçısı. "çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. eğer bulabilseydim inanın bana, ben de sizler gibi tıka basa karnımı doyururdum."
açlık sanatçısı bu son sözleri söyleyerek ölür. kafese yerine bir panter koyarlar.
neden gösterisini bir kafeste gerçekleştirir? kafka adeta sanatçı ile ulaşmak istediği insanlar arasındaki sınırı gözler önüne serer. sanatçı sanatını yaratırken çoğunlukla insanlardan uzaklaşır. ama takdir edilmeyi de bekler. zaten sanatçının içine düştüğü, onu çoğu zaman karamsarlığa iten ikilemin ta kendisidir bu. açlık sanatçısı da kendine inanmayan insanlar yüzünden karamsarlığa düşer, her gösterisinde daha iyisini yapmak ister ama bir türlü tatmin olamaz.
sevdiğim yiyeceği bulamadım der açlık sanatçı'sı. göremediği takdire karşı duyulan bir açlık mıdır bu? yoksa sanatçıların ve sanatçı ruhluların her şeye rağmen yaşamları boyunca duydukları boşluğa gönderme midir bu?
kafka'nın da toplumdan izole, melankolik karakterini düşünürsek, ikincisi daha uygun geliyor bana.
Oha. Bi ara delice aramıştım. Çabuk tell me more! Nereden buldun? Evde mi vardı? Ne kadar var? SPEAK!Küçükken bir kere okuyup bıraktığım Macera Tüneli kitaplarımı okuyorum ehehehehe
3 tane var bende. İnternette de var, kullandığım 2 sitede de bende olanlar varmış, yumulOha. Bi ara delice aramıştım. Çabuk tell me more! Nereden buldun? Evde mi vardı? Ne kadar var? SPEAK!
Beğendim. Alırım yakın zamanda.Geceleri uyumama'nın faydaları. Her güne bir kitap Açlık Sanatçısı efsane bir hikayeydi
Kafka'nın 1922 yılında yayınlanan kısa öykülerin'den derlenen kitabı. bu kitapta da dönüşüm de olduğu gibi kafka'nın ruh halini çözümleyebiliyoruz. açlık sanatçısı adlı hikaye boyunca da kafka'nın sanata bakışını ve yalnızlığını görüyoruz. okuyun, okutturun.
kitapta sırasıyla 4 hikaye var.
ilk acı
küçük bir kadın
açlık sanatçısı
josephine, şarkıcı ya da fare insanlar
franz kafka'nın hikayelerinden biri olan açlık sanatçısı (ein hungerkünstler)'nda azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir sanatçı anlatılır. sanatçının şovu günlerce kapatıldığı bir kafeste doğasına karşı çıkarak aç kalmasıdır. herkesin sandığının aksine bu onun için çocuk oyuncağıdır aslında.
açlık sanatçısını en çok üzen şey insanların ona inanmamasıdır. geceleri başında bekleyen, genelde kasap olan, nöbetçilerden bazıları yemek yiyebilmesi için görevlerini savsaklarlar, ulaşabilecei yerlere yemek bırakırlar. böyle zamanlarda yemek yemediğini kanıtlamak için saatlerce şarkı söyler, nöbetçilerle sohbet etmeye çalışır. en çok görevini ihmal etmeyip bütün gece ona ışık tutan nöbetçileri sever o.
menajerinin uygun gördüğü kırk gün dolduktan sonra şatafatlı gösterilerle kafesinden dışarı çıkar açlık sanatçısı. aslında kırk günden çok daha fazla aç kalabileceğini düşünmektedir ama menajeri kırk gün konusunda ısrarcıdır. inandırıcılık için en uygun süre budur. zamanla kafesten çıkışını eski görkemini kaybeder, şovu ilgi çekmez. menajerinden ayrılan sanatçı bir sirkte kendine kafes ayarlar.
kimse artık onunla ya da gösterisi ile ilgilenmemektedir. sirktekiler bile onun varlığını unutur. kaç gündür aç olduğu gösteren tabelayı yenilemeyi bıraktıklarından beri kimse ne kadardır aç olduğunu bilmez. kaç kırk gün olmuştur? bir gün sirk yetkilisi boş gördüğü kafese yaklaşır. aralarında geçen diyalogun sonunda şöyle bir bölüm geçer:
" çünkü aç kalmak zorundayım, başka türlü yaşayamam" dedi açlık sanatçısı. "çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. eğer bulabilseydim inanın bana, ben de sizler gibi tıka basa karnımı doyururdum."
açlık sanatçısı bu son sözleri söyleyerek ölür. kafese yerine bir panter koyarlar.
neden gösterisini bir kafeste gerçekleştirir? kafka adeta sanatçı ile ulaşmak istediği insanlar arasındaki sınırı gözler önüne serer. sanatçı sanatını yaratırken çoğunlukla insanlardan uzaklaşır. ama takdir edilmeyi de bekler. zaten sanatçının içine düştüğü, onu çoğu zaman karamsarlığa iten ikilemin ta kendisidir bu. açlık sanatçısı da kendine inanmayan insanlar yüzünden karamsarlığa düşer, her gösterisinde daha iyisini yapmak ister ama bir türlü tatmin olamaz.
sevdiğim yiyeceği bulamadım der açlık sanatçı'sı. göremediği takdire karşı duyulan bir açlık mıdır bu? yoksa sanatçıların ve sanatçı ruhluların her şeye rağmen yaşamları boyunca duydukları boşluğa gönderme midir bu?
kafka'nın da toplumdan izole, melankolik karakterini düşünürsek, ikincisi daha uygun geliyor bana.
He ben eski basımlarını falan okuyorsundur diye düşünmüştüm.3 tane var bende. İnternette de var, kullandığım 2 sitede de bende olanlar varmış, yumul
http://www.idefix.com/search?q=macera tüneli
macera tüneli