Bana kalırsa bu dövüş özelinde sorun Luffy'nin meyvesinin uyanış formuyla beraber özgürce istediği her formu alabilmesi değil, bunu yansıtmak için kullanılan görsel dilde de büyük oranda bir problem yok. Gelgelelim One Piece 25 yılın ardından bu noktada ne meta mesaj kaldırabilecek bir seri ne de kendi gerçekliğini kırabilecek durumda. Yani Kaido'nun resimli kitap yorumu veya Luffy'nin kolunun Kaido'nun kafasının içinden geçip gitmesi gibi örnekler okurun suspension of disbelief'ini fazla zorluyor, One Piece'in girmemesi gereken bir bölge bu. Yani şaka amaçlı önemsiz bir anda Luffy ve Brook'un süt içerek kemiklerini iyileştirmeleri dahi dikkatimizi çekip aklımızda kalmaya devam ediyorken böyle örneklerin bu yoğunlukta art arda gelmesi büyük hata bence.
Dövüşün görsel sunumunun ötesinde şu iki sayıda olanların serinin genel gidişatına etkisine gelirsek zaten Oden'in öyküsünden beri iyice ayyuka çıkan kehanet ve beraberinde getirdiği kadercilik temasından çok rahatsız olduğumu uzun zamandır yazıyorum. Bu seri özünde karakterlerin hayallerini merkeze alan bir temadaydı ve bu hayallerine ulaşarak gerçekten özgür hissedebilmek için yapabileceklerinin sınırı olmayan karakterler içeriyordu. Ama işte o flashback sayılarında Roger ve Oden gibi bu anlamda en heyecan verici kişiler olarak sunulan iki karakterin kaderlerine boyun eğdiklerini ve belli bir zaman çizelgesi içeren bir kehanete karşı mağlubiyeti kabullendiklerini gördük. Oda'nın yapıp yapabileceği en büyük hataydı bu ve o noktadan sonra da korktuğumuz şekilde hızlıca bu Nika meyvesi işine kadar yuvarlanarak geldik.
"Zaten böyle olacaktı, ne bekliyordunuz?" minvalindeki yorumlara asla katılmıyorum. One Piece böyle bir seri değildi. D.'nin kurulu nizam için önemli bir tehdit olduğunu biliyorduk ama bu tehdidin gerçekleşmesi bize belirli bir zaman çizelgesinin takibi olarak yansıtılmamıştı. Daha ziyade tanrıların düşmanı doğal bir fenomen gibi hissettiriyordu. Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları bir senaryo da okuyabilirdik pekala. Kehanetlere, 800 yıldır kaçan aşırı özel meyvelere falan ihtiyacı yoktu bu kurgunun. Luffy bir şeyleri başardıkça zaten geçmişteki bazı figürlerle, kavramlarla paralellikler hissedilecekti ve bunlar günümüzdeki olaylarda sembolize edilecekti. Bu şekilde bir anlatıyla tümüyle üst üste binen kader çizgilerini takip etmek aynı şeyler değiller. Bazı arkadaşlar bunu görmek istemiyor.