1. için diyecek bir sözüm yok, senin fikrin o yönde benim bu yönde.İlk kısımdaki düşüncem hala aynı zorlama senaryolarla tarihi tekerrür ettirmek Oda'nın huyu gibi bir şey. Buna itiraz edip edemeyeceğimize sen karar veremezsin çünkü bu zevk meselesi. Ben daha etkili bir olay akışı beklerim sen önüne sunulanlarla mutlusundur bunda sıkıntı yok. Doffy'nin Dressrosadaki gibi bir olaylar silsilesini gördükçe ya da Enel'in Tanrı gücüyle Skypiea'da yaptıklarını görünce buradaki senaryo aşırı ucuz kaçıyor bu benim zevk anlayışıma uymuyor seninkine uyuyorsa saygı duyarım bunda tartışılacak bir şey yok.
2. Kısım da ise kesme saldırılarıyla dağları, taşları, evleri biçen adamların bir tek bariyer meyvesine takılıp geçemiyorum öyleyse pes etmeliyim minvalindeki davranışı, ülkenin kaderiyle bu kadar basit oynanması hoşuma gitmiyor hele ülkede iç karışıklık yaratacak ve poor karakterleri koruyabilecek meyvelerin cuk diye Orochi'nin sülalesinde bulunması cidden zorlamanın tillahı bir durum.
3. kısımda ise dediğin gibi durumun arka planı belli değil doldurulabilir lakin Arc'ın gelişim düzenine bakarsak eğer pekte tatmin edici bir şey olacağını sanmıyorum umarım yanılıyorumdur. Diğer İzo ve Wb'nin durumlarına ise söylenecek söz yok zaten. En basitinden Marco'nun olayı bile çok ama çok saçma.
2.'de ise Oden'in onu aşmasının imkansız olduğu belli bunu fark edip daha fazla zorlamamak yerine günlerce boş yere onu aşmaya çalışıp yine başarısız olsa yine okuyucu diyecek bir şeyler bulurdu. Aşması için ufak bir şansı olsa ve bunun için kendini zorladığını ama yine de belirli sebeplerden aşamadığını görmek belki daha iyi olurdu, fakat bu sefer de meyvenin mutlak gücü esnetilmiş olur ve "Oda kurgu için güçle oynadı." gibi sözler söylerdik. Bu yüzden ha 10 saat uğraşmış ha 10 dakika uğraşmış, sonuçta o duvar asla kırılmayacak, bunun çok da bir etkisi yok. Oroçi'nin kişiliğini de düşünürsek Oden orada saatlerce uğraşırken kim bilir kaç kişinin ölmesi için emir verirdi.