Daha önce attığım oyuncu söylemlerinin devamını getireyim.Bu sefer aralarından ayıkladım.Canı sıkılan okur bana göre ilginç birçoğu.
'klasik anlamda yakışıklı değilim, biliyorum. gözlerim yana sarkıyor, ağzım kanca gibi, dişlerim pek muntazam değil, sesim ise bir mafya cenazesindeki tabut taşıyıcılar gibi çıkıyor. ama yine de bütün bunların toplamı o kadar fena değil.''
sylvester stallone
'hakkınızda yazabilecekleri dört temel öykü vardır: ortaya çıkarsınız, zirveye yürürsünüz, takılıp düşersiniz ve yeniden dönüş yaparsınız...''
bruce willis
''o kadar çok adalesi var ki, parmaklarını oynatmak için randevu alması gerekiyor!''
(arnold schwarzenegger için)
phyllis diller
• ''bir aktör, bir erkekten daha azıdır. oysa bir aktris, bir kadından daha fazlası!''
richard burton
sarhoşları oynamam gerektiği zaman ayık kalmaya dikkat ederdim. çünkü sarhoş olduğumda onları nasıl canlandıracağımı bilemezdim.''
richard burton
'isa rolünü ben oynamalıyım. ona benziyorum. yahudiyim. komedyenim. ve tanrıtanımazım aynı zamanda... böylece rolüme nesnel olarak bakabilirim!''
charlie chaplin
• ''bu meslekte seyirciyi anan gibi seveceksin!''
maurice chevalier
''her zaman şu kahrolası james bond'dan nefret etmişimdir. onu öldürmek isterdim.''
sean connery
''adına hollywood denen bir imparatorluğun kralıydı o. o imparatorluk artık eskisi gibi değil. ama kral, ölümünden sonra bile tahttan inmiş veya indirilmiş gözükmüyor.''
(clark gable için)
joan crawford
''onunla geçirdiğim en iyi zaman, filmde onu merdivenlerden aşağı ittiğim andı!''
(joan crawford için)
bette davis
• ''ilk başarılarımdan sonra sayısız röportaja yanıtlar verdim. sonra düşündüm: nerde, hangi okullarda okuduğum, hobilerim ve başka şeyler insanları niye ilgilendirsin ki? bunların benim kafamla, yeteneğimle yaptığım aktörlük çabasıyla ne ilgisi var?''
robert de niro
• ''benim çalışma tarzım, bir tür anarşi ve disiplin bileşkesidir.''
robert de niro
''çocuklarım, benim elde ettiğim avantaja hiçbir zaman sahip olamadılar: ben yoksul doğdum.''
kirk douglas
''hayat denen kasvetli filmin içinde, ben renkli bir fragman sayılırım.''
errol flynn
''bu üç filmi yaptığıma memnunum. ama artık yapmayacağıma daha da memnunum.''
(star wars trilogy'e dair)
harrison ford
• ''sinemaya başladığımda, lionel barrymore'la bir film çektim:
benim büyükbabam rolündeydi. sonra babamı, daha sonra da kocamı oynadı. eğer yaşasaydı, herhalde ben onun annesini oynardım. hollywood'da böyle: erkekler gençleşir, kadınlar yaşlanır!''
lillian gish
''tüm kocalarım gilda ile evlendiklerini sandılar, ama ertesi sabah yatakta beni buldular.''
rita hayworth
• ''okulda sefil biriydim. tam bir pislik. bir salak. antisosyaldim ve diğer çocuklara bulaşmazdım. gerçekten kötü bir öğrenciydim. kafam çalışmazdı. orada ne yaptığımı bilmezdim... işte bu yüzden aktör oldum.''
anthony hopkins
''amerika yalnızca çocuk filmleri yapar.''
john hurt
''eski bir anıt gibi saygı görüyorum. ama hâlâ kendi kaderimin sahibi benim. içinde bulunduğum tekne minik bir sandal olabilir, ama kürekler hâlâ bende...''
katharine hepburn
• ''ben bir fahişeyim, tüm oyuncular fahişedir. bedenimizi en yüksek teklifi verene satarız!''
william holden
• ''kadınlar erkeklerle aynı hakları mı istiyorlar? çok basit: onları da savaşa gönderin hemen!''
groucho marx
'gençler bana bayılıyor. bu koca aptal da başardıysa, biz haydi haydi başarırız diye düşünüyorlar!''
robert mitchum
''noel baba'ya inanmaktan çok küçükken vazgeçtim. annem beni bir büyük mağazadaki noel baba'ya götürdü, ama adam beni görünce imza istedi!''
shirley temple
'bir sigara tablasını yerinden kaldırmadan, bu hareketin motivasyonu üzerinde yarım saat tartışabilir. ve insanın içinden 'kaldır şu tablayı ve de sus!' demek gelebilir!''
(burt lancaster için)
jeanne moreau
Hiçbir fikrim yok ama şunda geçiyordu.
