Onu da sevsin be çarparlar adamı :/RDR 2 seviyor diye duydum.
Onu da sevsin be çarparlar adamı :/RDR 2 seviyor diye duydum.
Rdr2 oynamamış @Raiden gibi yıkıklar üzerimizde yorum yapıyor Reis, bu nasıl bir dünya, nerede adaletRDR 2 seviyor diye duydum.
Ben de ankette görmek isterdim bunu, Borderlands serisinin ana oyunlarını çok az deneyip sarmadığı için bırakmama rağmen Tales from the Borderlands'i büyük bir keyifle oynamıştım. Telltale'in en iyi oyunlarından biriydi.Tales from borderlands varken kim ne yapsın life is strange'i?
Müzik seçimleri efsaneydi.Ben de ankette görmek isterdim bunu, Borderlands serisinin ana oyunlarını çok az deneyip sarmadığı için bırakmama rağmen Tales from the Borderlands'i büyük bir keyifle oynamıştım. Telltale'in en iyi oyunlarından biriydi.
Ben ne kadar objektif ve üst düzey bir bakış açısına sahipsem sen de o kadar sübjektif ve iğrenç bir bakış açısına sahipsin, zevkin kötü olum senin olmazsın sen@Silver
Oyun efsaneymiş desem anında U dönüşü yapar. Yok oynamadım sevmedim falan dedim ki bu tür şeyler yaşanmasın.
Bence her ne kadar mgs serisi içerisinde teknik anlamda en aşmış oyun bu olsa da malesef Kojima Konami çekişmesinin kurbanı da bu oyun oldu.O yıl bir MGS varsa o yıl bir MGS yılıdır. Metal Gear Solid V: The Phantom Pain aslında çıktıktan sonra finaline ilişkin büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Hem Big Boss hakkında kağıt üstünde çok saçma duran bir gerçek açığa çıkıyordu hem de oyunun anlatılması beklenen belirli bir zaman aralığı daha dururken bitiveriyordu. Ayrıca iki parçadan oluşan oyunun ikinci parçasındaki görevlerin yarısı ilk parçadaki görevlerin tekrarı gibiydi. Daha sonra Kojima ve Konami arasında yaşanan sıkıntılar ortaya dökülünce oyunun gerçekten de yarım kaldığı anlaşılmış oldu. Yine de bu sıkıntıları ben zamanla zihnimde affedebildim, bazı hikaye kararları aklımda o kadar kötü yaşlanmadı. Oynanış desen zaten gizlilik-aksiyon türünde yeni bir standart koydu. Hiçbir MGS'nin olmadığı kadar çeşitli ve pürüzsüzdü. Açık dünya oyunları arasında göreve yaklaşım çeşitliliği sunma yönünden benzersizdi, zaten açık dünyasının tek olayı da buydu aslında. 130 saatimi gömüp pek çok görevi bambaşka şekillerde tekrar tekrar oynadım.
The Witcher 3: Wild Hunt aslında Phantom Pain'den bile daha fazla vakit gömdüğüm ve pek çok farklı özelliğiyle bu uzun deneyimde kendisine çok daha fazla kez aşık ettiren bir oyun. Yine tüm zamanlardaki ilk 10'uma alabileceğim bir klasik. Ama MGS'lerin yeri hep başka oluyor tabii.
Undertale de inanılmaz tatlı ve dahice mekanikleri olan bir oyundu. Oynadığım günlerde o kadar sarmıştı ki hiç ara vermeden 3 kez art arda bitirmiştim.
Ben de ankette görmek isterdim bunu, Borderlands serisinin ana oyunlarını çok az deneyip sarmadığı için bırakmama rağmen Tales from the Borderlands'i büyük bir keyifle oynamıştım. Telltale'in en iyi oyunlarından biriydi.
Ben de rahat 200 saat MSG V oynadım, kendi üssünü kurmak, silahlarını geliştirmek, görevleri yapmak bir tarafa oyunun motoru inanılmazdı, su gibi akıyordu oyun teknik anlamda muazzam iş çıkarmışlardı. Hikayesinin başlangıcı ne kadar iyiyse sonlara doğru da o kadar kötüydü ki aklımda kalmadı xDO yıl bir MGS varsa o yıl bir MGS yılıdır. Metal Gear Solid V: The Phantom Pain aslında çıktıktan sonra finaline ilişkin büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Hem Big Boss hakkında kağıt üstünde çok saçma duran bir gerçek açığa çıkıyordu hem de oyunun anlatılması beklenen belirli bir zaman aralığı daha dururken bitiveriyordu. Ayrıca iki parçadan oluşan oyunun ikinci parçasındaki görevlerin yarısı ilk parçadaki görevlerin tekrarı gibiydi. Daha sonra Kojima ve Konami arasında yaşanan sıkıntılar ortaya dökülünce oyunun gerçekten de yarım kaldığı anlaşılmış oldu. Yine de bu sıkıntıları ben zamanla zihnimde affedebildim, bazı hikaye kararları aklımda o kadar kötü yaşlanmadı. Oynanış desen zaten gizlilik-aksiyon türünde yeni bir standart koydu. Hiçbir MGS'nin olmadığı kadar çeşitli ve pürüzsüzdü. Açık dünya oyunları arasında göreve yaklaşım çeşitliliği sunma yönünden benzersizdi, zaten açık dünyasının tek olayı da buydu aslında. 130 saatimi gömüp pek çok görevi bambaşka şekillerde tekrar tekrar oynadım.
The Witcher 3: Wild Hunt aslında Phantom Pain'den bile daha fazla vakit gömdüğüm ve pek çok farklı özelliğiyle bu uzun deneyimde kendisine çok daha fazla kez aşık ettiren bir oyun. Yine tüm zamanlardaki ilk 10'uma alabileceğim bir klasik. Ama MGS'lerin yeri hep başka oluyor tabii.
Undertale de inanılmaz tatlı ve dahice mekanikleri olan bir oyundu. Oynadığım günlerde o kadar sarmıştı ki hiç ara vermeden 3 kez art arda bitirmiştim.
Ben de ankette görmek isterdim bunu, Borderlands serisinin ana oyunlarını çok az deneyip sarmadığı için bırakmama rağmen Tales from the Borderlands'i büyük bir keyifle oynamıştım. Telltale'in en iyi oyunlarından biriydi.