Mesela cesaret-korkaklık değil.Bu adam meyveyi aldığında Sengoku ve Garp'a burayı yıksam mı diyor Aka'dan kaçıyor,Dİyosun ki bu akıllılık e o zaman Sengoku ve Garp karşısında da akıllılık yapaydı?Ben Teach' cesur yahut korkak demiyorum.Sanki iki kişiliği varmış gibi aynı 2 durumda farklı davranışlar sergiliyor diyorum.
Sadece bu da yok.Diğer bi örneğini de yukarıda verdim.Şimdi bu Teach ve Shanks daha önce karşılaşmışlar.Ve Shanks'ta bi yara bırakabilmiş bu Teach.Amma ve lakin adam Shanks'ın unvanı olan yonko düzeyine ulaşmak için 2 meyve yiyor.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Önceki mesajında cesaret ve korkaklıktan bahsedip şimdi niye mesele o değil diyorsun? Temelde bahsettiğin şey bu adamın çelişkili davrandığı değil mi? Ben de sana verdiğin örnekleri açıklayarak olayın aslını anlatmaya çalışıyorum.
@yyolcu güzel bir noktaya değinmiş, bu adamdaki ilkesizliği gerçekten de göremiyorsunuz. Adam tamamen kendine, ne hissettiğine veya düşündüğüne göre hareket ediyor, belli prensipleri veya değerleri yok. Akainu gelince dövüşmenin mantıksız olduğuna karar verip ortamdan uzaklaşıyor haklı olarak, bu cesaret de değil, korkaklık da değil ki sen gidip Marineford'da yaptığı şeyin çelişkisi diye sunasın.
Marineford'da yaptığını da açıkladım ama görmezden geliyorsun sanırım. Coşku orada ona o lafları söyleten. Adam planlarında muvaffak olmuş, iki tane inanılmaz güçlü meyve ele geçirmiş ve tüm dünyaya kendini gösteriyor artık heyecanla, kendini bir anlığına yenilmez hissediyor. Bunun da korku veya cesaretle alakası yok, hissettiğine göre davranmasıdır bu. Bunu dediğinin hemen akabinde Shanks onu açık bir düelloya çağırdığında da şimdi sırası değil deyip gidiyor zaten. Ortada herhangi bir çelişki yok.
Zaten bir karaktere bir kalıp belirleyip sadece onun içinde hareket etmesini beklemen baştan falso. İnsanlar değişken olabilir, o an ne hissediyorsa, ne istiyorsa onu yapabilir. Kendine ait bir iradesi vardır nihayetinde, kendinin nasıl olacağına kendi karar verir. Karasakal için hiçbir yerde "korkaktır" veya "cesurdur" gibi kesin bir ifade verilmedi, sen kendi kendine adamı kalıplara sokup onun da bu kalıba göre hareket etmesini bekliyorsun.
Shanks'ın yonkou olma sürecini bilmiyoruz. Karasakal'ın ne şartlarda o çiziği attığını bilmiyoruz, o olaydan sonraki süreci bilmiyoruz, Karasakal'ın kendini ne kadar geliştirdiğini, ne hedeflediğini bilmiyoruz. O süreç üzerinden değerlendirme başka bir hata. Shanks kaptanının ölümünden sonra kendini denizlere vermiş, mücadele etmiş, geliştirmiş ve yonkou olmuş ama Karasakal daha temkinli olduğu için beklemiş, sadece plan yapmıştır. Günü gelince o da başarılı oldu sonuçta. Yani küçükken denk olanlar illa büyüyünce de mi denk olacak, büyüme süreçleri aynı mı işleyecek illa? Biri durmadan kendini geliştirmişken diğeri sırf yatarak plan peşine düşmüştür, bunda tuhaf olan ne?
@Roo sağ olsun anlatmaya çalışmış bunları ama olmamış.