Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi Kitap Tartışma


Bir kaç senedir stokta satışı yapılmayan Buz Ve Ateşin Dünyası kitabının yeni baskısı çıkmış.Zamanında alamayan veya seriyi yeni okuyup evrene biraz daha girmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir kitap.Fiyatı can yakabilir ama...
 

Septon bir kısmını bilmişse, ejderhaların cinsiyeti değişebiliyor demek. En azından olasılığı arttı.

Ejderhalar elbette efsanevi yaratıklardır. Gerçek dünyada, yani okumaktan hoşlandığımız dünyaların aksine yaşadığımız dünyada, ejderhalar hiç var olmadı... Gerçi dünyanın dört bir yanına yayılmış efsanelerde benzer yaratıklar bulunabilir. Kimi bu efsanelerin ilham kaynağını tarlasını süren çiftçilerin dinozor kemiklerini bulmasına bağlıyor. Hikayelerin çıkış noktası ne olursa olsun, fantastik edebiyatın büyük bir unsuru olmuşlardır. Ve kendimi bildiğimden beri onlara düşkünüm.

Sonuçta bana ejderhayı öldüren bir adamın adı verildi, Aziz George... birçok aziz kovulmasına rağmen o hala bir azizdi, belki de bu ejderhalarn papa tarafından onaylandığı anlamına geliyor. (Ejderhalar belki de gerçektir diye şaka yapıyor şüşko) Kendi ejderha hikayelerimi Taht Oyunları'ndan çok önce yazmaya başladım. The Ice Dragon” ve “The Way of Cross and Dragon” en iyilerindendi.

Her kültürün kendi bir ejderhası vardır; Çin ejderhalarının kanatları yoktur ve ateş püskürmezler. Şans getirirler. Geleneksel batı ejderhaları genellikle ateş ve ölüm getirirler. Ancak modern fantezi yazarları bunu değiştirdiler. Eragorn'un ve HOW TO TRAIN YOUR DRAGON'ın ejderhaları benimkilerden çok farklı. (Tothless sevimli bile.)

Tolkien'ın ejderhaları her zaman kötüydü, Morgoth ve Sauron'un hizmetkarlarıydı. Onlar onun Ork ve Trollerine benziyordu. Tolkien asla dost canlısı ejderhalar yaratmadı. Ejderhaları zekiydi, Smaug mesela konuşabilir. Ayrıca çok büyük bir altın hazinesi de vardır, ve hazinesinin üzerinde aylarca, hatta yıllarca uyur. Bu çok geleneksel bir ejderha özelliğidir...

Peter Jackson'un Smaug'dan önce beyaz perde de gördüğüm en iyi ejderha Dragonslayer'daki Vermithrax Pejorative... İki bacaklı ve iki kanatlı, konuşmaz, altınla işi olmaz, uçar, ateş püskürtür, tehlikelidir. Tüm ejderha severler için bir ilham kaynağıdır.

Öte yandan, terazinin diğer ucunda da Dragonheart filmindeki ejderha (hani şu Sean Connery tarafından seslendirilen) bılunuyor. Şişman, dört ayaklı, konuşan, kahramanla dostane ilişkisi olan iyi birisi. Çok daha düşük kaliteli bir filmdeki, çok daha kötü bir ejderha. iğrenç.

Buz ve Ateş'in şarkısında, destansı fantastik kerametlerini en iyi tarihi kurgu eserlerinin gerçekliğiyle harmanlamayı amaçladım. Dünyamda büyü var, evet... ama çoğu fantastik eserde olduğundan daha az. (Tolkien'ın Orta Dünya'sında da nispeten büyü azdı, ben de ustadan örnek aldım.) Westeros'un gerçekçi hissettirmesini, Haçlı Seferler, Yüz Yıl Savaşları ve Güller Savaşı'nı olduğu kadar, Tolkien'in hobbitleri ve güç yüzüklerini de çağrıştırmasını istedim.

Evet, ejderhaları da içerecekti... bunun kısmen sevgili ve merhum arkadaşım Phyllis Eisenstein'in harika bir fantastik ve bilim kurgu yazarı olmasıyla ilgisi var... ama ejderhalarımın mümkün olduğunca gerçekçi ve inandırıcı olmasını istedim. Onları büyük bir özenle tasarladım. Uçuyorlar ve ateş püskürtüyorlar; evet, bu özellikler bana göre vazgeçilmezdi. İki bacakları var (dört değil, asla dört değil) ve iki kanatları.

BÜYÜK kanatlar! Birçok kurgu ejderhasının, böylesine bir yaratığı yerden kaldıramayacak kadar küçük kanatları var. Ve sadece iki bacak, kanatları ön bacaklarıdır. Dört ayaklı ejderhalar sadece armalarda bulunur. Dünyada yaşamış hiçbir hayvan altı uzva sahip değildir. Kuşlar iki bacaklı, iki kanatlı, yarasalar da aynı şekilde, keza Pteranodon ve diğer uçan dinozorlar da...

Ejderhaların bacak sayısıyla ilgili kafa karışıklığının büyük kısmı, ortaçağ armacılığının kökenlerine dayanır. Başlangıçta, hem dört ayaklı hem de iki ayaklı versiyonları kalkan ve bayraklar üzerinde görülebilirdi, ancak yüzyıllar içinde armalar daha standart hale geldikçe, armacılar dört ayaklı yaratıklara ejderha adını verdi ve iki ayaklılara da wyvern adını... Tabii ki gerçekte hiç kimse ejderha veya wyvern görmemişti; bu yaratıklar sadece efsanelerde var oluyordu, bu yüzden bu ayrım keyfiydi... Ve ortaçağ armacıları, gerçek dünya hayvanları için bile, zooloji konusunda pek bilgili değillerdi. Bir denizatını neye benzettiklerine baksanıza!

Westeros dünyasında ejderhalar VAR (Sothoryos'ta da wyvernler var), yani benim armacılarımın bir mazareti olamazdı. Dolayısıyla, benim kitaplarımda Targaryen arması iki bacaklı, olması gerektiği gibi. Gerçeğini görmüş bir Westeros'lu niye dört ayaklı arma kullansın ki? Benim wyvernlerim de iki bacaklıdır; ejderhalarımdan boyut, renkleri ve ateş püskürtememe özelliği ile farklıdırlar. (Targaryen armasında doğru bacak sayısı (iki) bulunmasına rağmen, anatomik olarak tam olarak doğru değildir. Kanatlar vücuda kıyasla çok küçüktür ve elbette hiçbir ejderhanın üç başı yoktur. Bu kısım tamamen semboliktir, Aegon the Conqueror ve iki kız kardeşini yansıtmak için.)

Not: Bu kısımda dizide armalarının yanlış kullanıldığından ve dört bacaklı olmasından şikayet ediyor, kısaca... Uzun uzun ağlamasını yazmadım.


DOĞRUSU


YANIŞI



Valyrian ejderhaları Smaug, Toothless ve Vermithrax gibi ejderhalardan başka yönlerden de farklıdır. Benim ejderhalarım konuşmaz. Nispeten zekilerdir, yine de hayvandırlar.

Onlar insanlarla bağ kurar... yani bazı insanlarla... ve bunun neden ve nasıl olduğu, ve nasıl ortaya çıktığı, sonunda THE WINDS OF WINTER ve A DREAM OF SPRING'de daha detaylı olarak, BLOOD & FIRE'da ise bir kısmı açıklanacak. (Septon Barth çoğunu doğru anladı). Kurtlar, aslan ve ayılar gibi ejderhalar da eğitilebilir, ama asla tamamen evcilleştirilemezler. Her zaman tehlikeli olacaklardır. Bazıları diğerlerinden daha vahşi ve daha inatçıdır. Onlar bireylerdir, kendi kişilikleri vardır... ve sürücülerinin paylaştıkları bağ sayesinde genellikle sürücülerinin kişiliklerini yansıtırlar. Bir kaplanın nasıl umrunda değilse, altın ve mücehver onların da umrunda değildir. Binicileri parlak şeylere takıntılı olsa bile...

Ejderhalar beslenmeye ve suya ihtiyaç duyarlar. Solungaçları olmadığı için hava solumak zorundadırlar. Smaug'un Lonely Mountain altında 60 sene uyuduğu efsanesi anlatılır, ta ki Bilbo onu uyandırana kadar. Ancak Valyria'da doğan ejderhalar bunu yapamazlar; onlar ateş yaratıklarıdır ve oksijene bağımlıdırlar. Belki bir balık için denize dalabilirler, ama hemen havaya çıkarlar. Çok uzun süre su altında kalırlarsa, diğer kara hayvanları gibi boğulurlar.

Benim ejderhalarım avcıdırlar, etlerini iyi pişmiş seven etçillerdir. Kendi avlarını avlayabilirler(avlayacaklardır da), ancak aynı zamanda bölgeseldirler. Gökyüzü yaratıkları olarak, en çok dağ zirveleri ve volkanik dağları severler. Bunlar ateşin yaratıklarıdır ve diğer fantezi eserlerindeki gibi soğuk ve nemli mağaralar benim ejderhalarıma uygun değildir. Dragonstone'un ahırları, Valyria Freehold'un kule tepeleri ve King's Landing'in Dragonpit gibi insan yapımı yerleşimler kabul edilebilir. Bunlar mevcut değilse, genç ejderhalar kendi yuvalarını bulacaklar... ve onları şiddetle savunacaklardır.

Benim ejderhalarım gökyüzü yaratıklarıdır. Uçarak dağları, ovaları aşabilirler, yüzlerce kilometre yol kat edebilirler... Ancak binicileri onları götürmedikçe bunu yapmazlar. Onlar göçebe değillerdir. Valyria'nın altın çağında, onlara ait yüzlerce ejderha olan kırk ejderha binici ailesi vardı... ama (Targaryenlerimiz hariç) hepsi Freehold ve Uzun Yaz Ülkeleri'ne yakın kaldı. Zaman zaman bir ejderha binicisi Volantis'i veya başka bir Valyria kolonisini ziyaret edebilir, hatta birkaç yıl orada yerleşebilir, ancak asla kalıcı olarak olmaz. Düşünün! Ejderhalar göçebe olsaydı, Essos'un yarısını istila etmiş olurlardı ve Felaket sadece birkaçını öldürmüş olurdu. Benzer şekilde, Westeros'un ejderhaları nadiren Dragonstone'dan uzaklaşır. Aksi takdirde, üç yüz yıl sonra tüm diyarlarda ejderhalar olurdu ve her soylu ailede birkaç tane sahiplenirdi. Ateş ve Kan'da bahsedilen üç vahşi ejderhanın Dragonstone'da yuvaları vardır. Gerisi King’s Landing'deki Dragonpit veya Dragonmont'un derin mağaralarında bulunabilir. Luke, Arrax'ı Storm’s End'e ve Jace, Vermax'i Winterfell'e uçurabilir, evet, ama ejderhalar çok özel durumlar haricinde kendi başlarına oraya uçmazlar. Nehir topraklarında, Vale'de veya Kuzey topraklarında dolaşırken veya Dorne dağlarında avlanırken ejderhaları bulamazsınız.

Fantastik kurgular temellendirilmelidir. Eserin sadece fantastik olması her istediğinizi yapabileceğiniz anlamına gelmez. Smaug ve Toothless ikisi de ejderhadır, ama asla karıştırılmamalıdır. Kuralları(temelleri) göz ardı ederseniz, yarattığınız dünya peçete gibi parçalanabilir.
 
Son düzenleme:

Bir kaç senedir stokta satışı yapılmayan Buz Ve Ateşin Dünyası kitabının yeni baskısı çıkmış.Zamanında alamayan veya seriyi yeni okuyup evrene biraz daha girmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir kitap.Fiyatı can yakabilir ama...
Bu kitabı okumadan evreni tam anlamıyla anlayamazsınız, bu kadar düzenli ve derli toplu bir kaynak yok. Milattan önce 12.000'lerdeki Şafak Çağından milattan sonra 300'lerde Tommen Dönemine, Yalnız Işık'tan Gri Boşluk'a, Yeşil Cehennem'den Titreyen Deniz'e her yer ve her zaman dilimi hakkında bilgi sahibi olmak için kıymetli bir kitap. Eğer bu evrene girmek istiyorsanız, bunu almanız şart.
 
Her şarkı gidiyor adama karar veremedim xD hahaha

Grrm bir p...lik yapacak buna bekliyorum.
Kitaptaki Kuzey mevzuları diziden daha farklı, çok büyük oyunlar dönüyor. Roose kim ne planlıyor, az çok farkında, ama Ramsay baya mal... Stannis'in normalde böyle bir velede yenilmemesi gerekiyor, en iyi komutan şu an diyardaki.
 
Kitaptaki Kuzey mevzuları diziden daha farklı, çok büyük oyunlar dönüyor. Roose kim ne planlıyor, az çok farkında, ama Ramsay baya mal... Stannis'in normalde böyle bir velede yenilmemesi gerekiyor, en iyi komutan şu an diyardaki.
Roose Reis'i düşmanları Stannisle olayları bittikten sonra zehirler ve o veledin olayı da kalkmış olur xD
 
Bana göre çağımızın önemli yazarını böyle aptal işler yapa yapa motivesini öldürdüler. Bildiğim kadarıyla daha bitirmediği kitabı dizinin sonuna benzer yapmak zorunda diye biliyorum. Hatalıysam aydınlatın beni. Neyse bazen hayatta The Witcher'ın yazarı Andrzej Sapkowski gibi olmak istersin cidden. Adam direkt parasında. Yazdığı eserin dizisini bok ettiler, içinden geçtiler. Adamda çıt yok. :d
Öyle bir zorunluluk yok. Kafasındaki son diziyle benzer olabilir bu arada, dizideki sorun sondan çok gidilen yoldu. Martin asla o şekilde işlemez, ki yayınladığı bölümlere bakınca gidilen yolun, nüansların çok farklı olduğunu anlıyorsun.
Öyle bir şey yok, mümkün de olamaz zaten.


Dizinin finalini hiç beğenmeyen biri olarak final sırasında bu konuyu epey araştırdım. Dizinin finali "ana hatlar açısından" kitap finaliyle ölçüşecek. Yani Bran, Jon vs bunların sonu aynı olacak çünkü bu spnun Martin'den alındığı açıklanmış Martin de bunu inkar edecek bir şey dememişti. Ama senin de dediğin gibi muhtemelen bu yol çok daha farklı şekillerde cereyan eder.
Bunları öğrendiğimde ben de şaşırmıştım ama Bran'ın kral olması, Hold the door ve Stannis'in kızını yakması falan kitaplarda yaşanacak şeylermiş ve Martin 2013'te salak ile avanak'a bahsetmiş. Tabi salak ikili mahvederek işledikleri için herkese berbat geldi bunlar. Martin eminim çok daha iyi bağlar eğer hala aynı şeyleri yapacaksa tabi.
Büyük ihtimalle bazılarını değiştirdi ve kitap da bu yüzden gecikiyor. Finali baştan tasarlamak zorunda kaldı gibime geliyor. Özellikle Bran konusunu değiştirmiş olabilir ki zaten bunlar içinden değişince tüm hikayeyi değiştirmesini gerektiren de sadece o var. Bran'ın kral olabilmesi için Jon'un da Dany'nin de FAegon'un da ölmesi gerekir.

Bunların içinden beni en çok şaşırtan Stannis konusu oldu. Onun için de çok hoşuma giden bir teori gördüm;
Stannis Kışyarı'nı alıp Rickon'a devrettikten sonra tüm kuzeyi arkasına alarak güneye yürümek ister ama kış geldiği için hemen gidemez ve kışı geçirmek üzere boş ve kalabalık ordusu için müsait durumda olan Gece Kalesi'ne çekilir. Oraya çekilince tabi Dğu Gözcüsünde kalan karısı, kızı ve Melissandre'yi de yanına alır. Durum buyken Ötekiler ilk kez duvara saldırır ve saldıracakları en uygun yer de Gece Kalesi'dir. Kalede bulunan tünel, o tünelin büyüsü ve kalenin ak gezenlerle olan tarihi yüzünden. Stannis Ötekiler'e yenilerek güneye kaçmak zorunda kalır ve Ötekiler de duvarı geçmiştir. Bütün kuzey artık uzun gece savaşına girmiştir ancak herkes her yerde yenilmekte ve ölüleri de Ötekiler'in ordusuna asker olmaktadır. Stannis, Melissandre'nin de iknalarıyla, kendini Azor Ahai sandığından ve kılıcı Işık Getiren'in gerçekten kehanetteki kılıç olması için bir fedakarlık gerektiğini bildiğinden Shreen'in Nissa Nissa olduğuna ikna olur ve insanlığı kurtarmak ve büyük savaşı kazanmak için mecburen kızını feda eder.
Hikayenin devamlılığını göz önüne alırsak, Stannis'in bu hamlesi başarısız olur, kılıcı Işık Getiren' falan dönüşmez ve ikinci savaşı da kaybederek bu kez savaşta ölür. Sonrasında Ötekiler'in bütün kuzeyi ele geçirmesi ve adım adım güneye ilerlemesi var. Geriye kalanlara Jon liderlik eder.

Stannis'in çok sevgili kızını yakması bu şekilde işlenirse işte o zaman kimse şikayet etmez. Çünkü dizideki gibi dandik bir kaleyi alabilmek için değil insanlığı kurtarmak için feda etmiştir. Tam da Stannis gibi bir görev adamından bekleneceği gibi.


@ch3rlo Targlar arasında Viserra mı yoksa Shiera mı daha güzeldir?
Çok net Shiera bu arada
 
Son düzenleme:
Bunları öğrendiğimde ben de şaşırmıştım ama Bran'ın kral olması, Hold the door ve Stannis'in kızını yakması falan kitaplarda yaşanacak şeylermiş ve Martin 2013'te salak ile avanak'a bahsetmiş. Tabi salak ikili mahvederek işledikleri için herkese berbat geldi bunlar. Martin eminim çok daha iyi bağlar eğer hala aynı şeyleri yapacaksa tabi.
Büyük ihtimalle bazılarını değiştirdi ve kitap da bu yüzden gecikiyor. Finali baştan tasarlamak zorunda kaldı gibime geliyor. Özellikle Bran konusunu değiştirmiş olabilir ki zaten bunlar içinden değişince tüm hikayeyi değiştirmesini gerektiren de sadece o var. Bran'ın kral olabilmesi için Jon'un da Dany'nin de FAegon'un da ölmesi gerekir.

Bunların içinden beni en çok şaşırtan Stannis konusu oldu. Onun için de çok hoşuma giden bir teori gördüm;
Stannis Kışyarı'nı alıp Rickon'a devrettikten sonra tüm kuzeyi arkasına alarak güneye yürümek ister ama kış geldiği için hemen gidemez ve kışı geçirmek üzere boş ve kalabalık ordusu için müsait durumda olan Gece Kalesi'ne çekilir. Oraya çekilince tabi Dğu Gözcüsünde kalan karısı, kızı ve Melissandre'yi de yanına alır. Durum buyken Ötekiler ilk kez duvara saldırır ve saldıracakları en uygun yer de Gece Kalesi'dir. Kalede bulunan tünel, o tünelin büyüsü ve kalenin ak gezenlerle olan tarihi yüzünden. Stannis Ötekiler'e yenilerek güneye kaçmak zorunda kalır ve Ötekiler de duvarı geçmiştir. Bütün kuzey artık uzun gece savaşına girmiştir ancak herkes her yerde yenilmekte ve ölüleri de Ötekiler'in ordusuna asker olmaktadır. Stannis, Melissandre'nin de iknalarıyla, kendini Azor Ahai sandığından ve kılıcı Işık Getiren'in gerçekten kehanetteki kılıç olması için bir fedakarlık gerektiğini bildiğinden Shreen'in Nissa Nissa olduğuna ikna olur ve insanlığı kurtarmak ve büyük savaşı kazanmak için mecburen kızını feda eder.
Hikayenin devamlılığını göz önüne alırsak, Stannis'in bu hamlesi başarısız olur, kılıcı Işık Getiren' falan dönüşmez ve ikinci savaşı da kaybederek bu kez savaşta ölür. Sonrasında Ötekiler'in bütün kuzeyi ele geçirmesi ve adım adım güneye ilerlemesi var. Geriye kalanlara Jon liderlik eder.





Çok net Shiera bu arada

Stannis'in çok sevgili kızını yakması bu şekilde işlenirse işte o zaman kimse şikayet etmez. Çünkü dizideki gibi dandik bir kaleyi alabilmek için değil insanlığı kurtarmak için feda etmiştir. Tam da Stannis gibi bir görev adamından bekleneceği gibi.
Çok daha iyi olur böyle. Ramsay'e falan kaybetmesini de istemem.
 

Septon bir kısmını bilmişse, ejderhaların cinsiyeti değişebiliyor demek. En azından olasılığı arttı.

Ejderhalar elbette efsanevi yaratıklardır. Gerçek dünyada, yani okumaktan hoşlandığımız dünyaların aksine yaşadığımız dünyada, ejderhalar hiç var olmadı... Gerçi dünyanın dört bir yanına yayılmış efsanelerde benzer yaratıklar bulunabilir. Kimi bu efsanelerin ilham kaynağını tarlasını süren çiftçilerin dinozor kemiklerini bulmasına bağlıyor. Hikayelerin çıkış noktası ne olursa olsun, fantastik edebiyatın büyük bir unsuru olmuşlardır. Ve kendimi bildiğimden beri onlara düşkünüm.

Sonuçta bana ejderhayı öldüren bir adamın adı verildi, Aziz George... birçok aziz kovulmasına rağmen o hala bir azizdi, belki de bu ejderhalarn papa tarafından onaylandığı anlamına geliyor. (Ejderhalar belki de gerçektir diye şaka yapıyor şüşko) Kendi ejderha hikayelerimi Taht Oyunları'ndan çok önce yazmaya başladım. The Ice Dragon” ve “The Way of Cross and Dragon” en iyilerindendi.

Her kültürün kendi bir ejderhası vardır; Çin ejderhalarının kanatları yoktur ve ateş püskürmezler. Şans getirirler. Geleneksel batı ejderhaları genellikle ateş ve ölüm getirirler. Ancak modern fantezi yazarları bunu değiştirdiler. Eragorn'un ve HOW TO TRAIN YOUR DRAGON'ın ejderhaları benimkilerden çok farklı. (Tothless sevimli bile.)

Tolkien'ın ejderhaları her zaman kötüydü, Morgoth ve Sauron'un hizmetkarlarıydı. Onlar onun Ork ve Trollerine benziyordu. Tolkien asla dost canlısı ejderhalar yaratmadı. Ejderhaları zekiydi, Smaug mesela konuşabilir. Ayrıca çok büyük bir altın hazinesi de vardır, ve hazinesinin üzerinde aylarca, hatta yıllarca uyur. Bu çok geleneksel bir ejderha özelliğidir...

Peter Jackson'un Smaug'dan önce beyaz perde de gördüğüm en iyi ejderha Dragonslayer'daki Vermithrax Pejorative... İki bacaklı ve iki kanatlı, konuşmaz, altınla işi olmaz, uçar, ateş püskürtür, tehlikelidir. Tüm ejderha severler için bir ilham kaynağıdır.

Öte yandan, terazinin diğer ucunda da Dragonheart filmindeki ejderha (hani şu Sean Connery tarafından seslendirilen) bılunuyor. Şişman, dört ayaklı, konuşan, kahramanla dostane ilişkisi olan iyi birisi. Çok daha düşük kaliteli bir filmdeki, çok daha kötü bir ejderha. iğrenç.

Buz ve Ateş'in şarkısında, destansı fantastik kerametlerini en iyi tarihi kurgu eserlerinin gerçekliğiyle harmanlamayı amaçladım. Dünyamda büyü var, evet... ama çoğu fantastik eserde olduğundan daha az. (Tolkien'ın Orta Dünya'sında da nispeten büyü azdı, ben de ustadan örnek aldım.) Westeros'un gerçekçi hissettirmesini, Haçlı Seferler, Yüz Yıl Savaşları ve Güller Savaşı'nı olduğu kadar, Tolkien'in hobbitleri ve güç yüzüklerini de çağrıştırmasını istedim.

Evet, ejderhaları da içerecekti... bunun kısmen sevgili ve merhum arkadaşım Phyllis Eisenstein'in harika bir fantastik ve bilim kurgu yazarı olmasıyla ilgisi var... ama ejderhalarımın mümkün olduğunca gerçekçi ve inandırıcı olmasını istedim. Onları büyük bir özenle tasarladım. Uçuyorlar ve ateş püskürtüyorlar; evet, bu özellikler bana göre vazgeçilmezdi. İki bacakları var (dört değil, asla dört değil) ve iki kanatları.

BÜYÜK kanatlar! Birçok kurgu ejderhasının, böylesine bir yaratığı yerden kaldıramayacak kadar küçük kanatları var. Ve sadece iki bacak, kanatları ön bacaklarıdır. Dört ayaklı ejderhalar sadece armalarda bulunur. Dünyada yaşamış hiçbir hayvan altı uzva sahip değildir. Kuşlar iki bacaklı, iki kanatlı, yarasalar da aynı şekilde, keza Pteranodon ve diğer uçan dinozorlar da...

Ejderhaların bacak sayısıyla ilgili kafa karışıklığının büyük kısmı, ortaçağ armacılığının kökenlerine dayanır. Başlangıçta, hem dört ayaklı hem de iki ayaklı versiyonları kalkan ve bayraklar üzerinde görülebilirdi, ancak yüzyıllar içinde armalar daha standart hale geldikçe, armacılar dört ayaklı yaratıklara ejderha adını verdi ve iki ayaklılara da wyvern adını... Tabii ki gerçekte hiç kimse ejderha veya wyvern görmemişti; bu yaratıklar sadece efsanelerde var oluyordu, bu yüzden bu ayrım keyfiydi... Ve ortaçağ armacıları, gerçek dünya hayvanları için bile, zooloji konusunda pek bilgili değillerdi. Bir denizatını neye benzettiklerine baksanıza!

Westeros dünyasında ejderhalar VAR (Sothoryos'ta da wyvernler var), yani benim armacılarımın bir mazareti olamazdı. Dolayısıyla, benim kitaplarımda Targaryen arması iki bacaklı, olması gerektiği gibi. Gerçeğini görmüş bir Westeros'lu niye dört ayaklı arma kullansın ki? Benim wyvernlerim de iki bacaklıdır; ejderhalarımdan boyut, renkleri ve ateş püskürtememe özelliği ile farklıdırlar. (Targaryen armasında doğru bacak sayısı (iki) bulunmasına rağmen, anatomik olarak tam olarak doğru değildir. Kanatlar vücuda kıyasla çok küçüktür ve elbette hiçbir ejderhanın üç başı yoktur. Bu kısım tamamen semboliktir, Aegon the Conqueror ve iki kız kardeşini yansıtmak için.)

Not: Bu kısımda dizide armalarının yanlış kullanıldığından ve dört bacaklı olmasından şikayet ediyor, kısaca... Uzun uzun ağlamasını yazmadım.


DOĞRUSU


YANIŞI



Valyrian ejderhaları Smaug, Toothless ve Vermithrax gibi ejderhalardan başka yönlerden de farklıdır. Benim ejderhalarım konuşmaz. Nispeten zekilerdir, yine de hayvandırlar.

Onlar insanlarla bağ kurar... yani bazı insanlarla... ve bunun neden ve nasıl olduğu, ve nasıl ortaya çıktığı, sonunda THE WINDS OF WINTER ve A DREAM OF SPRING'de daha detaylı olarak, BLOOD & FIRE'da ise bir kısmı açıklanacak. (Septon Barth çoğunu doğru anladı). Kurtlar, aslan ve ayılar gibi ejderhalar da eğitilebilir, ama asla tamamen evcilleştirilemezler. Her zaman tehlikeli olacaklardır. Bazıları diğerlerinden daha vahşi ve daha inatçıdır. Onlar bireylerdir, kendi kişilikleri vardır... ve sürücülerinin paylaştıkları bağ sayesinde genellikle sürücülerinin kişiliklerini yansıtırlar. Bir kaplanın nasıl umrunda değilse, altın ve mücehver onların da umrunda değildir. Binicileri parlak şeylere takıntılı olsa bile...

