Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

En Çok Utandığınız Anınız

Boyle Konular Forumda Olmali mi ?

  • Evet, hem egleniyoruz , guluyoruz.

    Kullanılan: 136 79.5%
  • Hayir, Ne Gerek var

    Kullanılan: 35 20.5%

  • Kullanılan toplam oy
    171
İlkokuldayken tavşan kaç adlı bir oyun oynuyorduk. Biri tavşan oluyordu öğretmende birinin arkasına mendil koyuyordu, arkasına mendil koyulan kişi ebe olup tavşanı kovalıyordu. Bu oyun oynanırken benim burnum akıyordu. Öğretmen de beni ebe seçince arkama mendil koydu benim de dikkatsizliğime geldi mendille burnumu sildim. Bütün sınıf güldü öğretmende dalga geçtiğimi düşündü ve kızdı :D
 
Yıllar evvel ilkokulda en arka sırada oturup, tüm hinliklerde başı çeken çocuktum. Neyse gene en arkada dikkat çekme çabalarını sergiliyorum. O günde yanımdaki sıra arkadaşım Ogün, evden leblebi getirmiş beslenmesinde. Benimde ağzımda sakız. Önümde de hoşlandığım için cehennem azabı çektirdiğim ve tüm hayvanlıklarıma katlanan çilli Burcu oturuyor. Ağzımda sakız varken leblebi yemeyi deneyen ben. Bu yoğun aromanın altında ezilince, çimento kıvamındaki sakızı çıkarıp Burcu'nun saça monte ettim. Ogün hayvanıda gülünce kız anladı gene bir bok olduğunu. Elini saçına attı. O leblebili sakız bir dağıldı saçında. O an gülmelere doyamıyoruz. Tabi ben hemen yıkar çıkartır diye düşünüyorum. Uzun siyah saçlarına elini attıkça yavaş yavaş keman yayına dönüşüyordu Burcu'nun. Bu elleri yapış yapış olunca anladı tabi. O an korku başladı öğretmene şikayet etmesin diye. Ayağa kalktı ve ağlamaya başladı. Artık elini sacına attıkça sakizlar uzuyordu. Adeta meyve kullanıcısına dönüştü kız. Yanıma geldi ve öğretmen bile sustu onu izliyor. Bu bana bir tokat çaktı. Benim o gülümseyen firlama suratım şaştı. Bende ne ailemden bir fiske yemişim nede bir kavga etmişim. İlk defa böyle bir şey basıma geliyor. Gözlerim doldu ama tutuyorum kendimi, o 3 saniyede yüzüm kıpkırmızı oldu sinirden. O aralarda klasik anne tavsiyeleri işte sönük olma okulda, kimseye kendini ezdirme, hakkını yedirme falan bunlar aklıma geliyor. Tabi kavga etmesinide bilmiyorum. Tuttum bunun kolunu bir dişledim. Öyle bir dişledim ki ufak bir parça da kopmuş kızdan onu sonradan farkettik. Kız çığlık çığlığa 30 kişi ve öğretmenin gözünün önünde kızın kolunu dişledim. Tabi daha sonra veliler geldi, şikayetler falan diye geçti. Kızın anası okulda beni sıkıştırıp kopek bile demişti. O 1 hafta yaptıgım aklıma geldikçe hayatımın utancını yaşamıştım.
 
