Kaido ayağa kalkar ve Luffy'e bir tane daha tek atmak için hazırlanır.
O anda Zoro: Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca korsansın, paran var, unvanın var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bu günahsıza tek atmak, hayranlarını, binlerce çoluk çocuğu karda kışta üzmek? Ama nasıl yakışmasın! Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık özgürlüğü çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuk Korsan Kral olmak istiyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. Hayalleri tanımayan adama, hayalleri öğretmeye çalışıyorum. . Hıh, sen, büyük korsan, Yonko, En Güçlü Yaratık Kaido bey! Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm! Ben, Zoro usta! Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne bu çocuğa ne de poşete hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık arkadaşlarıma! Dokunma kaptanıma! Dokunma pirinççilere! Dokunma A-101 torbamıza! Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, Roronoa Zoro, hiç düşünmeden alırım kelleni! Anlıyor musun, alırım kelleni ve dönüp arkama bakmam bile!"