Sırf reenkarnasyon çıkmadı diye bölüme iyi vereceğim galiba ya. Ne kadar batırırsa batırsın ama Luffy'nin önceki yaptıklarına laf getirmesin istiyorum.
Sanırım buradaki özgürlükten kasıt şu; yeterli gücün varsa, istediğini yapabilirsin, istediğin yere girer-çıkarsın, istediğin kişiyi, istediğin kişiden/organizasyondan korursun ama yeterli gücün yoksa, bunların hiçbirisini yapamazsın. Haydudun biri gelir, sevdiklerinle alay eder, sevdiklerine zarar verir, seni denize atar; bir fiske bile vuramazsın. Bana Luffy böyle düşünüyor gibi geliyor. Tabii Luffy filozof değil. Çok da kafa yormuyordur.Bu adam yaşayanlar arasında
Özgür olmaktan kastı nedir bunun cevabı var mı acaba? En güçlü olursam en özgür olurum diye mi düşünüyor? Tepe noktaya gelirse bu seferde sürekli hedef olacak ve hayatı boyunca dövüşmeye kovalanmaya suikaste uğramaya(Bu evrende suikast bir işe yarar mı bilmiyorum) devam edecek. Ayrıca kendisi devrim vs. gibi konularla ilgilenmeyen hiçbir şeyi yönetmek istemeyen birisi. Bir tehlike de arz etmiyor. Gidip East Blue'da istediği gibi özgürce yaşayabilir. En tepeye geçtiği zaman istemese bile sürekli tehlike arz edecek. 1044 bölüm oldu var mı bunların Luffy'de cevabı?
Benim açımdan çok bir sorun yok. İki gün sonra unuturum gider, ancak Oda benim kafama yatacak bir açıklama yapmadığı sürece seriyi eskisi kadar severek takip etmeyeceğim.sanırım çeviriyi sen yapıyosun. Çok trajikomik bir durum. Bölümü düşününce aklıma idam mahkumuna kendi ipini bağlatmak metaforu geldi senin için
Biraz önce olanları hatırlaması da, yeni halini sorgulaması da, direkt olarak Kiado'ya yürümesi de bence Luffy'nin orada olduğunu gösteriyor.Alakası yok bunun söylediğinle, şuan Luffy'nin kişiliğinin ne kadarı meyve ne kadarı kendisi o bile belli değil.
Benim her şeye rağmen hala bir umudum var. Belli ki Oda büyük bir plot twist yapmak istedi ve bu dönüşüm seri için de bir dönüm noktası oldu. Mesela Toriyama Goku'nun Super Saiyan'ına kuyruk açıklaması getirip bir şekilde kotarmıştı. Oda da acı tatlı 1000 bölüm çizmiş bir yazar. Sırf heyecan kasayım diye bu işi böyle geçiştirme ihtimalini düşünmek istemiyorum açıkçası. O yüzden bekleyeceğim. Tatmin etmezse armuta karpuz demem elbet.Bu meyve değişikliği o kadar abuk bir durum ki, senin söylediğine gölge düşürüyor. Aksini düşünen adama da bir şey diyemezsin. Belki gerçekten de meyveyi yediği için seçilmiş kişi olmuştur.
E Teach'in durumu da kadercilik zaten. Adam bir meyve istiyor. Onun denize açılıyor. Ve o meyve bilmem kaç küsur sonra adamın bulunduğu gemiye vs geliyor.Bu kaderciliktir.
Bir yerde yami yami vardır, Teach onu arar, tarar, okur araştırır elde etmek için her şeyi yapar eyvallah.
Diğer tarafta gomu gomu var, Shanks çalıyor Luffy de tesadüf eseri yiyor. Bu meyveyi nasıl bu kadar tesadüfen Luffye denk getirdiler?
Bunun başka bir açıklaması olmalı.
Bence karanlık meyvesinin doğası senin verdiğin örnekte daha çok ortaya çıkıyor. Yıllarca bekledim diyor Teach ve sonunda aradığım meyve arkadaşımın elindeydi diyor. Burada meyve Teachı test ediyor bence yıllardır beni aradın içinde beni sahiplenebilecek karanlık var mı diyor.Bu kaderciliktir.
Bir yerde yami yami vardır, Teach onu arar, tarar, okur araştırır elde etmek için her şeyi yapar eyvallah.
Diğer tarafta gomu gomu var, Shanks çalıyor Luffy de tesadüf eseri yiyor. Bu meyveyi nasıl bu kadar tesadüfen Luffye denk getirdiler?
Bunun başka bir açıklaması olmalı.