Banane olum bunlardan ben ne diyorum sen ne diyosun.Açlık kötü bir şey müdür, çekmeyen bilmez.Tabi bizim dünyada 3 tür açlık var, bunların tamamı da aslında Toriko'da işlenen konular, Toriko serisinde 4. bir tür daha var;
1- Bildiğimiz türden açlık, midenin boş olması.
2- Göz açlığı, karın tok ama göz doymuyor.
3- Sevgi-Şefkate duyulan açlık.
4- İştah Şeytanından kaynaklanan açlık.
Midora'da olan 3 ve 4'ün toplamıydı. Frohze'nin ölümünden kaynaklanan sevgi eksikliği, onu İştah Şeytanı'nın kölesi haline getirmişti. Bu yüzden ne kadar yerse yesin bir türlü doyamıyordu.
[Spoiler] Toriko (Manga)
- Konbuyu başlatan alpos37
- Başlangıç tarihi
Kızmadım niye kızayım banane Toriko'daki açlıktan.Neden kızdın ki şimdi ?
Hayır, 8 Kral türüne mensup bütün hayvanlara 8 Kral deniyor, bunu young bossta gördük. Mangaka ona dedi ki, 8 Kraldan Biri - Kurt Kral. Ama sonra gerçek Kral çıkınca mangaka dedi ki, 8 Kraldan Biri - Kurt Kral - Guinness. Gerçek Kralın adı var yani, diğerlerinin yok. Misal Terryden bahsetse mangaka, ona da 8 Kraldan Biri - Kurt Kral - Terry Cloth diyecek.
Diğer hususta orjinaller her zaman yadırganır, sen hiç diğer mangalarda başkarakterlerin birden kadına döndüğünü gördün mü ?
Ölüm olayının basitleştiği falan yok, mangaka sadece ölenin nereye gittiğini ayrıntılı olarak açıklıyor. Misal Naruto serisinde ölen nereye gidiyor ? Kakaşi öldüğünde babası ile muhabbete oturmuştu misal, nerde ve nasıl konuşuyordu ? Aynı şekilde Obito öldükten sonra öldüğü yerden gelip Kakaşi'ye gözünü verdi sonra geri gitti, nasıl geldi gitti ? Bunlar muğlak şeyler. Toriko'da ise her şeyin bir açıklaması var.Diğer hususta ölümün yarattığı yıkım Toriko serisinde yer alan karakterler içerisinde derinden hissedilen bir mevzu. Elg'in ölümü, İçiryu'nun ölümü, Jirou ve Toriko'nun üstüne içmesi, Jirou ve Setsuno'nun mezar ziyareti, Midora'nın İçiryu'yu gömmesi ve ondan öğrendiği Azınlık Dünya tekniği ile onun mezarını süslemesi gayet güzel işlenen mevzulardı. Ölünün geri gelebilme ihtimali ise bambaşka bir olaydır ve seri içinde karşılığı olan bir gerçektir.
Komatsu'nun olayını Frohze'nin Şeytanı ile açıklayacak bence mangaka. Frohze'nin şeytanı en başından beri Komatsu'ya yardım ediyor olacak. Çünkü Komatsu diyor, bu sesi ben bir yerden hatırlıyorum diye, nerden hatırlıyor, yiyeceklerin içinden fısıldayan Frohze'nin Şeytanı işte. Ama Komatsu'nun da hakkını yememek lazım, hakikaten adam dahi. Ozon Bitkisi arcında yiyeceklerin sesini duymaya başlıyor ama öncesinde de yaptığı büyük işler var adamın. Yüzyıl Çorbasını pişirmek gibi. Belki diğer dünyadakiler Komatsu'yu takip edip potansiyelinin yüksek olduğunu fark edince yardım etmeye başlamış olabilirler.
Seri hala materyalist ki,Sen hiç cennet - cehenneme giden canlı bir varlık gördün mü ? Ama Another girip çıkıyor Ruhlar Dünyasına. Yine bizimkiler Pair yeyip Ruhlar Dünyasına gidiyorlar ve orada yaşayanlarla ziyafet çekiyorlar. Şimabukuro'nun yarattığı evrende madde ile açıklanamayacak hiçbir şey yok. Son bölümlerde Arka Yol, Ruhlar Dünyası, Güvenli Alan, Uzay Yolu, Uzay Mutfağı vs vs hepsini maddeye bağlıyor zaten farkındaysan.
Eline sağlık açıklamalar için.
Valla ölülerin dünyasıyla gerçek dünyanın iç içe geçmesi pek hoşuma gitmedi.Maymun kıtasında önceden ölenler gelip ziyafete katılıyor falan bence gerek yoktu böyle şeylere.Yine göstersin ölülerin nereye gittiğini ama kimse ulaşamasın ölmeden.Ölüp mucize eseri geri hayata döner o ara oralarda takılır falan bu olabilirdi.Böyle ölüler bile ziyafete katılıyor maymun kıtasında.E o zaman yemenin ve yaşamanın ne anlamı kaldı.
Frohze'nin şeytanı Joa değil mi yahu ?
Suyla o dirilmemiş mi o mu söylüyordu yani Komatsuya ?
Bu sesi hatırlıyorum dediğinde gösterilen kadın kim o zaman ? Ağzı kapalıydı sanırım.
Hayır, Frohze'nin Şeytanı son bölümlerde Komatsu ile karşılaşan işte. Seni bekliyordum diyor, Komatsu da bu sesi bir yerlerden hatırlıyorum diyor.Eline sağlık açıklamalar için.
Valla ölülerin dünyasıyla gerçek dünyanın iç içe geçmesi pek hoşuma gitmedi.Maymun kıtasında önceden ölenler gelip ziyafete katılıyor falan bence gerek yoktu böyle şeylere.Yine göstersin ölülerin nereye gittiğini ama kimse ulaşamasın ölmeden.Ölüp mucize eseri geri hayata döner o ara oralarda takılır falan bu olabilirdi.Böyle ölüler bile ziyafete katılıyor maymun kıtasında.E o zaman yemenin ve yaşamanın ne anlamı kaldı.
Frohze'nin şeytanı Joa değil mi yahu ?
Suyla o dirilmemiş mi o mu söylüyordu yani Komatsuya ?
Bu sesi hatırlıyorum dediğinde gösterilen kadın kim o zaman ? Ağzı kapalıydı sanırım.
Joa başka birisi. Onun hikayesi de şöyle, normalde center ile Frohze'nin dirilmesi gerekiyordu ancak Frohze Neo'dan çekindiği için dirilmek istemiyor, böyle olunca o bedene Joa ve müteakıben onun Şeytanı giriyor. Yani Frohze ve Şeytanı ile Joa ve Şeytanı farklı farklı kişilikler. Ölmeden mezara mı girdi yoksa mezardan yatay geçiş mi yaptı o zaman bu Joa ?Hayır, Frohze'nin Şeytanı son bölümlerde Komatsu ile karşılaşan işte. Seni bekliyordum diyor, Komatsu da bu sesi bir yerlerden hatırlıyorum diyor.
Bende diyorum Joa neden Midora karşısında kendi kendini sakinleştirmeye çalışıyor.
Bu zamana kadar Frohze'nin bedenini kullanan bir şeytan olarak biliyordum ben.
Yok Joa ve şeytanı farkı kişilikler, dediğin sahnede zaten belli ediyordu, bildiğin kavga ediyorlardı, Joa kızıyordu şeytanına boşboğazlık ettin diye.Ölmeden mezara mı girdi yoksa mezardan yatay geçiş mi yaptı o zaman bu Joa ?
Bende diyorum Joa neden Midora karşısında kendi kendini sakinleştirmeye çalışıyor.
Bu zamana kadar Frohze'nin bedenini kullanan bir şeytan olarak biliyordum ben.
Resimleri düşmeye başlamış bu haftaki bölümün.
Melk chan bıçağı bilemeye başlamış.
Bilgisayarda değilim bu yüzden üstünkörü bir şeyler yazacam.:/Hayır, şu noktayı kaçırıyorsun, Toriko serisinde yer alan Ruh ve Ruhlar Dünyası kavramı bizimki ile aynı değil. Yeni sadece kelime anlamı olarak bakarsan dediğin doğru, Ruh ve Ruhlar Dünyası kelimeleri geçiyor seride ama aslında Toriko dünyasında bunlar maddeden vareste değiller. Örnek vermek gerekirse adamlar ruhtan ocak yapmışlar, ruhtaki açlık aleviyle yemek pişiriyorlar, daha ne kadar maddesel olabilir ? Yahut Ruhlar Dünyası dediğimiz şeyin aslında zamanın bükülmesi olduğu ortaya çıkıyor. Zamanı az bükersen maddenin geçebileceği Arka Yol adı verilen yerden geçiyorsun, zamanı mutlak surette bükersen Ruhlar Dünyasına gidiyorsun ve buraya sadece ruhlar girebiliyor Another hariç. Yani dediğim gibi kavram metafizik gözükebilir ancak açıklaması kesinlikle metafizik değil, Şimabukuro onu dahi maddeyle açıklıyor.
Diğer hususu görmediğim için cevap yazamadım sorry, şimdi bir bakalım.
Enbu tekniği her birisi başlıbaşına bilince ve iradeye sahip olan Gurme Hücrelerinin tek bir iradeye göre hareket ettirilmesi olarak tanımlanabilir. Yani Enbuda olan şey bütün hücreleri senkronize ederek saldırmak yahut savunmak. Böylelikle ortaya çıkan enerji muazzam oluyor.
Azınlık Dünya adından da anlaşılacağı üzere vücuttaki yahut çevredeki azınlıkta kalan molekkülleri kontrol ederek manipulasyon yaratmak oluyor. Dikkat et Enbu hücreleri senkronize etmek iken Azınlık Dünya molekülleri kullanarak manipulasyon yaratmak oluyor. Birisi hücre düzeyindeyken diğeri molekül düzeyinde. Gördüğümüz örnekleri şunlar; moleküllerin çoğunluğu düşme eğilimindeyken yükselme eğiliminde olan hücreleri kontrol ederek uçabilmek; katı molekülleri birbirine sıkı sıkıya yapışma eğilimindeyken aksi molekülleri kullanarak kayaları yumuşatabilmek; rakibin azınlıktaki moleküllerini kullanarak vücut fonksiyonlarını durdurabilmek gibi.
Şimdi Azınlık Dünya moleküler bir manipulasyon olduğu için bütün canlılara karşı işleyebilecek bir teknik. Enbu kullanıcısına karşı nasıl olur tahmin etmek zor, ancak iki ihtimali değerlendirebiliriz. İlkinde Azınlık Dünya moleküler düzeyde olduğu için hücresel düzeydeki Enbuyu kırabilir. Hücre dediğimiz şey de moleküllerden oluşuyor zira. İkinci ihtimalde ise Azınlık Dünyanın etkileri rakibin hareketlerindeki ve organlarındaki performans düşüklüğünü olarak karşımıza çıktığı için Enbu ile bu durum atlatılabilir. Enbuda çünkü bütün gurme hücreleri tek bir hareket için senkronize ediliyor ve ne kadar Azınlık Dünya kullanırsan kullan Enbu'nun harekette yarattığı pürüzsüzlüğü, kesinliği kıramayabilirsin.
Ruh, tin, öz vs. ve bunların oluşturduğu bütünlük, cemiyet...; bu cemiyetlerin bulunduğu mekan, boyut...; bunun ötesinde melekler, tanrılar... Her ne şekilde adlandırılıyorsa adlandırılsın bu kavramlar ilk insanların bilinç kazanmalarıyla birlikte tarih içinde zamanı göre; aynı zaman içinde inanışlara göre aynı inanışlarda toplumlara göre, hatta aynı toplumlarda kişilere göre farklılık barındıran unsurlardır. Bu unsurların doğuşu, gelişimi veçöküşü kitlesel ve bireysel bazda basit bir inceleme ve gözlemle öğrenilebilir. Bunlar doğmatik yahut ilham kaynaklıdır, yani senin söylediğinin aksine ortak bir temele dayandırılmış bir görüşün mevcudiyeti ne yazık ki yok. Bu tür doğaüstü inanışlar ve normlar kişiden kişiye farklılık gösterse de genel itibariyle metafizik, doğaüstü vb. isimlerle adlandırılır.
Serinin ilk birkaç yüz bölümünde doğaüstü bir düzenin olmadığını düşünüyor; her şeyin mantıklı bir düzeni, ya da daha doğrusu mantığa dayandırılmaya çalışılan bir işleyişinin olduğuna inanıyorduk. Ama yanıldık, öyle değilmiş.
Yazar bizi serinin materyalist nitelikte olduğunu olduğuna inandırdırdı, ama son bölümlerde böyle olmadığını gördük. İlk paragrafta bahsini ettiğim hususlar dahilinde, bir bilince olan yazar, seri için ruh, ruhun varlığı, ruhun konumu, ruh beden bütünlüğü, ruh göçü vb. kavramları yaratıp, kişisel esaslarına göre(ki her insanda bu farklıdır) bir ruhlar dünyası oluşturmuş. Oluşturduğu esaslara dayalı düzen senin zihninde olduğunu düşündüğün düzenle bazı hususlarda çatışıyor diye bu düzenin içerik olarak somut esaslara dayalı olduğunu hatta daha ileri gidip maddesel bir temelinin olduğunu söylemen total bazda yanlış bir düşünce. Yazarın varlığını son bölümlerde tanıttığı bu düzen bütün itibariyle metafiziğin kapsamında olup maddesel düşünceyle taban tabana zıt bir yapıya sahip.Sen her ne kadar bu durum için desteksiz savunmalarda bulunup, ayak diresen de maalesef yazarın tuzağına düştük Mahir dono, mağlubiyeti kabul et.
Son olarak, Bleach serisi ne kadar maddesel esaslarla destekleniyorsa Toriko ondan daha az destek kolonuna sahiptir.
Tabi bu durum seri için saygımı bir miktar yitirmeme sebep olsa da ilgiyle takip ettiğim gerçeğini değiştirmiyor.
...
Azınlık dünyasının hücresel boyutta olduğunu zannediyordum. Hücresel hakimiyet sağlayan enbu tekniğiyle azınlık hücrelerinde hakimiyet sağlayan Azınlık Dünyasının kıyaslanması hususu kafamı karıştırmıştı. Eğer Azınlık Dünyası moleküler etkiye sahipse sorun bir anlamda çözülmüş demektir. Ama moleküllerin birleşiminden hücreler oluşur ve enbu tekniği hücre hakimiyeti sağlar. Bu durumda parça mı üstün gelir yoksa bütün mü? Neyse kafamızı fazla karıştırmayalım.
Son düzenleme:
Iciryu midora karsisinda parcalari ustun getirdi.Yani kullanana bakar bir bakima.O az molekul ya da hucreleri sen hareket ettiriyorsun bir bakima.
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 32)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
