Tefecinin o beklemesine gerek yok, adamımız o yolda ölümüne ilerliyor zaten. Sen o tefeciye yakalan veya yakalanma, arkadaşın o tefeciyle illa yüzleşecek ve sen de bunun farkındasın. Biraz erken oldu o kadar. Bu senin pes etmeni gerektirmez.
Daha önce cp9 ile karşılaştı ve başlarda onlarla baş edemiyorlardı, edemezlerdi de. Zira karşılarında sadece cp9 değil, bir amiral, buser call ve Spandam'ın da dediği gibi koca hükumet vardı. Bir adım bile geri atılmadı. Sanji bunların hepsini gördü ve yaşadı. O zaman yumuşak bir yan göstermedi.
Sanji küçücük bir çocukken ona eziyet eden ailesinden kaçtı ve 10 yılı aşkın hiçbirini ne gördü ne duydu. Çocukluğunu bambaşka insanlarla geçirdi. Gençliğinde bambaşka insanlar tanıdı ve her birini canını verecek kadar sevdi. Bu insanlar o çocukken korktuğu ailesini gözü kapalı parçalayacak kadar da güçlü. Artık korkacak hiçbir şeyi yoktu Sanji'nin. Yonkouları ve güçlerini biliyor Sanji, onlarla savaşmaya da hazırdı. Bu olayda da Arabasta'da yaptığı gibi sadece sakin davranmalıydı. Sükunetini bozacak şeyleri eksileyecek başka etkenleri vardı zira. Ailesine karşı travma mı yaşadı? Arkadaşları var. Yonkou'dan mı korktu? Kaptanının inadı ve umutları var. Hadi diyelim tüm bu hislere yenik düştü ve teslim oldu, doğal olarak kendini feda etti. Ama kaptanının vazgeçmeyeceğini unutmamalıydı, daha hiç tanımadığı Big Mom'a güvenip yelkenleri suya indirmemeliydi, bu işten kurtulmanın tek yolunun güç olmadığını düşünebilmeliydi. En azından diğer her şeye bir ihtimal vermeliydi.
Sanji'nin kişiliğine göre yapması gereken en başta yaptıklarıydı zaten. Pudding ile evlenmek zorunda olsa bile bunu içten istemediği, herkesi terslediği ve uyanık olduğu zamanlar. O zamanlar en azından bu adam sadece mecbur olduğu için bunu yapıyor, en ufak fırsatta tüyecektir diyebiliyorduk. Ama aniden Pudding'e çiçek toplar, Mom'un suratına gülüp inanır, Luffy'yi tekmeler, her halta kederlenir oldu. Bu Sanji falan değil. En başa bu meseleyi halledip döneceğim diyen, evlenmek falan yok diyen Sanji.