Yıllar evvel ilkokulda en arka sırada oturup, tüm hinliklerde başı çeken çocuktum. Neyse gene en arkada dikkat çekme çabalarını sergiliyorum. O günde yanımdaki sıra arkadaşım Ogün, evden leblebi getirmiş beslenmesinde. Benimde ağzımda sakız. Önümde de hoşlandığım için cehennem azabı çektirdiğim ve tüm hayvanlıklarıma katlanan çilli Burcu oturuyor. Ağzımda sakız varken leblebi yemeyi deneyen ben. Bu yoğun aromanın altında ezilince, çimento kıvamındaki sakızı çıkarıp Burcu'nun saça monte ettim. Ogün hayvanıda gülünce kız anladı gene bir bok olduğunu. Elini saçına attı. O leblebili sakız bir dağıldı saçında. O an gülmelere doyamıyoruz. Tabi ben hemen yıkar çıkartır diye düşünüyorum. Uzun siyah saçlarına elini attıkça yavaş yavaş keman yayına dönüşüyordu Burcu'nun. Bu elleri yapış yapış olunca anladı tabi. O an korku başladı öğretmene şikayet etmesin diye. Ayağa kalktı ve ağlamaya başladı. Artık elini sacına attıkça sakizlar uzuyordu. Adeta meyve kullanıcısına dönüştü kız. Yanıma geldi ve öğretmen bile sustu onu izliyor. Bu bana bir tokat çaktı. Benim o gülümseyen firlama suratım şaştı. Bende ne ailemden bir fiske yemişim nede bir kavga etmişim. İlk defa böyle bir şey basıma geliyor. Gözlerim doldu ama tutuyorum kendimi, o 3 saniyede yüzüm kıpkırmızı oldu sinirden. O aralarda klasik anne tavsiyeleri işte sönük olma okulda, kimseye kendini ezdirme, hakkını yedirme falan bunlar aklıma geliyor. Tabi kavga etmesinide bilmiyorum. Tuttum bunun kolunu bir dişledim. Öyle bir dişledim ki ufak bir parça da kopmuş kızdan onu sonradan farkettik. Kız çığlık çığlığa 30 kişi ve öğretmenin gözünün önünde kızın kolunu dişledim. Tabi daha sonra veliler geldi, şikayetler falan diye geçti. Kızın anası okulda beni sıkıştırıp kopek bile demişti. O 1 hafta yaptıgım aklıma geldikçe hayatımın utancını yaşamıştım.
Hahahaha ulan :oleyo:
 
Yıllar evvel ilkokulda en arka sırada oturup, tüm hinliklerde başı çeken çocuktum. Neyse gene en arkada dikkat çekme çabalarını sergiliyorum. O günde yanımdaki sıra arkadaşım Ogün, evden leblebi getirmiş beslenmesinde. Benimde ağzımda sakız. Önümde de hoşlandığım için cehennem azabı çektirdiğim ve tüm hayvanlıklarıma katlanan çilli Burcu oturuyor. Ağzımda sakız varken leblebi yemeyi deneyen ben. Bu yoğun aromanın altında ezilince, çimento kıvamındaki sakızı çıkarıp Burcu'nun saça monte ettim. Ogün hayvanıda gülünce kız anladı gene bir bok olduğunu. Elini saçına attı. O leblebili sakız bir dağıldı saçında. O an gülmelere doyamıyoruz. Tabi ben hemen yıkar çıkartır diye düşünüyorum. Uzun siyah saçlarına elini attıkça yavaş yavaş keman yayına dönüşüyordu Burcu'nun. Bu elleri yapış yapış olunca anladı tabi. O an korku başladı öğretmene şikayet etmesin diye. Ayağa kalktı ve ağlamaya başladı. Artık elini sacına attıkça sakizlar uzuyordu. Adeta meyve kullanıcısına dönüştü kız. Yanıma geldi ve öğretmen bile sustu onu izliyor. Bu bana bir tokat çaktı. Benim o gülümseyen firlama suratım şaştı. Bende ne ailemden bir fiske yemişim nede bir kavga etmişim. İlk defa böyle bir şey basıma geliyor. Gözlerim doldu ama tutuyorum kendimi, o 3 saniyede yüzüm kıpkırmızı oldu sinirden. O aralarda klasik anne tavsiyeleri işte sönük olma okulda, kimseye kendini ezdirme, hakkını yedirme falan bunlar aklıma geliyor. Tabi kavga etmesinide bilmiyorum. Tuttum bunun kolunu bir dişledim. Öyle bir dişledim ki ufak bir parça da kopmuş kızdan onu sonradan farkettik. Kız çığlık çığlığa 30 kişi ve öğretmenin gözünün önünde kızın kolunu dişledim. Tabi daha sonra veliler geldi, şikayetler falan diye geçti. Kızın anası okulda beni sıkıştırıp kopek bile demişti. O 1 hafta yaptıgım aklıma geldikçe hayatımın utancını yaşamıştım.
Arlong mübarek :D
 
Yıllar evvel ilkokulda en arka sırada oturup, tüm hinliklerde başı çeken çocuktum. Neyse gene en arkada dikkat çekme çabalarını sergiliyorum. O günde yanımdaki sıra arkadaşım Ogün, evden leblebi getirmiş beslenmesinde. Benimde ağzımda sakız. Önümde de hoşlandığım için cehennem azabı çektirdiğim ve tüm hayvanlıklarıma katlanan çilli Burcu oturuyor. Ağzımda sakız varken leblebi yemeyi deneyen ben. Bu yoğun aromanın altında ezilince, çimento kıvamındaki sakızı çıkarıp Burcu'nun saça monte ettim. Ogün hayvanıda gülünce kız anladı gene bir bok olduğunu. Elini saçına attı. O leblebili sakız bir dağıldı saçında. O an gülmelere doyamıyoruz. Tabi ben hemen yıkar çıkartır diye düşünüyorum. Uzun siyah saçlarına elini attıkça yavaş yavaş keman yayına dönüşüyordu Burcu'nun. Bu elleri yapış yapış olunca anladı tabi. O an korku başladı öğretmene şikayet etmesin diye. Ayağa kalktı ve ağlamaya başladı. Artık elini sacına attıkça sakizlar uzuyordu. Adeta meyve kullanıcısına dönüştü kız. Yanıma geldi ve öğretmen bile sustu onu izliyor. Bu bana bir tokat çaktı. Benim o gülümseyen firlama suratım şaştı. Bende ne ailemden bir fiske yemişim nede bir kavga etmişim. İlk defa böyle bir şey basıma geliyor. Gözlerim doldu ama tutuyorum kendimi, o 3 saniyede yüzüm kıpkırmızı oldu sinirden. O aralarda klasik anne tavsiyeleri işte sönük olma okulda, kimseye kendini ezdirme, hakkını yedirme falan bunlar aklıma geliyor. Tabi kavga etmesinide bilmiyorum. Tuttum bunun kolunu bir dişledim. Öyle bir dişledim ki ufak bir parça da kopmuş kızdan onu sonradan farkettik. Kız çığlık çığlığa 30 kişi ve öğretmenin gözünün önünde kızın kolunu dişledim. Tabi daha sonra veliler geldi, şikayetler falan diye geçti. Kızın anası okulda beni sıkıştırıp kopek bile demişti. O 1 hafta yaptıgım aklıma geldikçe hayatımın utancını yaşamıştım.
Çilli burcuya ne oldu acaba :) kolunda izi duruyordur parça aldığına göre. o_O
 
