Masadan birer birer ayrılıyor dostlar.
''Rayleigh,'' dedik. ''Kara Kral,'' dedik. ''Rakının adabını bilir,'' dedik. Marco gibi çoluk çocuklarla içmeye başladı. Kovduk masadan. Sonra duyduk ki, kumar illetine yakalanmış. Kendini falan satıyormuş para için.
''Oden,'' dedik. ''Rakının adabını bilir'' dedik. Masamıza oturttuk. İlk başlarda çok iyiydi. Güzel güzel içiyor gibiydi. Muhabbeti de sarmıştı. Efkarlandırdı bizi sağ olsun. Ağzıyla içmiyormuş halbuki... İki duble içtikten sonra kalktı, mekanda köçeklik yapmaya başladı. Sonra hiç ellemedik. Mekandakiler bize güldü, biz içtik. Onlar güldükçe daha çok içtik.
Masadan birer birer ayrılıyor dostlar.
Karşımda Ryuma. Adap nedir, biliyor. Sağlam içiyor he, öyle böyle değil. Yanımızda da bir tek Mihawk kaldı. O da henüz elini bile sürmedi rakıya. Sağı solu izliyor sadece. Ne muhabbete katıldı, ne de bir hadsizlik yaptı. Nasıl bir adam olduğunu tam olarak kestiremedim. İçsin diye diretiyorum. Sonunda dayanamayıp içecek galiba. O zaman göreceğiz; adabı biliyor mu, bilmiyor mu. Çünkü, adabı vardır rakının...
-Roronoa Zoro'nun ''Meyhane Anıları''ndan.