Dövüş sistemi az kişi ile dövüşüyorsan pek problem olmuyor. Kapalı ortamda görev gereği bir anda bir sürü düşman çıkınca silahı gümüşten çeliğe, saldırı modunu z'den c'ye çekene kadar canın yarıya iniyor. C ile vururken de arada anlamsız takılmalar olunca sinirleri hoplatıyor biraz.
Benim asıl takıldığım nokta harita dizaynı. Işınlanma yok denecek kadar az, sürekli oradan oraya koşuyorsun. Hızlı da koşamıyorsun. Bir de küçücük tümseklerin üzerinden geçemiyorsun, errafından dolanman gerek. Bu küçük detaylar çok canımı sıkıyor. Diyaloglara gelirsek sözler fena değil ama çok ruhsuz. Acemi işi olduğu belli ama büyütülecek mesele değil. Mesele şu; acemi işlerle dolu, yarım yamalak tasarlanmış harita ve dövüş sistemini ilk sıraya koymak demek ikinci ve üçüncü oyundaki derinliğe, profesyonelliğe ayıp etmek demektir benim nazarımda.
Hikaye açısından ise son boss'un kimliği beni çok etkilemişti. Aklımın ucundan geçmeyecek birisi çıkmıştı, o noktada çıtayı yükseltmişler. Hikayenin kalanı (dedektifin kılığına giren Javed'ı da hariç tutalım, o da iyiydi
) ise vasattır bana göre.
Bir remake ile çok sağlam bir projeye dönüşme potansiyeli var bu oyunun.