senelik teşekkür kotamı doldurdum sayendeTeşekkürler. Bulmuşum hayvan karakterleriyle zaman geçirmeyi bırakır mıyım yoksa?İlk kitabı da okuduğun için ayrıca teşekkür edeyim sana: Teşekkür ederim.
Okuyup yorumladığın için de teşekkür ederim. Ooh. Kaptın teşekkürleri.
Teşekkürler. "Bunu şundan böyle yaptım." gibi şeyler söylemek isterdim ama ben yazarken kendimi arkaplanda tutup içimdeki sese kulak veriyorum. O bağlaçları sık kullanmak istemiş demek, affınıza sığınıyormuş kendileri, bana öyle diyor.Hikayeyi okudum gerçekten sıradışı bir kurgusu var. Bu açıdan beğendim. Ama okurken çok fazla yordu beni biraz, fazla bağlaç kullanılmış ve cümleler çok uzun tutulmuş sanki. Tabi böyle bir yarışmada sıralamaya girmiş bir hikayeyi eleştirmek haddimize değil, eline sağlık
Estağfurullah. Okuyup yorumladığın için teşekkür ederim.
Ama güzel olmuş 
Ben olsam sanırım Mr.Nobody filminden esinlenirdim 
İçindeki sese kulak verme olayını iyi anlıyorumTeşekkürler. "Bunu şundan böyle yaptım." gibi şeyler söylemek isterdim ama ben yazarken kendimi arkaplanda tutup içimdeki sese kulak veriyorum. O bağlaçları sık kullanmak istemiş demek, affınıza sığınıyormuş kendileri, bana öyle diyor.
. Hikaye yazmak her zaman plan ve program isteyen bir şey değil bence aniden iç sese gelen ilhamlar enfes şeyler ortaya çıkarabiliyor. Ha bi yandan deneyimin de küçümsenmemesi gerekir, zengin bir bilgi kaynağıdır deneyim de ve başarısız ola ola artık nasıl daha az başarısız olabilirizin yollarını buluyoruz iyi oluyor.Filmden, kitaptan esinlenmeyi hoş bulmuyorum ben pek. Hatta yazdığım ya da yazacağım bir fikri başka bir yerde görmek canımı sıkıyor epey. Sana teşekkür etmeyerek seni ayrı bir yere koyuyorum.O mail göndermeyen 6 Juri kimmiş söyle inlerine girelim! Diğer kitap bilgi kurgu olsun, bilim kurgu yap derken sürdün balı ağzımıza
Muhtemelen hikâyeleri jüriler arasında paylaştılar da ondan öyle oldu.Katılıyorum. İç ses olayı mühim. Ben ne zaman kendi fikirlerimi dikte edip ona söz geçirmeye çalışırsam hikâye allak bullak oluyor. Ancak onunla iş birliği yaptığım takdirde aklımda olandan daha da güzel bir şey ortaya çıkıyor. İlginç bir durum valla.İçindeki sese kulak verme olayını iyi anlıyorum
Teşekkürler. Yazılarımda beni bulmak çok normal bir şey bence. Yazarların yazılarında kendilerine dair emareler ister istemez görülüyor, yazar özellikle kaçınsa bile okur illa bir şeyler bulur gerçi ya neyse. Bilimkurguyu bir araç olarak hikâyeyi yazmış, hikâyeyi bir araç olarak da insanlara bir mesaj vermeye çalışmışım herhâlde. Gerçi arkadaşı hiçbir zaman gereksiz bulmamıştım ama aşk ve cinsellik konusundaki düşüncelerim eskisi kadar katı değil. Yine de o durum için o şekilde yazmam gerekiyor gibi gelmişti. Sinekleri de rahat bırak efendi!Her şeyi öğrenmek isteyen birinin sadece insan perspektifinden değil de tüm canlıların bilincinde evreni deneyimlemesi fikri iyiymiş fakat bu zihnin olanaklarını kısıtladığı için Mortal'ın durumu cidden ironik
Ayrıca bu fikrin, balığın yakalanmasının ardından niyeyse senin de görüşlerini yansıttığın bir formata döneceğini düşündüm. Sanırım bu 4. paragrafta " arkadaş, aşk, cinsellik" vb şeylerin "gereksiz" olarak nitelendirilmesi ve 5. paragrafta Mortal'ın başına geleceklere "sonsuza dek falakaya yatmak gibi acı verici bir ceza" ki aslında bunun hayatın verdiği bir ders olması örnekleri bu fikrin oluşmasını sağladı sanırım. Kedinin tekmelenip köpeğin de tasmasından çekiştirilmesiyle iyice emin oldum ki öyle de oldu. Okurken not alıyordum da :T sineklerin umarsızca öldürülmesinde aklımın ucundan bile geçmemişti bu ama onu da belirteyim, geberesiceler.
Sanırım bahsedilen bilim kurgu kısmını burda kaybettin. Başlarını okurken bi yerde çipin çoğaltılacağını ve benlikten azad edileceğini, her şeyin aynı çipe sahip olacağını ve bu sayede çoklu bir deneyim döngüsüne evrileceğini hatta çoklu zihinlerin aslında tekillikte varolduğu temaya -ilkte heyecan verici ama sonra sıkıcı temadır kendisi- gireceksin diye düşünmeme rağmen düşünce sürecimde hızlı bir twist yaşadım teşekkürler.
Eksik yanı olan bilim kurgu bahsettiğim aşırı noktalara varmasına gerek yok elbet ama kendini hissettirmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Dürüst bir şekilde anlatmak istediğini yazmışsın ama görüşlerimizi aktarırken sade olmak yeterli olmuyor, stabil aktarılabilmesi için varolan araçlar daha etkili kullanılabilirdi ki bu konuda araç, bilim kurgu ve hikaye olmasının da sağladığı aşırı tanrısal ve içsel anlatım. Yaşamın kaynağı saf su değil mesela, içindeki kaba tabirle düzenleyiciler bakınız araçlar olmadan saf su da zehir olabiliyor e bu da empati yerine antipati doğurabiliyor. Gerçi ben ne anlarım ki. Eline sağlık.
İlk 10 mucize değil estağfirullah, ben yarışmanın dışına taştım sanırım. Evime giren sinekleri yaşatmam, bana dokunmayan sinekler bin yaşayabilir.
