Gorouseilerden beklentiyi yüksek tutmak gerekiyor zaten... Tenryuubitolar koca dünyayı bu adamlara emanet ediyorlar. Zekaları dahilinde tecrübeleri bile yeter yeniyetmelere zaten. 800 yıllık tarihin ağırlığını omuzlarında taşıyan adamlar. Ohara'da katliama okey verirken hem bunu gereksiz bir kayıp olarak değerlendirecek kadar yaşama dairler, hem de Prof. Clover'in antik krallığın adını dahi ağzına almasıyla dehşete düşecek kadar bilgi sahibiler. Kimse bizim elemanları sallamazken yine bir D. diyerek tedbirli olmayı ele almış politikacılar aynı zamanda bu adamlar. Bu dünya nasıl dengede duruyor dersin? Bu dünyanın büyük adamları birbirlerine saygı duymuyorlar, birbirlerinin güçlerine saygı duyuyorlar.
Roger tüm dünyanın, denizcisiyle, shichibukaisiyle, korsanıyla, siviliyle ve devrimcisiyle hiç istisnasız herkesin saygı duyduğu bir adamdı. Yeni bir çağ başlatan adamdı. Ama o bile Rio Poneglyphi okuduğunda kendisinin yapabileceği bir şey olmadığına karar vermişti. Bir varis bulmalıydı. Ama öyle sıradan biri değil, Rafteli bulacak, poneglyphi ve anlamını kavrayabilecek bir varis. Teslim oluşu ve idamının yankıları altında yatan gerçek buydu. Gerçek D.'ye mirasını sahiplenebilmesi için bir şans vermek istedi. Ama Shin Sekai'yi, bütün dünyayı fethedilemez olarak fetheden adam bile, bu dünyanın karanlığına karşı koyabilecek gücü kendinde bulamadı. Rayleigh dahi bunu kabullenmişti...
Tüm bunlarla bir denklem kurmak istediğinde, Vergo'nun Doflamingo'nun geçmişine dair yaptığı göndermeyi de ekleyince, gücü elinde tutan bu adamlara karşı Smoker bile bu kadar kolay teslim ediyorsa kendini... Gorousei kesinlikle rakipsiz ama aklını kullanmayı bilen bir savaş gücüdür. Kılıcını bileyen ihtiyar, sonunda Zoro'nun son leveline karşı bu kılıcı kullanmayacaksa Oda "Çehov'un Tüfeğini" o sahneye koymazdı. Ayrıca Oda'nın (dedik ya hiç bir şeyi boşa koymuyor) Shandia'da Luffy'yi "Fethered Snake"in ağzından çıkartması tam bir Quetzalcoatl göndermesiydi. Boşuna Doflamingo'ya Don Kişot deyip bir ironi şeklinde İspanyol göndermesi yapmıyor... Yeni Dünya'nın işgalcilerine karşı atalarının mirasını sahiplenen Güney Amerika Kızılderililerini ortaya koyuyor... Doğudaki denizden gelen Quetzalcoatl (Luffy) ile, Shandia Gerillalarının (Zapatist Hareket) lideri Wiper (Tezcatlipoca) arasındaki kardeşliği vurguluyor... Bir tanrı katleden miti yaratıyor. Bir anti misyoner çizi çekiyor... Bu açıdan Gorousei'de "İspanya - Portekiz - Hollanda - İngiltere - Fransa"yı, Avrupa'nın 5 sömürgeci asını oluşturuyor... Maya tarihinde 800 yüzyıl önce gerçekleşen "tutulma" (tüm inşaatların, sanat eserlerinin, altın çağın bir anda nedensizce sona ermesi) olayına atıfta bulunarak bunun ardındaki gerçekleri kendince kurguluyor... Yoksa ne Luffy boşuna Brezilya kökenli seçiliyor, ne de Ponelyph'in adındaki "Rio"...
Seriyi bir de bu şekilde okumak geleceğe dair daha keskin tespitlerde bulunmayı kolaylaştırıyor. Yine bu tip bir okumaya örnek olarak Kaidou'ya karşı oluşturulan ittifakta İngiliz Trafalgar'ın (İngiltere deki Trafalgar Meydanı) yanına bir de Aka Hata XDrake'i (Sir Francis Drake) ekleyeceğini söyleyebiliriz... Bu şekilde Oda'nın kafasında şekillenen planlara da kısmi olarak ulaşabiliyoruz.
P.S. - Yanlış anlama dostum, senin söylediğin cümle üstünden yola çıkıp Gorousei ve genele dair bir değerlendirme yaptım... Umuyorum saygısızlık olarak addetmezsin...