Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Memento




Leonard Shelby, pahalı takım elbiseler giyer, son model bir Jaguar kullanır; bunun yanında ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini hep nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir iş adamı görüntüsündedir... Ancak Leonard'ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir. Şüpheleri polis tarafından dikkate alınmayan Leonard'ın yaşamındaki tek mücadelesi, adalet arayışı uzerine kurulmuştur. Katili belirlemesinde ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard'ın nadir görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. "Kaza" oncesi olayları tüm ayrıntılarına kadar hatırlayabilen Leonard, 15 dakika önce ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir.

Filmi ilk izlerken herkes gibi pek birşey anlamadım çünkü film sondan başa ilerliyordu.tekrar izlediğimde bazı şeylerin eksik olduğunu farkettim ve sakin bir kafayla 3. defa izlemek zorunda kaldım.%80ini aldım bu sefer:)
filmi izlememiş varsa izlesin derim sakin kafayla ayrıca izliyen varsa ve aklında soru işareti olanlar için bir yazı paylaşmak istiyorum bu kafanızdaki soru işaretlerini giderecektir.

Leonard Shelby (Guy Pearce), bir sigorta şirketinde çalışmaktadır. Bir dolandırıcı olan Sammy Jankis (Stephen Tobolowsky), hafıza kaybı olduğunu söyleyerek sigorta şirkettinden para koparmaya çalışır. Leonard bunun gerçek olmadığını ortaya çıkarır.

İki kişi bir gece Leonard'ın evine girer ve karısının yalnız olduğunu düşünerek banyoda tecavüz etmeye başlarlar.

Leonard uyanır ve banyoya gider. Adamlardan birisini öldürür ama ikinci adam arkadan kafasına vurarak filmin başında gördüğümüz durumuna gelmesine sabep olur. Karısı ise ölmemiş ve kurtulmuştur. (Otnemem.com'da belirtiliyor.) Ancak karısı Leonard'ın yarı bitkisel hayat durumu yüzünden perişan haldedir. Bir taraftan da saldırının ve tecavüzün etkisi altındadır. Leonard'a "son bir test" uygulamaya karar verir. Belki böylece iyileşmesini sağlayacak ya da gerçekten hafıza kaybı olduğundan emin olacaktır. Ama test geri teper ve sürekli iğne yaptığını unutan Leonard karısını bilmeden öldürür. (Sammy Jankis'in hikayesi).

Leonard bu olaydan sonra hastaneye yatırılır. Bilinçaltında büyük bir suçluluk duygusu hissetmektedir. Bu suçluluk duygusunu unutmak ve yaşamak için bir nedeni olması gerekir. Böylece karısının eve giren adamlar tarafından öldürüldüğüne kendini inandırır.

Böylece daha önce başından geçen Sammy Jankis'in hikayesini kendi olayı ile birleştirir. Kendine devamlı kendi karısının olay sırasında öldürüldüğünü, Sammy Jankis'in ise kendi karısını iğne yaparak öldürdüğünü söyler. Bunun için eline (vücudunda en çabuk görülebilecek yere) "Remember Sammy Jankis- Sammy Jankis'i hatırla" yazar. Ve herkese bu hikayeyi anlatmaya başlar.

Artık hayatının bir anlamı vardır. Şunu unutmamak gerekir ki, olaydan sonra yeni hafıza edinememesi, eski hafızasını değiştirmesine ve kendini bir olaya inandırmasına engel değildir. (Filmin başlarında Leonard'ın, hafızanın nasıl güvenilmez birşey olduğu ve manipüle edilebileceği oysa not almanın veya vücuda yazmanın böyle birşeyi engelleyeceği ile ilgili konuşmasını hatırlayın. Ayrıca Teddy, Leonard'a filmin sonunda "Hepimiz kendimize yalan söyleriz. Bu problem değil" diyor.

Bu arada şunu da söyleyelim. Bu senaryoyu, Teddy'nin (Joe Pantoliano) filmin sonunda anlattığı herşeyin tamamen gerçek olduğunu kabul ederek düşündük. Zaten filmin yapısı itibariyle de öyle olması gerekli. Ayrıca Christopher Nolan yaptığı röportajlardan birinde, izleyicilerin filmin sonunda Teddy'nin anlattıklarına inanmakta zorluk çekmelerini çok hoş bulduğunu söylemişti.

Devam edersek, Teddy'nin de filmin sonunda dediği gibi hepimiz bazen inanmak istediğimiz şeylere inanırız. Böylece Leonard kendisini, karısına tecavüz edip öldüren (kendini inandırdığı) adamı bulmaya adar. Aslında bu çok da yanlış değilldir. Sonuçta, karısını fazla dozda insülün ile kendisi öldürmüştür ama buna sebep olan eve giren iki adamdır.

Bu noktada aklımızda soru işareti kalmaması için filmdeki ipuçlarını sıralamak gerekiyor.

1 - Karısının eşyalarını yaktığı sahnede karısının kalçasını cimdiklediğini hatırlar. Aslında filmin genel yapısı içinde bu oldukça anlamsız bir sahnedir ve bizce amacı daha sonra ortaya çıkacak sahne için bir hazırlıktır. Filmin sonunda (ama olay sırasına göre başında) Teddy, Sammy'nin karısı bile olmadığını aslında diabetik olanın Leonard'ın karısı olduğunu söyler. Bu sırada Leonard, bastırdığı ve değiştirdiği hafızasını bir an için unutur ve kendisini karısına insülün enjekte ederken görür. Sonra tekrar kendini inandırdığı şekil olan çimdikleme olayını hatırlar ve "karım diabetik değildi" der. Bunun üstüne Teddy, "Ancak doğru olduğunu düşündüğün şeylere inanmanı sağlayabilirim." der.

Burada çok önemli bir nokta daha var. Sammy Jankis'in karısını arka arkaya insülün enjekte ederek öldürdüğü sahneyi hatırlarsanız ilk iğneyi kolundan, ikinci iğneyi vücudundan, son ve öldürücü iğneyi de kalçadan yapar. Leonard'ın karısına kalçasından iğne yaptığını hatırlaması da bize göre seyirciye Leonard'ın karısını öldürdüğünün bir işaretini vermek için yapılmış. Yoksa kolundan iğne yaptığını hatırlarken de gösterilebilirdi.

2 -Sammy'nin akıl hastanesinde otururken gözüktüğü sahne. DVD''de veya sinemada bir daha izlerken bu sahnenin son bir ya da iki karesine dikkatlice bakarsanız son anda Sammy'nin yerinde Leonard'ın oturduğunu görebilirisiniz. (Tam o anda gözünüzü kırptıysanız kaçırdınız demektir.)

3- Leonard, Natalie'nin evine ilk gittiğinde TV'yi açar ve gülümseyerek izlemeye başlar. Bu arada elindeki "Remember Sammy Jankis - Sammy Janskis'i hatırla" yazısını görür ve hemen TV'yi kapatır. Hatırlayacağınız gibi Leonard, Sammy'yi anlatırken hç birşeyi uzun zaman hatırlayamadığı için en sevdiği şeyin kısa olan reklamları izlemek olduğunu söylemişti. İşte TV'yi izlerken elindeki yazıyı görünce bunu hatırlayan Leonard, kendisinin hikayesini Sammy'ye uyarladığı gerçeğinden kurtulmak için hemen TV'yi kapatır.

4 - Son olarak da Sammy Jankis'in karısının Leonard'ın karısının yaşlanmış haline ne kadar benzediğini dikkat ederseniz görebilirsiniz. Bizce bu seçim tesadüfi değil.

5- Bu yazı tamamlandıktan sonra öğrendiğimiz son derece güvenilir bir habere göre, Teddy karakterini oynayan Joe Pantoliano, Chicago'da katıldığı Mancow Muller adlı radyo şovunda, Sammy'nin hikayesinin Leonard'ın suçluluk duygusundan kurtulmak için kullandığı bir hikaye olduğunu söyledi. (Bu da okumakta olduğunuz senaryoyu destekliyor.)

Akıl hastesine dönersek; Leonard kendini katili bulmaya adar. Böylece suçluluk duygusundan kurtulacaktır. Kendi kendine kağıtlara bunları yazmaya başlar ve bir yolunu bularak hastaneden kaçmayı başarır. (Filmin resmi sitesi otnemem.com'da bu açıkça belirtiliyor). Teddy, filmin sonunda, ona tek inananın kendisi olduğunu söylemişti. Büyük ihtimalle Teddy olaya bakan polislerden biriydi. Hastaneden kaçan Leonard bir şekilde Teddy'yi bulur. Teddy belki o zamanlar gerçekten ona acıdığı için, belki de karısının katilini öldürmesinin onu hastalığından kurtaracağına inandığından ona yardım eder ve birlikte ikinci adamı bulurlar.

Leonard adamı öldürür. Teddy, olaydan sonra Leonard'ın fotoğrafını çeker ama iyileşmediğini ve hala katili öldürdüğünü hatırlayamadığını görür. Cinayetten sonra Leonard, hayatının bir anlamı kalmadığına inanır. Çünkü onu Sammy gibi yarı bitkisel bir hayat yaşamaktan kurtaran şey, hayatında bir amacı olmasıdır. Ayrıca belki daha da önemlisi, katili araması, ona karısının gerçekte nasıl öldüğünü bilinçaltında da olsa unutturan en önemli faktördür. Bu da giderse hiçbir şey yapamayacağını anlar. Böylece Teddy'nin verdiği dava dosyasından 12 sayfalık bölümü çıkartır. (Filmin sonunda Teddy söylüyor)

Teddy, Leonard'ın iyileşmediğini görünce onu kullanabileceğini anlar. Aynı zamanda kendi deyimiyle ona yaşamak için bir sebep verecektir. Böylece kullanabileceği bir John, James, Jimmy G. arar. Sonunda Jimmy G. adlı uyuşturucu satıcısını bulur ve Leonard'a telefonda yanlış bilgiler vererek katilin o olduğuna inandırmaya başlar.

Jimmy, Leonard'ın kaldığı motel olan Discount Inn'de ara sıra uyuşturucu satışı yapmaktadır. Oteldeki Mr. Burt'e şüpheli bir durum olursa haber vermesini söylemiştir. Mr. Burt de Jimmy'ye polaroid makineyle fotoğraf çeken Leonard'ın durumundan bahseder. Jimmy bir ara sevgilisi Natalie'ye bunu anlatır.

Jimmy ve uyuşturucu işindeki ortağı Dodd, 200 bin dolara Teddy'den mal almak üzere anlaşırlar. (Teddy daha sonra planladığı olaylar için bunu ayarlar.)

Jimmy, Natalie'ye Teddy adında biri ile buluşmaya gittiğini söyleyerek evden ayrılır ve bir daha dönmez.

(Filmin başına geliriz) Bundan sonra Christopher Nolan, hikayeyi daha iyi anlatmak için güzel bir teknik daha kullanır. Siyah-beyaz bölümler kronolojik sıra ile ileriye doğru giderken, renkli kısımlarda geriye doğru yol alırız. Fimin sonuna doğru bir noktada (kronolojik sıra ile başlarında) bu iki kısım kesişir.

Leonard motel odasında uyanır. Telefon çalar açar. Sammy Jankis'in hikayesini anlatır. Teddy telefonda yanlış bilgiler vererek karısını öldürenin bir uyuşturucu satıcısı olan Jimmy olduğunu söyler (Jimmy'nin gerçek adı James Gamble'dır). Leonard dizindeki "never answer the phone - telefona cevap verme" dövmesini görür ve telefonu kapatır. Teddy telefonu tekrar açması için kapının altından fotoğrafı atar. Leonard telefonu açar. Mr. Burt kapıya gelir ve aşağıda bir polisin kendisini görmek istediğini söyler. Leonard giyinir ve aşağı iner.

Teddy, Leonard'a adamı bulduğunu ve onu terkedilmiş bir bölgedeki depoda bulabilieceğini söyler. Leonard gider ve beklemeye başlar. Jimmy gelir, katilin o olduğuna inanarak boğar ve öldürür. Leonardın suratındaki yara izi işte bu esnada Jimmy'nin Leonard'ın yanağına tırmık atması sonucu oluşur. Jimmy'nin fotoğrafını çeker. Teddy gelir. Ona gerçekleri söyler. Aslında karısını öldürenin Leonard olduğunu vs. Gerçeği öğrenen Leonard, çok sinirlenir ve yanlış adamın peşine düşecek olsa bile hayatının bir anlamı olması gerektiğine inanır.

Kanıtları ortadan kaldırarak, karısını kendisinin öldürdüğü gerçeğinden kurtulacağını anlar. Polaroidleri yakar ve Teddy'nin araba plakasını not alır. Teddy'nin resminin arkasıına da "Don't believe his Lies - Söylediği yalanlara inanma" yazar." Bu noktada çok büyük bir ihtimalle Leonard şunu da düşünür. Teddy'nin 200 bin dolar kazanmak için kendisini kullandığını farkeder. Bir taraftan olayla ilgisi olmayan bir adamı öldürmenin üzüntüsü, bir taraftan da kullanılmış olmanın siniri ile Teddy'den intikam almaya karar verir ve plakayı not alır. Teddy'nin araba anahtarlarını da çalıların arasına atarak zaman kazanır.

Leonard, Jimmy'nin arabasını alır (Jaguar) ve dövme yaptırmaya gider. Plakanın dövmesini yaptırır. Teddy yeni kıyafetler getirir. Leonard'ın bunları giymesini istemektedir çünkü Leonard biraz önce öldürdüğü Jimmy'nin kıyafetlerini giymektedir. Eğer Leonard'ın yaptırdığı dövmeyi görse kendi araba plakasının dövmesinin yapıldığını görecek ve bir anlamda Leonard'ın onu öldüreceğini anlayacaktır ama dövmeyi yapan kadın içeri girmesine izin vermez. Teddy'nin resminin arkasında "söylediği yalanlara inanma" yazısını gören Leonard arka pencereden kaçar ve cebinde Natalie'nin aslında Jimmy'ye yazdığı notu bulur. Jimmy'nin kıyafetlerini giydiği için notu kendisine yazılmış zanneder.

Barmaid Natalie, arabayı görür ve Jimmy'nin geldiğini sanar. Ama arabanın içinde Leonard'ı görünce Jimmy'ye kötü birşey olduğunu anlar ve bunu Leonard'ın yaptığını zanneder. (Gerçekten de yapmıştır ama kullanılmıştır). Leonard bara girer ve bira ister. Natalie, sevgilisinin elbiseleri ile gelip hiçbirşey olmamış gibi bira isteyen Leoanard'a bağırır. Daha sonra Jimmy'nin söylediklerini ve onun hafıza sorunu yaşayan adam olduğunu hatırlar. Bu yüzden tükürük testini uygular ve gerçekten hafıza sorunu olduğunu anlar. Onu evine götürmeye karar verir, böylece daha fazla bilgi alabileceğini düşünür.

Onun evinde kalabileceğini söyler. Jimmy'nin uyuşturucu işindeki ortağı Dodd, Natalie'yi bulur ve Jimmy'nin nerede olduğunu sorar. Çünkü Jimmy'nin parayı ve uyuşturucuyu alarak kaçtığını düşünmektedir. Natalie'ye bir gün süre verir, yoksa onu öldürecektir. Natalie, Jaguarı olan adamın yani Leonard'un Jimmy'yi öldürdüğünü Dodd'a söyler.

Çok korkmuş halde eve gelir ve Dodd'un söylediklerini Leonard'a anlatır. Onu sinirlendirerek kendisine vurmasını sağlar. Leonard kalem bulamaz ve bunları yazamaz. Natalie kısa süre bekleyip tekrar eve gelir ve Dodd'un kendisini dövdüğü yalanını söyler. Leonard yardım etmek istediğini söyleyince adresi verir ve Dodd'u tarif eder. Bizce Natalie'nin amacı Dodd'un Leonard'ı öldürmesidir. Böylece hem Dodd'un baskısından kurtulacak hem de bir anlamda sevgilisini öldüren adamdan intikam almış olacaktır. Eğer Leonard Dodd'u uzaklaştırmayı başarırsa bu işten yine Natalie karlı çıkacaktır. Her iki durumda da kazanan Natalie'dir.

Leonard arabaya biner. Teddy arabada saklanmaktadır. Natalie'nin Jimmy'nin sevgilisi olduğunu bildiği için endişelenmiştir. Natalie'nin dediklerine inanmamasını söyler. Leonard motele gider ve bir fahişe çağırır. Ondan karısı gibi davranmasını ister. Daha sonra karısının eşyalarını yakar.

Sabah olunca Leonard arabayla giderken, arkasıından Dodd sıkıştırır. Ondan kaçmayı başarır ve kaldığı yere gider. Eline bir şişe alarak beklemeye başlar. Zaman geçer, neyi beklediğini unutur ve duş almaya başlar. Dodd gelir, dövüşürler. Dodd'un ağzını ve elini bantlar. Dolaba kapatır, resmini çeker, Teddy'yi arar ve uyuya kalır.

Uyanır ve Dodd'un dolapta olduğunu görür. Bu arada Teddy gelir. Natalie'nin notunu görür ve birlikte Dodd'u şehir dışına götürüp serbest bırakırlar. Leonard Natalie'nin evine gider ve kızgın bir şekilde olayı sorar. Natalie onu sakinleştirir. Dodd'dan kendisini kurtardığı için sevinmiştir. Yatakta Leonard'ın anlattığı karısınn hikayesinden de etkilenir.

Ertesi sabah plakanın sahibine bakabileceğini söyler. Ona yardım ettiği için o da Leonard'a yardım etmek istemektedir. Artık onun kullanılan birisi olduğunu anlamıştır. Natalie, plakanın sahibinin Teddy olduğunu bilmiyordur. Çünkü Teddy'nin gerçek ismi Teddy değil John Edward Gammell'dır. (Natalie lokantada Leonard'a sadece resmin tanıdık geldiğini, barda görmüş olabileceğini söyler.) Leonard arabasına biner, Teddy ile karşılaşır birlikte kahvaltı ederler. İyice huzursuz olan Teddy, Leonard'ın şehirden ayrılmasını istemektedir. Leonard motele döner, burada Natalie ile buluşması gerektiğini hatırlar.

Natalie ile lokantada buluşur. Plakanın sahibinin kim olduğu belgesini alır. Natalie ona ölen sevgilisi Jimmy'nin genelde uyuşturucu işi yaptığı yer olan terkedilmiş deponun adresini verir. Orada Leonard'ın intikamını alabileceğini düşünmektedir. Yine ilginç olan Natalie'nin Jimmy'nin bir süre önce o depoda öldürüldüğünü bilmemesidir. O sadece Leonard'a yardım etmeye çalışıyordur.

Leonard motele döner. Natalie'nin verdiği belgeye bakar ve Teddy'nin gerçek adının John G. olduğunu görür. Plaka numarası da dövmesi ile uymaktadır. Aradığı adamın o olduğuna inanır ve resminin arkasına "He's the One. Kill Him - Aradığım kişi bu. Öldür" yazar.

Teddy gelir. Birlikte terkedilmiş depoya giderler. Leoanard deponun içine girmek istediğini söyler.

Teddy huzursuz olmuştur ve ayrılmak istemektedir. Aradan geçen zamanda Leonard da oraya neden geldiğini yine unutmuştur. Cebindeki resimlere bakar ve Teddy'nin resminin arkasında yazan ""Aradığım kişi bu. Öldür" yazısını görür. Teddy'yi öldürür. Ve SON

Tüm bu ayrıntıları bir izleme ile yakalamak neredeyse imkansız. Yönetmen Nolan örneğine pek sık rastlanmayan şekilde seyirciye her bilgiyi ve detayı vermiyor. Onun yerine parçaları birleştirmesi için bir bulmaca veriyor. Başta da dediğimiz gibi bize göre en mantıklı hikaye bu. Siz olayların başka şekilde gerçekleştiğini düşünebilirsiniz ama unutmayın o zaman akla gelebilecek tüm sorulara cevap verebilmeniz gerekir. Neresinden bakarsanız bakın son yıllarda eşine rastlanmayan derecede orjinal ve zekice bir senaryo olduğu tarışma götürmez bir gerçek.

NOTLAR:

*Filmin son birkaç dakikası içinde Leonard, arabada giderken bir hayal görüyor. Bu anda karısıyla birlikte yatıyorlar ve Leonard'ın vücudunda dövmeler var. (Oysa karısı hayatta iken dövmesi olmaması gerekir) Hatta sol göğsünde "I've done it- Başardım" dövmesi de bulunuyor. Bunun bir hayal veya fantezi olduğunu düşünmeliyiz. Çünkü bu an, karısının başına gelen olaydan sonra gerçekleşmiş olsa Leonard'ın bunu hatırlayamaması gerekir. Zaten o sahne Leonard'ın gözlerini kapaması ve söylediği sözler itibariyle bir hayal olmaya çok yakın.

Hayal olduğunu kabul edersek bu iki anlama gelebilir. 1- Karısının katilini öldürdüğü düşüncesiyle görevini yetirmenin huzuru ile "I've done It-Başardım" dövmesi ile eşiyle eski günlerdeki gibi mutlu olduğunu düşünüyor. 2- Katili öldürdüğünü düşünse bile bilinçaltı ona aslında karısını kendisinin iğne yaparak öldürdüğünü hatırlatıyor ve "I've done It- Ben yaptım, onu ben öldürdüm" şeklinde bir mesaj veriyor. Her iki ihtimalde de filmdeki tüm sahneler gibi son derece zekice ve etkileyici bir sahne. Zaten hemen sonrasında filmin bitişinde David Bowie'nin Something In The Air şarkısı da duruma çok uygun ve havada kalan birçok şey ile kafanız son derece karmaşık halde salondan çıkarsınız.

*Akla gelen bir başka soru da şu: Leonard Jimmy'yi öldürerek merdivenlerden aşağı indirdikten sonra Jimmy'nin ağzından belli belirsiz bir "Sammy" kelimesi çıkıyor. Jimmy Sammy'yi nereden biliyor? Leonard'ın Sammy hikayesini biliyor mu?

Evet, Teddy Jimmy'nin motelde satış yaptığını söylemişti ve Leonard'ın da herkese Sammy Jankis hikayesini anlattığını biliyoruz. Ayrıca Leonard'ın daha önce (kronolojik sırada sonra) arabasına binipte Teddy'yi gördüğü sahnede, Teddy kendisini ona hatırlatmak için Sammy Jankis'den bahsetmişti. Yani bunu Leonard'la daha önce tanıştıklarını ifade etmek ve onun dostu olduğunu belirtmek için kullanmıştı. Burada da, Jimmy böyle birşeyi denemek istiyor olabilir ama bu kez biraz geç kalmış oluyor.
 
Los Cronocrímenes / Timecrimes



Hector karısıyla yeni bir eve taşınmakta olan, kendi halinde bir adamdır. Birgün dürbünüyle etrafı incelerken ormanda çıplak yatan bir genç kız görür. Oraya gittiğinde suratında pembe bandaj olan bir adam ona arkadan saldırır. Ardından bir kovalamaca başlar. Bu kovalamacanın sonunda Hector onu bir saat geçmişe götürecek bir zaman makinesinin yanına gelir. Zaman makinesinden sorumlu adam Hector'a (Hector 2) asla kendisiyle (Hector 1) karşılaşmaması gerektiğini onun da zaman makinesine girmesi gerektiğini söyler ve işler sarpa sarar...

Yorum:Az bilinen Muhteşem filmlerden çok ince düşünülmüş
az önce izledim gerçekten güzel bi film sernaryo gerçektende orjinal
olan o masum kıza oldu sonu gerçekten üzücüydü ayrıca
adam ilk başta çıplak bir kadın görüp oraya gidiyor ama aslında kadını soyanda kendisiydi bu olayda bi başlangıç yok sanki demek istediğim hector hector 1 deb kaçıyordu bütün olay böyle basladı peki hector 1 neden oradaydı nasıl geldi olaylar böyle bir döngüye nasıl girdi orası biraz saçma olmuş açıkçası
 
az önce izledim gerçekten güzel bi film sernaryo gerçektende orjinal
olan o masum kıza oldu sonu gerçekten üzücüydü ayrıca
adam ilk başta çıplak bir kadın görüp oraya gidiyor ama aslında kadını soyanda kendisiydi bu olayda bi başlangıç yok sanki demek istediğim hector hector 1 deb kaçıyordu bütün olay böyle basladı peki hector 1 neden oradaydı nasıl geldi olaylar böyle bir döngüye nasıl girdi orası biraz saçma olmuş açıkçası
işin içine döngü var.
Adam kızı gördüğü için oraya geldi kızı soyanda kendisi çünkü eğer soymaz ise kendisi oraya hiç gelmemiş yani bir nevi ölmüş olacak o bakımdan soyuyor. Paradoks işte :oleyo2:
 
Marilyn ile Bir Hafta



1956 yılının yazında, 23 yaşında genç bir delikanlı olan Colin Clark (Eddie Redmayne), Oxford'da okuduğu bölümü terk ederek, sinema sektörüne girer ve kendisini o sırada çekimlerine başlanan 'The Prince and the Showgirl adlı filmin setinde, en alt kademedeki asistanlardan biri olarak bulur.
Sir Laurence Olivier (Kenneth Branagh),efsanevi yıldız Marilyn Monroe (Michelle Williams) ve o dönem yeni evlendiği kocası, İngiliz tiyatro oyun yazarı Aurthur Miller'ı (Dougray Scott) merkezine alan film, asistan Colin'in gözünden Monroe'nun İngiltere'de geçen bir haftasını anlatıyor. Miller İngiltere'den bir süre ayrılmak zorunda kaldığında genç asistana da, Hollywood'a dönmeden önce güzel aktristi İngiliz sosyetesi ile tanıştırmak, gezdirmek ve eğlendirmek görevi düşüyor.
Colin Clark'ın günlüklerinden uyarlanan filmde iki genç insan arasında yaşanan karşı konulmaz çekim bir kez daha beyazperdeye taşınıyor. Simon Curtis'in yönetmenliğinde kotarılan yapımda, Marilyn Monroe'yu Aşk ve Küller filminin Cindy'si Michelle Williams canlandırıyor.

Michelle Williams'ın oyunculuğu haricinde çok iyi bir film değildi. Film bence kısa tutulmuş daha uzun olmalıydı ve Emma Watson baya arka planda kalmış.

Muhteşem Gatsby



Yazar olma basamaklarını tırmanan Nick Carraway 1920'lerde eğlence hayatının gözdesi konumuna yükselen New York'a gelir. Kendi Amerikan rüyasının peşindeyken tesadüfen milyoner Jay Gatsby ve onun çevresiyle yolları kesişir. Carraway'nin alkolün su gibi aktığı, göz kamaştırıcı partilerle tanışması fazla zaman almaz. Öte yandan bu büyülü Amerikan rüyasının çöküşü de yaklaşmaktadır. Dışarıdan görkemli görünen bu hayatın örtbas etmeye çalıştığı gerçekler su yüzüne çıkacaktır...

7,3 İmdb puanı. Bence tamda bu puanın filmi.

Berlin Kaplanı



Ayhan Kaplan (Ata Demirer) Almanya'nın Berlin kentinde yaşamını iri yarı bedeninin avantajını kullanarak boksörlük ve bodyguardlık yaparak sürdüren bir Türk'tür. Fakat antrenörü Cemal (Tarık Ünlüoğlu) ve boksör Ayhan için artık işler eskiden olduğu gibi tıkırında değildir. Onları içine düştükleri dar boğazdan kurtaracak bir mucize gereklidir. Zira taze boksörler Ayhan karşısında gitgide güç kazanmakta, Ayhan ise piyasada gözden düşmektedir. İkiliyi içine düştükleri dar boğazdan kurtarmak için ancak bir mucize gereklidir; ve bu da çok uzak değildir...

Çerezlik denebilecek filmlerden izlesenizde olur izlemeseniz de.
 
işin içine döngü var.
Adam kızı gördüğü için oraya geldi kızı soyanda kendisi çünkü eğer soymaz ise kendisi oraya hiç gelmemiş yani bir nevi ölmüş olacak o bakımdan soyuyor. Paradoks işte :oleyo2:
tmmda en baştan orada kızı neden soymuş demek istediğim hector, hector1 kızı soyduğu için oda kızı soydu bi kere en başta hector 1 neden kızı soydu diye bi düşünsene yada hecto1 oraya nasıl geldi iyi düşünürsen saçmalığı anlıcaksın
 
Los Cronocrímenes / Timecrimes



Hector karısıyla yeni bir eve taşınmakta olan, kendi halinde bir adamdır. Birgün dürbünüyle etrafı incelerken ormanda çıplak yatan bir genç kız görür. Oraya gittiğinde suratında pembe bandaj olan bir adam ona arkadan saldırır. Ardından bir kovalamaca başlar. Bu kovalamacanın sonunda Hector onu bir saat geçmişe götürecek bir zaman makinesinin yanına gelir. Zaman makinesinden sorumlu adam Hector'a (Hector 2) asla kendisiyle (Hector 1) karşılaşmaması gerektiğini onun da zaman makinesine girmesi gerektiğini söyler ve işler sarpa sarar...

Yorum:Az bilinen Muhteşem filmlerden çok ince düşünülmüş
Muhteşem diyorsunda muhteşem olan bi tek konusu iyi bir yönetmen ve senarist ile süper bir film ortaya cıkabilirdi yazık olmuş.
şimdi bu ilk hertor zaman makinasını ne zaman kullandı? burada tutarsızlık var ayrıca bazı yerlerde kendinden önceki hectorların ne yapacağını biliyorduz bkz.şimşekten sonra telsizle oradaki adama ondan önceki hectorun telsizi masada bıraktığını söylüyordu'' ama gel görki aynı hataları bilebile yapıyor oyunculuk iyi değil güzelim filmi batırmıslar.bu tarz film hosuna gittiyse the makinisti öneririm
 

Kaktüs



Gerçek bir hikayeden esinlenilmiştir. Bir üniversite öğretmeni olan mühendisin fordla arasındaki ilişkiyi anlatmakta.
Gerçekten çok beğendiğim bir filmdi. Kesinlikle tavsiye ederim
 
Açlık Oyunları - Ateşi Yakalamak

Afiş falan atmaya bile değmeceyecek, her saniyesi vakit kaybı olan bir filmdi. KESİNLİKLE İZLEMEYİN. Başka da söze gerek yok.
Yaşa.. Yemin ediyorum film bitişinde aglayacaktim arkadas bu ne laaagn dedim kendi kendime.. Düğün derneğe diye gittik hadi bari buna gidelim dedik. Hayatimdaki en büyük hatalardan biridir. Bildigin dizi sonu gibi bitti. Sezon finali bile olamayacak seviye hem de...
 
Muhteşem diyorsunda muhteşem olan bi tek konusu iyi bir yönetmen ve senarist ile süper bir film ortaya cıkabilirdi yazık olmuş.
şimdi bu ilk hertor zaman makinasını ne zaman kullandı? burada tutarsızlık var ayrıca bazı yerlerde kendinden önceki hectorların ne yapacağını biliyorduz bkz.şimşekten sonra telsizle oradaki adama ondan önceki hectorun telsizi masada bıraktığını söylüyordu'' ama gel görki aynı hataları bilebile yapıyor oyunculuk iyi değil güzelim filmi batırmıslar.bu tarz film hosuna gittiyse the makinisti öneririm
Makinisti izledim.Artık izleye izleye film kalmadı bea.Spoorlos,Triangle,İdentity bunlarıda izledim.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 5)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık