Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tartışma] Yapımlarda Suç Unsurları

Yapımlarda Suç Unsurlarına Yer Verilmeli midir?

  • Evet.

    Kullanılan: 33 63.5%
  • Hayır.

    Kullanılan: 19 36.5%

  • Kullanılan toplam oy
    52
Arkadaşın söylediği şey bir çocuğa ilgi duymak sadece. Evet sapıklık ama suç değil. Tek başına ilgi duymak suç olmuyor, suç olan bu ilgiyi aksiyona dökmek. Çünkü cinsel eğilimini kontrol edemezsin ama elini ayağını gözünü edebilirsin.

Tabi sonrasında söylediği genel itibari ile doğru olsa da bu konu için hatalı, sonuçta kimsenin bir çocuğu görsel olarak bile olsa bir sapığa sapıkça yöntemlerle peşkeş çekmeye hakkı yoktur.
Faşistçe düşünmek de suç değil ama propagandasını yaparsan ya da bu tönde eylemlerde bulunursan suç işlemiş olursun. Pedofili de bundan farksız dediğin gibi. Ancak kimse şahın iç fikir dünyasını, şahıs eyleme geçmedikçe/beyanda bulunmadıkça bilemeyeceğine göre, şu fikir ya da şu yönelim suç değildir eyleme geçince suç oluyor demek bana saçma geliyor.

Çocuk oyuncuların bir yapımda rol almasının kuralı dünyanın neresinde olursa olsun hemen hemen aynıdır. Bu kural da her şeyin kendisinin ve velisinin onayından geçmesidir. Yani çocuklar ve aileleri bu dizide bir sakınca görmemiş. Ayrıca bana göre bu dizide bir sorun yok, yani en azından pedofiliye bir teşvik yok ya da pedofili olanlar için yapılmamış. Netflix'e gelene kadar YouTube gibi herkese açık bir mecrada bu dizide olan sahnelerin benzerleri zaten mevcut. Bence Netflix sadece afiş konusunda hata yapmış, daha düzgün bir afiş tasarlansa bu kadar olay olmazdı.

Mesela bu videoda 10 yaşında bir kız var. Video 21 milyon kez izlenmiş, televizyonda kaç kişi izlemiştir, onu da sen hesapla.

Bir kareografi videosu. Çocuk yetişkin karışık, ufacık çocukların dans diye yaptıkları hareketlere bak. 49 milyon kez izlenmiş.

Bunlar YouTube'da ilk gözüme çarpanlar, Tiktok'ta daha da beter şeyler olduğu söyleniyor.
Ben dizi özelinde sormamıştım zaten sorumu. Söylemek istediğim şuydu: nazizmi dizide işlemekle dizide nazizim propagandası yapmak arasında fark var bence. Bu nedenle suç unsurlarının dizide işlenmesi/vuku bulmasından çok içeriğin suç olup olmadığına bakmak lazım.
 
O ses türkiye çocuklar'ın kaldırılmasını doğru bulmuştum. Çünkü kaldırılması doğruydu. İyi de reyting almasına rağmen acun medya kaldırdı ve şaşırdım. Açıkçası beklemezdim kaldırmalarını ve tebrik ettim.
O ne alaka?Ayrıca sorun olan neydi ki?Bi olay falan mı vardı yani benim bilmediğim?Çocukların şarkı söylemesinde bi sıkıntı yok bence.
 
Faşistçe düşünmek de suç değil ama propagandasını yaparsan ya da bu tönde eylemlerde bulunursan suç işlemiş olursun. Pedofili de bundan farksız dediğin gibi. Ancak kimse şahın iç fikir dünyasını, şahıs eyleme geçmedikçe/beyanda bulunmadıkça bilemeyeceğine göre, şu fikir ya da şu yönelim suç değildir eyleme geçince suç oluyor demek bana saçma geliyor.



Ben dizi özelinde sormamıştım zaten sorumu. Söylemek istediğim şuydu: nazizmi dizide işlemekle dizide nazizim propagandası yapmak arasında fark var bence. Bu nedenle suç unsurlarının dizide işlenmesi/vuku bulmasından çok içeriğin suç olup olmadığına bakmak lazım.
Katılıyorum buna. Eleştirdiğim kısım da bu aslında. Yani dizinin ne olduğuna, ne anlattığına bakılmadan çocukları görüp hemen pedofililer için dizi çekmişler seviyesine indi olay. Mesele çocuk pornosu bulmaksa, azıcık proxy falan bilen adamın yarım saatini almaz bulmak, indirmek ve izlemek.
 
O ne alaka?Ayrıca sorun olan neydi ki?Bi olay falan mı vardı yani benim bilmediğim?Çocukların şarkı söylemesinde bi sıkıntı yok bence.
Konu çocukların şarkı söylesi değil. Hem çocuk istismarına hem de kitlesel bir çocuk istismarına sebep olabilmesi. Televizyon bir kitle iletişim aracıdır. Açıp bir şeyler izlediğimiz bir ekran değil.
 
Tartışma ekseninden epey sapmış ve son dönemde ülkede kamuoyuna bolca pompalanan toplumsal ahlak, ailevi değerler gibi kavramlar üzerinden bir circlejerk’e dönüşmüş. Bilinçli bir şekilde alevlendirilen tüm bu İstanbul sözleşmesini tartışmaya açma, LGBT+ bireyleri hedef gösterme, Netflix ve sosyal medyanın aile değerlerine zarar verdiğini iddia etme söylemlerinin altında gerçekten samimi bir toplum ahlakını koruma çabası olduğunu mu düşünüyorsunuz da aynı lafları gelip burada kullanıyorsunuz? Bunların yanında en son Numan Kurtulmuş’un telaffuz ettiği ama AKP çevrelerince bir süredir bolca dillendirilen bekar insanların topluma zararlı olduğu savlarını da ekleyince ortaya çıkan basit bir tablo var.

Bu ülkede kadınlar sosyal hayattan el çektirilmeye çalışılıyor ve bu çabalar giderek artacak. İşsizlik tavan yapmış durumda ve kısa/orta vadede herkesin ekonomik özgürlüğünü eline alabileceği bir istihdam düzeyine ulaşılamayacağı anlaşıldı.Bu yüzden iş hayatından kadınları eleyip toplumsal hayatı buna göre düzenlemek en basit formül. Evlensinler de tek maaşla açlık sınırında yaşarlarsa yaşasınlar. O yüzden bu söylemlere kapılıp giden kadınları görmek daha da sinir bozucu.

Peki toplumda bir ahlaki çöküntü var mı? Kesinlikle var. Bunun sebebi de ne Netflix ne LGBT ne de İstanbul sözleşmesi, bunun sebebi orta sınıfın yok edilmesi. Ufak bir kesim servetine servet kasarken toplumun büyük bölümü fakirleşmekte, toplum ahlakını tam da bu yok ediyor. Azıcık görün şunları görün gözünüzü seveyim.
 
Tartışma ekseninden epey sapmış ve son dönemde ülkede kamuoyuna bolca pompalanan toplumsal ahlak, ailevi değerler gibi kavramlar üzerinden bir circlejerk’e dönüşmüş. Bilinçli bir şekilde alevlendirilen tüm bu İstanbul sözleşmesini tartışmaya açma, LGBT+ bireyleri hedef gösterme, Netflix ve sosyal medyanın aile değerlerine zarar verdiğini iddia etme söylemlerinin altında gerçekten samimi bir toplum ahlakını koruma çabası olduğunu mu düşünüyorsunuz da aynı lafları gelip burada kullanıyorsunuz? Bunların yanında en son Numan Kurtulmuş’un telaffuz ettiği ama AKP çevrelerince bir süredir bolca dillendirilen bekar insanların topluma zararlı olduğu savlarını da ekleyince ortaya çıkan basit bir tablo var.

Bu ülkede kadınlar sosyal hayattan el çektirilmeye çalışılıyor ve bu çabalar giderek artacak. İşsizlik tavan yapmış durumda ve kısa/orta vadede herkesin ekonomik özgürlüğünü eline alabileceği bir istihdam düzeyine ulaşılamayacağı anlaşıldı.Bu yüzden iş hayatından kadınları eleyip toplumsal hayatı buna göre düzenlemek en basit formül. Evlensinler de tek maaşla açlık sınırında yaşarlarsa yaşasınlar. O yüzden bu söylemlere kapılıp giden kadınları görmek daha da sinir bozucu.

Peki toplumda bir ahlaki çöküntü var mı? Kesinlikle var. Bunun sebebi de ne Netflix ne LGBT ne de İstanbul sözleşmesi, bunun sebebi orta sınıfın yok edilmesi. Ufak bir kesim servetine servet kasarken toplumun büyük bölümü fakirleşmekte, toplum ahlakını tam da bu yok ediyor. Azıcık görün şunları görün gözünüzü seveyim.
Benimde muhalif olarak karşılarında yer aldığım siyasal islamcı düşünce bir konu hakkında doğru görüş belirtti fakat sakladıkları ard niyetleri olabilir veya mevcut diye doğruya yanlış demek yanlış. Bu dediklerin hem konuyu senin şu yazdıklarını yazılana kadar tartışma ekseninden henüz hiç sapmadığı kadar saptırmak (konuyu siyasal islam ve siyasal iktidar karşıtlığına taşıyorsun) hem de okuduğunu pek anlamamak. Öyle zanneden mi olmuş? Öyle mi zannediyorsunuz diyorsun ya hani. En azından kendime adıma şunu söyleyebilirim iki sayfa önceki yorumlarından parantez içinde "popüler" kelimesi geçen (sayfada kolayca aratıp bulman için söyledim) yorumumu okuyabilirsin. Biz diyoruz çocuk istasmarı, iletişim, propangada sen gelmiş kıraathane muhabbeti seviyesinde karşıt olduğun görüşe nefret kusuyorsun bir de yorum yazanlara sallıyorsun. Üstüne bilmediğini açık ettiğin cümlelerle bilmediğin konular hakkında "ahkam kesiyorsun" . Bu yaptığın bence hiç hoş değil. Konuyu saptırıp bambaşka ve alakasız tartışmalar çıkarabilecek yerlere götürüp götürmeyin demen de ne bileyim komik.
 
Son düzenleme:
Nedense böyle tartışmalarda karşı tarafın düşüncesini eleştirmek yerine karşı tarafa laf atmak veya onları aşağılamak amacıyla yazan kişiler oluyor.Tatmin oluyorlar galiba bunu yaparak.

Örneğin adam "2+2=5" diyor.Karşıdaki "2+2=4 eder." diyip kibar bir şekilde karşılamak yerine "2+2=4 eder.Konu hakkında bilgi sahibi olmadığın çok belli.Böyle yaparak sadece kendini küçük düşüyorsun." gibi aşağılayıcı söylemlerde bulunuyor.Bu kişilerin bunu yapma sebebi kendini üst hissetmek.Egolarını ellerinden geldiğince tatmin etmek.Gerçek hayatlarında bunu yapamıyorlar(Ki yapmamaları gerekir zaten.)Kendilerini sanal aleme atıyorlar.Çünkü klavye delikanlılığını herkes yapabilir.Karşıdakine laf atınca veya onu ezince karşıdan bir tepki almayacağını bilmek onu rahatlatıyor.Ve sanal çakallık yapıyorlar.

.Okuyanlara galp.Okumayanlar ölsün inş.Bak bende konuyu saptırdım şimdi kendimi kötü hissediyorum. :(
 
Benimde muhalif olarak karşılarında yer aldığım siyasal islamcı düşünce bir konu hakkında doğru görüş belirtti fakat sakladıkları ard niyetleri olabilir veya mevcut diye doğruya yanlış demek yanlış. Bu dediklerin hem konuyu senin şu yazdıklarını yazılana kadar tartışma ekseninden henüz hiç sapmadığı kadar saptırmak (konuyu siyasal islam ve siyasal iktidar karşıtlığına taşıyorsun) hem de okuduğunu pek anlamamak. Öyle zanneden mi olmuş? Öyle mi zannediyorsunuz diyorsun ya hani. En azından kendime adıma şunu söyleyebilirim iki sayfa önceki yorumlarından parantez içinde "popüler" kelimesi geçen (sayfada kolayca aratıp bulman için söyledim) yorumumu okuyabilirsin. Biz diyoruz çocuk istasmarı, iletişim, propangada sen gelmiş kıraathane muhabbeti seviyesinde karşıt olduğun görüşe nefret kusuyorsun bir de yorum yazanlara sallıyorsun. Üstüne bilmediğini açık ettiğin cümlelerle bilmediğin konu hakkında "ahkam kesiyorsun" . Bu yaptığın bence hiç hoş değil.
Mesajım direkt olarak sana veya bir başkasına cevap niteliğinde değildi. Kimin ne yazdığını ayrıştırarak okumadım zaten başlığı. O mesaja dönüp tekrar baktım şimdi, mesleye pedagojik açıdan istediğin gibi yaklaşabilirsin ama konuyla alakasını görmekte zorlanıyorum ben. Filmin içinde küçük yaştaki kızların kendilerini objeleştirmesini glorify eden bir yaklaşım varsa bahsettiklerin bir zemine oturur ve bağlam kazanır ama başlangıç noktasındaki kapsam itibariyle bunu yalnızca belirli birkaç çocuğun görüntülerinin malum posterde istismar edilmesi ve Netflix'in pedofil insanlara bir pazar hedeflemesi sinsiliğini gerçekleştirip gerçekleştirmemesi üzerinden değerlendiriyorduk. Benim bununla ilgili mesajlarım da 6. ve 7. sayfalarda var. Gelgelelim sonra nasıl olduysa konu Netflix'in propaganda kalemine, aile değerlerinin korunmasına ve LGBT+ topluluklarına sallamaya kadar uzanmış, buna senin mesajların da dahil. Ve eğer bu konuşulacaksa ki hele son dönemde kamuoyuna pompalanan söylemler tekrarlanacaksa bu tartışmayı sözünü ettiğim bağlamdan kopararak yapamazsın. Yaparsan ne toplum gerçeğine ışık tutabilirsin ne de fiilen haklarından mahrum edilen LGBT bireylerin özgürlüklerine zarar verilmesine alet olduğunu fark edebilirsin. Netflix'in bir propaganda kalemi varsa AKP'nin de var ve şu an bu tartışmaların var olmasının sebebi de bu. Bunu ekonomik düzlemden de ayıramazsın, namusuyla para kazanmış orta direk bir babanın kızı normalde kendi ekonomik özgürlüğünü elde edip toplumda güçlü bir kadın olabilecekken neden kendini İnstagram'da BMW'ye binen kekolara yakınlaştırma ihtiyacı duyuyor? Sosyal medyanın görsel iştihamından ve gençleri ilgiye bağımlı hale getirmesinden dem vurup geçmek kolay. Peki bu ülke o kıza şu an ne vaat edebiliyor, ne sunabiliyor?

Hangi konuları bilmediğimi açık edip ahkam kesiyormuşum emin değilim ama evet iletişimci nasıl bir sıfat oluyor bilmiyorum, nereden diplomanın olduğunu ve yetkinliğini merak ediyorum.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık