Adam parçalanarak ölmemek için yardım isterken bile ayıp bir şey yapıyormuş gibi defalarca özür diliyor.mala anlatır gibi anlatmış.Beni ısıracaklar yardım edin diyen insana , merak etme kısırlaştırdık diye cevap vermek nasıl bir orangutanlıktır.
Bunu görmeyen yoktur, tank gibi bir şey.Eskişehir’de de çok fazla var hocam. Üniversitelerin oralar hele. @kadir †.
Bu arada ekleyeyim. O yaşadığım geceden sonra; okul gruplarından sokak köpeği sorunu hakkında topluca dilekçe ve hak talep etmemiz için mesaj atmıştım. Tabii benle alay ettiler. Hakkını isteyende böyle durumla karşılaşabiliyor.Sokak köpeği sorunu halkın inisiyatifine veya yöntemlerine bırakılacak bir sorun değildir. Yöneticilerimizin halletmesi gereken sorundur. Aslında her sorunun çözümü illa sonuca vardırılır. Başında güç olan sorunun çözüme doğru ilerlendiğinde daha da kolaylaşmaya başlar. Ancak radikal fikirlere izin vermemeliyiz. Bu radikal fikirler; iki farklı uç taraftır. Bir diğeri öldürme konusunda uç fikirleri varken; bir diğeri de Sera Kadıgil gibi köpekler konusunda göstermelik tepkiler gösteren, Köpek sorununa kadar adını sanını duymadığımız iyilik melekleri var. O zaman şimdiye kadar neredeydiniz ? Bir anda mı değer bindi bu köpekler ? Türkiye genel olarak sorunların çözülmesini istenmeyen, ortalıkta sorun varsa; canından ödemediği sürece konu edinmeyenlerin ülkesidir.
Ben Gece 3'te ani hastalığım yüzünden hastane dibimde olmasına rağmen kimsenin olmadığı yerden gitmek zorunda kalmıştım. Kaç kez de köpekler tarafından kovalandım da. Bundan dolayı görevlilerin bana yardım etmesini istemiştim. Ancak bana; Hastaneye tek başına gidersin. Sen kaçmazsan onlar da seni kovalamaz dediler. Terlikle çıktım yola. Çünkü ağır hastayım. Etraf kapkaranlık ve Kocaeli Üniversitesi'nde YÜZLERCE sokak köpekleriyle ünlüdür ve etraf köpek dolu. Bir yere kadar ilerleyebildim. Sonra da arkamda köpek bana doğru koşarak havladı. Orada bağırarak kaçmıştım. Ki tek köpek değil. Bir köpek havladı mı diğer köpekler de arkasından geliyor. Sonrasında ne olacağını kimse bilemez. Köpek bu. İnsani vasıflar yükleyemeyiz. Zamanında köpek korkumu yendiğim yerde tekrar köpek korkusu geri geldi. Buradan da o gece bana yardım etmeyenlerin ta-
Benim fikrim bu. Çözüme ulaşmak istiyorsak; radikaller bu işi çıkmaza götürüyor. Rasyoneller de belli bir formülde tartışıp; çözümü uygulamalı. Ortalığa koyulabilecek gücün yeterliliği, İleriye dönük senaryolar, bütçenin senaryosu, köpekler hakkında nesnel fikirler gibi etkenler = Çözüm.
Ancak Sera Kadıgil gibi radikallerle sorun çözülmez. Zaten hayvanların canına verdikleri değer o kadar ki; tüm özverilerini kullanabiliyorlarmış muhalefetimiz. Demek ki Türk milletinin bir hayvan kadar değeri yokmuş gözlerinde. Yazık..
Zaten her şeyle alay edip sorunları görmezden gelmek milletimizin huyudur, huyları kurusun. Ben anlamıyorum ya. Şimdi ortada bir sorun var mı? Bariz var. E çözüm var mı? Fikirler var ama her şeyde olduğu gibi bunda da bölündü ülkemiz. Birisinin el atıp çözmesi lazım artık. Ben gece dışarı çıkıp bisiklet sürmeye veya yürüyüş yapmaya çekinmemeliyim. Sırf bulunduğum sitede 15den fazla köpek var. Bu sayı katlanarak artıyor ama kimsenin umurunda değil. Mülteciler, köpekler.... Vatandaşı hariç herkesin yaşama hakkı var ülkede. E iyi biz gidelim bari... Bizi uyutun da kurtulalım. Aklıma başka çözüm gelmiyor. Canilik ise al canilik.Bu arada ekleyeyim. O yaşadığım geceden sonra; okul gruplarından sokak köpeği sorunu hakkında topluca dilekçe ve hak talep etmemiz için mesaj atmıştım. Tabii benle alay ettiler. Hakkını isteyende böyle durumla karşılaşabiliyor.
Olum o nasıl avatar midem kalktı…Sokak köpeği sorunu halkın inisiyatifine veya yöntemlerine bırakılacak bir sorun değildir. Yöneticilerimizin halletmesi gereken sorundur. Aslında her sorunun çözümü illa sonuca vardırılır. Başında güç olan sorunun çözüme doğru ilerlendiğinde daha da kolaylaşmaya başlar. Ancak radikal fikirlere izin vermemeliyiz. Bu radikal fikirler; iki farklı uç taraftır. Bir diğeri öldürme konusunda uç fikirleri varken; bir diğeri de Sera Kadıgil gibi köpekler konusunda göstermelik tepkiler gösteren, Köpek sorununa kadar adını sanını duymadığımız iyilik melekleri var. O zaman şimdiye kadar neredeydiniz ? Bir anda mı değer bindi bu köpekler ? Türkiye genel olarak sorunların çözülmesini istenmeyen, ortalıkta sorun varsa; canından ödemediği sürece konu edinmeyenlerin ülkesidir.
Ben Gece 3'te ani hastalığım yüzünden hastane dibimde olmasına rağmen kimsenin olmadığı yerden gitmek zorunda kalmıştım. Kaç kez de köpekler tarafından kovalandım da. Bundan dolayı görevlilerin bana yardım etmesini istemiştim. Ancak bana; Hastaneye tek başına gidersin. Sen kaçmazsan onlar da seni kovalamaz dediler. Terlikle çıktım yola. Çünkü ağır hastayım. Etraf kapkaranlık ve Kocaeli Üniversitesi'nde YÜZLERCE sokak köpekleriyle ünlüdür ve etraf köpek dolu. Bir yere kadar ilerleyebildim. Sonra da arkamda köpek bana doğru koşarak havladı. Orada bağırarak kaçmıştım. Ki tek köpek değil. Bir köpek havladı mı diğer köpekler de arkasından geliyor. Sonrasında ne olacağını kimse bilemez. Köpek bu. İnsani vasıflar yükleyemeyiz. Zamanında köpek korkumu yendiğim yerde tekrar köpek korkusu geri geldi. Buradan da o gece bana yardım etmeyenlerin ta-
Benim fikrim bu. Çözüme ulaşmak istiyorsak; radikaller bu işi çıkmaza götürüyor. Rasyoneller de belli bir formülde tartışıp; çözümü uygulamalı. Ortalığa koyulabilecek gücün yeterliliği, İleriye dönük senaryolar, bütçenin senaryosu, köpekler hakkında nesnel fikirler gibi etkenler = Çözüm.
Ancak Sera Kadıgil gibi radikallerle sorun çözülmez. Zaten hayvanların canına verdikleri değer o kadar ki; tüm özverilerini kullanabiliyorlarmış muhalefetimiz. Demek ki Türk milletinin bir hayvan kadar değeri yokmuş gözlerinde. Yazık..