Ejderhalar beslenmeye ve suya ihtiyaç duyarlar. Solungaçları olmadığı için hava solumak zorundadırlar. Smaug'un Lonely Mountain altında 60 sene uyuduğu efsanesi anlatılır, ta ki Bilbo onu uyandırana kadar. Ancak Valyria'da doğan ejderhalar bunu yapamazlar; onlar ateş yaratıklarıdır ve oksijene bağımlıdırlar. Belki bir balık için denize dalabilirler, ama hemen havaya çıkarlar. Çok uzun süre su altında kalırlarsa, diğer kara hayvanları gibi boğulurlar.

Benim ejderhalarım avcıdırlar, etlerini iyi pişmiş seven etçillerdir. Kendi avlarını avlayabilirler(avlayacaklardır da), ancak aynı zamanda bölgeseldirler. Gökyüzü yaratıkları olarak, en çok dağ zirveleri ve volkanik dağları severler. Bunlar ateşin yaratıklarıdır ve diğer fantezi eserlerindeki gibi soğuk ve nemli mağaralar benim ejderhalarıma uygun değildir. Dragonstone'un ahırları, Valyria Freehold'un kule tepeleri ve King's Landing'in Dragonpit gibi insan yapımı yerleşimler kabul edilebilir. Bunlar mevcut değilse, genç ejderhalar kendi yuvalarını bulacaklar... ve onları şiddetle savunacaklardır.

Benim ejderhalarım gökyüzü yaratıklarıdır. Uçarak dağları, ovaları aşabilirler, yüzlerce kilometre yol kat edebilirler... Ancak binicileri onları götürmedikçe bunu yapmazlar. Onlar göçebe değillerdir. Valyria'nın altın çağında, onlara ait yüzlerce ejderha olan kırk ejderha binici ailesi vardı... ama (Targaryenlerimiz hariç) hepsi Freehold ve Uzun Yaz Ülkeleri'ne yakın kaldı. Zaman zaman bir ejderha binicisi Volantis'i veya başka bir Valyria kolonisini ziyaret edebilir, hatta birkaç yıl orada yerleşebilir, ancak asla kalıcı olarak olmaz. Düşünün! Ejderhalar göçebe olsaydı, Essos'un yarısını istila etmiş olurlardı ve Felaket sadece birkaçını öldürmüş olurdu. Benzer şekilde, Westeros'un ejderhaları nadiren Dragonstone'dan uzaklaşır. Aksi takdirde, üç yüz yıl sonra tüm diyarlarda ejderhalar olurdu ve her soylu ailede birkaç tane sahiplenirdi. Ateş ve Kan'da bahsedilen üç vahşi ejderhanın Dragonstone'da yuvaları vardır. Gerisi King’s Landing'deki Dragonpit veya Dragonmont'un derin mağaralarında bulunabilir. Luke, Arrax'ı Storm’s End'e ve Jace, Vermax'i Winterfell'e uçurabilir, evet, ama ejderhalar çok özel durumlar haricinde kendi başlarına oraya uçmazlar. Nehir topraklarında, Vale'de veya Kuzey topraklarında dolaşırken veya Dorne dağlarında avlanırken ejderhaları bulamazsınız.

Fantastik kurgular temellendirilmelidir. Eserin sadece fantastik olması her istediğinizi yapabileceğiniz anlamına gelmez. Smaug ve Toothless ikisi de ejderhadır, ama asla karıştırılmamalıdır. Kuralları(temelleri) göz ardı ederseniz, yarattığınız dünya peçete gibi parçalanabilir.
Ejderhaların beslenme alışkanlıkları ve konakladıkları yerlere değinerek dizideki sheepstealer ın durumuna da sallamış anladığım kadarıyla ama sheepstealer ın durumu mantığa yatkın bence ki şikayetçiysen de kitapları yaz da daha fazla bilgi edinelim. Bir de ejderhaların göçebe olmadığını ve dağ zirveleri, volkanik dağlar gibi yerlerde kaldığını söylemiş ki Doom of Valyriada neredeyse bütün ejderhaların ölmesi için bu gerekli, fakat bu ortaya silverwing gibi bi soru işareti çıkarıyor. Ulf öldükten sonra silverwing Red Lake'te kalıyor ve ordan ayrılmıyor. Göçebe değillerse bu ejderha niye dönmedi veya Cannibal niye kafasına göre Dragonstonedan ayrıldı. Şişkonun blog işini azaltıp kitaplara odaklanması lazım
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 4)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık