Birkaç yıl önce aldığım ama ancak okuyabildiğim kitaplardan biri. Kişisel gelişim üzerine yazılmış ilginç bir roman olma özelliği ile de oldukça başarılı. Neden hayır diyemeyiz, kurban olmakta neden ısrar ederiz gibi kişinin kendisine sorduğu pek çok soruya da bir nevi cevap veriyor. Örneğin; fırından bir ekmek alan kişi bembeyaz bir ekmeği severken kendisine hep çok pişmiş ekmek düştüğünü söylüyor. Ama bu tam doğru bir tanım değil. Sebep "bu çok pişmiş, ben yanındakini istiyorum" diyememesi. Arkada bekleyenler varken fırıncının canını sıkacağını düşünüyor. Onun zamanından 2 sn. daha almaktansa sevmediği çok kızarmış ekmeği yemeyi tercih ediyor. Onu nahoş bulmasından, sevmemesinden, müşterilerinse öfkelenmesinden, sabırsızlanmasından korkuyor. Muhtemelen de bu kişi ölüm döşeğinde "ömrümde hiçbir şey yapmadım, istediğim hiçbir şeye sahip olamadım, ama herkes beni nazik buldu" diyecek.
Kısacası tarzının en iyi kitaplarından biri.