Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Only the Brave (2017)



Normalde izleyeceğim bir film değil. Trende arkadaki dümbükler carcarcarcar konuşmayı bitirmedikleri için kitap okumayı iptal edip ekrandan filmleri açtım. Bunu gözüme kestirdim ve izledim.
Hüngür hüngür ağlayacaktım ama ağlayamadım yanımdaki teyze ve karşımdaki eşcinsel erkek bireyi (i*ne) yüzünden. İçimde kaldı.
 
6/10
(Bu türdeki yapıtları izledikçe, muhalefeti destekleyenlerin %85 i, iktidarı destekleyenlerin %65 inden neden tiskindiğime daha çok hak veriyorum :sapkali:)

 
Kel ve adıyaman tütünü içmiş sesiyle Jason dedem de bu filmde verdiği havayı önceki filmlerdeki gibi bozmamış. Filme dair tek eleştirim. Emmy Raver-Lampman'ın canlandırdığı karakterin gereksiz süre alması. Ayrıca koca ve ciddi kurum olan FBI'ın profiline ciddi zarar veriyor. Filmden de o önemli illüzyonu sağlamasını isterdim. Çünkü Clay, karakteri bildiğin tek başına adeta Amerika'nın dev kurumlarını tek başına dize getirmesinin macerasını izliyoruz. dövüş koreografi iyi olan eğlenceli, kafa dağıtmalık, izlemesi zevkli film olmuş. İyi seyirler.

 

Kelebeğin Rüyası (2013)

Uzun süredir listemde olan bir filmdi ama internette bulamadığım için hep ertelemek zorunda kalmıştım. Memleketim olan Zonguldak’da çekilmesi de bende ek bir merak uyandırıyordu. Gerçek bir hikayeden esinlenilmiş bir film. Yönetmenliğini ve senaristliğini Yılmaz Erdoğan üstlenmiş. Aynı zamanda da filmde oynuyor. İçinde bol bol şiirler ve kaliteli sohbetler var. Şiir ve edebiyat sevenler çok daha fazla zevk alacaktır. Görsellik, kostümler, müzikler, manzaralar, sernaryo ve oyunculuklar gayet iyi bence. Özellikle Kıvanç Tatlıtuğ çok başarılı bir performans sergilemiş.

Film de politik meselelere de girilmiş. Film şu yazı ile başlıyor: ''Zonguldak vilayetine bağlı tüm köylerdeki 15-65 yaş arası erkek vatandaşlar maden ocaklarında çalışmakla mükelleftir.'' İş Mükellefiyeti Kanunu(1940)
İşcilerin silah zoruyla, elleri bağlanmış bir şekilde zincirlerle madene götürüldüğü sahneler var. Bu konu apayrı bir tartışma konusu.
Puanım 8.

''Kız bahanesidir aşkın.''



 
Son düzenleme:
Ghosts of Mars

Uzun zamandır Skyrim oyunuyla vakit geçirmekten ve kardeşimle Arcane dizisi izlemekten dolayı film izlemiyordum. Sözde bu ay Carpenter sinemasını bitiririm diye düşünmüştüm.. Neyse uzun zamandan sonra izlediğim bir başka Carpenter filmi olan Ghost of Mars'a değineceğim.

Ghosts Of Mars, sanki metal albümü dinliyormuş gibi bir his oluşturacak türden bir film olmuş. Ayrıca, uzun zamandır "trençkotlu havalı askerler doğaüstü yaratıklara karşı savaşıyor" konseptini uzun zamandır görmüyordum. Özlediğim türden bir konseptti. Bu yüzden filmin başlarında zevk aldım. Mutlu olmuştum.

Gelelim film bittikten sonraki düşüncelerime. Carpenter'ın şu ana kadar izlediğim en zayıf filmiydi. Sanki Carpenter filmi izlemiyormuşum gibiydi. Onun böyle bir filmi yöneteceğine o kadar çok inanmadım ki - Wiki'den filmin arka planlarını okumaya çalıştım. Ve Carpenter'a daha da üzüldüm. Gerçekten bu adam filmin tutmasını çok istemiş. Kendi standartlarından çıkıp o zamanın çoğunluk kitlesine hitap etmeye çalışmış. Hatta film tutsun diye zamanının çok popüler sanatçılarını oynatmış. Ancak tutmadı... Filmde oynayan ve kendisinin Carpenter'ın filmlerini çok sevdiğini söyleyen Ice Cube'un dediğine göre film bütçesizlikten çok fazla eksiğin olduğunu söylemiş. Film çekimleri boyunca bariz, görülen bir sorunmuş. Bu film de tabii gişe de hem ağır eleştiriler almış hem de bayağı maddi açıdan zarar almış. Sonrasında da Carpenter yönetmenliği uzun süre boyunca bırakıyor. Aynı yıl içerisinde de Vampires 2 filminin yapımcılığını da yaptıktan sonra da onu da uzun süre ara veriyor. Belki de o zamanları bırakmaya karar vermiş. En son The Ward filmini yönetmiş ve o filmde de büyük zararlar elde etmiş. Bir daha da geri dönmemek üzere film yapmayı bırakmış... Bazen filmlere müzik yapıyor ve kendi kült filmlerini devam ettiren yönetmenlerin işlerinde isimlerini görüyorum sadece. Üzücü... Artık aklıma sürekli takılacak ve tekrar edecek soru oldu. "Jhon Carpenter, The Thing filmi başarıya ulaşsaydı nasıl kültler ortaya çıkaracaktı ?" Artık hayatıma yeni sorular eklendi. Tişikirlir. :)

Wiki'de filmin arka planını okurken film, Escape from New York filmiyle aynı evrende olduğunu söyleyenler olmuş zamanında. Sonra da Carpenter'ın karısı ve filmin de yapımcısı olan Sandy King Carpenter buna karşı çıkmış. Demek ki zamanında da Carpenter filmleri için böyle düşüneneler varmış. Önceki yazımı okumuşsunuzdur belki. Big Trouble in the Little Chinetown filmiyle Escape From New York filmiyle crossover yapmış çizgi romanı serisi var diyerekten bir yazı ve çizgi roman kapakları atmıştım. Okumak isteyen varsa linkini tekrardan atıyorum. Crossover (kırmızı renkli yazıya tıklasanız yeterli). Aynısını geçen The Thing filmi ve diğer iki korku filmi olan Prince of Darkness ve İn The Mouth of Madness için de öyle düşünenler vardı. Ancak nasıl bir bağ var bilemem. Belki de Carpenter eğer yeterli bütçelere ulaşabilseydi; evrenini genişletebilirdi. Ancak hayat işte.

Oyunculara gelecek olursak; bizim @Montana 'nın gülü, adıyaman tütün içmiş sesli, kellerin umudu Jason dedem yine iyi oynamış. Hatta ilk başlarda Ice Cube'un canlandırdığı karakteri o canlandıracakmış. Ancak filme bir popüler isim daha eklemenin gerekli olduğunu düşündükleri için Williams karakteri yerine Jericho karakterini canlandırmış. Ancak Ice Cube'un kötü oyunculuğuyla canlandırdığı Desolation James hiç olmamış. Keşke kel dedem canlandırsaymış... Daraldık yarab! Demek ki yıldız isim olmak filme başarı getirmiyormuş. Ana karakter, Melaine'yi canlandıran Natasha Henstridge 'e gelirsek bu daha da üzdü. Bu rol için Michelle YEOH 'a gitmişler. Bu kadın gerçekten filmdeki zayıf oyunculuk sergileyen Natasha Henstridge'den iyi performans sergileyeceği adım gibi belliydi.

Film, Carpenter'ın en vasat filmi olmasına rağmen ilklerde sardığını söyleyebilirim. Onu da uzun zamandır görmediğim, başta belirttiğim gibi trençkotlu özel arkerler doğaüstü yaratıklarla kapışıyor temasının büyüsünden dolayıydı. Hatta Clive Barker's Jericho oyununu seven ve Heavy metal dinleyicisi olan @Smoker abinin de seveceğini düşünüyorum. Lakin filmin gelişim ve sonuç kısımlarını zayıf buldum. Yine de iyi film ve izlemesi zevkli. İyi seyirler.

 
Son düzenleme:
Ghosts of Mars

Uzun zamandır Skyrim oyunuyla vakit geçirmekten ve kardeşimle Arcane dizisi izlemekten dolayı film izlemiyordum. Sözde bu ay Carpenter sinemasını bitiririm diye düşünmüştüm.. Neyse uzun zamandan sonra izlediğim bir başka Carpenter filmi olan Ghost of Mars'a değineceğim.

Ghosts Of Mars, sanki metal albümü dinliyormuş gibi bir his oluşturacak türden bir film olmuş. Ayrıca, uzun zamandır "trençkotlu havalı askerler doğaüstü yaratıklara karşı savaşıyor" konseptini uzun zamandır görmüyordum. Özlediğim türden bir konseptti. Bu yüzden filmin başlarında zevk aldım. Mutlu olmuştum.

Gelelim film bittikten sonraki düşüncelerime. Carpenter'ın şu ana kadar izlediğim en zayıf filmiydi. Sanki Carpenter filmi izlemiyormuşum gibiydi. Onun böyle bir filmi yöneteceğine o kadar çok inanmadım ki - Wiki'den filmin arka planlarını okumaya çalıştım. Ve Carpenter'a daha da üzüldüm. Gerçekten bu adam filmin tutmasını çok istemiş. Kendi standartlarından çıkıp o zamanın çoğunluk kitlesine hitap etmeye çalışmış. Hatta film tutsun diye zamanının çok popüler sanatçılarını oynatmış. Ancak tutmadı... Filmde oynayan ve kendisinin Carpenter'ın filmlerini çok sevdiğini söyleyen Ice Cube'un dediğine göre film bütçesizlikten çok fazla eksiğin olduğunu söylemiş. Film çekimleri boyunca bariz, görülen bir sorunmuş. Bu film de tabii gişe de hem ağır eleştiriler almış hem de bayağı maddi açıdan zarar almış. Sonrasında da Carpenter yönetmenliği uzun süre boyunca bırakıyor. Aynı yıl içerisinde de Vampires 2 filminin yapımcılığını da yaptıktan sonra da onu da uzun süre ara veriyor. Belki de o zamanları bırakmaya karar vermiş. En son The Ward filmini yönetmiş ve o filmde de büyük zararlar elde etmiş. Bir daha da geri dönmemek üzere film yapmayı bırakmış... Bazen filmlere müzik yapıyor ve kendi kült filmlerini devam ettiren yönetmenlerin işlerinde isimlerini görüyorum sadece. Üzücü... Artık aklıma sürekli takılacak ve tekrar edecek soru oldu. "Jhon Carpenter, The Thing filmi başarıya ulaşsaydı nasıl kültler ortaya çıkaracaktı ?" Artık hayatıma yeni sorular eklendi. Tişikirlir. :)

Wiki'de filmin arka planını okurken film, Escape from New York filmiyle aynı evrende olduğunu söyleyenler olmuş zamanında. Sonra da Carpenter'ın karısı ve filmin de yapımcısı olan Sandy King Carpenter buna karşı çıkmış. Demek ki zamanında da Carpenter filmleri için böyle düşüneneler varmış. Önceki yazımı okumuşsunuzdur belki. Big Trouble in the Little Chinetown filmiyle Escape From New York filmiyle crossover yapmış çizgi romanı serisi var diye bir yazı ve çizgi roman kapakları atmıştım. Okumak isteyen varsa linkini tekrardan atıyorum. Crossover (kırmızı renkli yazıya tıklasanız yeterli). Aynısını geçen The Thing filmi ve diğer iki korku filmi olan Prince of Darkness ve İn The Mouth of Madness için de öyle düşünenler vardı. Ancak nasıl bir bağ var bilemem. Belki de Carpenter eğer yeterli bütçelere ulaşabilseydi; evrenini genişletebilirdi. Ancak hayat işte.

Oyunculara gelecek olursak; bizim @Montana 'nın gülü, adıyaman tütün sesli, kellerin umudu Jason dedem yine iyi oynamış. Hatta ilk başlarda Ice Cube'un canlandırdığı karakteri o canlandıracakmış. Ancak filme bir popüler isim daha eklemenin gerekli olduğunu düşündükleri için Williams karakteri yerine Jericho karakterini canlandırmış. Ancak Ice Cube'un kötü oyunculuğuyla canlandırdığı Desolation James hiç olmamış. Keşke kel dedem canlandırsaymış... Daraldık yarab! Demek ki yıldız isim olmak filme başarı getirmiyormuş. Ana karakter, Melaine'yi canlandıran Natasha Henstridge 'e gelirsek bu daha da üzdü. Bu rol için Michelle YEOH 'a gitmişler. Bu kadın gerçekten filmdeki zayıf oyunculuk sergileyen Natasha Henstridge'den iyi performans sergileyeceği adım gibi belliydi.

Film, Carpenter'ın en vasat filmi olmasına rağmen ilklerde sardığını söyleyebilirim. Onu da uzun zamandır görmediğim, başta belirttiğim gibi trençkotlu özel arkerler doğaüstü yaratıklarla kapışıyor temasının büyüsünden dolayıydı. Hatta Clive Barker's Jericho oyununu seven ve Heavy metal dinleyicisi olan @Smoker abinin de seveceğini düşünüyorum. Lakin filmin gelişim ve sonuç kısımlarını zayıf buldum. Yine de iyi film ve izlemesi zevkli. İyi seyirler.

Kırmızı yazılar linktir. Artık kırmızı yazılara tıklayarak attığım tüm bağlantılar karşınıza çıkacak. Uğraştırıcı ama sizin için hem pratiklik sağlıyor; benim için de yazılarımı daha akışkan hale getiriyor hem de zevkli. İyi okumalar.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık