Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Film İzleme Kulübü (Kapanmıştır)

Tamam mı, devam mı?


  • Kullanılan toplam oy
    53
Filmi izledim. Yorumumu yapayım. :D
Öncelikle; filmin başındaki “ispanya’da yağmur genellikle ovalara yağsa da kimsenin ispanya kadar küçük elleri yoktur.” cümlesi ile başlayalım. Bu bilgiyi ekşiyi okurken buldum. Bu cümle; iki farklı cümleden oluşuyormuş. İlki, pygmalion isimli tiyatro oyununda; dil bilimci profösörün kıza ezberlettiği cümlelerden biri olan: ''the rain in spain falls mainly on the plain'' cümlesi. Bu arada oyun güzel bayağı. Okuyun bence.Türkiyede gönülçelen diye bir dizi yapılmıştı geçmişte. Tamamen o oyunun çakması diyebilirim. :D İkincisi ise, bir abimizin yazdığı bir şiirin son mısrası olan Nobody, not even the rain has such a small hands cümlesi.

Şimdi Pygmalion tiyatro oyunundan kısaca bahsetmem gerekecek. Oyunda bir dil bilimcisi var ve çicekçi bir kızı, bir iddiaya girmesi ile beraber yanına alıyor. Kızı eğitiyor ve altı ay içinde kimsenin durumu çakamayacağı kadar elit bir kadın haline getiriyor. Lakin; balonun ardından, kadın çıldırıyor ve tüm bu zorlamalardan dolayı adamla kavga ediyor vs. Yani kadın dünyanın eğitimini alsa da; değişse de benliğinde hala aynı kadın. İkinci cümlenin geçtiği şiiri bilmiyorum; fakat ekşide okuduğum kadarı ile, şair kendisini bir çiçeğe benzetiyormuş ve yağmurun bile kendisine aşk fikri kadar iyi gelmediğinden bahsediyormuş.

Şimdi benim yorumum şu. Bu adam, garip bir yerde yaşayan, değişik fantazileri olan bir dayımız. Kendisine bir robot alıyor ve amacı kuru seks değil. Robottan değişik beklentileri var. Sadece fiziksel değil de duygusal hazlar peşindeymiş gibi geldi bana. Lakin ne kadar gerçek bir kadın gibi gözükürse gözüksün(pygmalion) robot hala robot. Davranışları ve konuşması bir robot gibi soğuk. Yani neden bu kadar gerçekçi gözüken bir robot salak salak konuşuyor, adam için iyi olduğunu düşünüp adamın kafasını deliyor demeyin. Zaten filmdeki amaç o. Ayrıca adam da hala aynı adam. Robotu alsa da hayatında bir şey değişmedi. Robotu alma fikri; robotun kendisinden daha iyi çıktı(ikinci şiir). Aradığı gerçekçiliği bulamayınca hemen soğudu. Kısaca ispanyada yağmur ismi buradan geliyor sanırım. Filmin ismi bu şekilde seçilmiş gibi.


Robotun adının şey olmasında da bir gönderme var sanırım ama anlamadım. Ayrıca yorumlardan anladığım kadarı ile deli gibi blade runner göndermeleri varmış ama filmi izlemediğimden onları da anlamadım. Ayrıca; kadının kafası delindiği sırada gözlere falan bir dakika boyunca zoom yapıldı. Orada da bir gönderme var kesin ama entel biri olmadığım için onu da anlayamadım. :(

Robotun sahibi için iyi olduğunu düşünüp adamın kafasını delmesi güzeldi. Gerçi orada onu hayal mi etti yoksa gerçekten mi yaptı onu da anlamadım. Arkadaşlar, yorum yapacağım diye girdim ama filmi anlamadım sanırım. :D
 
Filmi izledim. Yorumumu yapayım. :D
Öncelikle; filmin başındaki “ispanya’da yağmur genellikle ovalara yağsa da kimsenin ispanya kadar küçük elleri yoktur.” cümlesi ile başlayalım. Bu bilgiyi ekşiyi okurken buldum. Bu cümle; iki farklı cümleden oluşuyormuş. İlki, pygmalion isimli tiyatro oyununda; dil bilimci profösörün kıza ezberlettiği cümlelerden biri olan: ''the rain in spain falls mainly on the plain'' cümlesi. Bu arada oyun güzel bayağı. Okuyun bence.Türkiyede gönülçelen diye bir dizi yapılmıştı geçmişte. Tamamen o oyunun çakması diyebilirim. :D İkincisi ise, bir abimizin yazdığı bir şiirin son mısrası olan Nobody, not even the rain has such a small hands cümlesi.

Robotun sahibi için iyi olduğunu düşünüp adamın kafasını delmesi güzeldi.
Benim yazacağım bazı noktalara değinmişsin. Özellikle şu kısımlar. :sapkali:
 
Filmin senaristi ve yönetmeni olan İlker Canikligil'in yazısı:

IFA’da öğrencilerle birlikte çektiğimiz “İspanya’da Yağmur” adlı kısa film yarın (7 Aralık 2018) 16:00’da Youtube’un yeni özelliği Premiere (ilk gösterim) sistemiyle “sanal gala” yaparak gösterime giriyor. Gösterim sayfasında canlı konuşma odası da olacak ve gösterim saatinden önce ben de orada olacağım.

Başta ben de Nazım gibi Youtube’da film göstermeye karşıydım. “Filmler mutlaka sinemada gösterilmelidir” diyordum ama geçen iki senede yaşadığım deneyimlerden sonra festival kapısı aşındırmaktan vazgeçtim diyebilirim. Tabi hala filmlerin sinemada izlenmesi gerektiğine inananlar vardır ve haklı da olabilirler ancak gerçekçi olursak sonuçta önemli olan filmin insanlara ulaşmasıysa Youtube ve benzerleri daha makul görünüyor.

Açıkçası bence festivaller de eski önemlerini kaybettiler. Daha doğrusu rekabet o kadar fazla ki iş bir tür oyuna ve ticarete dönüşmüş durumda. İstatistiksel olarak on binlerce filmin arasından 80-100 filmin arasına seçilmeye çalışmak ve bu başarılsa bile sadece bir kaç bin kişinin izleyeceği bir platformla vakit ve para ve umut kaybetmek çok akılcı görünmüyor (en azından benim gibi aşırı düşük bütçeli işler yapan biri için)

Kısaca “İspanya’da Yağmur” 9 dakikalık bir deneme sayılabilir. Elbette finans olmadıkça bu tür işleri uzun vadede sürdürülebilir kılmak imkansız ama zamanın ruhu da değişiyor diyebilirim. Yakında daha fazla projenin kitlesel fonlama ile yapılması ve net üzerinden dolaşıma girmesi beklenebilir.

Film için karşılık beklemeden destek olan oyuncularımız Melis Kolçak ve Anıl Çağlar Tel, yapımcı Veysi Sala, kameraman ve marangoz Nazım Yılmaz, IFA öğrencileri Fatma, Arzu, Sibel, Post prodüksiyon için Emre Aypar ve Otomat, kamera ekipmanı için Yasin Eksi ve Dijitalist, Göker Gören, Hüseyin Acar, robot dublajı için Murat Şen ve Ayşegül Bingöl’e, ses miksajı için Celal Kıvanç’a ve unuttuğum herkese teşekkürler.
 
Filmi beğenmedim. Bu konuyla ilgili şimdiye kadar yapılan işlerden farklı bir şey düşünmemiş, katmamışlar. :(
 
Filmde öncelikle dikkatimi çeken ilk şey adamın saçı oldu, gördüğüm gibi aklıma Jimmy Neutron geldi. Onun resimlerine bakarken Jimmy Neutron' un kız arkadaşının da aynı filmdeki sex robotu gibi sarışın ve saçlarının arkadan bağlı oluğunu gördüm. İlginç bir tesadüf olmuş. İf yu nov vat ay miğn. :oleyo2:

İkinci dikkatimi çeken şey robotun paketini açtıktan sonra adamın robotun gerçekçiliğini test etmek adına yanağını ellemesi ve tatmin olmasıydı. Ancak ilerde bunun yeterli olmadığını, adamın aradığının bundan fazlası olduğunu anlayacağız ki bu da filmin vermeye çalıştığı mesajın başlangıç noktası, insanlardaki tatminsizlik. Yönetmen belki de Platon' un hedonistik haz arayışında olan insanları kevgire benzetmesine atıf yapıyordu tüm film boyunca.

Haz ve acı kavramları bu filmin odak noktası.

Haz vermek için üretilmiş gerçekçi bir sex robotunun sahibini tatmin edememesinin sebebi neydi? Filmde tekrar tekrar robotun dediği gibi; robotun, sahibine sadece haz vermek için programlanmış olması ve robot ne kadar gerçekçi bir dış görünüşe sahip olsa da aslında bunun sahte bir gerçeklikten ibaret olmasından dolayı.

Robotla işini yaptıktan sonra görüyoruz ki adamımız tatmin olmamıştı. Aradığı şey gerçeklikti ve umduğunu bulamamıştı çünkü haz dediğimiz şey sahteydi, gerçek değildi. Bunun üzerine robota çeşitli şekilde acı vermeye çalışan adamımıza en son robot hanım şu soruyu yöneltiyor, "Gerçek nedir?". Sizin de fark edeceğiniz üzere bunun üzerine adam robota "acı" sözler sarf ediyor ve üzerine bir de silahla kafasını yakıyor, tüm yaptıkları acı verme odaklı . Kısaca burada söylenmek istenen şey şu: gelip geçici hazlar yalancı, sahte bir gerçeklikten ibarettir, bizi gerçekliğe bağlayan şey acıdır, acı gerçekliktir. Aynı Platon' nun mağara hikayesinde mağaradan çıkan ve bir anda ışığı gören kişinin gözlerinin acıması gibi.

En sonunda robot hanımımız sahibinin aradığı şeyin gerçeklik olduğunu bunun da acıdan geçtiğini "anlıyor" belki de. Kafasında canlandırdığı olayda da "sizi mutlu etmek için her şeyi yaparım" dedikten sonra kafasını aynı silahla yakıyor. "Gerçek" hazzı, gerçeklikle sonra da gerçekliği, acıyla ilişkilendirip bunun sahibini tatmin edebileceğini düşünüyor bana kalırsa. Ancak böyle karmaşık düşünmeye ve kendi kendine harekete geçmeye değil de sırf haz vermeye programlanmış robotumuz harekete geçmiyor.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık