Dizi Sohbet, Soru, Haber ve Tartışma

[Crowley]

Tales From the Loop güzel diziymiş.

 

[Bavs]

Watchmen dizisinin sinematografisi çok iyiymiş. Sinema filmi izliyormuşum gibi hissediyorum.

 

[Bavs]

Watchmen’i izledim. Filmini geçen aylarda izlemiş çok beğenmiştim. Diziyi de film kadar beğendim. İkisi karşılaştırılamayacak kadar farklılar bence. İlk başlarda dizinin durağan olduğu 5. Bölümden itibaren yükselişe geçtiği söylense de ben ilk bölümden son bölüme kadar keyif aldım. Hatta a god walks into abar bölümü izlediğim en güzel dizi bölümlerinden diyebilirim. Dizide ki Dr Manhattan tasviri hoşuma gitti. Adrian Veidt’i ise pek beğenmedim . Imdb çok düşük kalmış bence hakkı 8.8 falan. Neyse ki eleştirmenler dizinin hakkını vermiş hem sitelerde hem Emmy ödüllerinde .

 

[Hidalg0]

Hatta a god walks into abar bölümü izlediğim en güzel dizi bölümlerinden diyebilirim.

Muhteşem bir bölüm. Hele o bar sahnesindeki konuşma yokmu açar izlerim arada. O diyolagları kim yazdıysa tüm yenetiğini harcamış olmalı.

 

[Bavs]

Muhteşem bir bölüm. Hele o bar sahnesindeki konuşma yokmu açar izlerim arada. O diyolagları kim yazdıysa tüm yenetiğini harcamış olmalı.

Damon Lindelof boru değil

 

[Eric Cartman]

Damon Lindelof boru değil

Boru.

 

[Smoker]

Rectify'ı izledim, dizi resmen potansiyelini heba etmiş. Müthiş bir ilk sezon, temposu düşen bir ikinci sezon, hepten donuk bir üçüncü sezon ve tekrardan ayağa kalkmaya çalışan bir dördüncü sezon. Dizinin ana karakteri bir noktadan sonra yan karakter gibi oluyor ve biz onun hayatındaki diğer gereksiz insanların hayatlarını izliyoruz. İşin kötüsü bunlar herhangi bir yere bağlanmıyor da, bütün hikayeler ortada kalıyor. Dizi kötü değil, ama daha iyi olabilirdi.

Rectify'dan sonra başladığım dizi The Stranger oldu. Netflix yapımı olan bu mini dizi Harlan Coben'ın aynı isimli romanından uyarlanmış. Bu dizi de çok büyük umutlarla açılış yapıyor, çok güzel gizemler veriyor. Fakat sonra bir şeyler oluyor ve sürekli gizem üstüne gizem çıkıyor. İnsan ters köşeden sıkılıyor bir süre sonra. Ayrıca çok fazla tesadüf, çok farklı şekillerde yaşanıyor. Yani dizinin kilit noktalarında bu tesadüfler büyük rol oynuyor. 8 bölümlük çerezlik bir dizi, vakit geçirmek için izlenebilir.

The Stranger'dan sonra başladığım dizi de Amazon yapımı olan Hunters. Daha önce bir milyar kez gördüğümüz klişe hikayenin bir farklı versiyonunu izliyoruz. Hikaye 1977 yılında Amerika'da geçiyor. Burada kendi kendilerine örgütlenmiş bir Yahudi grubu, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kaçmayı ve Amerika'ya yerleşmeyi başarmış eski Nazi askerlerini avlıyor. Baş rolde Al Pacino olsa da, ilk bölümden öyle çok büyük beklentiye sokmadı beni, ileriki bölümlerde toplarlar diye düşünüyorum.

 

[Bavs]

Rectify'ı izledim, dizi resmen potansiyelini heba etmiş. Müthiş bir ilk sezon, temposu düşen bir ikinci sezon, hepten donuk bir üçüncü sezon ve tekrardan ayağa kalkmaya çalışan bir dördüncü sezon. Dizinin ana karakteri bir noktadan sonra yan karakter gibi oluyor ve biz onun hayatındaki diğer gereksiz insanların hayatlarını izliyoruz. İşin kötüsü bunlar herhangi bir yere bağlanmıyor da, bütün hikayeler ortada kalıyor. Dizi kötü değil, ama daha iyi olabilirdi.

Aynen öyle. Kısaca ilk sezonu izleyin geri kalanına gerek yokta diyebilirdin

 

[Eric Cartman]

The It Crowd'ı bitirdim. Baya sevdim açıkçası. Dİzinin finalinden ve bazı sahnelerinden Seinfeld havası aldım.Hatta finalindeki olaylarından bazılarının benzeri Seinfeld'de de yaşanmıştı. The It Crowd'ın 2. sezon 1. bölümü ise gelmiş geçmiş en komik dizi bölümüdür bence.

Spoilerda Seinfeld benzerliğinden biraz bahsedeyim:

Gizli İçerik

İlk olarak bölümlerde olayların bir yerde birbirine bağlanışı bana Seinfeld'i hatırlatan şey. Seinfeld bu işi iyi yapardı. Açıkçası The İt Crowd'ın 2. sezon 1. bölümü tüm komedi dizilerine ve özellikle Seinfeld'e bakışımı değiştirdi. Eskisine göre daha fazla seviyorum diyebilirim Seinfeld'i.

Finaldeki benzerliğe gelirsek (hatırladığım kadarıyla) Seinfeld'in finalinde bir hırsızlığa karşı kayıtsız kalan hatta videoya çeken dörtlümüz hapse girer. Toplum nezdinde iğrenç insanlardır. Eski bölümlerde gözüken karakterler mahkemede ifade verir. The It Crowd finalinde ise Roy kafe çalışanına kısasın der aynı zamanda Jen de yanlışlıkla bir kahveyi bir evsize fırlatır. Roy'un kısa dediği adam da Douglas'ın sponsor olduğu arabayla ezilir (Seinfeld tarzı bağlantılar) Jen ve R oy internette linç edilir kendilerini kanıtlamaya çalışırken daha fazla rezalet çıkarırlar. Ayrıca bazı geçmiş olaylar da hatırlanır.

Belki bana öyle geliyor olabilir ama Seinfeld çok şey katmış bu diziye. Tabii yukarıdaki olaylar tamamen aynı değil. Ki zaten o zaman esinlenme değil çalma olurdu. Ama Roy'un özellikle finaldeki duygusal olarak kayıtsızlığı da bana Seingfeld finalini hatırlattı.

 

[Tobi]

Dizi izleme yetimi kaybettim. Asla yeni diziye başlayamıyorum. Gözümü çok korkutuyor. Acil çok yüksek kaliteli dizi lazım bana. Kesin sonuç istiyorum.

Hiç izlemediysen Rome(2005) izleyebilirsin.

Her şeyiyle çok iyi dizidir,ek olarak sezon sayısı az.(2 sezon)