Yıllar evvel ilkokulda en arka sırada oturup, tüm hinliklerde başı çeken çocuktum. Neyse gene en arkada dikkat çekme çabalarını sergiliyorum. O günde yanımdaki sıra arkadaşım Ogün, evden leblebi getirmiş beslenmesinde. Benimde ağzımda sakız. Önümde de hoşlandığım için cehennem azabı çektirdiğim ve tüm hayvanlıklarıma katlanan çilli Burcu oturuyor. Ağzımda sakız varken leblebi yemeyi deneyen ben. Bu yoğun aromanın altında ezilince, çimento kıvamındaki sakızı çıkarıp Burcu'nun saça monte ettim. Ogün hayvanıda gülünce kız anladı gene bir bok olduğunu. Elini saçına attı. O leblebili sakız bir dağıldı saçında. O an gülmelere doyamıyoruz. Tabi ben hemen yıkar çıkartır diye düşünüyorum. Uzun siyah saçlarına elini attıkça yavaş yavaş keman yayına dönüşüyordu Burcu'nun. Bu elleri yapış yapış olunca anladı tabi. O an korku başladı öğretmene şikayet etmesin diye. Ayağa kalktı ve ağlamaya başladı. Artık elini sacına attıkça sakizlar uzuyordu. Adeta meyve kullanıcısına dönüştü kız. Yanıma geldi ve öğretmen bile sustu onu izliyor. Bu bana bir tokat çaktı. Benim o gülümseyen firlama suratım şaştı. Bende ne ailemden bir fiske yemişim nede bir kavga etmişim. İlk defa böyle bir şey basıma geliyor. Gözlerim doldu ama tutuyorum kendimi, o 3 saniyede yüzüm kıpkırmızı oldu sinirden. O aralarda klasik anne tavsiyeleri işte sönük olma okulda, kimseye kendini ezdirme, hakkını yedirme falan bunlar aklıma geliyor. Tabi kavga etmesinide bilmiyorum. Tuttum bunun kolunu bir dişledim. Öyle bir dişledim ki ufak bir parça da kopmuş kızdan onu sonradan farkettik. Kız çığlık çığlığa 30 kişi ve öğretmenin gözünün önünde kızın kolunu dişledim. Tabi daha sonra veliler geldi, şikayetler falan diye geçti. Kızın anası okulda beni sıkıştırıp kopek bile demişti. O 1 hafta yaptıgım aklıma geldikçe hayatımın utancını yaşamıştım.
:hhh:
 
lise2 ye gidiyordum seneler evvelinden.. liseyi yatılı olarak okudum ve pansiyonda kalıyodum.. arkadaşlarla gece muhabbeti yapardık çoğu gece.. o gecelerden birinde sohbet nasıl o kıvama geldiğini anlayamadan oda arkadaşlarıma hiç koltuk altınızı yaladığınız oldu mu diye sormuştum.. cevap alamadan birden nöbetçi öğretmen gelmez mi.. Siz hala zıbarmadınız mı veletler dedi.. tabi böyle demedi.. Ses tonu o tarz bi laf etmek istiyordu heral.. neyse uzatmayayım.. baya utandımm.. ödüm b..kma karıştı sonra yanına falan çağırır mı diye.. aynı zamanda kimya dersimize giriyodu okulda.. acaba benim hakkımda ne düşünüyodur diye düşünmeden edemezdim:''Bu ne biçim bi fetişlik falan diyomudur diye''... neyse böyle bişey.. Ah o gece muhabbetleri neydi ya..
 
Maddi durumumuz o zamanlar pek iyi olmadığından ilkokulda günümüzün parası ile 25 kuruş değerinde olan kurşun kalemlerden kullanıyordum. Kullandığım kurşun kalemler, böyle gri renkli, üzerinde garip şekiller olan kalemlerdendi. Kalemlerimi kalemtraşla iyice küçültürdüm bir de havalı görünsünler diye. Sorun kalmazdı kısaca.

Yazım küçüklüğümden beri berbattır benim. İlkokulda da bu konuda bol bol azar işitmişimdir. Bir gün yine sınıf öğretmenim beni azarlarken sınıfın geri kalanı da bana gülüyordu. Derken, öğretmenim sıranın üstündeki kalemlerimden birini alıp, gerçekten yavaş bir şekilde kafama vurdu; fakat kalem bir anda ortadan ikiye çat diye ayrılıverdi. Hoca bir an şaşırdı ve yüzünü hala hatırladığım korku dolu bir ifade kapladı. Sonrasında önce ağlayıp ağlamadığımı kontrol etmek için suratıma baktı. Sonra da eline baktı bir süre ve bir şey demeden sıramdan uzaklaşıp bir şeyler anlatmaya başladı. Bunlar olduğu sırada, az önce gülüşmekte olan sınıftan tek bir çıt bile çıkmıyordu ve millet üzgün üzgün bana bakıyordu.

Arada sırada aklıma gelir bu anım ve hunharca gülerim. Kalemin dandikliğinden haberi olmayan hocanın muhtemelen ''Lan ben ne yaptım? Çocuğun kafasında kalem parçaladım.'' diye düşünüp eline bakması falan oldukça komik aslında. Yine de küçükken çok utanmıştım ve bu olayın ardından kesenin ağzını açıp 50 kuruşluk kurşun kalemler kullanmaya başlamıştım. İlkokulun sonlarında 75 kuruşa kadar çıkmışlığım da vardır. Bu anımı kurşun kalemlerin can olduğunu, uçlu kalem kullanan insanları kınadığımı söyleyerek noktalayayım.
 
İstanbul'dan yeni dönmüşüm Samsuna, 8. sınıfa gidiyorum. Her beden dersinde futbol oynuyoruz şansa da bizim yan sınıfında beden dersi o gün olunca erkeklerden az çok herkesi tanıdık kısa zamanda. Maçımızı yaptık sınıfta ki arkadaşlarla kantine doğru yol aldığımız sırada yan sınıftan 2-3 tane kız koşa koşa yanımıza doğru geldiler. Ben ilk başta heralde arkadaşa falan bir şey söyleyecekler diye bekliyorum. Yeni gelmişim kızlardan kimseyi tanımıyorum. O sırada aniden kızlar sana bir şey söyleyecez deyip kenara çektiler beni.

Tabi bizim meraklı arkadaşlarda yapıştılar yakamıza ne oluyor falan diye. Kızlar demez mi ''bizim sınıfta ki Merve seni seviyor'' diye. Birden böyle bir şey denilince dedim ''yürüyün gidin kafa bulmayın benimle'' falan kızlar yemin falan ettiler, ''ciddiyiz sınıfta benim ki diye konuşuyor'' falan dediler. Ben kızlara bir şey söylemeden gülüp devam ettim ama arkadaşların yanında da böyle bir şey olunca her dakika olayı hatırlatmaya başladı bizimkiler.

Aradan bir iki gün geçti ben kızı gördüm esmer, siyah saçlı, güzel yüzlü bir kız. Ama gerçekten çok güzel böyle bir şey yok anlatamıyorum siz anlayın. Çocuğuz falan ama yine de güzelden anlıyoruz :/

Tabi kızı görmemi sağlayan olay yine arkadaşlar ''Kanka bak bu dedikleri kız merve'' falan denilince bende baktım kim diye. Nereden bileyim böyle güzel olacağını önceden tabi hiç dikkat etmemişim. Ben güzelmiş falan diyorum ama bir taraftan da gidip bir şey demiyorum kızdan hiç bir karşı hareket alamadım çünkü gidip balon gibi patlamak da istemiyorum. Aradan bir hafta geçti geçmedi olay sadece lafta olmasına rağmen hocalara kadar dağıldı. Lan ben başladım utanmaya tam o sırada sınıf turnuvaları başlayacak bizimkiler hocanın yanında demezler mi? ''Artık Merven için oynarsın'' falan diye ulan ben bir kötü oldum resmen sövüyorum içimden tüm sınıfın içinde denilecek bir şey mi bu diye. Hoca da aldı makaraya beni o sıra tam oldu.

Tabi sadece bu da değil. Aradan biraz daha zaman geçti meğer bizim sınıfta ki kızlar Merve ile konuşmuş. Benim bir gün sonra falan haberim olunca gidip sordum Merve bizim sınıfta ki kızlara net bir şey söylememiş yetiştirirler diye. Kız akıllı tabi kendi cinsini de biliyor. Ben tabi bizim sınıfta ki kızlara sordum kızlar kesin bir şey söylemedi ama seviyor bu seni falan deyip beni gaza getirdiler. Neyse ben iyice benimsedim kızı daha hiç bir şey yok. O sıra turnuvalar başladı okulun halı saha tarzında bir yeri var orada oynuyoruz maçları herkes izliyor tabi her sene 1 defa yapılan bir turnuva. Bizim kızlar yan taraftan başlamaz mı tezahurata ''Merven için oyna'' ''Merven için oyna'' diye ben maçı falan bıraktım susun diye el, kol hareketi yapıyorum. O an kenara baktığım sırada kızı da gördüm mü ben bittim zaten Emir o sıra Mars'a kadar gidip geldi utancından.

Bu da böyle utangaç bir anımdır.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık