Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

En Son Hangi Kitabı Okudunuz?

  • Konbuyu başlatan Reversi
  • Başlangıç tarihi
Güzeldi bu.11 hikaye'den oluşan bi kitap.Özellikle Davulcu'nun hikayesi cok iyiydi :good:





Apartman girişinde, sol yanda, duvar boyunca sıralanan posta kutularından 39 numaralısı bana ait. Ondan yeterince yararlandığım söylenemez. Öbür kutular gibi (özellikle 12, 17 ve 28) zarflar ve katlanmış dergiler taşmıyor içinden. Posta kutuları bir uygarlık ölçütü olabilir mi, diye düşündüğüm oluyor zaman zaman. Ama elektrik, telefon ve su faturalarının bana ulaşmasındaki işlevi düşünüp avunuyorum. Bazen de tek tük el duyuruları buluyorum: 'Kuaför Necmi', 'Sekiz Ayda İngilizce Öğretiyoruz,' ya da 'Can Pizza-Evlere Servisimiz Vardır'. Mektup gelmez, çünkü yıllardır kimseye yazmıyorum. Kredili alışveriş yaptığım firmalar dışında bayram ve yılbaşı kartı gönderen de olmaz. Ne bir dergiye aboneyim, ne de gazeteye. Bu nedenle çantamda taşıdığım küçük anahtarı çok az kullanıyorum.
 

elinde bir mumla kenti dün dolaşıyordu şeyh.


"kederliyim," diyordu, "bu adam kılığındaki yaratıklardan. insan arıyorum ben."


dedim ki: "bulunmaz o. biz çok aradık."


"işte tam da onu arıyorum," dedi şeyh, "o 'bulunmaz ı...


mevlâna / şems-i tebrizî divanı


6 güzel öyküden oluşan celal hosrovşahi kitabı. özellikle ilk hikaye oldukça etkileyici.

sırayla

furuğ'un öyküsü
ben, babam ve ağaç
eve dönüş
ben, annem ve o kadın
mühür
hüseyin ağa'nın güvercinleri

okuyun,okutturun
 
Geceleri uyumama'nın faydaları. Her güne bir kitap :D Açlık Sanatçısı efsane bir hikayeydi :good:


Kafka'nın 1922 yılında yayınlanan kısa öykülerin'den derlenen kitabı. bu kitapta da dönüşüm de olduğu gibi kafka'nın ruh halini çözümleyebiliyoruz. açlık sanatçısı adlı hikaye boyunca da kafka'nın sanata bakışını ve yalnızlığını görüyoruz. okuyun, okutturun.

kitapta sırasıyla 4 hikaye var.

ilk acı
küçük bir kadın
açlık sanatçısı
josephine, şarkıcı ya da fare insanlar




franz kafka'nın hikayelerinden biri olan açlık sanatçısı (ein hungerkünstler)'nda azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir sanatçı anlatılır. sanatçının şovu günlerce kapatıldığı bir kafeste doğasına karşı çıkarak aç kalmasıdır. herkesin sandığının aksine bu onun için çocuk oyuncağıdır aslında.

açlık sanatçısını en çok üzen şey insanların ona inanmamasıdır. geceleri başında bekleyen, genelde kasap olan, nöbetçilerden bazıları yemek yiyebilmesi için görevlerini savsaklarlar, ulaşabilecei yerlere yemek bırakırlar. böyle zamanlarda yemek yemediğini kanıtlamak için saatlerce şarkı söyler, nöbetçilerle sohbet etmeye çalışır. en çok görevini ihmal etmeyip bütün gece ona ışık tutan nöbetçileri sever o.

menajerinin uygun gördüğü kırk gün dolduktan sonra şatafatlı gösterilerle kafesinden dışarı çıkar açlık sanatçısı. aslında kırk günden çok daha fazla aç kalabileceğini düşünmektedir ama menajeri kırk gün konusunda ısrarcıdır. inandırıcılık için en uygun süre budur. zamanla kafesten çıkışını eski görkemini kaybeder, şovu ilgi çekmez. menajerinden ayrılan sanatçı bir sirkte kendine kafes ayarlar.

kimse artık onunla ya da gösterisi ile ilgilenmemektedir. sirktekiler bile onun varlığını unutur. kaç gündür aç olduğu gösteren tabelayı yenilemeyi bıraktıklarından beri kimse ne kadardır aç olduğunu bilmez. kaç kırk gün olmuştur? bir gün sirk yetkilisi boş gördüğü kafese yaklaşır. aralarında geçen diyalogun sonunda şöyle bir bölüm geçer:

" çünkü aç kalmak zorundayım, başka türlü yaşayamam" dedi açlık sanatçısı. "çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. eğer bulabilseydim inanın bana, ben de sizler gibi tıka basa karnımı doyururdum."

açlık sanatçısı bu son sözleri söyleyerek ölür. kafese yerine bir panter koyarlar.

neden gösterisini bir kafeste gerçekleştirir? kafka adeta sanatçı ile ulaşmak istediği insanlar arasındaki sınırı gözler önüne serer. sanatçı sanatını yaratırken çoğunlukla insanlardan uzaklaşır. ama takdir edilmeyi de bekler. zaten sanatçının içine düştüğü, onu çoğu zaman karamsarlığa iten ikilemin ta kendisidir bu. açlık sanatçısı da kendine inanmayan insanlar yüzünden karamsarlığa düşer, her gösterisinde daha iyisini yapmak ister ama bir türlü tatmin olamaz.

sevdiğim yiyeceği bulamadım der açlık sanatçı'sı. göremediği takdire karşı duyulan bir açlık mıdır bu? yoksa sanatçıların ve sanatçı ruhluların her şeye rağmen yaşamları boyunca duydukları boşluğa gönderme midir bu?

kafka'nın da toplumdan izole, melankolik karakterini düşünürsek, ikincisi daha uygun geliyor bana.
 
Geceleri uyumama'nın faydaları. Her güne bir kitap :D Açlık Sanatçısı efsane bir hikayeydi :good:


Kafka'nın 1922 yılında yayınlanan kısa öykülerin'den derlenen kitabı. bu kitapta da dönüşüm de olduğu gibi kafka'nın ruh halini çözümleyebiliyoruz. açlık sanatçısı adlı hikaye boyunca da kafka'nın sanata bakışını ve yalnızlığını görüyoruz. okuyun, okutturun.

kitapta sırasıyla 4 hikaye var.

ilk acı
küçük bir kadın
açlık sanatçısı
josephine, şarkıcı ya da fare insanlar




franz kafka'nın hikayelerinden biri olan açlık sanatçısı (ein hungerkünstler)'nda azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir sanatçı anlatılır. sanatçının şovu günlerce kapatıldığı bir kafeste doğasına karşı çıkarak aç kalmasıdır. herkesin sandığının aksine bu onun için çocuk oyuncağıdır aslında.

açlık sanatçısını en çok üzen şey insanların ona inanmamasıdır. geceleri başında bekleyen, genelde kasap olan, nöbetçilerden bazıları yemek yiyebilmesi için görevlerini savsaklarlar, ulaşabilecei yerlere yemek bırakırlar. böyle zamanlarda yemek yemediğini kanıtlamak için saatlerce şarkı söyler, nöbetçilerle sohbet etmeye çalışır. en çok görevini ihmal etmeyip bütün gece ona ışık tutan nöbetçileri sever o.

menajerinin uygun gördüğü kırk gün dolduktan sonra şatafatlı gösterilerle kafesinden dışarı çıkar açlık sanatçısı. aslında kırk günden çok daha fazla aç kalabileceğini düşünmektedir ama menajeri kırk gün konusunda ısrarcıdır. inandırıcılık için en uygun süre budur. zamanla kafesten çıkışını eski görkemini kaybeder, şovu ilgi çekmez. menajerinden ayrılan sanatçı bir sirkte kendine kafes ayarlar.

kimse artık onunla ya da gösterisi ile ilgilenmemektedir. sirktekiler bile onun varlığını unutur. kaç gündür aç olduğu gösteren tabelayı yenilemeyi bıraktıklarından beri kimse ne kadardır aç olduğunu bilmez. kaç kırk gün olmuştur? bir gün sirk yetkilisi boş gördüğü kafese yaklaşır. aralarında geçen diyalogun sonunda şöyle bir bölüm geçer:

" çünkü aç kalmak zorundayım, başka türlü yaşayamam" dedi açlık sanatçısı. "çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. eğer bulabilseydim inanın bana, ben de sizler gibi tıka basa karnımı doyururdum."

açlık sanatçısı bu son sözleri söyleyerek ölür. kafese yerine bir panter koyarlar.

neden gösterisini bir kafeste gerçekleştirir? kafka adeta sanatçı ile ulaşmak istediği insanlar arasındaki sınırı gözler önüne serer. sanatçı sanatını yaratırken çoğunlukla insanlardan uzaklaşır. ama takdir edilmeyi de bekler. zaten sanatçının içine düştüğü, onu çoğu zaman karamsarlığa iten ikilemin ta kendisidir bu. açlık sanatçısı da kendine inanmayan insanlar yüzünden karamsarlığa düşer, her gösterisinde daha iyisini yapmak ister ama bir türlü tatmin olamaz.

sevdiğim yiyeceği bulamadım der açlık sanatçı'sı. göremediği takdire karşı duyulan bir açlık mıdır bu? yoksa sanatçıların ve sanatçı ruhluların her şeye rağmen yaşamları boyunca duydukları boşluğa gönderme midir bu?

kafka'nın da toplumdan izole, melankolik karakterini düşünürsek, ikincisi daha uygun geliyor bana.
Tam ne güzel anlatmışsın diyecektim. Sonra ya o yazmadıysa dedim googleladım. :(
:(

Neysem iyi okuyon devam böyle. Beğendim açlık sanatçısını bu anlatılanlarla.
 
Geceleri uyumama'nın faydaları. Her güne bir kitap :D Açlık Sanatçısı efsane bir hikayeydi :good:


Kafka'nın 1922 yılında yayınlanan kısa öykülerin'den derlenen kitabı. bu kitapta da dönüşüm de olduğu gibi kafka'nın ruh halini çözümleyebiliyoruz. açlık sanatçısı adlı hikaye boyunca da kafka'nın sanata bakışını ve yalnızlığını görüyoruz. okuyun, okutturun.

kitapta sırasıyla 4 hikaye var.

ilk acı
küçük bir kadın
açlık sanatçısı
josephine, şarkıcı ya da fare insanlar




franz kafka'nın hikayelerinden biri olan açlık sanatçısı (ein hungerkünstler)'nda azalan ilgiye rağmen sanatını sürdürmeye çalışan bir sanatçı anlatılır. sanatçının şovu günlerce kapatıldığı bir kafeste doğasına karşı çıkarak aç kalmasıdır. herkesin sandığının aksine bu onun için çocuk oyuncağıdır aslında.

açlık sanatçısını en çok üzen şey insanların ona inanmamasıdır. geceleri başında bekleyen, genelde kasap olan, nöbetçilerden bazıları yemek yiyebilmesi için görevlerini savsaklarlar, ulaşabilecei yerlere yemek bırakırlar. böyle zamanlarda yemek yemediğini kanıtlamak için saatlerce şarkı söyler, nöbetçilerle sohbet etmeye çalışır. en çok görevini ihmal etmeyip bütün gece ona ışık tutan nöbetçileri sever o.

menajerinin uygun gördüğü kırk gün dolduktan sonra şatafatlı gösterilerle kafesinden dışarı çıkar açlık sanatçısı. aslında kırk günden çok daha fazla aç kalabileceğini düşünmektedir ama menajeri kırk gün konusunda ısrarcıdır. inandırıcılık için en uygun süre budur. zamanla kafesten çıkışını eski görkemini kaybeder, şovu ilgi çekmez. menajerinden ayrılan sanatçı bir sirkte kendine kafes ayarlar.

kimse artık onunla ya da gösterisi ile ilgilenmemektedir. sirktekiler bile onun varlığını unutur. kaç gündür aç olduğu gösteren tabelayı yenilemeyi bıraktıklarından beri kimse ne kadardır aç olduğunu bilmez. kaç kırk gün olmuştur? bir gün sirk yetkilisi boş gördüğü kafese yaklaşır. aralarında geçen diyalogun sonunda şöyle bir bölüm geçer:

" çünkü aç kalmak zorundayım, başka türlü yaşayamam" dedi açlık sanatçısı. "çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. eğer bulabilseydim inanın bana, ben de sizler gibi tıka basa karnımı doyururdum."

açlık sanatçısı bu son sözleri söyleyerek ölür. kafese yerine bir panter koyarlar.

neden gösterisini bir kafeste gerçekleştirir? kafka adeta sanatçı ile ulaşmak istediği insanlar arasındaki sınırı gözler önüne serer. sanatçı sanatını yaratırken çoğunlukla insanlardan uzaklaşır. ama takdir edilmeyi de bekler. zaten sanatçının içine düştüğü, onu çoğu zaman karamsarlığa iten ikilemin ta kendisidir bu. açlık sanatçısı da kendine inanmayan insanlar yüzünden karamsarlığa düşer, her gösterisinde daha iyisini yapmak ister ama bir türlü tatmin olamaz.

sevdiğim yiyeceği bulamadım der açlık sanatçı'sı. göremediği takdire karşı duyulan bir açlık mıdır bu? yoksa sanatçıların ve sanatçı ruhluların her şeye rağmen yaşamları boyunca duydukları boşluğa gönderme midir bu?

kafka'nın da toplumdan izole, melankolik karakterini düşünürsek, ikincisi daha uygun geliyor bana.
Beğendim. Alırım yakın zamanda. :good:
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 5)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık