Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Uykusuz Kalma Rekorunuz

Biraz daha detay verebilir misin? Ya da notlarınız hala duruyorsa paylaşabilir misin? Çok ilginç bir deney olmuş.
Sadece üniversite değil, eğitim hayatıma dair diplomam ve sertifikalarım hariç hiçbir belgem yok. Dediğim gibi, 19 yaşında bir aptaldım. Hatta 3. sınıfta intihar konusu hakkında bir sunum yaptım. Eğitim hayatımın zirve sunumudur bence o. Anketler, röportajlar dini, felsefi ve sosyolojik araştırmalar havada uçuştu ama hiçbir şeyi saklamadım. Çok pişmanım.

Uyku konusu, bir dersin bir dönemi boyunca ilgilendiğim bir konu olduğundan devamında bir araştırma yapmadım bu konuda. Hala da ilgi alanımda değil ve kullanılmayan bilgi paslandığından detaylı bilgi verecek kadar yetkin birisi değilim bu konuda. Beni aşan bir durum.

Uykusuz kaldığım süre ile alakalı tam saatleri aklımda kalmamakla birlikte, tahminen 25-30 saat sonra bir çöküş, ağırlık ve 40'lı saatlerden sonra bir coşkunluk yaşadığım kaldı aklımda. Yanlış hatırlamıyorsam, 50 veya 55. saatlerden sonra dışarıya çıkartmadılar bir de beni. Bedenim üzerindeki hakimiyetim zayıfladığından. Cümleleri bitiremediğim, eylemlerimin alakasız olduğu söylendi ama şimdi örnek ver desen veremem. Beni başka birisi kontrol ediyor gibi hissettiğimden olsa gerek zor anlar yaşatmışım. Beynime az mı oksijen gittiyse artık bilmiyorum.

Benim için de çok ilginç bir çalışmaydı. O yaşa kadar utangaç, pısırık birisiydim. Toplum önünde konuşamazdım. İsmini vermeyeyim ama televizyonlara çokça çıkan bir öğretim görevlisiydi bu dersi veren kişi. Durumu izah ettim, ben sunmasam olmaz mı vs dedim. Şuna benzer bir şey dedi. En kötü rezil olursun. 1 hafta 10 gün konuşurlar ama sonra unutulur. Daha ne rezillikler olacak ve ileride gülerek hatırlayacaksınız. Aynen öyle oldu. Titreye titreye yaptım sunumu ve dalga geçtiler bayağı. Minnetle anarım kendisini.
 
Sadece üniversite değil, eğitim hayatıma dair diplomam ve sertifikalarım hariç hiçbir belgem yok. Dediğim gibi, 19 yaşında bir aptaldım. Hatta 3. sınıfta intihar konusu hakkında bir sunum yaptım. Eğitim hayatımın zirve sunumudur bence o. Anketler, röportajlar dini, felsefi ve sosyolojik araştırmalar havada uçuştu ama hiçbir şeyi saklamadım. Çok pişmanım.

Uyku konusu, bir dersin bir dönemi boyunca ilgilendiğim bir konu olduğundan devamında bir araştırma yapmadım bu konuda. Hala da ilgi alanımda değil ve kullanılmayan bilgi paslandığından detaylı bilgi verecek kadar yetkin birisi değilim bu konuda. Beni aşan bir durum.

Uykusuz kaldığım süre ile alakalı tam saatleri aklımda kalmamakla birlikte, tahminen 25-30 saat sonra bir çöküş, ağırlık ve 40'lı saatlerden sonra bir coşkunluk yaşadığım kaldı aklımda. Yanlış hatırlamıyorsam, 50 veya 55. saatlerden sonra dışarıya çıkartmadılar bir de beni. Bedenim üzerindeki hakimiyetim zayıfladığından. Cümleleri bitiremediğim, eylemlerimin alakasız olduğu söylendi ama şimdi örnek ver desen veremem. Beni başka birisi kontrol ediyor gibi hissettiğimden olsa gerek zor anlar yaşatmışım. Beynime az mı oksijen gittiyse artık bilmiyorum.

Benim için de çok ilginç bir çalışmaydı. O yaşa kadar utangaç, pısırık birisiydim. Toplum önünde konuşamazdım. İsmini vermeyeyim ama televizyonlara çokça çıkan bir öğretim görevlisiydi bu dersi veren kişi. Durumu izah ettim, ben sunmasam olmaz mı vs dedim. Şuna benzer bir şey dedi. En kötü rezil olursun. 1 hafta 10 gün konuşurlar ama sonra unutulur. Daha ne rezillikler olacak ve ileride gülerek hatırlayacaksınız. Aynen öyle oldu. Titreye titreye yaptım sunumu ve dalga geçtiler bayağı. Minnetle anarım kendisini.
Keşke bizde de böyle hocalar olsaydı. Jürilerde bana ve sınıftaki diğer arkadaşlara 'hocaların' ettiği lafları hatırlıyorum da. Az insan ağlatmadılar.

'Pembe boya kullanan öğrencilere (Pembe gibi renkler pek kullanılmaz.) Bu ne lan kız yatak odası gibi diyen de vardı, maketin formuyla dalga geçen de... Amorf bir form çalışıyordum. Hoca maketi eline alıp zıplayan tekeye benziyor demişti. Birkaç hafta zıplayan teke diye seslendiler arkamdan. Tabi takan bir insan değilim. O dönem Cod oynarken nickimi de zıplayan teke yapmıştım hahaha


Bedenini başka birisi kontrol ediyor gibi olayını kendimce şöyle aktarayım, eller titremeye başladıktan sonra bu aşamaya geçiyor vücut. Elini kaldırmak istiyorsun, el kalkıyor ama o eli kaldırmayı istediğinin farkına varamıyorsun. Arada bir kopukluk oluyor yani. Uzun süreli ayakta kalmanın sinir sistemine olan etkisi diye yorumlamıştım ben bu durumu öğrencilik yıllarımda.

Vücut direnci çok düşüyor. Konuşmalarım -bana- sanki sarhoşmuşum gibi geliyordu. Ağır çekimde konuşur gibi.
 
Söyleseydiniz ben denek olurdum. :D 5 senelik mimarlık eğitimimde 50 saate en az 10 kere ulaşmışımdır.

Bu arada önceki mesajda unutmuşum buradan ekleyeyim. Bu uzun süreli uykusuzluklardan sonra gelen uykular da çok temiz olmuyor. Birkaç defa kendi projemi bitirdikten sonra uyurken ''uyanıp'' arkadaşların projelerine-paftalarına kritik verip (yorum-tavsiye verip) tekrar uyumuşum. Bir defasında da yataktan doğrulup '

''Futbol dostluk, futbol kardeşliktir
Her şeyin üstüne çekeriz bir sünger...''

şeklinde bir kısım içeren tezahuratı bağıra bağıra söyleyip yatağa tekrar uzanmışım. Ben hatırlamıyorum tabi bu durumları. Normalde uykularım deliksizdir. Arkadaşlar o anların şokuyla kayıt altına almamışlar. Alsalarmış güzel bir hatıra olarak kalırmış ama neyse...
Uykusuzluk ve düzensiz uyku insanın şaftını kaydırıyor. O zamanlar okul ve eğlence derken hiç dikkat etmedim ama nadiren kaliteli uyurdum. Birkaç senedir günde en fazla 6-7 saat uyuyor olsam da 20 saati aşan uykusuzluğum yok.

Umarım o zorlukların karşılığı olarak maddi ve manevi olarak tatmin ediyordur mesleğiniz sizi. Bazı meslekleri öğrenmek, insanın hayatından çok şey götürüyor :(

Atiye'nin ya habibi diye bir şarkısı var. Üni 2'de ev arkadaşlarımla kafamız güzelken o şarkının eşliğinde, Atiye gibi dans ettik. 4-5 erkek ve videoya da çektik ama hiç kimsede yok video. Benim de pişmanlığım budur.
 
Uykusuzluk ve düzensiz uyku insanın şaftını kaydırıyor. O zamanlar okul ve eğlence derken hiç dikkat etmedim ama nadiren kaliteli uyurdum. Birkaç senedir günde en fazla 6-7 saat uyuyor olsam da 20 saati aşan uykusuzluğum yok.

Umarım o zorlukların karşılığı olarak maddi ve manevi olarak tatmin ediyordur mesleğiniz sizi. Bazı meslekleri öğrenmek, insanın hayatından çok şey götürüyor :(

Atiye'nin ya habibi diye bir şarkısı var. Üni 2'de ev arkadaşlarımla kafamız güzelken o şarkının eşliğinde, Atiye gibi dans ettik. 4-5 erkek ve videoya da çektik ama hiç kimsede yok video. Benim de pişmanlığım budur.

Arkadaşlarımın evlerinde uyuduğum şekilleri gören, ne olursa olsun kaliteli uyuduğunu düşünür. :D

Bir ikili koltukla ikili koltuğu yan yana getirip L şekilnde uyumama hala şaşırır arkadaşlarım. Halının üstünde, üzerime battaniye olarak çıktı kağıtlarını alıp kaç kere uyuyakaldığımı hatırlamıyorum bile.

Bu arkadaşlardan birinin jüride sıramı beklerken uyuduğum anı çektiği bir görsel. Allah'tan sonlara doğru sunmuştum da biraz kendime gelebilmiştim.

 
Keşke bizde de böyle hocalar olsaydı. Jürilerde bana ve sınıftaki diğer arkadaşlara 'hocaların' ettiği lafları hatırlıyorum da. Az insan ağlatmadılar.

'Pembe boya kullanan öğrencilere (Pembe gibi renkler pek kullanılmaz.) Bu ne lan kız yatak odası gibi diyen de vardı, maketin formuyla dalga geçen de... Amorf bir form çalışıyordum. Hoca maketi eline alıp zıplayan tekeye benziyor demişti. Birkaç hafta zıplayan teke diye seslendiler arkamdan. Tabi takan bir insan değilim. O dönem Cod oynarken nickimi de zıplayan teke yapmıştım hahaha
O kişiyi minnetle anıyorum ama çoğu öğretim görevlisini iyi anmam ben de. Tüm kitaplarını satın aldıran, boşuna finale girmeyin büte gelin, arabayı değiştirmeyi düşünüyorum bu sene diyen de vardı. Tiyatro yaptık bölüm olarak. Ünlü bir psikanalisti oynayacaktım. O psikanalist heteroseksüeldi ve homofobikti. Doğaçlama yapıyorduk ve ben de eşcinsel olarak oynadım. Sosyal psikoloji dersine giren hocam tüm sınıfın önünde azarladı beni.

Sizin yaptığınız da bir savunma mekanizması mıydı bilemem ama işi mizaha vurmak etkili bir savunma mekanizmasıdır. Ben de kullanırım :)

Arkadaşlarımın evlerinde uyuduğum şekilleri gören, ne olursa olsun kaliteli uyuduğunu düşünür. :D

Bir ikili koltukla ikili koltuğu yan yana getirip L şekilnde uyumama hala şaşırır arkadaşlarım. Halının üstünde, üzerime battaniye olarak çıktı kağıtlarını alıp kaç kere uyuyakaldığımı hatırlamıyorum bile.

Bu arkadaşlardan birinin jüride sıramı beklerken uyuduğum anı çektiği bir görsel. Allah'tan sonlara doğru sunmuştum da biraz kendime gelebilmiştim.

Bugünden bakınca keyifli ama bu yaşta yapmaya korkacağım uyku anılarım var. Holde sızmalar, koltukta ev arkadaşının ayağı ağzına girmiş şekilde uyumalar ve daha niceleri. Sabahlama kararı almama rağmen uyuyakaldığım için 2 kez sınav kaçırdım ünide. Yiyorsa 2 gün işe geç kal uyuyakalıp. Bakbakalım ne oluyor. Cart diye verirler sözlü uyarıyı. 3. gün alarm kurarsın saat 5'e :( :(

Eskiden ses, ışık, güneş vs hiç etkilemezdi uyurken. Kaliteli ve düzenli uyumadığımdan vurur kafayı yatardım ama bugün odanın derece ayarını yapan ve evin ses yalıtımına dikkat eden birine dönüştüm.
 
30 saat kadar herhalde. Çalışmaktan değil, oyun oynamaktan :)

Bunun yemek yememe versiyonu olsaydı da 48 saatimle katılsaydım. Unutmuyorum hiç bunu. Aşırı moralsiz ve iştahsız olduğum bir günün ardından evelsi gün can sıkıntısıyla votka içip o günü de hiç etmiştim, sonra oldu sana 48 saat. Gene iştahım yoktu da bayılırım felan diye gittim yemiştim bir şeyler.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık