Maalesef.Rickert'ın biç sılap'ından beri Griff'in yaşadığı karakter değişiminin son noktası olarak değerlendirmiştim o panelleri..
Çin noveli laneti seni de sardı demek
Maalesef.Rickert'ın biç sılap'ından beri Griff'in yaşadığı karakter değişiminin son noktası olarak değerlendirmiştim o panelleri..
Çin noveli laneti seni de sardı demek
Yahu düşünüyorum da bu Guts nasıl bir yetimin hakkına girdiyse artık. Yaşadığı çileler bitmek bilmiyor.
Guts'un hikayenin başından beri yaşadıklarını düşününce oturup ağlamamak elde değil resmen. Sevdiğin kadınla birlikte olmayı düşünüyorsun, pat sonradan acı dolu trajik bir olay... Aslında ikinizin de ölmesi gereken bir olayda sen kolunu kaybediyorsun, kadının aklını kaybediyor. Hamilelikte düşük yapıp ucube bir yaratık doğuruyor, senden olduğunu bile bile öldürmek istiyorsun. Yetmiyor daha sonra yıllarını sana bunu yaşatan adamı arayarak deli gibi gezip, yaratık avlıyorsun. Aklını kaybetmeden bunca sene sabredip devam ediyorsun. Sevdiğin kadını da şaş kaza bir tesadüf eseri bulduğunda da yaşadığı olaydan sebep delirdiğini görüp yine perişan oluyorsun. Bu sefer önceki karanlık ve kanlı yaşamını terk edip karının aklını geri kazanması için çabalıyorsun. Bu esnada sana yardımcı olacak yoldaşlar ediniyorsun. Uzun süren yolculuğun ardından karın aklını geri kazanıyor ve sen mutlu mesut yaşayacağız derken. Sevdiğin kadının seni her görüşünde yaşadığı trajik olayı anımsıyor krize giriyor. Sen ne yapıyorsun peki bu durumda? O mutlu olup güldüğü sürece beni görmese de olur deyip uzaktan aşkını, sevgini yaşıyorsun. Ve günler bu şekilde devam edecek diye beklerken. Bütün bu olayların baş müsebbibi kalkıp karını gözlerinin önünde alıp götürüyor ve sen bunu umutsuzluğun en dip çukurunda yaşayarak izlemek zorunda kalıyorsun. Adamı durdurmaya, öldürmeye çalışsan da kılına dahi zarar veremiyorsun. İşin daha da acı tarafı bu düşmanın senin ölü çocuğunun doğamamış fetüsü ile bu dünyaya ayak basıp ona cehennem hayatı yaşatıyor.
Kelimelerin anlatmak da kifayetsiz kaldığı acı dolu bir yaşam.
Yakalım bir sigara. Bu efkar başka türlü dağılmaz.
Yahu düşünüyorum da bu Guts nasıl bir yetimin hakkına girdiyse artık. Yaşadığı çileler bitmek bilmiyor.
Guts'un hikayenin başından beri yaşadıklarını düşününce oturup ağlamamak elde değil resmen. Sevdiğin kadınla birlikte olmayı düşünüyorsun, pat sonradan acı dolu trajik bir olay... Aslında ikinizin de ölmesi gereken bir olayda sen kolunu kaybediyorsun, kadının aklını kaybediyor. Hamilelikte düşük yapıp ucube bir yaratık doğuruyor, senden olduğunu bile bile öldürmek istiyorsun. Yetmiyor daha sonra yıllarını sana bunu yaşatan adamı arayarak deli gibi gezip, yaratık avlıyorsun. Aklını kaybetmeden bunca sene sabredip devam ediyorsun. Sevdiğin kadını da şaş kaza bir tesadüf eseri bulduğunda da yaşadığı olaydan sebep delirdiğini görüp yine perişan oluyorsun. Bu sefer önceki karanlık ve kanlı yaşamını terk edip karının aklını geri kazanması için çabalıyorsun. Bu esnada sana yardımcı olacak yoldaşlar ediniyorsun. Uzun süren yolculuğun ardından karın aklını geri kazanıyor ve sen mutlu mesut yaşayacağız derken. Sevdiğin kadının seni her görüşünde yaşadığı trajik olayı anımsıyor krize giriyor. Sen ne yapıyorsun peki bu durumda? O mutlu olup güldüğü sürece beni görmese de olur deyip uzaktan aşkını, sevgini yaşıyorsun. Ve günler bu şekilde devam edecek diye beklerken. Bütün bu olayların baş müsebbibi kalkıp karını gözlerinin önünde alıp götürüyor ve sen bunu umutsuzluğun en dip çukurunda yaşayarak izlemek zorunda kalıyorsun. Adamı durdurmaya, öldürmeye çalışsan da kılına dahi zarar veremiyorsun. İşin daha da acı tarafı bu düşmanın senin ölü çocuğunun doğamamış fetüsü ile bu dünyaya ayak basıp ona cehennem hayatı yaşatıyor.
Kelimelerin anlatmak da kifayetsiz kaldığı acı dolu bir yaşam.
Yakalım bir sigara. Bu efkar başka türlü dağılmaz.
çocukluğunu hesaba katmadınız!ona yapılan bana yapılsa ....Yahu düşünüyorum da bu Guts nasıl bir yetimin hakkına girdiyse artık. Yaşadığı çileler bitmek bilmiyor.
Guts'un hikayenin başından beri yaşadıklarını düşününce oturup ağlamamak elde değil resmen. Sevdiğin kadınla birlikte olmayı düşünüyorsun, pat sonradan acı dolu trajik bir olay... Aslında ikinizin de ölmesi gereken bir olayda sen kolunu kaybediyorsun, kadının aklını kaybediyor. Hamilelikte düşük yapıp ucube bir yaratık doğuruyor, senden olduğunu bile bile öldürmek istiyorsun. Yetmiyor daha sonra yıllarını sana bunu yaşatan adamı arayarak deli gibi gezip, yaratık avlıyorsun. Aklını kaybetmeden bunca sene sabredip devam ediyorsun. Sevdiğin kadını da şaş kaza bir tesadüf eseri bulduğunda da yaşadığı olaydan sebep delirdiğini görüp yine perişan oluyorsun. Bu sefer önceki karanlık ve kanlı yaşamını terk edip karının aklını geri kazanması için çabalıyorsun. Bu esnada sana yardımcı olacak yoldaşlar ediniyorsun. Uzun süren yolculuğun ardından karın aklını geri kazanıyor ve sen mutlu mesut yaşayacağız derken. Sevdiğin kadının seni her görüşünde yaşadığı trajik olayı anımsıyor krize giriyor. Sen ne yapıyorsun peki bu durumda? O mutlu olup güldüğü sürece beni görmese de olur deyip uzaktan aşkını, sevgini yaşıyorsun. Ve günler bu şekilde devam edecek diye beklerken. Bütün bu olayların baş müsebbibi kalkıp karını gözlerinin önünde alıp götürüyor ve sen bunu umutsuzluğun en dip çukurunda yaşayarak izlemek zorunda kalıyorsun. Adamı durdurmaya, öldürmeye çalışsan da kılına dahi zarar veremiyorsun. İşin daha da acı tarafı bu düşmanın senin ölü çocuğunun doğamamış fetüsü ile bu dünyaya ayak basıp ona cehennem hayatı yaşatıyor.
Kelimelerin anlatmak da kifayetsiz kaldığı acı dolu bir yaşam.
Yakalım bir sigara. Bu efkar başka türlü dağılmaz.
Yazıklar olsun bana, bunu nasıl unuttum. Bahtsız Bedevi gibi adam bu Guts. Kendine dokundırmayışı da bu sebeptendi.çocukluğunu hesaba katmadınız!ona yapılan bana yapılsa ....
Bu da yetmezmiş gibi o tutuşu..Bölümü simdi okudum.
GriffİToğlutit kızı kaçırıyor. Üstüne de bak nası kaçırıyom diye Guts'a bakıyor.
Guts da abdestsizin önde gideni galiba. Bi adam bu kadar mı ters olur mutluluğa?