güzellik standart, simetrik olandır, istatistikseldir. önce biyolojik sonra da dolayısıyla psikolojiktir. bilginin büyük kısmını görsel olarak ilişkilendiririz, sosyal canlı olduğumuz için yüz tanıma reflekslerimiz gelişmiştir. gökte ki fırtınada bulutlarda kızgın bir yüz görüldü!!! yerde, ayın yüzdendeki yüz!! marstaki silüet!!! suda, dalgalarda poseidon görüldü!!! haberleri ve gerçek bir yüz olmasa da orda yüz görmeye veya başka formlar görmeye meyilliyiz
armutu afedersiniz göte benzeten insanlar var. neyse yani bu ne demek, zaten bedeninin aradığı bişey var onu buluyor, eğer bulamazsa farklı bi açıdan yöneliyor, özüden hepsi biyolojik sonra da psikolojik. komik olan çağımızda kritererini düşünerek listelediğini sananların olması:d
nsfw armut
fark etmesek de yüz tanıma, dil öğrenme gibi bi ton bilişsel yetenekle doğuyoruz. her şeyde simetri aramak evrimsel açıdan da önemliydi, soyunu devam ettiren insan için de, evini yapacak insan için de, matematik üretecek insan için de önemliydi (elbette şu an sonuçtan sürece ulaşıyoruz, arada farklı yollar deneyenler de oldu, elbette aramızda soyları sürüyordur, belki günün birinde baskın geilrler). şu an size belki acımasız gelse de binlerce yıldır bu iş böyle.
fakat tabi her insan kusursuz simetrik değil, herkeste altın oran yok. ve pek tabi herkes kendisine veya karşısındakine aynı değeri vermiyor. oyun teorisi işte, topluluğun başarısı artsın diye kimisi standartı değil de arkadaşını seçecek. kimisi hiç seçemeyecek bile psikolojisi altında ezilip. kimisinin de umrunda olmayacak. neyse ki zaten toplumun büyük bölümünün hep işi gücü savaşı vardı ki bunlara düşünecek zaman ayıramadı. zihinsel gelişimini hızlandıracak vakti olan insanlar güzellikten veya güzelliğin yanında zeka da aramaya başlıyor. bu fikirler tabi çok sonradan topluma yayılıyor ki hala da genele yayılmış bişey değil.
güzelliği geçtik, zekayı geçtik sıra aşırı olana geldik, son çağda artık yüzündeki, bedenindeki hatları ve hatta hayatındaki her şey veya herhangi bişey aşırı olanlar da güzel bulunuyor, çünkü standart orta malı oldu, elmacık kemikleri büyük aktristler geldi geçti, çene çizgisi beli aktörler geldi geçti, gözleri eşek gözü olanlar geldi geçti, kalçası ayrı göğüsleri ayrı kalıbı ayrı silahı ayrı geldi geçti. farklı olana diğerlerinden bi özelliğiyle ayrılana ilgi revaçtaydı. tabi artık her şeyin yıkıldığı çağdayız, gerçekle hakikaterin çarpıştığı yerde biyolojik olarak programlandığımıza zaten itaat etmiyoruz (istemeden de olsa bizi yönlendirse de) çünkü beden verimliliğimizi bizatiği kendisine değil artık topluma borçluyuz.
asla biriyle birlikte olamayacağını düşünenler de var, asla biriyle birlikte olmak istemeyenler de, biriyle olmaya ihtiyaç duymayanlar da. veya herkese sahip olabileceğini düşünenler de. bu çeşitliliği de yıkımı da topluma borçluyuz ki bu psikolojileri ve arkasındaki hormonal karmaşayı da. sürü aklına sahip olmadığı net şekilde belli olan bi sürüye her şeyimizi verdik, kendi kendini nasıl güdeceğini bilmeyen sürü istediğin kadar bireyselleş geleceğini etkiliyor.
neyse başa dönersek, herkes kendince güzelliği anlatıyor ki insanın hakikati de bu. güzelliğin tanımına değil kendinde bıraktığı etkiye yöneliyor. herkesin birbirinden etkilendiği, güzelliğin toplumca tek bi tanımının olmadığı çalkantılı bi teknede herkes kendi yaygarasında, ama hepimiz kararsız bi deneyin ortasındayız. püh güzelliğiniz batsın