Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Son İzlediğiniz Anime

Paprika




Dr. Atsuko Chiba, alanında oldukça önemli çalışmalara sahip bir
psikoterapisttir. Dr. Atsuko'nun çalışma arkadaşlarından Dr. Tokita
oldukça güçlü bir psikoterapi cihazı olan DC-MINI'yi icat etmiştir.
Cihaz, kullanıcısının başka insanların rüyalarına girmesine ve kişiliği
ile senkronize olarak anksiyete ve nevrozların kaynaklarını bulmasına ve
onarmasına imkan tanımaktadır. Yüksek teknoloji ile üretilmiş bu cihaz
psikoterapi dünyasında bir devrim olarak görülmektedir. Ancak,
insanların kişiliklerini değiştirebilme ve silebilme fonksiyonuna sahip
olan DC-MINI, yanlış ellerde oldukça tehlikeli bir silaha dönüşebilme
potansiyeli taşımaktadır.

Araştırmanın son aşamasında, varolan 4 DC-MINI prototipinden birisinin
çalınması ve Dr. Tokita'nın araştırma asistanlarından Himuro'nun
kaybolması üzerine Dr. Atsuko olayların tesadüfi olmadığından
şüphelenir. Laboratuvar'da bulunan araştırmacılardan bir kısmının akıl
sağlıklarını yitirmesi ile birlikte Dr. Atsuko çalınan DC-MINI'nin
insanların zihinlerini yok etmek üzere kullanıldığını anlar.

vakti olan arkadaşlara çok dikkatlice izlemelerini öneririm..
 
Blood Lad




Konu;
Staz, cehennemin doğu bölgesinin vampir lideridir, ama insan kanını pek sevmemektedir. İnsan kanı yerine Japon kültürüyle ilgilenen çaresiz bir otakudur. Cehenneme kaza eseri Yanagi Fuyumi isimli genç bir japon kızı düştüğünü duyunca yerinde duramaz. Ne yazık ki Staz bölgesine giren davetsiz bir misafirle uğraşırken, zavallı Fuyumi bir yaratık tarafından öldürülüp hayalete dönüşmüştür. Çaresiz Staz Fuyumi’ye bir yolunu bulup onu tekrar yaşama döndüreceği üzerine yemin eder.

Yorum;
Beni o kadar çok etkilemedi. Hikaye kaldığı yerden devam ederse asıl o zaman bomba olur. Bu sezon için komedi bol (ancak üst seviye, kaliteli bir komedi değil) aksiyon az. Yinede izleyin derim.
 
Natsume Yuujinchou San




Natsume Yuujinchou Shi




Son iki sezonu. Komedisi önceki sezonlarda olduğu gibiydi, son sezonu daha duygusaldı. Üçüncü sezonu biraz daha sakin geçti ama dördüncü sezon dopdoluydu. Gerçekten mükemmel bir seri. İzlemeyen çok şey kaybeder. Dördüncü sezonun final bölümünde hiç istemesende gözlerin doluyor. :gamyon: Beşinci sezonu merakla bekliyorum. Hotarubi no Mori e filmi de Natsume'nin çizerinin one-shot'ından uyarlanmış.

Hotarubi no Mori e




Hotaru küçükken her yaz kalmaya gittiği amcasının evinin yakınındaki ormanda oynarken kaybolur. Orada, kendisine bir insan evladının dokunması halinde yok olacak olan bir Youkai ile karşılaşır. Yavaş yavaş büyürken, Hotaru her yaz onu görmeye gider. Youkai da yeniden onunla beraber zaman geçirmek için yazın gelmesini bekler.

İçimi dökmüş resmen. :D

Çok hoş bir anime, nası desem böyle sakin, huzur verici bir havası var, ayrıca çok akıcı bir şekilde işlenmiş, izlerken 45 dakikanın nasıl geçtiğini bile anlamadım, aslında çok beğendim şöyle övgü dolu birkaç cümle daha yazmak istiyorum ama doğru kelimeleri bir türlü bulamıyorum, en iyisi izleyip kendiniz görün :)..
 
Boku wa Tomodachi ga Sukunai



Konu:
Hasegawa Kodaka okula yeni transfer olmuştur ve arkadaş edinmekte zorluk çekmektedir.Sarı ve dağınık saçlarından dolayı insanlar onun serseri olduğunu düşünmektedir. Bir gün Hasegawa sınıfından arkadaşı kötü huylu Yozora'yı hayali arkadaşı Tomo ile konuşurken görür. İkisininde hiç gerçek arkadaşı olmadığını fark edince, durumlarını tartan ikili en iyi yolun bu konuda bir kulüp kurup işe başlamak olacağına karar verir. Kulübün amacı çok fazla arkadaşı olmayan ve arkadaş edinmekte güçlük çeken insanlara yardım etmektir. Kulübün üye sayısı artmaya başladıkça ortam giderek daha ilginç ve eğlenceli bir hal almaya başlayacaktır.
Komedinin dibine vurmuş güzide animelerden birisi, kısaca anlatmak gerekirse " 10 yaşında bir rahibe, gotik bir orta okul sendromlu, samuray ruhlu bir hizmetçi, sapık bir dahi, eroge tutkunu egoist bir tip, asosyalliğin dibine vurmuş sadist bir tip ve serseri görünümlü sıradan bir öğrenci aynı odaya kapatılırsa ne olur" sorusunun cevabı aranmış :D, olaylar klasik olarak kulüp etkinlikleri ve sosyal etkinlikler çerçevesinde ilerlese de her bölümde ilginç bir şeyler işlemeyi başarmışlar, karakterlerin hepsi çok iyiydi, özellikle Maria ve Rika çok iyiydi, Maria'nın doğal eğlenceli tepkileri ses tonu falan harikaydı konuştuğu her sahnede güldüm neredeyse :D, Rika'nın ise her şeyi sapıkça olarak algılayabilme yeteneğine hayran kaldım, hele ki mecha mangayı okuduğu sahnede gülmekten yerlere yattım :hhh: hiç beklemiyordum öyle bir şey, ve ayrıca 11. bölümdeki "Ore no Imouto" göndermesi de hoş bir ayrıntı olmuş;
izleyin izletin diyorum :)..
 
Boku wa Tomodachi ga Sukunai



Konu:
Hasegawa Kodaka okula yeni transfer olmuştur ve arkadaş edinmekte zorluk çekmektedir.Sarı ve dağınık saçlarından dolayı insanlar onun serseri olduğunu düşünmektedir. Bir gün Hasegawa sınıfından arkadaşı kötü huylu Yozora'yı hayali arkadaşı Tomo ile konuşurken görür. İkisininde hiç gerçek arkadaşı olmadığını fark edince, durumlarını tartan ikili en iyi yolun bu konuda bir kulüp kurup işe başlamak olacağına karar verir. Kulübün amacı çok fazla arkadaşı olmayan ve arkadaş edinmekte güçlük çeken insanlara yardım etmektir. Kulübün üye sayısı artmaya başladıkça ortam giderek daha ilginç ve eğlenceli bir hal almaya başlayacaktır.
Komedinin dibine vurmuş güzide animelerden birisi, kısaca anlatmak gerekirse " 10 yaşında bir rahibe, gotik bir orta okul sendromlu, samuray ruhlu bir hizmetçi, sapık bir dahi, eroge tutkunu egoist bir tip, asosyalliğin dibine vurmuş sadist bir tip ve serseri görünümlü sıradan bir öğrenci aynı odaya kapatılırsa ne olur" sorusunun cevabı aranmış :D, olaylar klasik olarak kulüp etkinlikleri ve sosyal etkinlikler çerçevesinde ilerlese de her bölümde ilginç bir şeyler işlemeyi başarmışlar, karakterlerin hepsi çok iyiydi, özellikle Maria ve Rika çok iyiydi, Maria'nın doğal eğlenceli tepkileri ses tonu falan harikaydı konuştuğu her sahnede güldüm neredeyse :D, Rika'nın ise her şeyi sapıkça olarak algılayabilme yeteneğine hayran kaldım, hele ki mecha mangayı okuduğu sahnede gülmekten yerlere yattım :hhh: hiç beklemiyordum öyle bir şey, ve ayrıca 11. bölümdeki "Ore no Imouto" göndermesi de hoş bir ayrıntı olmuş;
izleyin izletin diyorum :)..
Ben de dün bitirdim,epey zevkli bir seriydi cidden,çevirmenide tanıdıktı :D
 
Kuragehime



Hikaye, büyük bir denizanası hayranı olan ve illüstratör olmak için Tokyo'ya taşınan Tsukimi Kurashita'nın etrafında gelişmektedir. Tsukimi, erkekler-giremez kuralı olan fujoshilerle (kadın otaku) dolu bir apartman olan "Amamizukan"a taşınır.
Fakat bir gün, tarz sahibi güzel bir kadını Amamizukan'daki odasına davet ettiğinde keşfettiği şey, bu "kadın"ın, aslında göründüğü gibi biri olmadığıdır.

seriyi genel olarak beğendim.. özellikle amarların kendine özgü davranışları ve savunma mekanizmaları oldukça hoş olmuş... vakti olan arkadaşlara izlemelerini tavsiye ederim... serinin olmadık bir yerde bitirilmesi olmamış...
 
Nodame Cantabile



Tomoko Ninomiya'nın, 2004 yılında, en iyi shōjo manga dalında ödül alan "Nodame Cantabile" adlı mangasından uyarlamadır.

KONU :

22 yaşındaki Shinichi Chiaki, ünlü bir piyanistin oğludur. Çok iyi
piyano ve keman çalan Chiaki, müzik akademisinin en başarılı
öğrencilerinden biridir. Küçükken Sebastiano Viera'nın yönettiği bir
operayı izlemiş ve o günden beri ünlü bir orkestra şefi olmayı hayal
etmiştir. Bunun için yurtdışında eğitim almak istemektedir. Ancak
Chiaki, küçükken yaşadığı talihsiz bir olaydan dolayı uçaklardan çok
korkmaktadır. Japonya’da hapis kalan Chiaki’nin arkadaşları amaçlarına
ulaşırken o izlemek zorunda kalır. Hocası, Profesör Eto, Chiaki’ye
başka bir hoca bulmasını söyler. Kız arkadaşı Saiko, kaybedenlerden
nefret ettiğini söyleyerek onu terk eder.

Şansızlıklar birbirini takip eder. Tam rüyalarından vazgeçmeyi
düşünürken 21 yaşındaki Noda Megumi ya da insanların ona taktığı adıyla
Nodame ile tanışır. Daha doğrusu Nodame, Chiaki’yi apartman dairesinin
önünde sarhoş olup sızmış bir şekilde bulur. Doğru dürüst nota
okumasını bile beceremeyen Nodame, kendi nağmeleriyle piyano çaldığında
rakipsizdir. Başına buyruk davranışları, çocuksu tavırları ve hayatı
ciddiye almamasından dolayı Chiaki sık sık Nodame’yi eleştirse de
Nodame, Chiaki’ye unuttuğu bir şeyi öğretir; müzikten zevk almayı…

Çok güzel bir animeydi... 23 bölümü yavaş yavaş izleyince daha da bir zevk verdi. Hızlıca bitirilecek türden bir anime olmasına rağmen yavaş yavaş izledim. Hemen bitsin istemedim... Çok eğlenceliydi, biraz Josei tadındaydı. Ağırdı biraz, yine de sıkmadı. Nodame'nin "Mukyaa~~", "Gyabooo~~" diye çıkarttığı sesler çok iyiydi. :D Nodame'nin her hareketi sempatik. Seride en sevdiğim karakter de oydu zaten. ^^ Son bölümü çok çok beğendim. İki serisi daha var; Nodame Cantabile Paris Hen, Nodame Cantabile Finale. Onları da yavaştan yavaştan izlemeyi düşünüyorum. ^^
10/10
 
Code:Breaker




Derslerinde başarılı, çok iyi Aikido yapan, aynı zamanda güzel bir kız olan lise öğrencisi Sakura Sakurakouji, bir gün otobüsle evine dönerken pencereden birinin insanları mavi bir ateşle diri diri yaktığını görür. Telaşla olay yerine gittiği zaman ise çevrede bu olayla ilgili hiçbir ize rastlayamaz.

Ertesi gün okula giden Sakura, sınıflarına yeni gelen transfer öğrenci Rei Ogami'nin, bir gün önce insanları yakan kişi olduğunu fark eder.

Başlangıçta bu olaylarla ilgisi olmayan, son derece masum biri gibi gözüken Rei'nin kısa zamanda devlet için çalışan, özel güçlere sahip, "Code Breaker" olarak bilinen bir suikastçı olduğu ortaya çıkacaktır.

Fena değildi. Sakura adlı ana karakter tam bir gerizekalı. Salaklığı o kadar sinir ediyor ki izlerken monitörü yumruklayasım geliyor.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık