Ben kara cahil biriyim, öyle süslü kelimeler bilmem. Nedendir bilmiyorum bazen bu foruma göre kültür seviyemin az olduğunu düşünüyorum. Neyse, konuya gelirsek.
Herkes aslında her şeyi yapmakta özgürdür. Buradaki durum toplumsal yaşam için en uygun olan. Fiziksel tepki ile sözlü tepki arasında fark var.
Şimdi önce fiziksel şiddet ile başlayalım. Hepimiz istemesek de toplumun parçasıyız. Benim gibi pek çok konuda nihilist olan biri bile istemese de bu durumda yaşıyor. Toplumsal hayatımızın en büyük parçası ise basit anlamda yaşadığımız ülke. Bir ülkede yaşan halkın tamamı her konuda aynı olması mümkün değil. Dolayısıyla fikir çatışması elbet çıkacak. Bu fiziksele dökülürse her birey kendini ait hissettiği topluluğun içerisinde yer almayı seçeceği için ülke denen yapı dağılacak. Bu da aslında herkesin işine gelecek bir şey olsa da -zira herkes kendi arzu ettiği bir yapı kurabilecek- insanların doğduklarından itibaren kafalarındaki ülke/vatan kavramlarıyla ters düşeceği için pek çok kişi bunu istemeyecek. Bu yüzden devlet, fiziksele dökülecek her tepkiyi engellemeye çalışacaktır, neden, çünkü koruması gereken bir bütün vardır. Ama baktığımız zaman devleti yönetmeye gelen herkes bu bütünden ziyade kendi daha yakın mensubu olduğu yapıyı koruma ve güçlendirme gayesi güder ki bu da aslında baştan beridir var olan ülke > topluluklar kavramını yok edip benim topluluğum veya bana yakın olanlar = ülke kavramını doğurur. Neyse, burada kastettiğim ülke kendi varlığını korumak için toplulukları arasında fiziksel bir çatışmanın yaşanmasına izin vermez. Bu fiziksel çatışmanın gerekliliğini savunmak benim topluluğum veya bana yakın olanlar = ülke kavramına sahiptir. Ulus bilincine karşı çıkmaktır ki çıkabilirsiniz, umurumda değil.
Diğer türlü eylemler de ise bu gibi bir ülke varlığına tehdit oluşturmaz. Sadece toplulukları keskinleştirir o kadar. Yani görünür kılar, burasını belki yazınsal açıklamak zor, o yüzden uğraşmayacağım.
Ne var ki sözlü ifade özgürlüğü de başka şeyler doğurabilir mesela üst pozisyonda bulunan birinin alt pozisyonda olan birine sözlü şiddet uygulamasına ve alt pozisyondakinin bu konuda ifade özgürlüğü kapsamı sebebiyle yargıya başvuramaması veya pozisyonu itibariyle karşı bir hakarete başvuramaması gibi neticeler doğurur. Mesela bu gibi bir durumda ne yapılır?
Zor bir konu ya... salep çekti canım.