Üzücü bir sayı. Oden'i Beyazsakal Korsanları'na dahil etmenin önemli bir hata olduğu bir kez daha karşımıza çıkmış oldu. Oda, Oden'i daha heyecan verici bir karakter haline getirmek uğruna hikaye anlatma kabiliyetine olan güveni zedeledi. Newgate'in intikam peşinde koşmaması geçmişteki Thatch örneğine bakılarak belki karakteriyle tutarlı bulunabilir ama bu kadar zor durumdaki bir halka yardım eli uzatmaması tanıdığımız Newgate'le hiç uyuşmuyor. Balıkadam Adası'na girip kendi bayrağını diken, fakir bir adaya yardım etmek adına kendisine hiç maddi servet biriktirmeyen bir adamın Wano'daki durumu Ace'ten öğrendikten sonra bu kadar kayıtsız kalabilmesi asla kafama yatmıyor. Marco, arc'ta ilk göründüğünda Wano'da durumun bu kadar kötü olduğunu bilmediklerini söylemişti, belli ki oradan bu senaryoya bir yol yapmaya çalışmış ama Ace'in anlattıklarına inanmadınız mı o zaman?
İleride Newgate'in harekete geçmemesinin arkasında Roger'dan bu beklenilen zaman muhabbetini duymuş olması ve Ace'i o güne hazırlamak istemesi çıkarsa daha da canım sıkılacak. Bu kehanet ve kadercilik işi canına okudu serinin. Oden'in sonradan eklemlenmiş macerasının hikayeye zarar verdiğini düşünüyorum. D.'ler doğal bir fenomen gibi kurulu nizamı tehdit eden bir güç olarak kalmalıydı. Tercihim D.'nin bu tehditini Dünya Hükümeti düzeni kurulduğundan beri sürdürdüğü ama belirli bir kehaneti takip etmek yerine önce Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.
Neyse, bunu geçersek Ace'in Wano'ya ilk gidişinde, yani Jinbe'yle dövüşmeden ve Beyazsakal Korsanları'na katılmadan Onigashima'ya çıkarma yaptığını öğrendik. Bunun arkasında kaçırılıp esir tutulan çocukların olması da basit ama güçlü bir motivasyon, Ace'in adaletsizliğe katlanamayan yönü yine güzelce gösterilmiş. Ace ile Yamato'nun karşılaşması Ace'in erken korsanlık dönemine denk gelse de ve Yamato sonrasında ondan iki yıl daha fazla yaşamış olsa da iki karakterin güç konusunda denk tasarlanmış olabileceğini düşünüyorum hala. Yamato önümüzdeki sayılarda güçlü bir rakiple dövüşecek mi yoksa Onigashima'nın Flower Capital'e inmesini engellemek adına bir şeyler mi yapacak göreceğiz ama gücüyle ilgili daha fazla done elde edebilirsek bunun Ace için de geçerli olduğunu varsaymaya meyilliyim.
Marco, Robin ve Brook'u kubbenin tepesine taşımıyor, bunun yerine onlara yukarı katlara çıkmaları direktifini veriyor. Yukarı katlarda şimdilik Sanji'nin karşısında olan Black Maria ve Jinbe'nin karşısında olan Who's Who var. Franky'nin Sasaki'yle karşılaşması tayfanın önemli power-up'lar alacağına dair bir işaretse Sanji ve Jinbe'nin daha güçlü rakiplere ihtiyaçları var. Zaten Sanji'nin kadınlara vuramama zaafı konusunda bir noktada gelişme göreceksek bu Sanji'den daha güçlü bir kadının karşısında olmalı, öteki türlü biraz tatsız durur diye düşünüyorum. Kısacası Robin vs Black Maria ve Brook vs Who's Who eşleşmelerini görme beklentim hala sürüyor.
Sayıda hoşuma gitmeyen bir diğer nokta da kınların yenildiğini bu kadar duygusuzca öğrenmemiz oldu. 1000. sayıya girerken, belki de bir Rocks flashback'i öncesi "One Piece" name drop'u yapmak amacıyla son sayfada Linlin ve Kaido'yu yan yana getirip muhabbet ettirmiş. Kaido, kınları çoktan yenmiş, bir de üstüne o dövüşün hem psikolojik hem de fiziksel ağırlığını da üzerinden atmış gibi görünüyor. Burada Oda, kafasındaki kurguyu ideal bir şekilde yansıtamamış gibi geldi. 999. sayının sonuna bu sahneyi yetiştirmek adına kınların kaybettiğini gördüğümüz duygusal bir sahneyi atlamışız gibi görünüyor. Ya da onlar da bir yerde yaralarını sarıp tekrar harekete geçmeyi bekliyorlar, bakalım.
Öte yandan dokuzunun da işi kesinlikle bittiyse bu korktuğumuz bir şeyin daha başımıza geldiğini gösteriyor. Hepsinin beraberce Kaido'ya girip onu çok ciddi bir şekilde güçten düşüremeden savaştan çıkmaları, Oden'in iradesini taşıyan bu samurayların baskında kayda değer bir katkı sunamadan tüm işleri korsanlara yıkmaları anlamına geliyor. Bu daha önceden konuştuğumuz ve gerçekleşmesini istemediğimiz bir ihtimalde. Ne yazık ki böyle olacak gibi görünüyor.
Son olarak, bu sayıda çizgi roman anlatım tekniklerine ilişkin daha önceden bahsetmediğim bir yapıya rastlamadım. O yüzden paylaşabileceğim notlar yok, okuyan arkadaşlar kusura bakmasın. Sayıda çok sıradan paneller kullanılmış ve standart bir sahneden sahneye akış izlenmiş, umarım 1000. sayıda bu anlamda da bahsetmeye değer bir şeyler görebiliriz
İleride Newgate'in harekete geçmemesinin arkasında Roger'dan bu beklenilen zaman muhabbetini duymuş olması ve Ace'i o güne hazırlamak istemesi çıkarsa daha da canım sıkılacak. Bu kehanet ve kadercilik işi canına okudu serinin. Oden'in sonradan eklemlenmiş macerasının hikayeye zarar verdiğini düşünüyorum. D.'ler doğal bir fenomen gibi kurulu nizamı tehdit eden bir güç olarak kalmalıydı. Tercihim D.'nin bu tehditini Dünya Hükümeti düzeni kurulduğundan beri sürdürdüğü ama belirli bir kehaneti takip etmek yerine önce Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.
Neyse, bunu geçersek Ace'in Wano'ya ilk gidişinde, yani Jinbe'yle dövüşmeden ve Beyazsakal Korsanları'na katılmadan Onigashima'ya çıkarma yaptığını öğrendik. Bunun arkasında kaçırılıp esir tutulan çocukların olması da basit ama güçlü bir motivasyon, Ace'in adaletsizliğe katlanamayan yönü yine güzelce gösterilmiş. Ace ile Yamato'nun karşılaşması Ace'in erken korsanlık dönemine denk gelse de ve Yamato sonrasında ondan iki yıl daha fazla yaşamış olsa da iki karakterin güç konusunda denk tasarlanmış olabileceğini düşünüyorum hala. Yamato önümüzdeki sayılarda güçlü bir rakiple dövüşecek mi yoksa Onigashima'nın Flower Capital'e inmesini engellemek adına bir şeyler mi yapacak göreceğiz ama gücüyle ilgili daha fazla done elde edebilirsek bunun Ace için de geçerli olduğunu varsaymaya meyilliyim.
Marco, Robin ve Brook'u kubbenin tepesine taşımıyor, bunun yerine onlara yukarı katlara çıkmaları direktifini veriyor. Yukarı katlarda şimdilik Sanji'nin karşısında olan Black Maria ve Jinbe'nin karşısında olan Who's Who var. Franky'nin Sasaki'yle karşılaşması tayfanın önemli power-up'lar alacağına dair bir işaretse Sanji ve Jinbe'nin daha güçlü rakiplere ihtiyaçları var. Zaten Sanji'nin kadınlara vuramama zaafı konusunda bir noktada gelişme göreceksek bu Sanji'den daha güçlü bir kadının karşısında olmalı, öteki türlü biraz tatsız durur diye düşünüyorum. Kısacası Robin vs Black Maria ve Brook vs Who's Who eşleşmelerini görme beklentim hala sürüyor.
Sayıda hoşuma gitmeyen bir diğer nokta da kınların yenildiğini bu kadar duygusuzca öğrenmemiz oldu. 1000. sayıya girerken, belki de bir Rocks flashback'i öncesi "One Piece" name drop'u yapmak amacıyla son sayfada Linlin ve Kaido'yu yan yana getirip muhabbet ettirmiş. Kaido, kınları çoktan yenmiş, bir de üstüne o dövüşün hem psikolojik hem de fiziksel ağırlığını da üzerinden atmış gibi görünüyor. Burada Oda, kafasındaki kurguyu ideal bir şekilde yansıtamamış gibi geldi. 999. sayının sonuna bu sahneyi yetiştirmek adına kınların kaybettiğini gördüğümüz duygusal bir sahneyi atlamışız gibi görünüyor. Ya da onlar da bir yerde yaralarını sarıp tekrar harekete geçmeyi bekliyorlar, bakalım.
Öte yandan dokuzunun da işi kesinlikle bittiyse bu korktuğumuz bir şeyin daha başımıza geldiğini gösteriyor. Hepsinin beraberce Kaido'ya girip onu çok ciddi bir şekilde güçten düşüremeden savaştan çıkmaları, Oden'in iradesini taşıyan bu samurayların baskında kayda değer bir katkı sunamadan tüm işleri korsanlara yıkmaları anlamına geliyor. Bu daha önceden konuştuğumuz ve gerçekleşmesini istemediğimiz bir ihtimalde. Ne yazık ki böyle olacak gibi görünüyor.
Son olarak, bu sayıda çizgi roman anlatım tekniklerine ilişkin daha önceden bahsetmediğim bir yapıya rastlamadım. O yüzden paylaşabileceğim notlar yok, okuyan arkadaşlar kusura bakmasın. Sayıda çok sıradan paneller kullanılmış ve standart bir sahneden sahneye akış izlenmiş, umarım 1000. sayıda bu anlamda da bahsetmeye değer bir şeyler görebiliriz