İkinci bölümü de izledim. Yine harika bir bölümdü ama benim gözümde ilk bölümden biraz daha gerideydi. İlk bölüm direkt santralin içinde geçtiği için beni daha çok içine çekmişti, bu bölüm daha çok "Biz bir halt ettik bunu nasıl çözeriz?" kafasıyla geçti. Mevki sahibi çoğu kişinin "Yav önemli bir şey yok hallolur." kafasında olması sinir etti bölüm içinde. Hoş bizde de vardı bunlardan "Azcık radyasyonlu çaydan bir şey olmaz." diye dolaşan.Çernobil'in ilk bölümünü izledim az önce. Normalde bitmesini bekleyecektim ama 4 gün daha dayanamadım açıkçası.
Atmosfer cidden muazzam. O kadar iyi ki hayatımda ilk kez bir sahnede korku ve endişeyi bu kadar net hissedebilmiştim.
Ekrana bağladı resmen kafamı başka yöne çeviremedim. Bu tarz konular da hep ilgi alanın olduğundan beni ekstra kendine bağladı.
Yetkililerin panik oluşturmamak için uğraşırken iyice koy vermeleri yapılan en büyük hataydı benim gözümde. En başından beri sürekli birisi "Çekirdek gitti kardeşim." diye çıkıyor bir köşeden ama kimse de dinlemedi. O kadar şeye rağmen yetkililerin cidden hiçbir şey yapmaması fark ettiklerinde de artık çok geç olması bu felaketin oluşmasındaki en büyük etken. Zamanında müdahale edilseydi belki bu kadar canlı zarar görmezdi.
Neyse biraz boş yaptım, 3. bölümü de izlemeye gidiyorum.