Garpın dövüşürkenki surat ifadeleri op evreninin en iyisi olabilir.
Ne zaman öğretti? Hatırlamıyorum.
Bunu konu olarak da atayım da dönüp dönüp okuyam. Çünkü buradan çok detaylandırılacak yeni yeni konular var.Bu bölümle beraber Oda'nın Coby üzerindeki potansiyelini, Kuzan üzerinden anlatmasını gördük. Bu bölüm, Coby'nin ilerdeki gücünü ve geleceği seviyeye de foreshadowing oluşturmuş oluyor Oda.
Garp, Kuzan'a "sadece zayıflar yolunu kaybeder" demesi üzerine; Coby'nin bunca zamandır. Alvida'ya özgürlüğü için kafa tutması, Morgan'a kafa tutması ve bunu arkadaşı Helmeppo'yu kurtamak için denizcilerden atılmak pahasına yapması. Garp'a, korsanla arkadaş olduğunu söylemesi ve en zirvesi Sakazuki gibi cani isme kafa tutması. Bunları yaparken tek bir duygusunu saklayamıyordu. O da "korkusunu". Ve burada Luffy ile Coby örneklendirmesinin gerçekliğine atıf yapmak gerekir. Luffy, bir şeye karşı çıkarken korkusuzluk söz konusuyken; Coby ise korkuyla karşı çıkıyordu. Ama sonuç tek yere çıkıyordu. "Hoşnut olmadığı duruma karşı çıkmak. İster kork ister korkma. Yine de karşı çık" mesajını veriyor Oda. Coby'nin aslında ne kadar güçlü kişilikli olduğunu gösteriyor. Bu güçlü kişilik, Denizci tüzüklerinden ayrılıp Sword'a üye olması da ayrı söz konusu. Sword, "Dünya hükümetine rağmen; asayiş ve düzen" vizyonunu savunuyor. Bu da Denizciler'in içinde barınamaması ve sistemin avantajlarından yararlanamamak demektir. Çünkü, bu kişilerin yaptıkları her şey; denizciler içinde sorun olacaktır. Denizcilerin düzenine karşı çıkmak ise idam sebebi ve kovulma sebebidir. Koby'de bu düzene karşı çıkıyor. Kısaca "Kuvay-i Milliye"nin One Piece'deki hali. Şunu da dipnot olarak ekleyeyim. Koby, denizci olmak hayaliyle yanıp tutuşan biridir. Denizcilikten de kovulmak onun en büyük korkularından biriydi. Animedeki 68 ve 69. bölümlerini izleyebilirsiniz. Sword'a üye olması. Bu korkusunu aştığını gösteriyor.
Kuzan içinse, biz Kuzan'ı Sword üyesinin kurucusu olmasını bekliyorduk. Lakin adalet anlayışı, Sakazuki'ye karşı yenilgisinden sonra onun kendi adaletine olan güveninin sarsıldığını görüyoruz. Ve son bölümde gördüğümüz gibi üzüntülü, sinirli, kaybolmuş ve hayal kırıklığına uğramış biri olarak karşımıza çıktı. Karasakal, her ne anlattıysa; Kuzan'ın adalet anlayışı, denizcilikten Karasakal gibi korsanlar arasında bile iğrenç bir kişinin emrinde olan korsan olmasına şahit olduk. Bu kişi alelade bir denizci değil. Bir Amiral... Hatırlarsanız ki; Garp özgür olmak için Amiral olmak istemiyordu. Çünkü, Kutsal Ejderlere direkt bağlı bir mevki. Bu denli Dünya hükümetine sadık olan bir mevkinin temsilcisi. Nasıl olur da bu kadar dünya hükümetini yıkmak isteyen birinin tarafına geçti ? İşte "Zayıflar, yolunu her zaman kaybeder" Aynı Zoro gibi...
Ulan ODA SEN HALİS MİSİN BE EMMİM! NE KA GÜZEL ESERDİR BU! daha yazmak isterdim...
Adamın yırmığına denk olabilmek için ateşli silah + 12 kılıçtan biri olan Ace’i kuşanmış Roger, var mı ötesi. Garp dede farkını gösterdi.Garpın dövüşürkenki surat ifadeleri op evreninin en iyisi olabilir.
İki yumruğa birden kral haki basıldığını ilk defa gördük.Garp fanı olsam avatar yapardım:
Bu ne ki. 3 kılıca birden basan var.İki yumruğa birden kral haki basıldığını ilk defa gördük.
Önemsiz bir detay gibi geldi bana. Basabildikten sonra her yerine basar yani.İki yumruğa birden kral haki basıldığını ilk defa gördük.