Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

The King of Comedy



Bir yetişkin olmasına rağmen hala ailesiyle yaşayan bir 'kaçık' olan Rupert Pupkin, pek yetenekli olmadığı halde bir gün ünlü bir komedyen olacağına inanmaktadır. İdolü ise komedi yıldızı Jerry Langford’dur. Pupkin, eğer bir gün Langford’un TV programına çıkmanın yolunu bulursa, şöhretin kapısının önünde açılacağına dair bir saplantıya da sahiptir.

Pupkin bir gün Langford’u, ümitsizce ona aşık olan hayranı Masha’nın elinden kurtarma fırsatı bulduğunda, hayalindeki adamla bu yakınlaşma fırsatını kaçırmaz. Oysa ona laf olsun diye ümit verecek olan ünlü komedyenin hayatı, Pupkin’in tahmin edebileceğinden çok daha karışıktır ve karanlık yönleri de mevcuttur. Kendisini karmaşık ilişkiler ve içinden çıkması zor durumlarda bulur.
Filmi izlerken beklentim daha yüksekti çok keyif alamadım açıkçası. Kötü bir film değil tabi ama izlemesemde olurmuş .


Filmin sonu hayal mi gerçek mi çözemedim ama gerçek gibi duruyor hatta gerçek bir hikayeden alınmış gibi çekilmiş sonu ama filmin akışına göre hayalde olabilir. Bütün hayatım boyunca ahmak olacağıma bir geceliğine kral olurum repliği filmi müthiş bir şekilde anlatıyor. Filmi tek bir cümlede ancak bu kadar özetleyebilirlerdi , bu detay hoşuma gitti.
 
ghost busters 1 ve 2 : filmleri beğendim paul rudd'lı yeni filmi dört gözle bekliyorum *ilk filmde 200m dolar falan para kazanmışlar 2.fılmde efektler düzelcek derken para harcamayıp aynı efektlerle para kazanmak için yapılan bir film görünce üzüldüm (8.0)*

revenant: filmi babamla izlediğim için dublaj izlemek zorunda kaldım filmin en önemli yanı barındırdığı oyuncularken bundan yoksun kaldım belki bundan dolayıdır çoğu sahnesinde sıkıldım +bir olay gösteriliyor ve sonuca varmıyordu +finali çok belliydi ayı sahnesi dışında filmi beğenmedim (6.0*)

professor: jonny depp harika oynamış kısa ve eğlenceli bir film sıkıcı bir gün geçiriyorsanız açın ve keyfinize bakın filmde sevmediğim tek şey claıre karakteri 1-2 espri dışında olayı yokken neredeyse tüm sahnelerde var (7.*5)

dolıttle: başlarını çok sevdim ama bir süre sonra zorlama espriler ve gereksiz uzayan sahneler yüzünden filmden koptum ve izleyemedim +goril ve kutup ayısı eğlenceli olmuş *ınstada dolaşıyorken tv de açılacak bir film olmuş(5*.9)

mad max: övülen üçlemelerin en kötüsü ilk 1 saatini 3 günde izledim ve devamını izlemeye katlanamadım + ilk 10 dk iyi gibiydi sonrası yeşilçam +mel gıbson şaşırınca yüzüne zoom yapılıp şaşırma efekti eklemeleri neden dedirtti (80 lerde yapılmış yanılmıyorsam o dönem filmlerde oyunculukla bunu hallediyorlardı ) *tarkan gümüş eyer bundan çok daha iyi bir film (*3.1)

Nymphomaniac: henüz part 1 izledim ve bayağı hoşuma gitti bilmediğim bir hastalıktı ve filmde dinleyici abi sayesinde bayağı bilgim oldu +gereksiz film felsefesini sevmesem de bunu bir olta üzerinden yaparak daha az sıkıcı hale getirmişler ve hoşuma gitti - shıa lebouf çok iyiydi -uma abla izleyiciyi gıcık etmekte oldukça başarılı olmuş *(7.2)
 
Son düzenleme:
A Separation
14 yıldır evli olan Nadir ve Simin 11 yaşındaki kızları Terme ile birlikte Tahran'da yaşamaktadırlar. Simin kızı Terme'nin İran'daki mevcut şartlar altında büyümesini istemediği için kocası ve kızıyla birlikte ülkeyi terk etmek ister. Ancak Nadir aynı fikirde değildir. Çünkü aileyle yaşayan ve Alzheimer hastası olan babası için endişelenmektedir. Nadir'in İran'da kalmaya karar vermesi, Simin'in boşanma davası açmasına sebep olur. Ve bu süreçten sonra Nadir’in de Simin’in de Terme’nin de hayatları altüst olur.

İran sineması dram filmleri konusunda gerçekten çok yetenekli bir ülke :gamyon:Filmde en ufak duygu sömürüsü veya abartılı bir drama olmamasına rağmen o yalınlık ile insanı etkilemeyi başarıyor.
 
Persona
Dönemin en gözde tiyatro oyuncusu, güzeller güzeli Elisabeth Vogler, önemli bir piyes sırasında aniden susar. Şaşkına dönen insanlar ne olup bittiğini anlayabilmek için ellerinden geleni yapsalar da Vogler konuşmamaya devam eder. Son çare olarak bir kliniğe yatırılan kadın burada da dilsizliğine devam eder. Bedeninde tıbbi olarak hiçbir problem bulunamayan kadın, doktorun tavsiyesiyle gözden uzak bir yazlığa gönderilir. Bu esnada yanında gönderilen kişi genç hemşire Alma'dır.

Filmin herkese hitap etmeyeceğini belirtmekte fayda var.Yer yer rahatsız edebilen,türe ve yönetmenin filmlerine aşina olmayanların yarısında sıkılıp kapatabilecekleri bir film.Şahsen benim en sevdiğim psikolojik gerilim filmleri arasına girdi :p
 
Django Unchained



Tarantino’nun izlediğim ikinci filmi. Kill Bill izlemiştim ama hiç beğenmemiştim bu filmi beğendim.Biraz fazla uzun olmuş film, son yarım saati sıkılarak izledim.Leonardo di caprio’nun filme girişinden itibaren daha da güzelleşti. Filmde kusur bulmak zor. Son yarım saat bunalttı beni sadece ruh halimle de alakalı olabilir.


There Will Be Blood



Western tarzında bir film bekliyordum. İsminden dolayı da kan ve bol bol çatışma falan bekliyordum ama öyle bir film değilmiş. Daniel day lewis çok sağlam bir oyunculuk sergilemiş. Filmi izledikten sonra bu adamın kapitalizmi temsil ettiğini öğrenince film daha güzel geldi gözüme. Filmi izlerken fark etmemiştim :/
 
Beautiful Boy
Nick (Timothée Chalamet) boşanmış bir ailenin çocuğudur ve velayeti annesindedir. Babası David (Steve Carell) boşanmanın ardından oğlundan uzak kalsa da onu hiç ihmal etmez. Ancak son günlerde Nick'in hayatında yaşanan değişimler gözden kaçacak gibi değildir. David ona büyük acı veren bir gerçeği kabul eder: Nick, uyuşturucu bağımlısıdır. Babası oğlunu iyileştirmeye kararlıdır ve bunun için her ne gerekiyorsa yapacaktır.

Gözyaşlarını pıt pıt ettiren,Timothee'nin yine oyunculuğunu konuşturduğu,harika bir dram filmiydi :ühü:
 
SOUL animasyonunu izledim cidden çok başarılı iç ısıtan bir animasyon olmuş * bu yıl muhtemelen oscar'ı o alacak
 
@Millennium Wizard abi La meglio gioventù / The Best of Youth (2003) bunu izledin mi?
6 saat 6 dakikaymış.
Tek atayım mı, yoksa gerek yok mu onu soracaktım izlediysen.

Aynı soru 7 saat 19 dakikalık Sátántangó / Satan's Tango (1994) için de geçerli.
İzlemedim ama izleyebilirsin gerçi ikincisi deneysel olması lazım.O kadar uzunken 3 film izlemeyi tercih ettim şu ana kadar.
 

Üye silindi 1004


Farewell My Concubine

Raise the Red Lantern kadar etkileyici değil. Bir noktada ritmi acayip düşüyor. Doğal olarak kopuyorsun. Filmi üç parçaya bölersek... İlk kısmı inanılmaz etkileyici, akıcı. İkinci en problemlisi. Final kısmı da pek iç açıcı değil ama, finalin kendisi vurucu. Çin Kültür Devrimi denen kepazeliği açıkça göstermesine şaşırdım. Ayrıca filmin kahramanı Sanji'ye gibi çok yönlü.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 4)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık